İdlip’te Fransa/NATO ihaneti, Paris-Şam işbirliği!
İdlip’te Fransa/NATO ihaneti, Paris-Şam işbirliği!
- 02-03-2020 09:04
- 587
- 02-03-2020 09:04
- 587
İdlip şehitlerinin gösterdiği bir gerçek var.
İdlip şehitlerinin birinci dereceden katili Suriye rejimi, ikinci dereceden katili Fransızlar’dır.
Şehit haberlerinin sosyal medyaya düşmesiyle birlikte yetkili mercilerin, dut yemiş bülbüle döndüklerine milletçe tanıklık ettik.
Bir zamanlar “Yalova Kaymakamı” vardı. Şimdi de onu aratmayan Hatay Valisi. Sonra birileri çıktı, telsiz kapatmanın faziletlerini döktürdü.
Şaşırdık mı? Hayır! Çünkü yakın tarihimizden aşina olduğumuz bir tavır.
Tıpkı, Birinci Dünya Harbi’nde, Osmanlı Devleti’ni savaşa sokan İttihatçı Paşalar’ın sanki sorumluluk kendilerinin değilmiş gibi tası tarağı toplayıp yurt dışına çıkmaları gibi.
Ruslar neden ısrarla İdlip sahasındaki Türk Birliklerine dair bilgi istedi?
İdlip’teki saldırı öncesinde, Rus İrtibat Subayları’nın Türk muhataplarına ısrarla "gözlem noktaları dışında askeri birlikleriniz var mı?” diye sordukları, Türk İrtibat memurlarının da "hayır yok!" cevabı verdikleri belirtilmişti.
Ancak, Türk Askerleri’nin, İdlib'de yalnızca Gözlem Noktaları’nın dışında hayatını kaybetmesi düşündürücü?
Eğer Ruslar’ın amacı Türk askeri birliklerine doğrudan saldırı olsaydı, TSK Gözlem Noktaları’nı da vurması gerekmez miydi?
Ruslar’ın tekrar tekrar neden Gözlem Noktaları dışında Türk Askerlerinin olup olmadığını sormaları aradan geçen zamanla daha iyi anlaşıldı.
Fransız donanması uçak gemisi Charles de Gaulle, neden ‘Kıprıs’ta?
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 2019'da, "Fransa, Levant bölgesinde (Suriye ve Irak) askeri varlığını sürdürecek" demişti.
Fransız ordusu, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Suriye krizinde aktif siyaset izleme iddiasına karşın ancak ABD ordusunun himayesinde varlık gösterebiliyor.
Fransızlar, halihazırda Deyrizor, Haseke ve Rakka illerinde 4 askeri noktada mevcut. Konuşlandıkları askeri noktaların tümünü ABD askerleriyle ortak kullanan Fransızlar, hareket kabiliyetlerini ABD ordusuyla YPG/PKK korumasında sağlayabiliyor.
Fransa'nın, YPG/PKK'nın kontrolündeki bölgelerde 200 civarında askeri bulunuyor.
Suriye’deki Fransız Birliği, Kıbrıs’taki Fransız Donanması ile irtibatlı…
Fransızlar, paylaşım savaşında birşey kaçırmak istemiyor. Doğru zamanda doğru yerde durduklarından eminler. Bölgedeki savaşın seyrini yakından takip ediyorlar.
Fransız Donanması’na bağlı uçak gemisi Charles de Gaulle (R-91) Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde bulunan Limasol limanında demirli.
Limasol’daki uçak gemisi Charles de Gaulle’in varlığı, Fransa ve Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği ortakları olarak yakın ilişkilerini sembolize ediyor.
Charles de Gaulle uçak gemisine eşlik eden 1 adet Fransız yakıt tedarik gemisi (A608) ve Yunan donanmasına ait bir Psara (F-454) fırkateyni mevcut.
Limasol’a demirli uçak gemisi haricinde Fransız Donanması’nın FREMM sınıfı fırkateyni Auvergne (D-654) Güney Kıbrıs’ın Larnaka kentine demirli. Fransız uçak gemisi grubu Güney Kıbrıs Ulusal Muhafızları ile çeşitli tatbikatlar icra ediyor.
