Gazze, 'Refah Sınır Kapısı'nda tutuklanan dört yabancı?

Gazze, 'Refah Sınır Kapısı'nda tutuklanan dört yabancı?

Gazze, 'Refah Sınır Kapısı'nda tutuklanan dört yabancı? Gazze, 'Refah Sınır Kapısı'nda tutuklanan dört yabancı?

Gazze / “Refah Sınır Kapısı”nda, Tutuklanan Dört Yabancı? 

6 Kasım Pazartesi günü HAMAS, Gazze güneyinde bulunan ve Gazze'nin dış dünyaya açılan tek sınır kapısı olan Refah Sınır Kapısı'ndan 50'den fazla AB üye ülke pasaportuna sahip "yardımsever ve diplomatik gönüllülerin" geçişine izin verdi. Hemen ardından 4 kişiyi tutukladı.

Bu ilk soru işaretiydi. (!)

50'den fazla bu kişilerin küçük bir kısmının, HAMAS'ın elinde bulunan İngiliz ve AB uyruklu rehinelerle ilgili pazarlık yapmak için giriş yaptığı bilinmekteydi.

Bu tutuklanan 4 kişi onlardan mıydı yoksa gönüllülerden mi, bilinmez. Ancak, HAMAS kolluk kuvvetleri tarafından tutuklanmaları için meşru ve kabul edilebilir gerekçeleri olduğu varsayılmalıdır.

Bu dört kişinin neden tutuklandığına dair bir açıklama yok. Ancak 'casusluk' suçlamasıyla gözaltına alınmış olmaları kuvvetle muhtemeldir. İnsani Yardım ve Rehineler için Diplomatik Misyonlar görevi ile (!) gelmiş kişiler, sanırım kendi hükümetleri tarafından da (!) özen ve dikkatle seçilmiş vatandaşlardır.

Ve bu özenle seçilmiş şahısların, savaş alanına girme sebepleri açıkça belliyken, tutuklanmalarının (!) sebebi ne olabilir ki?.. diye düşünüyor insan…

Bu tutuklanan dört kişi İstihbarat Faaliyet ya da Operasyonu’ amacıyla girmiş casus olsalar bile bunda anormal ya da etik dışı bir durum yoktur aslında.

Bu tip kaos ortamlarında yabancı istihbarat servislerinin hasım ya da hısım ülke topraklarına istihbarat faaliyet ve operasyonları’ için personel göndermeleri gayet normal ve olağandır.

Şubat ayındaki ülkemizde yaşanan depremde de bu tip faaliyetler olduğu uzmanlar tarafından düşünülmüştür.

Tabiat kuralı olarak kesin olan bir şey vardır, o da; her kaostan sonra büyük bir huzur doğduğudur.

Daha önce yıkım noktasında, kıyamet derecesinde birçok kaos yaşamış dünyamız, o büyük yok oluşlardan sonra bile mutlaka bir barış ortamı yaratmış ve yaşam gücü kendini yeniden üreterek hayatta kalabilmiştir.

Gazze’de de olacak olan budur. Çünkü bu doğanın kuralıdır.

Bu bakımdan istihbarat servislerin bu yıkımın ardından kendi politikalarına katkı sağlayacak temettülerini toplamak için çabalamalarında bir sakınca yoktur. Şık’ görünmeyebilir ama etik değildir’ de denemez…

Ancak bu tip konvansiyonel ya da meskûn mahal harekâtlarının yapıldığı bölgelerde istihbarat faaliyet ve operasyonları’ gerçekleştirmek için dikkat etmeniz gereken çok önemli bazı noktalar vardır.

Bunlarda eksik ya da zafiyetler yaşarsanız yakalanmanız, açığa çıkmanız, hatta kamuoyu ve uluslararası alanlarda suçlanmanız ve hatta çok büyük zarar faturalarının altında kalmanız içten bile değildir.

İlk yapmanız gereken çok iyi bir Operasyon Analiz Dosyası’ oluşturmaktır.

Basit sorularla başlamalısınız;

- Ne istiyorum? Nerede bulabilirim?

- Lokasyon nedir / ne değildir?

- Kimleri görevlendirebilirim?

- Kimlerle çalışabilirim / destek alabilirim? Ne kadar süremi alır?

