<div><strong>Alman istihbaratı</strong> durup dururken neden '<strong>Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkezlerin hikayesi'</strong> başlıklı video belgesi yayınlamış olabilir? Amaç <strong>Türkiye</strong>’nin etnik yapısını mı dinamitlemek yoksa <strong>Türkiye</strong>'deki <strong>Çerkez</strong> etnisitesi üzerinden yeni fitne tohumlarını <strong>Kafkaslara</strong> mı serpmek?</div> <h3><strong>Tarihten ders çıkarmak!..</strong></h3> <div>Emperyalizmin her dönem kullanışlı aparatları olmuştur. Etnik milliyetçiliği diledikleri gibi kendi ulusal çıkarları doğrultusunda kontrol ettiler. Bu geçtiğimiz bir kaç yüzyıl da böyleydi bugün de aynı.</div> <div><strong>Kafkas</strong> kriz bölgesinde yaşanan çatışmaların geçmişi <strong>Osmanlı-Rus</strong> savaşlarına uzanıyor. <strong>Çarlık Rusya</strong> ordularının <strong>Kafkaslar’ı</strong> işgaline karşı gelişen direniş hareketleri, her ne kadar dini karakteristik özellik taşısa da erken dönem etnik milliyetçilik öze sahiptiler. </div> <div><strong>Bağımsızlık mücadelesi </strong>formatında ortaya çıkan bu direniş hareketlerinin tarihsel arka planında ne yazık ki, <strong>Kafkasya/Orta Asya ve Karadeniz’de Rus</strong> yayılmacılığına karşı projelendirilen <strong>İngiliz</strong> politikasının ayak izleri görülebilir. </div> <div>Sebebine gelince; <strong>Rus Çarlığı</strong>, kuzeyde <strong>Osmanlı Devleti</strong>’nin sınır güvenliğini büyük ölçüde tehdit eden devasa bir güç olup çıkmıştı. Bir ucu <strong>İngiliz</strong> tüccarlara dokunmasa <strong>Osmanlı İmparatorluğu,</strong> <strong>İngilizler’in </strong>umurlarında değildi. </div> <div>Ne zaman <strong>Rus Çarlığı, Hindistan</strong> yolunu siyasi ve ekonomik çıkarları açısından çok önemli olarak gören <strong>İngiltere</strong> için de bir tehdit oluşturmaya başladı, işte o zaman dananın kuyruğu koptu.</div> <div><strong>Ruslar’ın</strong> <strong>Güney Kafkasya</strong>’da büyük bir hızla ilerlemeleri, <strong>İngiltere</strong> ve <strong>Fransa’nın</strong> küresel çıkarları açısından tehlike sinyalleri verdiğinden, güç birliğine giderek, <strong>Ruslar’ı, Güney Kafkasya</strong>’dan uzaklaştırmak için harekete geçtiler. </div> <div>Geriye taşeronları bulmak kalıyordu. 16. Yüzyıldan itibaren <strong>Müslüman</strong> olmuş, dini bilgileri kıt, mağrur <strong>Kafkas</strong> kabileleri, bu iş için biçilmiş kaftandı. <strong>Rus Çarlığı</strong>’nın rahat hareket edebilmesinin önüne geçmek için <strong>İngiliz</strong> <strong>istihbaratı</strong>, <strong>İslami</strong> değerler üzerinden politika geliştirdi.</div> <div><strong>İslam</strong> toplumlarının içine saldığı derviş kılıklı misyoner ajanları aracılığı ile oluşturduğu, <strong>Sömürge Bakanlığı</strong> bünyesinde faaliyet gösteren <strong>Doğu Bilimleri Merkezi’</strong>nde yapılan toplantılarda <strong>Kafkas Halklarının</strong> sosyal yapısına en uygun değiştirme dönüştürme aracının “<strong>Nakşi Sufiliği</strong>” olduğu belirlendi. </div> <div>Zaten <strong>Hindistan</strong> üzerinden devşirilen “<strong>Nakşi Sufiler</strong>”, gerekli kültürel zemini yıllar öncesinden oluşturmuştu.