Charles de Gaulle’de bulunan hava görev grubu; 20 adet Rafale Marine, 2 adet E-2C Hawkeye uçağı, 1 adet Marine Cayman helikopteri (NH90) ve 2 adet Dauphin Pedro (AS-365F) helikopterinden oluşuyor. (*)
Suriye’deki Fransız birlikleri ile Güney Kıprıs Limosol’da demirli uçak gemisi Charles de Gaulle (R-91) mürettebatı, Türk birliklerinin attıkları her adımı yakından izliyor.
Rus istihbaratı, Fransa - Suriye bağlantısını deşifre etti…
Dört üst düzey Rus istihbarat subayının Halep'te değil, Kesep'te öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Büyük bir olasılıkla Rus istihbarat subaylarını öldüren ve sonrasında Türk askerlerine ateş açan ekip, Beşer Esad etrafında kümelenen savaş lobisinin adamlarıydı.
O günden beri Ruslar diken üstünde. İşi şansa bırakmaya niyetleri yok.
Rus istihbaratı, Paris ve Şam yönetimi arasında diyalog kurulduğunu bir süredir öğrenmişti.
Kuryeleri yakın takibe aldılar.
Fransızlar, hem sahadaki askeri personelin hem de Doğu Akdeniz'de demirli uçak gemisinin elde ettiği istihbarat bilgilerini, Türk askeri birliklerinin teçhizatını, koordinatlarını, Suriye ordusuna sürekli paslıyordu.
Ruslar yanıltılma, atlatılma olasılığını göz önünde bulundurarak kendilerine ulaşan bilgileri, Türk askeri yetkililerinden teyit etmek istediler.
İşte 34 Şehidin verildiği gün, ısrarla Türk Birliklerinin Koordinatlarını sordular.
Ruslar’ın amacı, Fransızlar’ın Suriye ordusuna verdikleri koordinat bilgileri ile Türkler’den gelen bilgileri karşılaştırmaktı.
Sonuç ortada.
Ruslar, Türk Ordusunun yardımına koştu, Suriye Hava Sahasını Türk Hava Araçlarına açtı…
İdlip’te ki 33 şehidin ve onlarca yaralının tahliyesi, Ruslar’ın insafa gelmesiyle mümkün olabilmiştir.
Ruslar, şehit ve yaralıların, savaş bölgesinden tahliyesinde yardımcı oldular.
Fransızlar’ın oyunu tersine dönüverdi. Fransa ve NATO, Türk - Rus çatışmasıyla her iki tarafı birbirine kırdırıp Suriye’ye çöreklenmeyi planlanmıştı.
Rus ve Türk yetkilerin durum değerlendirmesi sonucu Rusya, Suriye hava sahasını 48. saatlik süre ile Türk hava araçlarına açtı. Fransızlar’la irtibatlı Suriyeli generallerin bulundukları yerleri Türk muhataplarıyla paylaştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından arka arkaya gerçekleştirilen başarılı operasyonlar ile Rejim güçleri yerle bir edildi.
1 tümgeneral, 2 tuğgeneral, 1 kurmay albayla birlikte 2 bin 100'ün üzerinde rejim askeri öldürüldü. İmha edilen tank, top vs aracın haddi hesabı yok. Ruslar’ın verdiği süre Pazar günü öğle saat 12 itibarıyla doldu.
Benim anlayamadığım bu sürenin neden daha iyi kullanılmadığı?
Ruslar, neden Türk Ordusu’na saldırsın?
Ruslar, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu bilmiyor mu? Pentagon ile TSK arasındaki küresel ilişki ağını hesaba katmıyor mu?
Rusya’nın, Türkiye’de az-buz yatırımı yok. Doğalgaz boru hattından tutun, Akkuyu Nükleer Santral yapımına kadar.
Bir de buna S400’leri ekleyin. Sadece Ankara’da Rus Büyükelçiliği personel sayısı 3.000 civarında.
Rus uçağının düşürülmesine rağmen, İran’ı küstürmek pahasına Astana ve Soçi süreçleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de konuşlanmasına ortam hazırladılar.
Bir çuval inciri berbat etmek biz Türkler’in işi.
Herkesin bildiği gibi, Türkler’in sembolü kurt; Ruslar’ın ayı. Bir Rus atasözü der ki; "Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma" Bizde de buna benzer bir söz var; “iti an, çomağı hazırla” diye.
Ruslar’la ilişki kurmak isteyen Avrupalılar birbirlerine "Bir ayıyı dansa kaldırırsan… Dans, sen vazgeçtiğinde değil, ayı vazgeçtiğinde sona erer” türünden daha ‘zoopolitik’ tavsiyede bulunurlarmış.
