Çakraları temizleme ve canlandırmanın yolları

Çakraları temizleme ve canlandırmanın yolları

Çakraları açmak, benliğe, yaşama ve Tanrı’ya doğru bir yolculuğa çıkmaktır. Bir insan olarak sahip olduğumuz tüm potansiyeli açığa çıkarmanın holistik bir yoludur.

Doğayı yaşamak:

Doğa, çakraların temizlenmesi, uyumlu hale getirilmesi ve canlandırılması için sayısız imkan sunar. 

Güzel manzaralar, sular, hayvanlar, bitkiler ve çiçekler, üç alt çakranın titreşimlerine karşılık gelir, onları güçlendirir, destekler. Gezegenimizin güzelliği, bu çakraların, şimdi ve burada ifade edilmesine ve kararlı hale getirilmesine yardım eder. 

Işık ve renkle sürekli değişen gökyüzünün üç alt çakra üzerinde genişletici ve yükseltici bir etkisi vardır ve üç üst çakranın işlevlerini geliştirir. 

Gökyüzünün ve yeryüzünün güzelliği, özel titreşimleriyle, kalp çakrasındaki sevgiyle birleşir.

Doğayı yaşadığınızda bunu iç huzuru, açıklık ve cömertlikle yapın. Bu sizi, iyileştirici, genişletici ve destekleyici tüm etkilere açacaktır.

Özel bir doğa deneyiminin çakranızdaki etkisinin farkına vardığınızda, dikkatinizi ona yöneltin ve içinizde uyanan duygulara teslim olun. Çünkü, doğanın söz konusu çakra üzerindeki saflaştırıcı ve canlandırıcı etkisi bu şekilde ortaya çıkar.

Ses terapisi: 

Ses, işitilebilir, titreşimlerden oluşur.

Eğer işitme duyumuz tüm frekansları algılama yeteneğine sahip olsaydı, çiçeklerin, çimenlerin, dağların ve vadilerin müziğini, gökyüzünün ve yıldızların şarkısını ve bedenimizin senfonisini duyabilirdik.

Modern bilim, mistiklerin ve eski kültürlerin bilge insanlarının bildiklerini ve insan bilincini genişletmek için kullandıkları yöntemleri doğruluyor; hayat temel olarak sesten oluşuyor. 

İnsanı ve yaşamı dünyaya o getirdi ve varoluşun devamını sağlıyor.

Bilimsel bulguların da ispat ettiği gibi, evrendeki tüm parçacıklar, tüm ışıma şekilleri, tüm doğal kuvvetler ve tüm bilgi, müziksel yapılarla, frekanslarla ve kalıplarla belirleniyor.

Örneğin, oksijen atomunun protonları ve nötronları minör gamda titreşirler. 

Işıktan ve maddeden klorofil oluştuğundan, her çiçek ve her çimen tanesi melodilerini söylerler ve şarkıları uyumlu bir bütün oluşturur. Bu olmasaydı birlikte büyüyemezlerdi.

Eğer sizi rahatlatan ve sakinleştiren bir müzik parçası varsa bilincinizi genişletirken, herhangi bir terapi şeklinde bu müziği fon müziği olarak kullanın. Ayrıca dans etmenizi de öneririz. Bir kez çakralar boyunca müziksel yolculuğunuzu ayarladıktan sonra, istediğiniz zaman onun müziğiyle dans edebilirsiniz. Bu dans tüm düzeylerdeki yaradılış dansıyla bütünleşmenizi sağlar.

Ses terapisinde kullanılan mantralar:

LAM: 1. Çakra için

VAM: 2. Çakra için

RAM: 3. Çakra için

YAM: 4. Çakra için

HAM: 5. Çakra için

KSAM: 6. Çakra için

OM: 7. Çakra için

Renk terapisi: 

Renkler görünen seslerdir. 

Fakat frekanslarını kulaklarımızla algılayamayız. Onları algılamamız için, başka bir araç yaratıldı: Gözler

Farkında olsak da olmasak da renklerin özel titreşimlerinin üzerimizde güçlü bir etkisi vardır. 