</div> <h3><strong>İtalyan asıllı Giovanni Battista Boetti nasıl “Şeyh-İmam Mansur” oldu?</strong></h3> <div>Uydurma hayat hikayesine göre, <strong>Çeçenistan’ın</strong> <strong>Grozni</strong> şehrine yakın <strong>Sunca</strong> nehriyle <strong>Goy Çayı</strong> arasındaki <strong>Aldı</strong> (Alda/Elda) köyünde <strong>1748</strong>’de doğdu. Adı, yerel halk arasında <strong>Uçermak</strong> /Uşurma olarak biliniyor. Çocukluğunda kendisine <strong>Kur’an</strong> ezberletilmiş. </div> <div>Bu, <strong>Kafkas Halklarını</strong> uyutmak için uydurulmuş versiyon. Günümüzde böyle tanınıyor. İlk ortaya çıktığında <strong>Kafkas</strong> halklarına da öyle tanıtılmıştı. </div> <h3>“<strong>Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu” sözü belli ki tecrübe ürünü…</strong></h3> <div>Fakat onun <strong>Çerkes/ Çeçen/ Adıge/ Kabardey</strong> değil <strong>İtalyan</strong> asıllı <strong>Giovanni Battista Boetti </strong>adlı bir kişi olduğu söylentisi ağır basar.</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>Anadolu’ya</strong> misyonerlik faaliyetlerinde bulunmak üzere gönderildikten sonra <strong>İslâmiyet’i</strong> kabul ederek <strong>Kafkaslar’a</strong> geçtiği rivayet edilir.</div> <div>Ayrıca <strong>Orenburglu</strong> bir <strong>Tatar</strong> veya <strong>Nogay</strong> yahut <strong>Kafkaslar’a</strong> gönderilmiş bir <strong>Osmanlı ajanı</strong> olabileceği yolunda zayıf bilgiler de vardır. </div> <div>Karizmatik bir kişiliğe sahip bulunduğu anlaşılan <strong>Şeyh Mansûr</strong>’un keramet sahibi dinî bir şahsiyet olarak tanınması, rüyasında gördüğü <strong>Hz. Peygamber</strong> tarafından halkı doğru yola iletmesi için görevlendirildiği şeklindeki bir rivayetin yayılması sonucudur. </div> <div>Hatta “<strong>Mansûr</strong>” adını kendisine bizzat <strong>Resûlullah’ın</strong> verdiği yolunda söylentiler yayıldı.. </div> <div>Sonradan <strong>İmam Mansur </strong>adını alacak olan <strong>Giovanni Battista Boetti</strong>, 2 Haziran <strong>1743</strong>'te, İtalya'da <strong>Torino'nun</strong> yaklaşık 45 kilometre doğusunda ve <strong>Alessandria'nın</strong> yaklaşık 40 kilometre kuzeybatısında yer alan <strong>İtalyan</strong> bölgesi <strong>Piedmont'taki</strong> Alessandria eyaletinde bir komünde, <strong>Camino'da</strong> doğmuştu. </div> <div>Nereden nereye? </div> <div>Aynı oyun, yüzyıl öncesinde bir kez daha sahnelendi. </div> <h3><strong>Kurtuluş Savaşı’nda Yunan - Çerkez işbirliği…</strong></h3> <div>Sabrınız varsa anlatalım; <strong>İstiklal Harbi </strong>devam ediyor, <strong>TBMM</strong> <strong>Hükümeti, İngilizlerin</strong> üzerimize sürdüğü <strong>Yunan</strong> ordusu ile boğuşuyor. <strong>İngiliz</strong> istihbaratı ile irtibatlı <strong>İzmit</strong> eski mutasarrıfı <strong>Çule İbrahim