Rusya’yı, Suriye’ye Davutoğlu'nun politikası soktu…
Kimse “Rusya neden Suriye’de?” diye sormasın. MİT'in 2 Mart 1969'da Hafız Esad’a, Suriye'de darbe yaptırmasından sonra, Ruslar’a sıcak denizlere inebilmenin yolu açıldı. Rahatlıkla üslerini kurdular.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, SSCB sınırları dışındaki bir çok askeri üs, sembolik sayıda askerle temsilen korundu.
ABD, 11 Eylül sonrası Afganistan ve Irak'ı işgal etti. Türkiye’nin yakın komşusu Suriye’de Beşar Esad yönetimini devirmek için harekete geçti.
Obama yönetiminin öncekilerden farklı olarak kullanışlı maşa arayışına Türkiye’den “Amerikancı İslamcılar” yeşil ışık yaktılar. Ne de olsa yeşil Müslümanlar’ın temsil rengiydi.
Şam sokaklarında “Antebin Hamamları” türküsünü söyleyip, boğaz gezintisi yapanlar, göklerden gelen kararla Washington'dan gelen talimatı aynı kefeye koyunca olan oldu.
Türkiye sınırlarında “CIA eğit donat kampları” açtı. Kalbura dönen Türk hududundan ne kadar ipten kazıktan kopmuş katil sürüsü varsa Suriye’ye doluştu.
IŞİD, Suriye ordusunu darmadağın etti. Şam'daki uzun adama birileri Putin'den yardım istemesini fısıldadı.
Putin'in gönderdiği savaş uçakları, Suriye semalarında göründüğünde kimileri zil takıp oynadı, kimileri stratejik derinliğin nasıl kanalizasyon çukuruna dönüştüğünü hüzünle izledi.
Haçlı Seferleri tarihini okuyanlar bilir; Haçlılar’ın her zaman bel kemiğini, savaş gücünü, Fransız ordusu oluşturdu. Akılları sıra, Suriye’de yeniden mevzi almak istiyorlar.
Yok öyle yağma!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
(*) https://cy.ambafrance.org/Fransiz-ucak-gemisi-grubu-Charles-de-Gaulle-Kibris-limanina-ugradi
İdlip şehitlerinin gösterdiği bir gerçek var.
İdlip şehitlerinin birinci dereceden katili Suriye rejimi, ikinci dereceden katili Fransızlar’dır.
Şehit haberlerinin sosyal medyaya düşmesiyle birlikte yetkili mercilerin, dut yemiş bülbüle döndüklerine milletçe tanıklık ettik.
Bir zamanlar “Yalova Kaymakamı” vardı. Şimdi de onu aratmayan Hatay Valisi. Sonra birileri çıktı, telsiz kapatmanın faziletlerini döktürdü.
Şaşırdık mı? Hayır! Çünkü yakın tarihimizden aşina olduğumuz bir tavır.
Tıpkı, Birinci Dünya Harbi’nde, Osmanlı Devleti’ni savaşa sokan İttihatçı Paşalar’ın sanki sorumluluk kendilerinin değilmiş gibi tası tarağı toplayıp yurt dışına çıkmaları gibi.
Ruslar neden ısrarla İdlip sahasındaki Türk Birliklerine dair bilgi istedi?
İdlip’teki saldırı öncesinde, Rus İrtibat Subayları’nın Türk muhataplarına ısrarla "gözlem noktaları dışında askeri birlikleriniz var mı?” diye sordukları, Türk İrtibat memurlarının da "hayır yok!" cevabı verdikleri belirtilmişti.
Ancak, Türk Askerleri’nin, İdlib'de yalnızca Gözlem Noktaları’nın dışında hayatını kaybetmesi düşündürücü?
Eğer Ruslar’ın amacı Türk askeri birliklerine doğrudan saldırı olsaydı, TSK Gözlem Noktaları’nı da vurması gerekmez miydi?
Ruslar’ın tekrar tekrar neden Gözlem Noktaları dışında Türk Askerlerinin olup olmadığını sormaları aradan geçen zamanla daha iyi anlaşıldı.
Fransız donanması uçak gemisi Charles de Gaulle, neden ‘Kıprıs’ta?
