<h3><span><strong>Hadis uyduranlar!..</strong></span></h3> <div><strong>Hadis</strong> <strong>uydurmalarının</strong> başlangıcı konusunda kaynak ve görüşlerde farklılıklar olsa da, buluşulan ortak nokta, <strong>hicri</strong> <strong>birinci</strong> <strong>asırda</strong> uydurmaların başladığıdır!</div> <div><strong>Hicri</strong> birinci asırda başlayan <strong>hadis</strong> <strong>uydurmacılığı</strong>, bizim ülkemizde bazı <strong>hurafeciler</strong> tarafından hız kesmeden devam(!) ettirilmektedir!..</div> <div>Uydurulan <strong>hadislere</strong> bakıldığında genel olarak; dönemin <strong>siyasi</strong> çekişmeleri, <strong>namaz</strong>, <strong>abdest</strong>, <strong>mezhepler</strong>, <strong>kurban</strong>, <strong>kazanç</strong>, <strong>ilim</strong>, <strong>cehalet</strong>, <strong>hastalık</strong>-<strong>şifa</strong>, <strong>günlük</strong> <strong>ihtiyaçlar</strong>, <strong>Hz. Ali</strong> ve <strong>Ehl-i Beyt</strong>, <strong>halifeler</strong>, <strong>Muaviye</strong> ve <strong>Emeviler</strong>, <strong>İslam’ın</strong> aleyhinde ve lehinde, dönemin iktidar sahiplerine iyi görünmek ve onlara yaltaklanmak ya da aleyhlerinde olmak vs… gibi, neredeyse her konuda <strong>aleyhte</strong>-<strong>leyhte</strong> binlerce hadis(!) uydurulmuştur!..</div> <div><strong>Hadis</strong> uyduranlara bakacak ve ilk sıraya koyacak isim olarak <strong>Ebu Hureyre’yi</strong> değerlendermek lazım ama onun için bir yazı değil, <strong>kitap</strong> yazmak ancak kafi gelir!..</div> <div>Yine de kısa bir geçiş yapalım…</div> <div><strong>Sünni</strong> kaynaklara göre <strong>Ebu</strong> <strong>Hureyre,</strong> <strong>hadis</strong> uydurmamış, <strong>Şiiler</strong>, <strong>Hureyre</strong> aleyhinde kitaplarında kötü şeyler yazdıkları için böyle anlaşılmış!..</div> <div><strong>Şiiler</strong>, <strong>Ebu</strong> <strong>Hureyre’nin</strong> aleyhine niye yazsınlar ki derseniz, onun için de bir <strong>hadis</strong> uydurup, sıyrılabilirler!..</div> <div><strong>Peygamberle</strong> sürekli birlikte olanları bile geçerek <strong>5.374 hadis</strong> rivayet edip, birinciliğe oturan bu kişi hakkında <strong>Hz. Ayşe</strong>, <strong>Hz. Ömer</strong> ve <strong>Hz. Ali’nin</strong> düşüncelerine bakarsak bilgi sahibi olabiliriz.</div> <div><strong>Örneğin </strong><strong>Hz. Ali</strong><strong>; “</strong><strong>Bilin ki, insanların (veya yaşayanların) </strong><strong>Allah’ın</strong><strong> </strong><strong>Resulü</strong><strong> hakkında en çok yalan uyduranı </strong><strong>Devs’li Ebu Hureyre</strong><strong>’dir</strong><strong>”</strong><strong> </strong>demiştir!..</div> <div><strong>Ebu Hüreyre’nin</strong> çok hadis rivayet etmesine karşı çıkanlardan biri olan <strong>Hz. Ayşe</strong>, onu yanına çağırarak, görmediği ve duymadığı bazı rivayetlerin hesabını sormuştur!..</div> <div><strong>Hz. Ömer</strong>, çok hadis rivayet etmekten vazgeçmediği takdirde geldiği yere (Devs’e) göndereceğini söylemiş ve “Senin <strong>Resulullah’tan</strong> çok hadis rivayet ettiğini görüyorum ve yalancı olduğunu sanıyorum” diyerek uyardığı; bazı kaynaklarda başına kamçıyla vurduğu belirtilmiştir!..