Denizin, gökyüzünün mavisi, ormanın yeşili, çölün sarısı, doğan ve batan güneşin değişen renkleri hep titreşimleriyle bizi etkiliyor.

Giysilerimizin, hatta iç çamaşırlarımızın renklerinin bile önemli etkileri vardır. 

Eğer özellikle 1. çakrayı aktive etmek istiyorsak kırmızı külot, çorap, eşofman giymeliyiz. 

Eğer sürekli bir güçsüzlük ve enerji eksikliği hissediyorsanız kırmızı duvar kağıtları, perdeler ve kırmızı çiçekler işe yarayacaktır.

Kanımızın rengi ile bir volkandan fışkıran ateşin renginin aynı olması rastlantı değil.

2. Çakranın rengi olan portakal rengi, sevgi belirtilerine yol açar ve bizi mutlu eden, daha zarif bir şehvet duygusunu uyandırır. 

Kalp çakrasını faaliyete geçirmek istiyorsak mümkün olduğu kadar çok yumuşak pembe kullanmalıyız. 

Evimizi, işyerimizi pembe çiçeklerle donatabilir, pembe giysiler giyebilir, pembe ampuller kullanabiliriz.

Kısaca, çakraların ilgili renklerini kullanarak vücudumuzun ilgili bölgelerini faaliyete geçirebiliriz. 

Gökkuşağını kullanarak mutlu olabiliriz, verdiğimiz örnekleri sizler de yaratıcılığınızla çoğaltabilirsiniz

Değerli taş terapisi:

Bildiğiniz tüm gelişmiş uygarlıklar, değerli taşları sadece güzellikleri için değil aynı zamanda da şifa vermek ve ahenk yaratmak amacıyla da kullanmışlardır.

Değerli taşlar, milyonlarca yıl süren etkilerle toprakta oluştular, insan onları, en mükemmel şekilleriyle keşfedip gün ışığına çıkarmadan önce, bir arınma, temizlenme ve saflaştırma sürecinden geçirirler.

Yakınınızda bir değerli taş bulundurduğunuzda, içinizde bir titreşim doğar.

İçinizde tıkanmış ya da bozulmuş durumda bulunan tüm güçler ve nitelikler, değerli taşların titreşimlerine cevap verirler. Ve böylece uyanarak asıl şekillerine kavuşurlar.

Çakra terapisi için her zaman en iyi kalitede değerli taşları kullanmalısınız. 

Taş ne kadar temizse ve yapısı ne kadar safsa yaydığı enerji de o kadar saf olacaktır. 

Değerli taşları kullanmadan önce temizlemelisiniz: Taşları birkaç saat akar suda temizlemek, su ve deniz tuzu kullanmak gerekir.

Ayrıca bu temizlikten sonra, güneş ışığı almalarını sağlamakla da enerji yüklenmiş olurlar.

Her çakranın rengine uygun taşları kullanabildiğiniz gibi tüm çakralar için yalnızca kaya kristallerini de kullanabilirsiniz. 

Çünkü kaya kristallerini saf, beyaz ışığı 7 çakraya karşılık gelen 7 rengin enerji potansiyelini taşıyor. Bu yüzden bir kaya kristali tüm çakraları uyarır ve tüm enerji sistemini uyumlu hale getirir.

Aroma terapi:

Hoş bir şeyi kokladığınızda doğal olarak üzerimizde canlandırıcı bir etkiye sahip olan bu aromatik, yaşam verici kokuyu ciğerlerimize doldururuz.

Kötü bir kokuyla karşılaştığımız zaman da içgüdüsel olarak, bu sağlıksız ve yanlış şeyin içimize girmesini engellemek için nefesimizi tutarız.

Eskiden kralların, rahiplerin ve kutsal varlıkların huzurunda tütsü yakma adeti vardı. 

Belki de en eski aroma terapisi olan tütsü yakma, çeşitli hastalıklardan kurtulmak için de kullanılırdı. 