Hakkı’</strong>nın gayretleri ile <strong>Yunan</strong> işgali altındaki <strong>İzmir’de</strong> kurulan <strong>Şark-ı Karib Çerkesleri Temin-i Hukuk Cemiyeti</strong>, 24 Ekim <strong>1921</strong> tarihinde “<strong>Çerkes Kongresi”</strong>ni toplar. <strong>Çule İbrahim Hakkı</strong>'nın etrafında toplanan bazı <strong>Çerkez</strong> gruplarının amacı, <strong>Yunanistan</strong> güdümünde bir özerk <strong>Çerkez Kölemen</strong> yönetimi kurmaktı. </div> <h3><strong>Çerkezlerin 1921 bildirisi ile 2021 bildirisi aynı zihniyetin ürünü!</strong></h3> <div>24 Ekim <strong>1921</strong>’de İzmir’de Şark-ı Karib Çerkesleri Temin-i Hukuk Cemiyeti/Yakın Doğu Çerkeslerinin Haklarını Sağlama Derneği'nin yayımlamış oldukları bildirinin içeriği, <strong>DW Türkçe</strong>'ye konuşanlar ile <strong>Kafkas Dernekleri Federasyonu KAFFED</strong>'in yayınladığı bildiri ile neredeyse bire bir aynı olmasına ne demeli?</div> <div></div> <div>Yoksa bu lanetli bir rastlantı mı? </div> <div>“… Çerkes milletini açıkça yok olmaya sürükleyen son neden de İttihatçıların Türkçülük akımı ve zorla Türkleştirme politikasıdır. Çerkesler Harb-i Umumi’ye zorla sokulmuşlardır.</div> <div>Anadolu ihtilalcilerine de zorla katılmışlar ve Mustafa Kemal’in sultanlık tahtına baskı altında destek edilmişlerdir. </div> <div>Kemalistlerin insanca olmayan hareketlerini ve çok kötü siyasetlerini yakından görüp anlayınca pişmanlık duyarak geri dönmüşlerdir. </div> <div>Bab-ı Ali de Kemalistler birleşince, Çerkesler kendilerine kurtuluş vaadeden ve bu tutumlarını kanıtlayan Yunan ordusuna katılmayı hayati ve milli çıkarlarına uygun bulmuşlardır…”</div> <div>Bütün <strong>Kafkas</strong> kabilelerini veya tüm <strong>Çerkezleri</strong> aynı kefeye koymak yanlış olur. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de bu ihanet şebekesine karşı çıkan <strong>Kafkas</strong> halkları vardı. Mesela Ekim <strong>1919</strong>’da <strong>İngiliz</strong> aşığı <strong>Damat Ferit</strong>’i istifaya zorlayan <strong>Mareşal Çerkes Fuat Paşa</strong>’nın önderliğinde Ağustos <strong>1921</strong>’de toplanan <strong>Çerkes Kongresi</strong>, <strong>Ankara</strong>’ya ve <strong>Mustafa Kemal</strong>’e bağlılığını bildiren bir bildirgeyle ortaya çıkmış, <strong>İngilizlerin</strong> <strong>Çerkeslerin</strong> üstünden oynadığı oyunu bozmuştu! </div> <div>Şark-ı Karib Çerkezleri Temin-i Hukuk Cemiyeti’nin 24 Ekim 1921’de <strong>İzmir’de</strong> düzenlediği kongreden sonra Çerkez Teavün Cemiyeti de, İngiliz işgali altındaki <strong>İstanbul’da</strong> buna benzer bir kongre gerçekleştirdi. </div> <h3><strong>Daha da vahimi ne biliyor musunuz? </strong></h3> <div><strong>Lozan’da</strong> (1923) Antlaşma’nın ana maddelerine ek olarak <strong>Yunan</strong> ve <strong>Türk</strong> tarafınca ilan edilmesi istenilen “<strong>Siyasi ve askeri af protokolü</strong>”nün mahiyeti ve kapsamı tartışılırken <strong>Çerkesler</strong> de buna dahil edilmek istenmişti. </div> <div>Türk delegesyon, affın <strong>Müslüman</strong> olmayanlarla sınırlandırılmasını savunurken <strong>İngiltere, Lord Curzon </strong>aracılığıyla affın <strong>Müslümanları</strong> da kapsaması gerektiğini ileri sürer. <strong>Curzon</strong> lafı fazla dolandırmadan, “savaş sırasında yaşadıkları yerler yüzünden, Müttefik devletlerle sıkı temasta bulunan” ve sınır dışına kaçmış bulunan <strong>Çerkeslerin</strong> affını ister.