Bildiğiniz gibi, eğer bilmeyen varsa bilen de bilmeyene öğretsin; Birleşmiş Milletler’e (BM) üye 193 ülke var.

Bu üye devletlerin başını ABD, İNGİLTERE, RUSYA, ÇİN, ve FRANSA çekiyor .

Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN her fırsatta dile getirir; “Dünya beşten büyüktür” diye…

Ha işte o beş; yukarıda belirttiğimiz devletler, yani BM’nin “Beş Büyük” ülkesi, Başkan Erdoğan’ın vurgusu ile 188 ülke, bu “Beş”ten daha mı büyüktür yoksa, Erdoğan, bir önceki yazıda belirttiğimiz dünya finansını elinde bulunduran aileleri mi kast ediyor.

Çünkü bu beş aile, bu ülkeleri kendilerine bir perde olarak kullanıp, bu perdenin arkasından dünyaya yön vermeleri mi kastediliyor acaba!

Baktığımızda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, hep sömürülen ülke halklarına mazlum vurgusu yapıyor.

Dünyada 140 milyonun üzerinde yardıma muhtaç insan var; bu insanların fakileşmesinin sebebi, dünya finansına yön veren bu aileler, hatta bırakın yön vermeyi BM ülkelerinin bir çoğunun sahipleri bunlar!

Çünkü o ülkelerin başına koydukları çobanları ve çoban köpekleri sayesinde o ülkeleri sömürüp içini boşaltıp işleri bitince de hem çobanı hem de köpekleri zehirleyip bu ülkeleri kendi kaderine bırakmıyorlar.

Yeni çoban ve çoban köpeklerini getirip yine aynı halkın gözünü siyasi oyunlarla boyayarak sömürmeye ve halkın kimyasını, benliğini, kültürünü ve ahlakını bozarak kendilerine köle haline getiriyorlar.

Tabii, halk bunların hipnozu aldında olduğu için bir türlü doğrulup başlarını yerden kaldırıp bu oyunları ve oyun sahiplerini göremiyor.

Haaa şimdi siz dersiniz ki “Bunları nasıl yapıyorlar?” en başta görsel medya ve internet aracılığıyla sosyal medyayı kullanıyorlar. 

Diziler, sinema ve TV oyunlarını kullanarak, o ülke halkının kendi kültürlerini ellerinden alıyor; sonra ahlâklarını, sonra da benlik -öz varlık-larını ellerinden alıyorlar.

Son 8 yıldır, insanlar ellerindeki cep telefonlarından ve tabletlerden kafalarını kaldıramıyor.

Siz de yarın otobüse bindiğinizde cep telefonundan kafanızı kaldırın ve o otobüste kaç kişi minicik ekranların içinde kaybolmuş sayın bakalım!

İşte, bizleri böyle hipnoz ederek var olduğumuzu unutturuyorlar ve modern köleler haline getiriyorlar.

Benim mantığıma göre, insanlar titreyip kendine gelip, bu hipnozdan kurtulup benlik -öz varlık-larını yeniden kazanıp, günlük 1 saat ilimle meşgul olmazsa bu “5” her zaman büyük kalacak.

“Ne için varsan, onun için yaşa!..”

.

İhsan Sever, dikGAZETE.com

Bildiğiniz gibi, eğer bilmeyen varsa bilen de bilmeyene öğretsin; Birleşmiş Milletler’e (BM) üye 193 ülke var.

Bu üye devletlerin başını ABD, İNGİLTERE, RUSYA, ÇİN, ve FRANSA çekiyor .

Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN her fırsatta dile getirir; “Dünya beşten büyüktür” diye…

Ha işte o beş; yukarıda belirttiğimiz devletler, yani BM’nin “Beş Büyük” ülkesi, Başkan Erdoğan’ın vurgusu ile 188 ülke, bu “Beş”ten daha mı büyüktür yoksa, Erdoğan, bir önceki yazıda belirttiğimiz dünya finansını elinde bulunduran aileleri mi kast ediyor.

Çünkü bu beş aile, bu ülkeleri kendilerine bir perde olarak kullanıp, bu perdenin arkasından dünyaya yön vermeleri mi kastediliyor acaba!

Baktığımızda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, hep sömürülen ülke halklarına mazlum vurgusu yapıyor.

Dünyada 140 milyonun üzerinde yardıma muhtaç insan var; bu insanların fakileşmesinin sebebi, dünya finansına yön veren bu aileler, hatta bırakın yön vermeyi BM ülkelerinin bir çoğunun sahipleri bunlar!

Çünkü o ülkelerin başına koydukları çobanları ve çoban köpekleri sayesinde o ülkeleri sömürüp içini boşaltıp işleri bitince de hem çobanı hem de köpekleri zehirleyip bu ülkeleri kendi kaderine bırakmıyorlar.

Yeni çoban ve çoban köpeklerini getirip yine aynı halkın gözünü siyasi oyunlarla boyayarak sömürmeye ve halkın kimyasını, benliğini, kültürünü ve ahlakını bozarak kendilerine köle haline getiriyorlar.

Tabii, halk bunların hipnozu aldında olduğu için bir türlü doğrulup başlarını yerden kaldırıp bu oyunları ve oyun sahiplerini göremiyor.

Haaa şimdi siz dersiniz ki “Bunları nasıl yapıyorlar?” en başta görsel medya ve internet aracılığıyla sosyal medyayı kullanıyorlar. 

Diziler, sinema ve TV oyunlarını kullanarak, o ülke halkının kendi kültürlerini ellerinden alıyor; sonra ahlâklarını, sonra da benlik -öz varlık-larını ellerinden alıyorlar.

Son 8 yıldır, insanlar ellerindeki cep telefonlarından ve tabletlerden kafalarını kaldıramıyor.

Siz de yarın otobüse bindiğinizde cep telefonundan kafanızı kaldırın ve o otobüste kaç kişi minicik ekranların içinde kaybolmuş sayın bakalım!

İşte, bizleri böyle hipnoz ederek var olduğumuzu unutturuyorlar ve modern köleler haline getiriyorlar.

Benim mantığıma göre, insanlar titreyip kendine gelip, bu hipnozdan kurtulup benlik -öz varlık-larını yeniden kazanıp, günlük 1 saat ilimle meşgul olmazsa bu “5” her zaman büyük kalacak.

“Ne için varsan, onun için yaşa!..”

.

İhsan Sever, dikGAZETE.com