</div> <div>Bahsettiğimiz gibi <strong>Hureyre</strong> bir kitap konusudur!..</div> <div>Şimdi ilk dönemlerde <strong>hadis</strong> uyduran bazı kimselere bakalım…</div> <div>Halid bin Ubeyd, Ebu Isam künyesiyle bilinmektedir.</div> <div>Davud bin Affan.</div> <div>Kays bin Mina.</div> <div>Matar bin Meymun.</div> <div>Haris bin Abdillah el-A‘ver.</div> <div>Mina bin Ebu Mina.</div> <div>Esbağ bin Nübate.</div> <div>Cümey bin Umeyr.</div> <div>Musa bin Kays.</div> <div>Mugire bin Said.</div> <div>Ebu Salih Bazam, Irak-Necef’li.</div> <div>Cabir bin Yezid el-Cufi, Cabir el-Cu’fi olarak bilinir.</div> <div>Nüfey bin Haris, Ebu Davud el-A’ma olarak bilinir.</div> <div>Umare bin Cüveyn.</div> <div>Amr bin Ubeyd, İbn Bab olarak bilinir.</div> <div>Muhammed bin Saib el-Kelbi.</div> <div>Yahya bin Ebu Üneyse, Ebu Zeyd el-Cezeri olarak bilinir.</div> <div>Abdullah bin Ziyad, Ebu Abdurrahman olarak bilinir.</div> <div>İlk dönem <strong>hadis</strong> uyduran ve adı geçen kişilerin doğum tarihleri bilinmese de, ölüm tarihleri <strong>650</strong>-<strong>770</strong> arasındadır.</div> <div>Diğer dikkat çeken bir konu da <strong>Hz. Ali</strong> ve <strong>Hz.</strong> <strong>Ayşe</strong> başta olmak üzere birçok sahabeden hadis rivayet eden ve uyduran bu kişiler hem ‘<strong>cerh’</strong>/ ravilerin yalancılık ve fitne gibi uygunsuz durumları ve güvenilir ravilere karşı çıkmaları nedeniyle hem ravinin hem de rivayetinin reddedilmesi hem de <strong>kezzab</strong>/ ravinin adalet sıfatına sahip olmadığı kaynaklarda yer almaktadır!..</div> <div>Bunlardan sonrada <strong>hadis</strong> uydurmaları elbette devam etmiştir. Sayı olarak, örnek olması açısından bir isim vermekle yetinelim…</div> <div><strong>Abbasiler</strong> döneminde kendisinin serbest bırakılması için valiye rüşvet teklif ettiği için ölüme mahkum edilen <strong>Abdülkerim</strong><strong> </strong><strong>bin</strong><strong> </strong><strong>Ebü’l-Avca</strong>, helali haram, haramı helal gösteren dört bin <strong>hadis</strong> uydurduğunu itiraf etmiştir!..</div> <div>Günümüzde bu uydurmaları bazılarının <strong>gerçek</strong> <strong>gibi</strong> anlatması, özellikle <strong>ateistler</strong> tarafından <strong>koz</strong> olarak kullanılmaktadır!</div> <div>Örnek vermek gerekirse; “Allah; ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp, baldırını gösterir!..” ve “Peygamber, Cebrail’e vahyi kimden alıyorsun demiş. Cebrail, önümde perde var, perdenin arkasında veriliyor cevabı vermiş... Peygamber, perdeyi açıp arkasına bak demiş!.. Vahiy almaya giden Cebrail, perdeyi açıp bakmış ki; vahyi veren Hz. Muhammed!..” Yani <strong>Hz. Muhammed</strong> (haşa), hem <strong>Allah</strong> hem de peygamber!.. (*)</div> <div><strong>Hadis</strong> diye anlatılan bu uydurmada bir sürü de <strong>açıklama</strong> var ki; okuyan inansın!..</div> <div>Bunları anlatanlar, <strong>uydurma</strong> olduğunu kabul etmiyorlar!..</div> <div><strong>Alim</strong> olduğunu iddia eden biri, <strong>Allah’ın</strong> bacağını ve baldırını göstereceğini “<strong>hadis</strong> <strong>sahih”</strong> diye delil sayıyor. Bir diğeri de; “Bu söz peygambere ait değil demek bir yana, peygamber bu sözü söylemez dersen, dinden çıkar, cehennemi boylarsın!” diyor.