Özellikle bazı belirgin kokular, kötü ruhları uzaklaştırmak, “tanrıların sevgisini” kazanmak için kullanılıyordu.

Aromatik nesnelerin bir odanın atmosferini nasıl değiştirdiğini, bizi dinlendiren ve adeta yükümüzü hafifleten bir iklim yarattığını daha önceden yaşamış olabilirsiniz. 

Böyle hallerde olayları daha açık bir şekilde görürüz, ruhumuz şeffaflaşır. 

Çevremizi daha yüksek bir düzeyde algılar, baskı ve telaştan uzaklaşırız.

Örneğin, tatlı kokan tüm çiçek yağları her çakra için tavsiye edilir, fakat sakral çakra üzerinde özellikle uyum sağlayıcı bir etkisi vardır. 

İç göz çakrasını dinlendirmek için lavanta uygundur. 

Biberiyenin, kök çakra üzerinde uyarıcı etkisi vardır. 

Tavsiyeleri uygularken esansların sizde ve sezginizde uyandırdığı duyguları izlemeniz en iyisidir.

Nefes teknikleri: 

Sanskrit metinlerinde geçen pranayayı hepimiz biliyoruz. 

Prana", nefes ya da evrensel kozmik enerji şeklinde çevrilebilir.

Nefes yoluyla, onsuz hiçbir yaratılışın var olmayacağı hayat enerjisi bağlantı kuruyoruz. 

Burada nefes alıp vermenin, yani çoğu zaman, önemsenmeyen fakat evrensel bir anlamı olan bu sürecin boyutlarını bilincine varıyoruz. 

Doğu geleneklerinde nefes basit bir hava giriş çıkışı işleminden farklı görülür. 

Dünyadaki tüm insanlar aynı gaz karışımını içlerine çekiyor olsalar bile nefes alıp vermenin yolları da önemli bir etmendir. 

Çakralar üzerinde de yaratılabilecek olan bu etkinin uzun bir geçmişi var.

BASİT BİR ÇAKRA TEDAVİSİ…

Şimdi size, çok etkili olan ve herkes tarafından uygulanılabilen basit bir çakra terapisi anlatmak istiyoruz.

Yere uzanıyoruz veya sırtımız dik bir şekilde oturuyoruz. 

Birkaç dakikalık sükunetten sonra sakin ve düzenli bir şekilde nefes almaya başlıyoruz, tercihen burundan. 

Sonra nefes alıp verirken havayı içimize çekip çakralara yaydığımızı hayal ediyoruz. 

Dikkatimizi kök çakrasına veriyoruz ve onunla nefes aldığımızı hayal ediyoruz. 

Yaşama sevinci verici prananın huzurla içeri akmasına ve yine acele etmeden dışarı çıkmasına izin veriyoruz. 

Buna 3-5 dakika kadar devam ediyoruz ve sonra sıradaki enerji merkezine, 2. çakraya geçerek, yine aynı şekilde onunla nefes alıp veriyoruz. 

Bu şekilde, her birine 3-5 dakika ayırarak taç çakrasına ulaşıyoruz.

Dikkat edilmesi gereken nokta, bilincin her zaman çakra ile birlikte olması ve onunla nefes alıp vermeniz.

Bu basit egzersizi yapan herkes, kendisini uyumlu ve dengeli, sonrasında da enerji dolu hissediyor.

Dinamik çakra nefes tekniği egzersizini de deneyebilirsiniz. 

Burada, yavaş yavaş değil hayal gücünüzü de kullanarak güçlü ve hızlı bir şekilde, çakralardan nefes alıp veriyorsunuz. 

Söylenmesi gereken şudur ki bu özel enerjetik soluma biçimini uygulayan insanın içinde, büyük bir ateşi kıvılcımlandırması için çaba ve çalışma gerekir.

Nefes teknikleri, çakraların enerji potansiyelini uyarır ve uyumlu bir hale getirirler. 

Fakat mümkünse yetkin bir öğretmenin rehberliğinde uygulanmalıdır.

Hangi yöntemi uygularsanız uygulayın, her defasında gösterilen çabaya değecektir.

