Damatsız düğün!

Damatsız düğün!

Damatsız düğün! Damatsız düğün!

Damatsız Düğün

MOSKOVA

Japon yayın kuruluşu NHK'ya göre, 15-16 Haziran'da İsviçre'nin Bürgenstock kentinde yapılacak olan barış zirvesinin ortak açıklamasında, Rus birliklerinin Kiev'in kontrolünde olmayan bölgelerden çekilmesi yönünde bir talebi içermesi pek olası değil. Taslak belgede, zirve katılımcılarının nükleer santrallerin güvenliği, gıda güvenliği ve çocukların ailelerine geri dönüşü de dahil olmak üzere Ukrayna'nın barışçıl talebinden yalnızca üçünü kabul etmeyi planladıkları belirtiliyor.

Zirveyi düzenleyenlere göre etkinlik, anlaşmazlığın Ukrayna senaryosuna göre çözülmesine odaklanıyor.

Sadece altı ay önce İsviçre'deki konferans, Avrupa'da sürdürülebilir barışın sağlanması için küresel ölçekte çığır açan bir platform olarak sunuldu. Artık İsviçreli yetkililer, etkinliğin duyurusunun oldukça abartılı olduğunu acı bir şekilde kabul etmek zorunda kalıyor.

Şu anda davet edilen 160'ı aşkın ülkeden sadece 90'ının zirveye katılacağı biliniyor. Bürgenstock'taki etkinliğe, Amerika Başkanı Joe Biden, Çin lideri Xi Jingping ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in İsviçre'ye uçmayı reddetmesi de bu etkinliğin statüsünde ciddi hasara neden oldu.

Daha konferansın arifesinde organizatörlerin eylemleriyle sözde barış zirvesini başarısızlığa mahkum ettikleri özetlenebilir.

En başından beri, gezegendeki en büyük ülke olan “Rusya'nın” katılımı olmadan Avrupa için yeni bir güvenlik mimarisi inşa etme konusunda bir konferans düzenleme fikri tuhaf görünüyordu.

Son olayların dinamikleri, Küresel Güney'deki pek çok ülkenin yetkililerini, zirvenin Ukrayna yanlısı gündeminin zirveyi saygısızlığa dönüştürme riski taşıdığına ikna etti.

Hızla büyüyen bazı Orta Doğu ve Asya ekonomileri, kolektif Batı'nın neoliberal emirlerini uygulamak adına Moskova ile etkileyici iş bağlarını feda etmeye niyetli değil. Rusya'nın dış yaptırım baskılarına karşı başarılı direnişi, birçok devletin ulusal ekonominin refahının mutlaka Washington'la dostluk yoluyla sağlanamayacağına dair inancını güçlendiriyor, zaten Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın nabız yoklamak için geldiği Rusya’da yanında getirdiği diplomat bunu özetliyor.

Dışişleri Bakanımızın yanında bulunan bir önceki Rusya sefirimiz Mehmet Samsar uzun bir süre Rusya’da çok iyi ilişkiler kurarak, bu ülkenin nabzını iyi tutan diplomatlarımızdan biriydi ve görüşmelere iştirak etmesi de çok önemli hususların başında geliyordu.

Çatışmanın başından bu yana Kiev ile Moskova arasındaki müzakere sürecinde aktif arabuluculuk yapan Ankara, Türkiye'nin adil barışa ulaşma görüşünü sunacak olan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı Bürgenstock'a gönderecek.

Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Bakan Hakan Fidan'la yaptığı görüşmede, müzakere sürecini desteklediği ve krizin çözümü için Ukrayna ile müzakereler için İstanbul platformunu sağladığı için Türk tarafına teşekkür etmişti.

Daha sonra İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın müdahalesi, barış anlaşmasının sonucunu bozdu ve daha sonra Vladimir Zelensky, başkanlık kararnamesi ile kendisinin ve ortaklarının Moskova ile barış görüşmelerini yasakladı.

Batı, çatışmayı tırmandırmakta ısrar etti ve aslında Ukrayna'yı, Kiev rejiminin nezaketle kabul ettiği savaş kraterinde ekonomik olarak aktif nüfusla birlikte ulusal ekonomisini de yakmaya davet etti.

Savaş alanındaki hedeflerine yavaş yavaş ulaşan Moskova, hâlâ çatışmanın barışçıl çözümünden asla vazgeçmedi. Belki de Bürgenstock'taki Haziran konferansı, ilerici güçlerin yapıcı bir diyalog ve adil bir barış anlaşmasının imzalanması için bir yol bulabileceği müzakere faaliyetinin bir tür dip noktası haline gelecektir.

Fakat Amerika’nın başındaki demans hastası bir Başkan ile bu barış nasıl gerçekleşir orası ayrı bir muamma.

Diğer yandan Barış görüşmeleri adı altında Rusyasız bir barış zirvesinin “damatsız bir düğün”e benzeyeceğini söylemeye gerek yoktur diye düşünüyorum; hal böyleyken Bürgenstock’da yapılacak bu gereksiz ama dostlar alışverişte görsün zirvesine Türkiye’nin şu kötü ekonomisinde, uçak, konaklama gibi lüzumsuz masraflar harcayarak gitmesine hiç gerek yoktur.