- Düşman unsurları? Tehditler ve olası riskler nelerdir?

ve tabii;

- En güvenli olarak nasıl dönebilirim? / Çıkış noktam nerede ve nasıl olmalıdır?

Ve her ne olursa olsun düşmanın da İstihbarata Karşı Koyma’ operasyon, faaliyet ve önlemleri alacağını bilmelisiniz.

Bunun ne derece ciddi ya da ne kadar gayriciddi olduğunun önemi olmadan bunu düşünmeli ve buna göre bir taktik / manevra operasyonu dizayn etmelisiniz. Bunu yapabilmek için de düşman hakkında çok derin ve dolu bir bilgi havuzunuzun olması gerekmektedir.

Bu tip operasyonlarda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da; Tehdit Tehdididir.’ Başka bir deyişle; sizin düşman istihbarat kaynaklarına erişiminiz varsa düşmanın da sizin kaynaklarınıza erişimi olduğunu düşünmelisiniz.

Bu konuda septik ve dikkatli olmanız sizi düşmana karşı bir adım avantajlı konuma sokacaktır. Tehdidinize karşı oluşabilecek tehdidi önceden görüp, önlem alabilirsiniz bu sayede.

Bunun da en temel önleyici prensibi; Sır bilgisi Teorisi’ ve Bilmesi gerekene, bilmesi gereken kadar bilgi’ kuralıdır. Operasyon gizliliği en elzem konudur bu noktada…

Sonrasında ise az önce sorduğumuz soruların cevaplarına uygun teşkilat şeması oluşturmalısınız. Her görevlinizin bu görevi başaramayacağı kesindir. Buna en uygun personel şemasıyla hareket etmelisiniz.

İstediğiniz şeyi, zarar görmeden sahip olup, en güvenli ve en az kayıpla size getirebilecek olan kadronuzu oluşturursunuz.

Ve çok dikkatli seçim yapmalısınız.

Sonrasında olacaklar, sorumluluk ve yükümlülükler artık alandaki personelinizin üzerinde olacaktır. O personeliniz ise çok daha dikkatli olmalıdır.

Alandaki görevliler, tehditleri ve düşmanın niyetini, kapasitesini ve faaliyetlerine çok hâkim olmalıdır.

Operasyonun en başından sonuna kadar ilgili cover’ çalışmalarına sahip çıkmalıdır, bunları hayalperestlikten uzak gerçekçi verilerle desteklemeli ve önce kendi bu konuda ikna olmalıdır.

Tehdit ve yoğun stres altında sahip oldukları başlıktan uzaklaşmamalı, sorgu ve baskı altında soğukkanlı kalabilmelilerdir. Bu konuda eksik ve yetersiz ‘brif’ edilmiş personel, kapıdan girişte yakayı ele verecektir.

Refah Sınır Kapısı’nda yakalananlar, büyük ihtimal ilk burada açık vermiş olmalılardır.

Bu ilk tehdit ve risk istasyonunu atlatan operasyonel ve taktik personel için sahada veri toplama ve üretme gerçek zorlukların ikincisidir.

Burada karargâh olarak yapılması gereken ilk şey personele teknik destek sağlamaktır.

Bu, böyle bir bölgede operasyonun başarılı ya da başarısız olmasının tartışmasız en önemli nedenidir.

Teknik destekten yoksun kalan personel, sahada şansına ve bahtına güvenmek zorunda kalır. Ve böyle naçar kalınan çoğu durumda çanlar onlar için çalmaya başlar. Çünkü, istihbarat asla bir 'kader-kısmet-şans-talih' meselesi değildir.

Karargâh olarak sahadaki personelinizle kurmanız gereken bir diğer önemli bağ da Muharebe ve İkmal kanalları’dır. Bu kanalların sağlıklı kalması ve durması, hem sizi sahadan gelen cari bilgilerle güncel tutmak hem de saha personelinin moral ve motivasyonunun yüksek kalması için çok önemlidir. Ancak en önemlisi, veri akışı güvenilir, inanılır ve canlı olmasıdır.

Buradaki herhangi bir kesinti, sizi ve müşterilerinizi alan veya bölge hakkında kör ve sağır edecektir. Ve kimse bunun olmasını istemez.