</div> <h3>“<strong>Çerkez asimilasyonu yalanı” ile BND neyin peşinde?</strong></h3> <div><strong>DW Türkçe</strong> “Youtube” kanalında 'Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkezlerin hikayesi' başlıklı videoyu izlediyseniz, yapılmak istenen dezenformasyonu az çok tahmin edebilirsiniz.</div> <div><strong>Alman</strong> gizli servisi <strong>BND</strong> neden <strong>Türkiye’nin</strong> zayıf halkası gördüğü <strong>Kafkas</strong> kabilelerinin etnik ayrımcılık fitilini ateşledi? Bu neyin intikamı?</div> <div></div> <div>Yoksa <strong>Nazi İstihbaratçısı Reinhard Gehlen</strong>'in temellerini attığı ve daha sonra <strong>Amerikalılara</strong> pazarladığı örgütün, <strong>Türk</strong> kökenli ajanlarının deşifre olmasının, tutuklanmasının kini mi bu?</div> <div>Yoksa arpa suyunu fazla kaçırdılar da <strong>Ortadoğu</strong> ve <strong>Orta Asya </strong>politikalarının iflasını <strong>Türkiye’ye</strong> mi fatura etmek istiyorlar?</div> <div><strong>Kafkas Dernekleri Federasyonu</strong> (KAFFED) yöneticilerinin yer aldığı videoda <strong>Çerkeslerin Türkiye'de</strong> asimilasyona uğradığı yalanına bel bağladılarsa vay bunların haline, veyl olsun bunlara!</div> <h3><strong>KAFFED mi KAHRET mi?</strong></h3> <div><strong>KAFFED'in</strong> referans alındığı video haberde, <strong>Türkiye'deki</strong> <strong>Çerkezlerin</strong> yakından tanıdığı <strong>Fahri Kuvaj</strong>'ın "<strong>Bütün dünyada en fazla Çerkes nüfusu Türkiye'dedir. Maalesef en büyük asimilasyon ve en büyük yok oluş da Türkiye'dedir. Biz etnik olarak Çerkesiz. Türk gibi ayrı bir milletiz. Uzun yıllar Türkiye'de Çerkes varlığı inkar edildi. Tek tipleştirme politikaları güdüldü, herkesi Türkleştirmeye çalıştılar.</strong>" mealindeki sözlerine bazı <strong>Çerkes</strong> kuruluşları tepki gösterdi.</div> <div>Aynı video da <strong>KAFFED Yöneticisi Filiz Kaplan</strong> da "<strong>Çerkesler anadillerini yaşatmak isterler ama bir asimilasyon süreci yaşıyoruz ister istemez. O asimilasyon sürecinde de adım adım dilimizi kaybediyoruz</strong>." ifadelerini kullanmıştı. </div> <div>Baştan belirteyim, bu işin lamı-cimi yok. '<strong>Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkezlerin hikayesi'</strong> videosunu paylaşan, yayınlayan haberleştiren <strong>DW Türkçe</strong> bölücülük yapmıştır. <strong>Alman</strong> istihbaratına bu kozu verenler bölücülük yapmıştır.