.

Sinem Başaran, dikGAZETE.com

Çakraları açmak, benliğe, yaşama ve Tanrı’ya doğru bir yolculuğa çıkmaktır. Bir insan olarak sahip olduğumuz tüm potansiyeli açığa çıkarmanın holistik bir yoludur.

Doğayı yaşamak:

Doğa, çakraların temizlenmesi, uyumlu hale getirilmesi ve canlandırılması için sayısız imkan sunar. 

Güzel manzaralar, sular, hayvanlar, bitkiler ve çiçekler, üç alt çakranın titreşimlerine karşılık gelir, onları güçlendirir, destekler. Gezegenimizin güzelliği, bu çakraların, şimdi ve burada ifade edilmesine ve kararlı hale getirilmesine yardım eder. 

Işık ve renkle sürekli değişen gökyüzünün üç alt çakra üzerinde genişletici ve yükseltici bir etkisi vardır ve üç üst çakranın işlevlerini geliştirir. 

Gökyüzünün ve yeryüzünün güzelliği, özel titreşimleriyle, kalp çakrasındaki sevgiyle birleşir.

Doğayı yaşadığınızda bunu iç huzuru, açıklık ve cömertlikle yapın. Bu sizi, iyileştirici, genişletici ve destekleyici tüm etkilere açacaktır.

Özel bir doğa deneyiminin çakranızdaki etkisinin farkına vardığınızda, dikkatinizi ona yöneltin ve içinizde uyanan duygulara teslim olun. Çünkü, doğanın söz konusu çakra üzerindeki saflaştırıcı ve canlandırıcı etkisi bu şekilde ortaya çıkar.

Ses terapisi: 

Ses, işitilebilir, titreşimlerden oluşur.

Eğer işitme duyumuz tüm frekansları algılama yeteneğine sahip olsaydı, çiçeklerin, çimenlerin, dağların ve vadilerin müziğini, gökyüzünün ve yıldızların şarkısını ve bedenimizin senfonisini duyabilirdik.

Modern bilim, mistiklerin ve eski kültürlerin bilge insanlarının bildiklerini ve insan bilincini genişletmek için kullandıkları yöntemleri doğruluyor; hayat temel olarak sesten oluşuyor. 

İnsanı ve yaşamı dünyaya o getirdi ve varoluşun devamını sağlıyor.

Bilimsel bulguların da ispat ettiği gibi, evrendeki tüm parçacıklar, tüm ışıma şekilleri, tüm doğal kuvvetler ve tüm bilgi, müziksel yapılarla, frekanslarla ve kalıplarla belirleniyor.

Örneğin, oksijen atomunun protonları ve nötronları minör gamda titreşirler. 

Işıktan ve maddeden klorofil oluştuğundan, her çiçek ve her çimen tanesi melodilerini söylerler ve şarkıları uyumlu bir bütün oluşturur. Bu olmasaydı birlikte büyüyemezlerdi.

Eğer sizi rahatlatan ve sakinleştiren bir müzik parçası varsa bilincinizi genişletirken, herhangi bir terapi şeklinde bu müziği fon müziği olarak kullanın. Ayrıca dans etmenizi de öneririz. Bir kez çakralar boyunca müziksel yolculuğunuzu ayarladıktan sonra, istediğiniz zaman onun müziğiyle dans edebilirsiniz. Bu dans tüm düzeylerdeki yaradılış dansıyla bütünleşmenizi sağlar.

Ses terapisinde kullanılan mantralar:

LAM: 1. Çakra için

VAM: 2. Çakra için

RAM: 3. Çakra için

YAM: 4. Çakra için

HAM: 5. Çakra için

KSAM: 6. Çakra için

OM: 7. Çakra için

Renk terapisi: 

Renkler görünen seslerdir. 

Fakat frekanslarını kulaklarımızla algılayamayız. Onları algılamamız için, başka bir araç yaratıldı: Gözler

Farkında olsak da olmasak da renklerin özel titreşimlerinin üzerimizde güçlü bir etkisi vardır. 

