Din - para - siyaset ve bağımlılar…

Din - para - siyaset ve bağımlılar…

Ülkeleri yöneten iktidarlar düşünceyi dillendireni düşman görürler…

İktidarlar dinleyici, itaat edici çoğunluk bağımlısıdır...

Kendi ürünlerini üretmek için insanların zaaflarını kullanırlar...

İnsanların zaaflarını, susuzluğunu giderdikleri '-izm'lerle kahraman olurlar...

Düşünce insanlarını 'iblis' olarak gören bir yönetim, kendi savunma mekanizmasını kurmuş olur...

Sermaye kendi ürettiği malları, iktidarlar vasıtası ile satar...

Bu ticarette, inanç, -izm, kültür, milliyet gibi unsurlar satılacak ürünün ambalajıdır...

Yine sermayenin zihin etkileme ve propaganda aracı olan medya devreye girer...

Amaç ülke yönetimi değildir...

Amaç, sermayenin ürettiği malların tüketilmesi için kurulan pazarlama yöntemidir...

Pazarı ülke olarak düşünürsek; ürün bayilerini ise siyasiler - partiler olarak anlayabiliriz...

Tüm bu olan ve biteni gören aydın kişi ise, sermayenin ve pazarcıların sevmediği kişidir...

Düşünce sahibi kişi, kendinden parça olarak sunulan ürünün kabını ve içindeki zehri gören kişidir...

Kıyamete kadar bu döngü hep böyle gidecektir...

Bundan dolayı; düşünce sahipleri, kendi sermayesi ile ürününü oluşturup, milletin refahı için araç olarak kullanmalıdır...

Dünya; Din, Para, Siyaset, Partizanlar ve Kölelerle dolu bir saha...

Düzeni değiştirecek tek gerçek 'kıyamet'...

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

-Tefekkür Notları / 2021-

Ülkeleri yöneten iktidarlar düşünceyi dillendireni düşman görürler…

İktidarlar dinleyici, itaat edici çoğunluk bağımlısıdır...

Kendi ürünlerini üretmek için insanların zaaflarını kullanırlar...

İnsanların zaaflarını, susuzluğunu giderdikleri '-izm'lerle kahraman olurlar...

Düşünce insanlarını 'iblis' olarak gören bir yönetim, kendi savunma mekanizmasını kurmuş olur...

Sermaye kendi ürettiği malları, iktidarlar vasıtası ile satar...

Bu ticarette, inanç, -izm, kültür, milliyet gibi unsurlar satılacak ürünün ambalajıdır...

Yine sermayenin zihin etkileme ve propaganda aracı olan medya devreye girer...

Amaç ülke yönetimi değildir...

Amaç, sermayenin ürettiği malların tüketilmesi için kurulan pazarlama yöntemidir...

Pazarı ülke olarak düşünürsek; ürün bayilerini ise siyasiler - partiler olarak anlayabiliriz...

Tüm bu olan ve biteni gören aydın kişi ise, sermayenin ve pazarcıların sevmediği kişidir...

Düşünce sahibi kişi, kendinden parça olarak sunulan ürünün kabını ve içindeki zehri gören kişidir...

Kıyamete kadar bu döngü hep böyle gidecektir...

Bundan dolayı; düşünce sahipleri, kendi sermayesi ile ürününü oluşturup, milletin refahı için araç olarak kullanmalıdır...

Dünya; Din, Para, Siyaset, Partizanlar ve Kölelerle dolu bir saha...

Düzeni değiştirecek tek gerçek 'kıyamet'...

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

-Tefekkür Notları / 2021-