</div> <div>Bu tür olaylar <strong>proPKK </strong> süreci gibi yeni bir etnik terör dönemin habercisidir. Söylediklerim niyet okuma falan değil. <strong>Türkiye'deki</strong> <strong>Çerkes</strong> diasporasının en büyük çatı kuruluşu olan <strong>Kafkas Dernekleri Federasyonu</strong>'ndan (KAFFED) yapılan yazılı açıklama, tam bir “Şecaat Arz Ederken Merd-i Kıbtî Sirkatin Söyler” durumudur.</div> <div></div> <div><strong>Kafkas Dernekleri Federasyonu</strong> (KAFFED) başkanlığına birkaç gün önce seçilen <strong>Ümit Dinçer</strong>’in daha gelir gelmez kamuoyu ile paylaştığı “<strong>Ayrı bir halk olarak anadillerini, kültürel kimliklerini korumak, geliştirmek için gereken şartların sağlanmaması ve bazı engellemeler sebebiyle bugün 4-7 milyon arasında Çerkesin yaşadığı Türkiye'de Çerkeslerin bir asimilasyon olgusunu yaşadıkları doğrudur</strong>" açıklaması bu güruhun amacını ortaya koyuyor.</div> <div>Kıyıda köşede bazılarının, yok <strong>DW Türkçe</strong>, Youtube kanalında 'Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkezlerin hikayesi' başlıklı video belgeselin ortaya çıkışı, <strong>Türkiye</strong> <strong>karşıtı</strong> açıklamalarıyla bilinen ve zaman zaman <strong>Çerkes</strong> kökenli olduğunu vurgulayan <strong>Cem Özdemir</strong>’in yeni <strong>Alman</strong> hükümetinde bakan olmasıyla ilgili olabilir yahut aynı tarihte <strong>Ankara’da</strong> gerçekleştirilen, <strong>Türkiye’deki Kafkas </strong>derneklerinin üst çatı örgütü olduğunu iddia eden <strong>KAFFED’in</strong> genel kurul seçim sürecine girmesiyle ilgili de olabilir, yok önceki yönetim bu işi yaptı, yeni başkan böyle düşünmüyor gibi aklama refleksleri maalesef <strong>Alman</strong> <strong>emperyalizminin</strong> değirmenine su taşımayı veya <strong>Alman</strong> <strong>emperyalizminin</strong> ekmeğine yağ sürmeyi ortadan kaldırmıyor. </div> <div>Yine bazı <strong>Diaspora</strong> heveslilerinin bu ihanet kumpasını Türkiye’ye yönelik bir '<strong>itibar suikasti</strong>' nitelendirmesi, kusura bakmasınlar ama tam bir akıl tutulmasıdır. </div> <div>Ayrıca <strong>Kafkas</strong><strong> Dernekleri Federasyonu</strong> (KAFFED) tarafından yapılan açıklama, kapı gibi sayfalarında duruyor. Bölücü siyasal <strong>Kürtçü</strong> söylem ile bunların arasında ne fark var? Tek farkları <strong>Türkiye Cumhuriyeti Devleti</strong>'ne silah çekmemeleri mi? </div> <div><strong>Türk</strong> halkı, <strong>Çerkezleri</strong> bağrına bastı, ekmeğini yurdunu paylaştı. <strong>Çerkezler,</strong> bürokrasinin her kademesinde görev aldılar. <strong>Türkiye'de</strong> <strong>parti</strong> başkanı oldular, <strong>istihbarat</strong> başkanı oldular, <strong>genelkurmay</strong> başkanı oldular. Allah akıl fikir versin?</div> <h3><strong>Tanıyan var mı?</strong></h3> <div>Kafasını gizli servislere takmış bir dostum; “<strong>Almanların kafası, bu işlere basmaz; Milli İstihbarat Teşkilatı'nın dışladığı, MİT’e diş geçiremeyen, karısı Çerkez kökenli mütekait bir muhbir akıl vermiş olabilir</strong>” dedi.