Denizin, gökyüzünün mavisi, ormanın yeşili, çölün sarısı, doğan ve batan güneşin değişen renkleri hep titreşimleriyle bizi etkiliyor.

Giysilerimizin, hatta iç çamaşırlarımızın renklerinin bile önemli etkileri vardır. 

Eğer özellikle 1. çakrayı aktive etmek istiyorsak kırmızı külot, çorap, eşofman giymeliyiz. 

Eğer sürekli bir güçsüzlük ve enerji eksikliği hissediyorsanız kırmızı duvar kağıtları, perdeler ve kırmızı çiçekler işe yarayacaktır.

Kanımızın rengi ile bir volkandan fışkıran ateşin renginin aynı olması rastlantı değil.

2. Çakranın rengi olan portakal rengi, sevgi belirtilerine yol açar ve bizi mutlu eden, daha zarif bir şehvet duygusunu uyandırır. 

Kalp çakrasını faaliyete geçirmek istiyorsak mümkün olduğu kadar çok yumuşak pembe kullanmalıyız. 

Evimizi, işyerimizi pembe çiçeklerle donatabilir, pembe giysiler giyebilir, pembe ampuller kullanabiliriz.

Kısaca, çakraların ilgili renklerini kullanarak vücudumuzun ilgili bölgelerini faaliyete geçirebiliriz. 

Gökkuşağını kullanarak mutlu olabiliriz, verdiğimiz örnekleri sizler de yaratıcılığınızla çoğaltabilirsiniz

Değerli taş terapisi:

Bildiğiniz tüm gelişmiş uygarlıklar, değerli taşları sadece güzellikleri için değil aynı zamanda da şifa vermek ve ahenk yaratmak amacıyla da kullanmışlardır.

Değerli taşlar, milyonlarca yıl süren etkilerle toprakta oluştular, insan onları, en mükemmel şekilleriyle keşfedip gün ışığına çıkarmadan önce, bir arınma, temizlenme ve saflaştırma sürecinden geçirirler.

Yakınınızda bir değerli taş bulundurduğunuzda, içinizde bir titreşim doğar.

İçinizde tıkanmış ya da bozulmuş durumda bulunan tüm güçler ve nitelikler, değerli taşların titreşimlerine cevap verirler. Ve böylece uyanarak asıl şekillerine kavuşurlar.

Çakra terapisi için her zaman en iyi kalitede değerli taşları kullanmalısınız. 

Taş ne kadar temizse ve yapısı ne kadar safsa yaydığı enerji de o kadar saf olacaktır. 

Değerli taşları kullanmadan önce temizlemelisiniz: Taşları birkaç saat akar suda temizlemek, su ve deniz tuzu kullanmak gerekir.

Ayrıca bu temizlikten sonra, güneş ışığı almalarını sağlamakla da enerji yüklenmiş olurlar.

Her çakranın rengine uygun taşları kullanabildiğiniz gibi tüm çakralar için yalnızca kaya kristallerini de kullanabilirsiniz. 

Çünkü kaya kristallerini saf, beyaz ışığı 7 çakraya karşılık gelen 7 rengin enerji potansiyelini taşıyor. Bu yüzden bir kaya kristali tüm çakraları uyarır ve tüm enerji sistemini uyumlu hale getirir.

Aroma terapi:

Hoş bir şeyi kokladığınızda doğal olarak üzerimizde canlandırıcı bir etkiye sahip olan bu aromatik, yaşam verici kokuyu ciğerlerimize doldururuz.

Kötü bir kokuyla karşılaştığımız zaman da içgüdüsel olarak, bu sağlıksız ve yanlış şeyin içimize girmesini engellemek için nefesimizi tutarız.

Eskiden kralların, rahiplerin ve kutsal varlıkların huzurunda tütsü yakma adeti vardı. 

Belki de en eski aroma terapisi olan tütsü yakma, çeşitli hastalıklardan kurtulmak için de kullanılırdı. 

Özellikle bazı belirgin kokular, kötü ruhları uzaklaştırmak, “tanrıların sevgisini” kazanmak için kullanılıyordu.