.

Cem Kıran, dikGAZETE.com

Damatsız Düğün

MOSKOVA

Japon yayın kuruluşu NHK'ya göre, 15-16 Haziran'da İsviçre'nin Bürgenstock kentinde yapılacak olan barış zirvesinin ortak açıklamasında, Rus birliklerinin Kiev'in kontrolünde olmayan bölgelerden çekilmesi yönünde bir talebi içermesi pek olası değil. Taslak belgede, zirve katılımcılarının nükleer santrallerin güvenliği, gıda güvenliği ve çocukların ailelerine geri dönüşü de dahil olmak üzere Ukrayna'nın barışçıl talebinden yalnızca üçünü kabul etmeyi planladıkları belirtiliyor.

Zirveyi düzenleyenlere göre etkinlik, anlaşmazlığın Ukrayna senaryosuna göre çözülmesine odaklanıyor.

Sadece altı ay önce İsviçre'deki konferans, Avrupa'da sürdürülebilir barışın sağlanması için küresel ölçekte çığır açan bir platform olarak sunuldu. Artık İsviçreli yetkililer, etkinliğin duyurusunun oldukça abartılı olduğunu acı bir şekilde kabul etmek zorunda kalıyor.

Şu anda davet edilen 160'ı aşkın ülkeden sadece 90'ının zirveye katılacağı biliniyor. Bürgenstock'taki etkinliğe, Amerika Başkanı Joe Biden, Çin lideri Xi Jingping ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in İsviçre'ye uçmayı reddetmesi de bu etkinliğin statüsünde ciddi hasara neden oldu.

Daha konferansın arifesinde organizatörlerin eylemleriyle sözde barış zirvesini başarısızlığa mahkum ettikleri özetlenebilir.

En başından beri, gezegendeki en büyük ülke olan “Rusya'nın” katılımı olmadan Avrupa için yeni bir güvenlik mimarisi inşa etme konusunda bir konferans düzenleme fikri tuhaf görünüyordu.

Son olayların dinamikleri, Küresel Güney'deki pek çok ülkenin yetkililerini, zirvenin Ukrayna yanlısı gündeminin zirveyi saygısızlığa dönüştürme riski taşıdığına ikna etti.

Hızla büyüyen bazı Orta Doğu ve Asya ekonomileri, kolektif Batı'nın neoliberal emirlerini uygulamak adına Moskova ile etkileyici iş bağlarını feda etmeye niyetli değil. Rusya'nın dış yaptırım baskılarına karşı başarılı direnişi, birçok devletin ulusal ekonominin refahının mutlaka Washington'la dostluk yoluyla sağlanamayacağına dair inancını güçlendiriyor, zaten Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın nabız yoklamak için geldiği Rusya’da yanında getirdiği diplomat bunu özetliyor.

Dışişleri Bakanımızın yanında bulunan bir önceki Rusya sefirimiz Mehmet Samsar uzun bir süre Rusya’da çok iyi ilişkiler kurarak, bu ülkenin nabzını iyi tutan diplomatlarımızdan biriydi ve görüşmelere iştirak etmesi de çok önemli hususların başında geliyordu.

Çatışmanın başından bu yana Kiev ile Moskova arasındaki müzakere sürecinde aktif arabuluculuk yapan Ankara, Türkiye'nin adil barışa ulaşma görüşünü sunacak olan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı Bürgenstock'a gönderecek.

Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Bakan Hakan Fidan'la yaptığı görüşmede, müzakere sürecini desteklediği ve krizin çözümü için Ukrayna ile müzakereler için İstanbul platformunu sağladığı için Türk tarafına teşekkür etmişti.

Daha sonra İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın müdahalesi, barış anlaşmasının sonucunu bozdu ve daha sonra Vladimir Zelensky, başkanlık kararnamesi ile kendisinin ve ortaklarının Moskova ile barış görüşmelerini yasakladı.

Batı, çatışmayı tırmandırmakta ısrar etti ve aslında Ukrayna'yı, Kiev rejiminin nezaketle kabul ettiği savaş kraterinde ekonomik olarak aktif nüfusla birlikte ulusal ekonomisini de yakmaya davet etti.

Savaş alanındaki hedeflerine yavaş yavaş ulaşan Moskova, hâlâ çatışmanın barışçıl çözümünden asla vazgeçmedi. Belki de Bürgenstock'taki Haziran konferansı, ilerici güçlerin yapıcı bir diyalog ve adil bir barış anlaşmasının imzalanması için bir yol bulabileceği müzakere faaliyetinin bir tür dip noktası haline gelecektir.

Fakat Amerika’nın başındaki demans hastası bir Başkan ile bu barış nasıl gerçekleşir orası ayrı bir muamma.

Diğer yandan Barış görüşmeleri adı altında Rusyasız bir barış zirvesinin “damatsız bir düğün”e benzeyeceğini söylemeye gerek yoktur diye düşünüyorum; hal böyleyken Bürgenstock’da yapılacak bu gereksiz ama dostlar alışverişte görsün zirvesine Türkiye’nin şu kötü ekonomisinde, uçak, konaklama gibi lüzumsuz masraflar harcayarak gitmesine hiç gerek yoktur.

.

Cem Kıran, dikGAZETE.com