Bu tip operasyonlar, baskı ve stres altında, psikolojik açıdan yıpratıcı bir iş olduğundan, bu işe dâhil olan personelin nitelikleri, becerileri ve donanımları da çok önemlidir.

Mümkünse, bu alanda deneyimli bir ya da birkaç kıdemli personelin yanı sıra daha genç, dinamik, atletik ve savaşa hazır personelin seçilmesine dikkat edilmelidir.

Ağır muharebe, meskûn mahal harp teknikleri, ilk yardım ve acil tıbbi bakım konularında eğitimli, teknik konulara hâkim, teçhizat ve mühimmat uyumu iyi, refleksleri keskin personel bu alanlarda önemli bir avantaja sahiptir.

Bunların yanı sıra düşmanın uyumadığının da farkında olmalıdırlar.

Düşmanı küçümsemek, ciddiye almamak ve karşı tedbirleri gevşetmek muhtemel bir yenilgiyle hatta ciddi kayıplarla sonuçlanacaktır.

Düşmanın da en az sizin kadar 'İstihbarat ve Teknikleri’ne hâkim olduğu bilinciyle hareket etmeli ve saha personelinize bu konuda taviz vermemelerini tavsiye etmelisiniz. Çünkü karargâhın ciddiyeti, sahaya doğrudan yansıyacaktır.

Tarihte hiçbir zaman disiplin ve azimden kopuk bir komuta merkezi ve onun mahiyetinde olanlar galip gelememiştir.

Bir diğer önemli tema ise alana çıkacak personelin psikolojik – sosyolojik, fikren ve zihnen bu göreve hazır olmasıdır.

İdeolojik olarak çok keskin ve fikirlere sahip olan personel, düşman olası unsurları karşısında duygusal davranıp, fevri çıkışlarda bulunacak ve tüm takımı büyük bir risk altına sokacaktır.

Bu sebeple zihnen hazır ve soft fikirlerle adım atmalılardır. Savaş Hukuku’ konusunda bilgili, İnsan Haklarına’ saygılı ve tabii ki yerel – ahlaki – dini ve toplumsal kuralların’ bilincinde olmalıdır. Çünkü bu faaliyet, sadece sıcak temas üzerine kurulu bir görev olmayacaktır. Kalabalıklar içinde gizlenme, dikkat çekmeme, yerel kültürel alışkanlıklara uymak gibi önemli detaylar da görevin başarı ya da başarısızlığını etkileyecektir.

Sonuçta operasyon tamamlanmış ve taktik personel sağ salim dönmüş olsa bile görev henüz bitmemiştir.

Bu sefer toplanan veri, bilgi ve görsel datalarla / kayıtların analiz edilmesine gelinmiştir.

Ve en önemli kısım asıl buradadır.

Toplanan istihbaratın yanlış yorumlanması ve analiz edilmesi karar alıcı ve müşterilerin yanlış kararlar ve planlar yapmalarına sebep olacağı için en az taktik – operasyon kadar da önemli bir kısımdır burası.

Bu istihbarat sayesinde kaos oluşmuş o bölgede çıkar ya da yarar planları oluşturulacaktır müşteri ve karar alıcılar.

Ve alandan gelen istihbarat ne kadar nektar, berrak ve besili olursa olsun, yanlış bir analiz tüm o emeği de çöpe çevirecektir.

Sonuç olarak, konvansiyonel ya da meskûn mahal savaş alanlarında İstihbarat Operasyon ve Faaliyetleri’ icra edilmesi, son derece normal ve önemlidir. Ancak bu operasyonlarda dikkatsizlik, beceriksizlik ve acele kararlar ile dizayn edilmiş operasyonların faturaları da hiç şüphe yok ki çok ağırdır.

Bu sebeple, operasyon en başından sonuna kadar çok titiz ve üzerinde hassasiyetle durularak hesaplanmalıdır. Yoksa daha sınır kapısından girerken yakayı ele verir, kaş yapayım derken göz çıkartırsınız.

Pazartesi günü Refah Sınır Kapısı’nda olanlar da tam olarak böyle olmuştur diye düşünüyorum.

O 50 kişiden 50’sinin de Gönüllü Yardımsever ve Diplomatik Arabulucular olmadığını ben düşünüyorsam, siz düşünüyorsanız, HAMAS da düşünmüştür ancak düşünmeyenler de varmış demek ki…

Görünen ve okunan tam olarak budur.