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 2019'da, "Fransa, Levant bölgesinde (Suriye ve Irak) askeri varlığını sürdürecek" demişti.
Fransız ordusu, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Suriye krizinde aktif siyaset izleme iddiasına karşın ancak ABD ordusunun himayesinde varlık gösterebiliyor.
Fransızlar, halihazırda Deyrizor, Haseke ve Rakka illerinde 4 askeri noktada mevcut. Konuşlandıkları askeri noktaların tümünü ABD askerleriyle ortak kullanan Fransızlar, hareket kabiliyetlerini ABD ordusuyla YPG/PKK korumasında sağlayabiliyor.
Fransa'nın, YPG/PKK'nın kontrolündeki bölgelerde 200 civarında askeri bulunuyor.
Suriye’deki Fransız Birliği, Kıbrıs’taki Fransız Donanması ile irtibatlı…
Fransızlar, paylaşım savaşında birşey kaçırmak istemiyor. Doğru zamanda doğru yerde durduklarından eminler. Bölgedeki savaşın seyrini yakından takip ediyorlar.
Fransız Donanması’na bağlı uçak gemisi Charles de Gaulle (R-91) Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde bulunan Limasol limanında demirli.
Limasol’daki uçak gemisi Charles de Gaulle’in varlığı, Fransa ve Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği ortakları olarak yakın ilişkilerini sembolize ediyor.
Charles de Gaulle uçak gemisine eşlik eden 1 adet Fransız yakıt tedarik gemisi (A608) ve Yunan donanmasına ait bir Psara (F-454) fırkateyni mevcut.
Limasol’a demirli uçak gemisi haricinde Fransız Donanması’nın FREMM sınıfı fırkateyni Auvergne (D-654) Güney Kıbrıs’ın Larnaka kentine demirli. Fransız uçak gemisi grubu Güney Kıbrıs Ulusal Muhafızları ile çeşitli tatbikatlar icra ediyor.
Charles de Gaulle’de bulunan hava görev grubu; 20 adet Rafale Marine, 2 adet E-2C Hawkeye uçağı, 1 adet Marine Cayman helikopteri (NH90) ve 2 adet Dauphin Pedro (AS-365F) helikopterinden oluşuyor. (*)
Suriye’deki Fransız birlikleri ile Güney Kıprıs Limosol’da demirli uçak gemisi Charles de Gaulle (R-91) mürettebatı, Türk birliklerinin attıkları her adımı yakından izliyor.
Rus istihbaratı, Fransa - Suriye bağlantısını deşifre etti…
Dört üst düzey Rus istihbarat subayının Halep'te değil, Kesep'te öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Büyük bir olasılıkla Rus istihbarat subaylarını öldüren ve sonrasında Türk askerlerine ateş açan ekip, Beşer Esad etrafında kümelenen savaş lobisinin adamlarıydı.
O günden beri Ruslar diken üstünde. İşi şansa bırakmaya niyetleri yok.
Rus istihbaratı, Paris ve Şam yönetimi arasında diyalog kurulduğunu bir süredir öğrenmişti.
Kuryeleri yakın takibe aldılar.
Fransızlar, hem sahadaki askeri personelin hem de Doğu Akdeniz'de demirli uçak gemisinin elde ettiği istihbarat bilgilerini, Türk askeri birliklerinin teçhizatını, koordinatlarını, Suriye ordusuna sürekli paslıyordu.
Ruslar yanıltılma, atlatılma olasılığını göz önünde bulundurarak kendilerine ulaşan bilgileri, Türk askeri yetkililerinden teyit etmek istediler.
İşte 34 Şehidin verildiği gün, ısrarla Türk Birliklerinin Koordinatlarını sordular.
Ruslar’ın amacı, Fransızlar’ın Suriye ordusuna verdikleri koordinat bilgileri ile Türkler’den gelen bilgileri karşılaştırmaktı.
Sonuç ortada.
Ruslar, Türk Ordusunun yardımına koştu, Suriye Hava Sahasını Türk Hava Araçlarına açtı…
İdlip’te ki 33 şehidin ve onlarca yaralının tahliyesi, Ruslar’ın insafa gelmesiyle mümkün olabilmiştir.
Ruslar, şehit ve yaralıların, savaş bölgesinden tahliyesinde yardımcı oldular.
Fransızlar’ın oyunu tersine dönüverdi. Fransa ve NATO, Türk - Rus çatışmasıyla her iki tarafı birbirine kırdırıp Suriye’ye çöreklenmeyi planlanmıştı.
