Çin ve Rusya el ele; ama kol kola mı?
Çin ve Rusya el ele; ama kol kola mı?
- 21-05-2024 12:22
- 1440
- 21-05-2024 12:22
- 1440
Çin ve Rusya el ele; ama kol kola mı?
MOSKOVA
Çok kutupluluk konusu Moskova'da uzun süredir devam eden bir dış politika eğilimi. Bu konularda çok kez yazılıp-çizilmiş olsa da Rusya ve Çin arasındaki görüşmeler, dünyaya yeni bir anlam yüklemiştir. Sözün özü; Kremlin “dost ülkelerin” desteklerini doğrudan beyan etmeleri için yeni argümanlar edinmiştir.
Rusya Federasyonu'nun genel olarak bir dış politika temasında, “batı” ülkelerinin tepkisi malum, kendine hastır. Eğer Washington, Paris, Berlin ya da Londra, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Çin’e gerçekleştirdiği bir ziyaret karşısında sessiz kalıyorsa, bu durum Moskova'nın şu anki yöneliminin Batı’da açık bir ilgi uyandırmadığı anlamına gelir.
Nitekim Beyaz Saray, Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasındaki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, herhangi bir süslü söze yer vermeyen “renkli” bir açıklama yayınlamıştı.
Moskova ve Pekin “ABD’nin kendisinin ve dahi müttefiklerinin ve ortaklarının çıkarlarına karşı hareket etmekle” hatta ve hatta “ABD’nin lehine olan ortaklıklar ağına meydan okumakla” suçlanmıştı.
Biz böyle anladık…
Fazla söze gerek yok, mesele belli: Washington, çok kutuplu yeni dünya düzeninin oluşmasından son derece endişeli.
Görüşmelerde Rusya ve Çin arasındaki ticaret hacminin arttırılmasından tutun da Moskova'nın kapsamlı ekonomik çözüm önerilerine kadar yoğun bir gündem söz konusuydu.
Putin’in Çin ziyaretinin ardından Rusya'nın Çin’le otomotiv sektöründe iş birliğine açık olduğu, teknoloji ve insan kaynağına erişim sağlamaya hazır olduğu ve madencilik alanında ortak girişimlerle ilgilendiğini hep birlikte bir kez daha anlamış olduk.
Diğer yandan teknoloji hızla gelişedursun, “insansız hava araçları”na rağbet gösterildiği günümüz dünyasında, iki ülke arasında birçok kazanımın olacağını kestirmek şimdiden mümkün gibi. Nitekim, bunun en büyük karşılığını Rusya, zamanında uzay sahasında Çin’i Tayvan’a karşı koruyarak zaten fazlasıyla ödemiştir.
Çin de elini taşını altına koysun, madem.
Pek stratejik ve hassas yürütülen iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğinin arttırılacağının da altını çizmekte fayda var. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşında Çin’in Rusya’ya verdiği destek, Rusya tarafından oldukça olumlu ama bir o kadar da “yetersiz” karşılanıyor.
Rusya, Ukrayna meselesinin “çözüme kavuşturulmasında” Çin’in kendisini koşulsuz, bedel ödeme pahasına yani “yaptırımlara rağmen” desteklemesini beyan etmesini ısrarla beklemektedir.
Nitekim, bir Çin Atasözüne göre; “ısrar, imkansızı başarır”mış.
.
Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com
Çin ve Rusya el ele; ama kol kola mı?
MOSKOVA
Çok kutupluluk konusu Moskova'da uzun süredir devam eden bir dış politika eğilimi. Bu konularda çok kez yazılıp-çizilmiş olsa da Rusya ve Çin arasındaki görüşmeler, dünyaya yeni bir anlam yüklemiştir. Sözün özü; Kremlin “dost ülkelerin” desteklerini doğrudan beyan etmeleri için yeni argümanlar edinmiştir.
Rusya Federasyonu'nun genel olarak bir dış politika temasında, “batı” ülkelerinin tepkisi malum, kendine hastır. Eğer Washington, Paris, Berlin ya da Londra, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Çin’e gerçekleştirdiği bir ziyaret karşısında sessiz kalıyorsa, bu durum Moskova'nın şu anki yöneliminin Batı’da açık bir ilgi uyandırmadığı anlamına gelir.
Nitekim Beyaz Saray, Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasındaki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, herhangi bir süslü söze yer vermeyen “renkli” bir açıklama yayınlamıştı.
Moskova ve Pekin “ABD’nin kendisinin ve dahi müttefiklerinin ve ortaklarının çıkarlarına karşı hareket etmekle” hatta ve hatta “ABD’nin lehine olan ortaklıklar ağına meydan okumakla” suçlanmıştı.
Biz böyle anladık…
Fazla söze gerek yok, mesele belli: Washington, çok kutuplu yeni dünya düzeninin oluşmasından son derece endişeli.
Görüşmelerde Rusya ve Çin arasındaki ticaret hacminin arttırılmasından tutun da Moskova'nın kapsamlı ekonomik çözüm önerilerine kadar yoğun bir gündem söz konusuydu.
Putin’in Çin ziyaretinin ardından Rusya'nın Çin’le otomotiv sektöründe iş birliğine açık olduğu, teknoloji ve insan kaynağına erişim sağlamaya hazır olduğu ve madencilik alanında ortak girişimlerle ilgilendiğini hep birlikte bir kez daha anlamış olduk.
Diğer yandan teknoloji hızla gelişedursun, “insansız hava araçları”na rağbet gösterildiği günümüz dünyasında, iki ülke arasında birçok kazanımın olacağını kestirmek şimdiden mümkün gibi. Nitekim, bunun en büyük karşılığını Rusya, zamanında uzay sahasında Çin’i Tayvan’a karşı koruyarak zaten fazlasıyla ödemiştir.
Çin de elini taşını altına koysun, madem.
Pek stratejik ve hassas yürütülen iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğinin arttırılacağının da altını çizmekte fayda var. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşında Çin’in Rusya’ya verdiği destek, Rusya tarafından oldukça olumlu ama bir o kadar da “yetersiz” karşılanıyor.
Rusya, Ukrayna meselesinin “çözüme kavuşturulmasında” Çin’in kendisini koşulsuz, bedel ödeme pahasına yani “yaptırımlara rağmen” desteklemesini beyan etmesini ısrarla beklemektedir.
Nitekim, bir Çin Atasözüne göre; “ısrar, imkansızı başarır”mış.