.

Serkan Yıldız, dikGAZETE.com

Gazze / “Refah Sınır Kapısı”nda, Tutuklanan Dört Yabancı? 

6 Kasım Pazartesi günü HAMAS, Gazze güneyinde bulunan ve Gazze'nin dış dünyaya açılan tek sınır kapısı olan Refah Sınır Kapısı'ndan 50'den fazla AB üye ülke pasaportuna sahip "yardımsever ve diplomatik gönüllülerin" geçişine izin verdi. Hemen ardından 4 kişiyi tutukladı.

Bu ilk soru işaretiydi. (!)

50'den fazla bu kişilerin küçük bir kısmının, HAMAS'ın elinde bulunan İngiliz ve AB uyruklu rehinelerle ilgili pazarlık yapmak için giriş yaptığı bilinmekteydi.

Bu tutuklanan 4 kişi onlardan mıydı yoksa gönüllülerden mi, bilinmez. Ancak, HAMAS kolluk kuvvetleri tarafından tutuklanmaları için meşru ve kabul edilebilir gerekçeleri olduğu varsayılmalıdır.

Bu dört kişinin neden tutuklandığına dair bir açıklama yok. Ancak 'casusluk' suçlamasıyla gözaltına alınmış olmaları kuvvetle muhtemeldir. İnsani Yardım ve Rehineler için Diplomatik Misyonlar görevi ile (!) gelmiş kişiler, sanırım kendi hükümetleri tarafından da (!) özen ve dikkatle seçilmiş vatandaşlardır.

Ve bu özenle seçilmiş şahısların, savaş alanına girme sebepleri açıkça belliyken, tutuklanmalarının (!) sebebi ne olabilir ki?.. diye düşünüyor insan…

Bu tutuklanan dört kişi İstihbarat Faaliyet ya da Operasyonu’ amacıyla girmiş casus olsalar bile bunda anormal ya da etik dışı bir durum yoktur aslında.

Bu tip kaos ortamlarında yabancı istihbarat servislerinin hasım ya da hısım ülke topraklarına istihbarat faaliyet ve operasyonları’ için personel göndermeleri gayet normal ve olağandır.

Şubat ayındaki ülkemizde yaşanan depremde de bu tip faaliyetler olduğu uzmanlar tarafından düşünülmüştür.

Tabiat kuralı olarak kesin olan bir şey vardır, o da; her kaostan sonra büyük bir huzur doğduğudur.

Daha önce yıkım noktasında, kıyamet derecesinde birçok kaos yaşamış dünyamız, o büyük yok oluşlardan sonra bile mutlaka bir barış ortamı yaratmış ve yaşam gücü kendini yeniden üreterek hayatta kalabilmiştir.

Gazze’de de olacak olan budur. Çünkü bu doğanın kuralıdır.

Bu bakımdan istihbarat servislerin bu yıkımın ardından kendi politikalarına katkı sağlayacak temettülerini toplamak için çabalamalarında bir sakınca yoktur. Şık’ görünmeyebilir ama etik değildir’ de denemez…

Ancak bu tip konvansiyonel ya da meskûn mahal harekâtlarının yapıldığı bölgelerde istihbarat faaliyet ve operasyonları’ gerçekleştirmek için dikkat etmeniz gereken çok önemli bazı noktalar vardır.

Bunlarda eksik ya da zafiyetler yaşarsanız yakalanmanız, açığa çıkmanız, hatta kamuoyu ve uluslararası alanlarda suçlanmanız ve hatta çok büyük zarar faturalarının altında kalmanız içten bile değildir.

İlk yapmanız gereken çok iyi bir Operasyon Analiz Dosyası’ oluşturmaktır.

Basit sorularla başlamalısınız;

- Ne istiyorum? Nerede bulabilirim?

- Lokasyon nedir / ne değildir?

- Kimleri görevlendirebilirim?

- Kimlerle çalışabilirim / destek alabilirim? Ne kadar süremi alır?

- Düşman unsurları? Tehditler ve olası riskler nelerdir?

ve tabii;

- En güvenli olarak nasıl dönebilirim? / Çıkış noktam nerede ve nasıl olmalıdır?