Aromatik nesnelerin bir odanın atmosferini nasıl değiştirdiğini, bizi dinlendiren ve adeta yükümüzü hafifleten bir iklim yarattığını daha önceden yaşamış olabilirsiniz. 

Böyle hallerde olayları daha açık bir şekilde görürüz, ruhumuz şeffaflaşır. 

Çevremizi daha yüksek bir düzeyde algılar, baskı ve telaştan uzaklaşırız.

Örneğin, tatlı kokan tüm çiçek yağları her çakra için tavsiye edilir, fakat sakral çakra üzerinde özellikle uyum sağlayıcı bir etkisi vardır. 

İç göz çakrasını dinlendirmek için lavanta uygundur. 

Biberiyenin, kök çakra üzerinde uyarıcı etkisi vardır. 

Tavsiyeleri uygularken esansların sizde ve sezginizde uyandırdığı duyguları izlemeniz en iyisidir.

Nefes teknikleri: 

Sanskrit metinlerinde geçen pranayayı hepimiz biliyoruz. 

Prana", nefes ya da evrensel kozmik enerji şeklinde çevrilebilir.

Nefes yoluyla, onsuz hiçbir yaratılışın var olmayacağı hayat enerjisi bağlantı kuruyoruz. 

Burada nefes alıp vermenin, yani çoğu zaman, önemsenmeyen fakat evrensel bir anlamı olan bu sürecin boyutlarını bilincine varıyoruz. 

Doğu geleneklerinde nefes basit bir hava giriş çıkışı işleminden farklı görülür. 

Dünyadaki tüm insanlar aynı gaz karışımını içlerine çekiyor olsalar bile nefes alıp vermenin yolları da önemli bir etmendir. 

Çakralar üzerinde de yaratılabilecek olan bu etkinin uzun bir geçmişi var.

BASİT BİR ÇAKRA TEDAVİSİ…

Şimdi size, çok etkili olan ve herkes tarafından uygulanılabilen basit bir çakra terapisi anlatmak istiyoruz.

Yere uzanıyoruz veya sırtımız dik bir şekilde oturuyoruz. 

Birkaç dakikalık sükunetten sonra sakin ve düzenli bir şekilde nefes almaya başlıyoruz, tercihen burundan. 

Sonra nefes alıp verirken havayı içimize çekip çakralara yaydığımızı hayal ediyoruz. 

Dikkatimizi kök çakrasına veriyoruz ve onunla nefes aldığımızı hayal ediyoruz. 

Yaşama sevinci verici prananın huzurla içeri akmasına ve yine acele etmeden dışarı çıkmasına izin veriyoruz. 

Buna 3-5 dakika kadar devam ediyoruz ve sonra sıradaki enerji merkezine, 2. çakraya geçerek, yine aynı şekilde onunla nefes alıp veriyoruz. 

Bu şekilde, her birine 3-5 dakika ayırarak taç çakrasına ulaşıyoruz.

Dikkat edilmesi gereken nokta, bilincin her zaman çakra ile birlikte olması ve onunla nefes alıp vermeniz.

Bu basit egzersizi yapan herkes, kendisini uyumlu ve dengeli, sonrasında da enerji dolu hissediyor.

Dinamik çakra nefes tekniği egzersizini de deneyebilirsiniz. 

Burada, yavaş yavaş değil hayal gücünüzü de kullanarak güçlü ve hızlı bir şekilde, çakralardan nefes alıp veriyorsunuz. 

Söylenmesi gereken şudur ki bu özel enerjetik soluma biçimini uygulayan insanın içinde, büyük bir ateşi kıvılcımlandırması için çaba ve çalışma gerekir.

Nefes teknikleri, çakraların enerji potansiyelini uyarır ve uyumlu bir hale getirirler. 

Fakat mümkünse yetkin bir öğretmenin rehberliğinde uygulanmalıdır.

Hangi yöntemi uygularsanız uygulayın, her defasında gösterilen çabaya değecektir.

.

Sinem Başaran, dikGAZETE.com