</div> <div>Öte yandan; <strong>Müslümanların</strong><strong>,</strong> “<strong>Buhari</strong>’de, <strong>Müslim'de</strong>, filanda-fıstıkta yazıyor diye <strong>iman</strong> ettikleri” bu ve benzeri <strong>uydurmaların</strong> büyük çoğunluğu, <strong>en</strong> <strong>güvenilir</strong> <strong>hadis</strong> kitaplarında yer alırken; kitapların bu <strong>uydurmalardan</strong> <strong>ayıklanması</strong> düşüncesi dillendirilince de; “<strong>Buhari çökerse, İslam çöker. Müslim çökerse, İslam çöker</strong>”; “<strong>Kur’an’a uymuyor diye sahih bir hadisi reddeden kafirdir</strong>”; “<strong>Buhari’de, gök aşağı yer yukarıdır yazsa bitti. Benim için artık gök yer, yer de göktür derim</strong>” ve benzeri sözlerle saldırıya geçtikleri gibi <strong>kışkırtma</strong> da yapıyorlar!..</div> <div>Bakınız; son günlerde <strong>Diyanet</strong> <strong>İşleri Başkanı Ali Erbaş</strong>, “<strong>Hz. İsa öldü</strong>” dediği için, “<strong>kafir”</strong> ve “<strong>cehennemlik”</strong> diyerek linç etmeleri yetmiyormuş gibi, ellerine geçirseler <strong>çarmıha</strong> gerecekler!..</div> <div>“<strong>En</strong> <strong>güvenli</strong>” diyerek, yazdıklarını <strong>ayetten</strong> üstün tuttukları <strong>Buhari</strong> kimmiş bakalım… </div> <div>O dönemde <strong>İran</strong> sınırları içerisinde yer alan <strong>Özbekistan</strong>-<strong>Buhara’da</strong> <strong>810</strong> yılında doğmuş; <strong>869’da</strong> (Bazı kitaplarda 870 yazar) vefat etmiştir!.. Yani <strong>Hz.</strong> <strong>Muhammed’in</strong> vefatından <strong>178</strong> yıl sonra doğmuştur! <strong>Arap</strong> değildir!.. (Soyunu peygambere dayandıranlar yalancıdır!) <strong>22</strong> yaşında hadis toplamaya/ yazmaya başlasa, arada <strong>200</strong> yıllık bir fark var. Dolayısıyla; bu kitaptaki “<strong>sahih</strong> <strong>hadisler”</strong><strong> bile</strong> <strong>Peygamber’in</strong> vefatından <strong>150</strong>-<strong>200</strong> yıl sonra yazılmış!..</div> <div>Yakın zamanda <strong>Hz. Ayşe’nin</strong> evliliği konusunda tartışmaya girdikleri ve bizim de, “<strong>Diamond Tema ‘Yalnız’ mıdır; ‘Yalnız değil’ midir; nedir yani?!. Okuyun!..</strong>” (**) başlığıyla köşe yazısı yaptığımız ve hakkında soruşturma açılan <strong>agnostik</strong> <strong>Diamond</strong> <strong>Tema</strong>, <strong>Buhari’de</strong> yazanlardan örnek vermişti ki; <strong>Arnavutluk’tan</strong> şu açıklamayı yaptı: “<strong>Ben hakaret etmedim, Buhari’de yazanları okudum. Suçlayacaksanız, Diyanet’i suçlayın!..</strong>”</div> <div>Hal böyle iken siz, <strong>Buhari’yi</strong> <strong>Kur’an’dan</strong>, <strong>Peygamber’i</strong> <strong>Allah’tan</strong> üstün tutmaya devam edin!..</div> <div>.</div> <div><strong>Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com</strong></div> <div> </div> <div> </div> <div>(*) “Vahyi gönderen de alan da Hz. Muhammed’dir”</div> <div>https://youtu.be/Sdq3HRi4h18</div> <div>(**) https://www.dikgazete.com/yazi/diamond-tema-yalniz-midir-yalniz-degil-midir-nedir-yani-okuyun-6963.html</div> <div>.</div> <div></div> <div>.</div> <div></div> <div>.</div> <div></div> <div>.</div> <div></div> <div>.</div> <div></div> <div>.</div>