Ve her ne olursa olsun düşmanın da İstihbarata Karşı Koyma’ operasyon, faaliyet ve önlemleri alacağını bilmelisiniz.

Bunun ne derece ciddi ya da ne kadar gayriciddi olduğunun önemi olmadan bunu düşünmeli ve buna göre bir taktik / manevra operasyonu dizayn etmelisiniz. Bunu yapabilmek için de düşman hakkında çok derin ve dolu bir bilgi havuzunuzun olması gerekmektedir.

Bu tip operasyonlarda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da; Tehdit Tehdididir.’ Başka bir deyişle; sizin düşman istihbarat kaynaklarına erişiminiz varsa düşmanın da sizin kaynaklarınıza erişimi olduğunu düşünmelisiniz.

Bu konuda septik ve dikkatli olmanız sizi düşmana karşı bir adım avantajlı konuma sokacaktır. Tehdidinize karşı oluşabilecek tehdidi önceden görüp, önlem alabilirsiniz bu sayede.

Bunun da en temel önleyici prensibi; Sır bilgisi Teorisi’ ve Bilmesi gerekene, bilmesi gereken kadar bilgi’ kuralıdır. Operasyon gizliliği en elzem konudur bu noktada…

Sonrasında ise az önce sorduğumuz soruların cevaplarına uygun teşkilat şeması oluşturmalısınız. Her görevlinizin bu görevi başaramayacağı kesindir. Buna en uygun personel şemasıyla hareket etmelisiniz.

İstediğiniz şeyi, zarar görmeden sahip olup, en güvenli ve en az kayıpla size getirebilecek olan kadronuzu oluşturursunuz.

Ve çok dikkatli seçim yapmalısınız.

Sonrasında olacaklar, sorumluluk ve yükümlülükler artık alandaki personelinizin üzerinde olacaktır. O personeliniz ise çok daha dikkatli olmalıdır.

Alandaki görevliler, tehditleri ve düşmanın niyetini, kapasitesini ve faaliyetlerine çok hâkim olmalıdır.

Operasyonun en başından sonuna kadar ilgili cover’ çalışmalarına sahip çıkmalıdır, bunları hayalperestlikten uzak gerçekçi verilerle desteklemeli ve önce kendi bu konuda ikna olmalıdır.

Tehdit ve yoğun stres altında sahip oldukları başlıktan uzaklaşmamalı, sorgu ve baskı altında soğukkanlı kalabilmelilerdir. Bu konuda eksik ve yetersiz ‘brif’ edilmiş personel, kapıdan girişte yakayı ele verecektir.

Refah Sınır Kapısı’nda yakalananlar, büyük ihtimal ilk burada açık vermiş olmalılardır.

Bu ilk tehdit ve risk istasyonunu atlatan operasyonel ve taktik personel için sahada veri toplama ve üretme gerçek zorlukların ikincisidir.

Burada karargâh olarak yapılması gereken ilk şey personele teknik destek sağlamaktır.

Bu, böyle bir bölgede operasyonun başarılı ya da başarısız olmasının tartışmasız en önemli nedenidir.

Teknik destekten yoksun kalan personel, sahada şansına ve bahtına güvenmek zorunda kalır. Ve böyle naçar kalınan çoğu durumda çanlar onlar için çalmaya başlar. Çünkü, istihbarat asla bir 'kader-kısmet-şans-talih' meselesi değildir.

Karargâh olarak sahadaki personelinizle kurmanız gereken bir diğer önemli bağ da Muharebe ve İkmal kanalları’dır. Bu kanalların sağlıklı kalması ve durması, hem sizi sahadan gelen cari bilgilerle güncel tutmak hem de saha personelinin moral ve motivasyonunun yüksek kalması için çok önemlidir. Ancak en önemlisi, veri akışı güvenilir, inanılır ve canlı olmasıdır.

Buradaki herhangi bir kesinti, sizi ve müşterilerinizi alan veya bölge hakkında kör ve sağır edecektir. Ve kimse bunun olmasını istemez.

Bu tip operasyonlar, baskı ve stres altında, psikolojik açıdan yıpratıcı bir iş olduğundan, bu işe dâhil olan personelin nitelikleri, becerileri ve donanımları da çok önemlidir.