</div> <div>Ne kadar ısrar ettiysem de o ismi söylemedi? </div> <h3><strong>MHP lideri Dr. Bahçeli Çerkezlere mi yoksa Mansur Yavaşa mı tepki göstersin?</strong></h3> <div><strong>Çerkez</strong> kökenli, emekli, oldukça üst düzey bir istihbarat bürokratının <strong>MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli</strong>'nin <strong>TBMM</strong> grup konuşmalarına fikren katkı sunduğu bir başkent kulisi.</div> <div>Doğrulamak acar muhabirlerin işi.</div> <div><strong>Dr. Bahçeli'</strong>nin dünkü <strong>TBMM</strong> grup toplantısında gazeteciler, <strong>Alparslan Türkeş Vakfı</strong>'nın düzenlediği <strong>Alparslan Türkeş'i anma</strong> programında çıkan kavga sorulmuştu. </div> <div>Soruya, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı <strong>Mansur Yavaş</strong>'ı uyararak cevap veren <strong>Bahçeli</strong>, "<strong>Ciddi olaylar yaşandı geçen günlerde. MHP olarak bunun üzerinde duruyoruz. Elde ettiğim ön bilgilerde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Bey'in elinin altında geliştiği hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Artık kendisinin ardından bir ülkücü nefes vardır, her gün de takip edecektir.</strong>" ifadelerini kullanmıştı. </div> <div><strong>Mansur Yavaş</strong> karınca kararınca <strong>Ankaralılara</strong> hizmet etmeye çalışıyor. <strong>Ankaralılar Cumhurbaşkanı Erdoğan</strong>'a minnettar. <strong>Ankara</strong>’yı parsel parsel ne yaptığı iyi bilinen <strong>Melih Gökçek</strong>'ten kurtardığı için günde beş vakit dua ediyorlar. </div> <div>Acaba diyorum; <strong>Başbuğ Alparslan Türkeş</strong>'in varisi <strong>MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli</strong>'nin ülkücü nefesi, biraz da <strong>Ruslar’</strong>ın önünden kaçıp <strong>Türkiye’ye</strong> sığınan bazı <strong>Çerkezlerin</strong> üstünde mi olsa?</div> <div>.</div> <div><strong>Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com</strong></div> <h5><strong>Seçilmiş kaynakça</strong></h5> <h5><strong>https://www.dikgazete.com/yazi/muridizm-ve-ingiliz-emperyalizminin-kafkaslarda-kutsal-savascilari-makale,2878.html-2878.html</strong></h5> <h5>https://jinepsgazetesi.com/2013/04/basinda-izmir-cerkes-kongresi/</h5> <h5>https://haber.sol.org.tr/yazarlar/mehmet-bozkurt/bir-ingiliz-oyunu-1921-cerkes-kongresi-84196</h5> <h5>https://www.dw.com/tr/müstakbel-tarım-bakanı-özdemirden-göçmenlik-vurgusu/a-59966647</h5> <h5>https://www.aa.com.tr/tr/analiz/gorus-dwnin-turkiye-ve-cerkeslere-yonelik-itibar-suikasti/2434445</h5> <h5>https://aydinlik.com.tr/cerkesler-den-dw-turkce-ye-asimilasyon-tepkisi-266131</h5> <h5>https://www.indyturk.com/node/441606/haber/haber-tartışmaya-neden-oldu-kaffed-açıklama-yaptı-çerkeslerin-bir-asimilasyon</h5> <h5>https://www.kaffed.org/haberler/federasyondan/item/4538-dw-cerkesler-haberine-iliskin-kamuoyu-aciklamasi.html</h5> <h5>https://www.youtube.com/watch?v=M-HtQ-vbWhY</h5> <h5>https://www.evrensel.net/haber/449087/bahceliden-mansur-yavasa-tehdit-dikkat-etsin-arkasinda-bir-ulkucu-nefes-var</h5> <h5></h5>