Rus ve Türk yetkilerin durum değerlendirmesi sonucu Rusya, Suriye hava sahasını 48. saatlik süre ile Türk hava araçlarına açtı. Fransızlar’la irtibatlı Suriyeli generallerin bulundukları yerleri Türk muhataplarıyla paylaştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından arka arkaya gerçekleştirilen başarılı operasyonlar ile Rejim güçleri yerle bir edildi.
1 tümgeneral, 2 tuğgeneral, 1 kurmay albayla birlikte 2 bin 100'ün üzerinde rejim askeri öldürüldü. İmha edilen tank, top vs aracın haddi hesabı yok. Ruslar’ın verdiği süre Pazar günü öğle saat 12 itibarıyla doldu.
Benim anlayamadığım bu sürenin neden daha iyi kullanılmadığı?
Ruslar, neden Türk Ordusu’na saldırsın?
Ruslar, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu bilmiyor mu? Pentagon ile TSK arasındaki küresel ilişki ağını hesaba katmıyor mu?
Rusya’nın, Türkiye’de az-buz yatırımı yok. Doğalgaz boru hattından tutun, Akkuyu Nükleer Santral yapımına kadar.
Bir de buna S400’leri ekleyin. Sadece Ankara’da Rus Büyükelçiliği personel sayısı 3.000 civarında.
Rus uçağının düşürülmesine rağmen, İran’ı küstürmek pahasına Astana ve Soçi süreçleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de konuşlanmasına ortam hazırladılar.
Bir çuval inciri berbat etmek biz Türkler’in işi.
Herkesin bildiği gibi, Türkler’in sembolü kurt; Ruslar’ın ayı. Bir Rus atasözü der ki; "Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma" Bizde de buna benzer bir söz var; “iti an, çomağı hazırla” diye.
Ruslar’la ilişki kurmak isteyen Avrupalılar birbirlerine "Bir ayıyı dansa kaldırırsan… Dans, sen vazgeçtiğinde değil, ayı vazgeçtiğinde sona erer” türünden daha ‘zoopolitik’ tavsiyede bulunurlarmış.
Rusya’yı, Suriye’ye Davutoğlu'nun politikası soktu…
Kimse “Rusya neden Suriye’de?” diye sormasın. MİT'in 2 Mart 1969'da Hafız Esad’a, Suriye'de darbe yaptırmasından sonra, Ruslar’a sıcak denizlere inebilmenin yolu açıldı. Rahatlıkla üslerini kurdular.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, SSCB sınırları dışındaki bir çok askeri üs, sembolik sayıda askerle temsilen korundu.
ABD, 11 Eylül sonrası Afganistan ve Irak'ı işgal etti. Türkiye’nin yakın komşusu Suriye’de Beşar Esad yönetimini devirmek için harekete geçti.
Obama yönetiminin öncekilerden farklı olarak kullanışlı maşa arayışına Türkiye’den “Amerikancı İslamcılar” yeşil ışık yaktılar. Ne de olsa yeşil Müslümanlar’ın temsil rengiydi.
Şam sokaklarında “Antebin Hamamları” türküsünü söyleyip, boğaz gezintisi yapanlar, göklerden gelen kararla Washington'dan gelen talimatı aynı kefeye koyunca olan oldu.
Türkiye sınırlarında “CIA eğit donat kampları” açtı. Kalbura dönen Türk hududundan ne kadar ipten kazıktan kopmuş katil sürüsü varsa Suriye’ye doluştu.
IŞİD, Suriye ordusunu darmadağın etti. Şam'daki uzun adama birileri Putin'den yardım istemesini fısıldadı.
Putin'in gönderdiği savaş uçakları, Suriye semalarında göründüğünde kimileri zil takıp oynadı, kimileri stratejik derinliğin nasıl kanalizasyon çukuruna dönüştüğünü hüzünle izledi.
Haçlı Seferleri tarihini okuyanlar bilir; Haçlılar’ın her zaman bel kemiğini, savaş gücünü, Fransız ordusu oluşturdu. Akılları sıra, Suriye’de yeniden mevzi almak istiyorlar.
Yok öyle yağma!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
(*) https://cy.ambafrance.org/Fransiz-ucak-gemisi-grubu-Charles-de-Gaulle-Kibris-limanina-ugradi