Mümkünse, bu alanda deneyimli bir ya da birkaç kıdemli personelin yanı sıra daha genç, dinamik, atletik ve savaşa hazır personelin seçilmesine dikkat edilmelidir.

Ağır muharebe, meskûn mahal harp teknikleri, ilk yardım ve acil tıbbi bakım konularında eğitimli, teknik konulara hâkim, teçhizat ve mühimmat uyumu iyi, refleksleri keskin personel bu alanlarda önemli bir avantaja sahiptir.

Bunların yanı sıra düşmanın uyumadığının da farkında olmalıdırlar.

Düşmanı küçümsemek, ciddiye almamak ve karşı tedbirleri gevşetmek muhtemel bir yenilgiyle hatta ciddi kayıplarla sonuçlanacaktır.

Düşmanın da en az sizin kadar 'İstihbarat ve Teknikleri’ne hâkim olduğu bilinciyle hareket etmeli ve saha personelinize bu konuda taviz vermemelerini tavsiye etmelisiniz. Çünkü karargâhın ciddiyeti, sahaya doğrudan yansıyacaktır.

Tarihte hiçbir zaman disiplin ve azimden kopuk bir komuta merkezi ve onun mahiyetinde olanlar galip gelememiştir.

Bir diğer önemli tema ise alana çıkacak personelin psikolojik – sosyolojik, fikren ve zihnen bu göreve hazır olmasıdır.

İdeolojik olarak çok keskin ve fikirlere sahip olan personel, düşman olası unsurları karşısında duygusal davranıp, fevri çıkışlarda bulunacak ve tüm takımı büyük bir risk altına sokacaktır.

Bu sebeple zihnen hazır ve soft fikirlerle adım atmalılardır. Savaş Hukuku’ konusunda bilgili, İnsan Haklarına’ saygılı ve tabii ki yerel – ahlaki – dini ve toplumsal kuralların’ bilincinde olmalıdır. Çünkü bu faaliyet, sadece sıcak temas üzerine kurulu bir görev olmayacaktır. Kalabalıklar içinde gizlenme, dikkat çekmeme, yerel kültürel alışkanlıklara uymak gibi önemli detaylar da görevin başarı ya da başarısızlığını etkileyecektir.

Sonuçta operasyon tamamlanmış ve taktik personel sağ salim dönmüş olsa bile görev henüz bitmemiştir.

Bu sefer toplanan veri, bilgi ve görsel datalarla / kayıtların analiz edilmesine gelinmiştir.

Ve en önemli kısım asıl buradadır.

Toplanan istihbaratın yanlış yorumlanması ve analiz edilmesi karar alıcı ve müşterilerin yanlış kararlar ve planlar yapmalarına sebep olacağı için en az taktik – operasyon kadar da önemli bir kısımdır burası.

Bu istihbarat sayesinde kaos oluşmuş o bölgede çıkar ya da yarar planları oluşturulacaktır müşteri ve karar alıcılar.

Ve alandan gelen istihbarat ne kadar nektar, berrak ve besili olursa olsun, yanlış bir analiz tüm o emeği de çöpe çevirecektir.

Sonuç olarak, konvansiyonel ya da meskûn mahal savaş alanlarında İstihbarat Operasyon ve Faaliyetleri’ icra edilmesi, son derece normal ve önemlidir. Ancak bu operasyonlarda dikkatsizlik, beceriksizlik ve acele kararlar ile dizayn edilmiş operasyonların faturaları da hiç şüphe yok ki çok ağırdır.

Bu sebeple, operasyon en başından sonuna kadar çok titiz ve üzerinde hassasiyetle durularak hesaplanmalıdır. Yoksa daha sınır kapısından girerken yakayı ele verir, kaş yapayım derken göz çıkartırsınız.

Pazartesi günü Refah Sınır Kapısı’nda olanlar da tam olarak böyle olmuştur diye düşünüyorum.

O 50 kişiden 50’sinin de Gönüllü Yardımsever ve Diplomatik Arabulucular olmadığını ben düşünüyorsam, siz düşünüyorsanız, HAMAS da düşünmüştür ancak düşünmeyenler de varmış demek ki…

Görünen ve okunan tam olarak budur.

.

Serkan Yıldız, dikGAZETE.com