İsrail-HAMAS Savaşı: Reklamın Savaş Platosu
İsrail-HAMAS Savaşı: Reklamın Savaş Platosu
- 23-11-2023 08:02
- 7940
- 23-11-2023 08:02
- 7940
İsrail–HAMAS Savaşı: Reklamın Savaş Platosu
İsrail'in savaş endüstrisi, 2022'de 12.5 milyar dolarlık rekor satış rakamına ulaşarak önemli bir gelişme kaydetmiştir. Bu rakam, son on yıl içinde iki katına çıkarak dikkat çekici bir büyümeyi temsil etmektedir. Silah satışlarındaki bu artış, İsrail'in global ‘Silah Tüccarlığı’ etkisini gösteren önemli bir faktördür.
İsrail Savunma Bakanlığı'nın verilerine göre, son üç yılda İsrail, insansız hava araçları yüzde 40, mühimmat yüzde 45 ve siber ekipman gibi ürünlerin satışı da yüzde 67’den yüzde 83’e doğru pozitif bir konotasyon yaşanmıştır. Bu ürünlerin hedef pazarları arasında Arap ülkeleri öne çıkmaktadır. Geçen yılın istatistiklerine göre, silahların yüzde 24'ü Bahreyn, Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler tarafından satın alınmıştır.
7 Ekim günü HAMAS’ın gerçekleştirdiği saldırılardan sonra Gazze'ye yönelik taarruzlar, İsrail'in silahlarını ‘savaş testi’ için kullanma stratejisinin bir parçasını oluşturmaktadır. Sadece bu bağlamda bile düşünüldüğünde üretilen mamulün bir şekilde reklam edilerek, müşterilere tanıtılması gerekliliği yüzünden Gazze’ye saldırmak, İsrail için oldukça işlevsel ve para temelli sebepler barındırmaktadır. Bir silah – savunma sistemi ya da savaş teknolojisi ürettiyseniz bunun reklamını dünyaca ünlü bir rock star ile yapamazsınız. Çok iyi bir yönetmen, senarist ve prodüksiyon ile de başarıya ulaşamazsınız. Potansiyel müşteriler, bu ürünlerin ne kadar işe yaradığını görmek isterler. Ve bunu yeşil perde önünde Hollywood yıldızları ile de yapamazsınız.
İhtiyacınız olan şey ürünü kullanabileceğiniz ve işlevselliğini gösterebileceğiniz bir platformdur. Ve bu platformda ne yazık ki canlı ete karşı kullanabileceğiniz sıcak savaş sahasıdır. Buna ihtiyacınız vardır. Yoksa ürettiklerinizin elinizde kalması çok yüksek ihtimaldir.
Bu noktada ürünlerinizi alacak potansiyel müşterilerin beklentilerini yanıtlayabilecek türde bir düşman seçersiniz ki cümle âleme rezil olmayın. Buradan analize başlarsak, Gazze ve HAMAS’a saldırmak ürünleriniz için iyi bir ‘Tanıtım – Reklam – Pazarlama – Marka İletişimi– Promosyon ve Ticari İletişim’ parametrelerinde bulunmaz bir fırsat ve alandır. Ancak bu yönteme ‘Halkla İlişkiler – PR’ yönünden bakıldığında o kadar da isabetli denemez. Fakat bu müşterilerin de pek umurunda değildir.
İsrail ordusu, özellikle ‘Elbit yapımı Demir İğne'nin savaşta ilk kez kullanımını vurgulayarak, bu saldırılar da tanıtmıştır. Sosyal medya üzerinden yapılan tanıtımlar, sadece ‘caydırıcılık’ etkisiyle yerel ve küresel kamuoyuna değil, aynı zamanda potansiyel yabancı müşterilere de yönelik bir pazarlama stratejisinin parçasıdır.
Kullanılan her bir silah ve teknolojinin resmi ve gayri resmi sosyal medya hesaplarında yapılan ‘reklam’larındaki amaç da budur. Ve çok yakında göreceğiz ki; İsrail savunma sanayisi önümüzdeki çeyrek dilimler içinde satış rekorları kıracaktır.
-Elbit Yapımı Demir İğne
Gazze’ye yönelik konvansiyonel harekât sadece ‘İsrail Taarruz ve Savunma sistemleri’ için bir reklam platosu ve çalışması sahası değildir. Burada İsrail savunma sanayisi başka bir ürünü daha müşterilerin beğenisine sunmaktadır.
İsrail ordusu, HAMAS’a yönelik saldırılarında yapay zekâyı (AI) kullanarak ‘hedefleri hızlı, güvenilir ve doğru bir şekilde tespit ve imha’ yeteneğini öne çıkarmayı denemiştir. Ancak, istedikleri reaksiyonu alamamışlardır. Bu konuda daha fazla ARGE çalışmasına, daha fazla mesaiye ihtiyaçları olduğu ortada ve kesindir. Çünkü sivil kayıpların azaltılmasına dair somut kanıtlar bulunmamaktadır.
Ve Gazze'deki ölü sayısı, bu iddiaları sorgulatmaktadır. Bu rakamsal sonuçlar neticesinde, Fas menşeili bir firmanın, İsrail ile yapay zekâ ticaretini askıya aldığı da fısıltı gazetelerinde duyulmaya başlamıştır.
İsrail, Batı Şeria'da yapay zekâyı Filistinlilerin izlenmesi ve kontrol edilmesi içinde kullanmaktadır. Bu, bölgede özgürleştirici bir teknoloji olarak değil, tam tersine baskıcı bir kontrol aracı olarak kullanıldığını göstermektedir. Ancak bunun da müşterileri vardır. Ve savaş alanında yapay zekâ konusunda yaşadıkları başarısızlık ‘barış zamanında sivil unsurlar üzerinde izleme ve kontrol’ sınıfında yüksek oranda başarı sağlamıştır. Bazı uzak doğu firmaları şimdiden bu sistem için pazarlığa oturdukları iddia edilmektedir.
İsrail'in savaş endüstrisinin büyümesi ve bölgesel etkisi, sadece askeri alanda değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal düzeyde de önemli sonuçlar doğurmaktadır.
İsrail'in etno-milliyetçi gündemi ve yanlıları bu durumla gurur duyarken gerek Filistinlileri gerekse eleştirel Yahudileri tehlikeye atmakta, uluslararası alanda da tepki çekmektedir. Ancak bu tepkiler ‘Kasaba usulü protestolar’ın önüne ne yazık ki geçememektedir. Bu durum, İsrail'in sözde ‘Batı değerleri’ ile ‘barbarlık’ arasında bir savaş yürüttüğü iddialarını sorgulamaya açık hale getirmektedir. Ancak, Batı dünyasının İsrail'i destekleme eğilimi, potansiyel müşterilerin sessiz kalması, bu kapital tabanlı çatışmanın daha da karmaşık bir hal almasına neden olmaktadır.
İsrail resmi devlet politikasının, 7 Ekim günü HAMAS saldırılarından ulusal ve ideolojik çıkar bağlamında elde edeceği faydaların dışında bu savaş aynı zamanda İsrail savunma sanayisi içinde bulunmaz bir reklam ve pazarlama platosuna dönüşmüştür.
Ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek isteyeceklerdir.
Bunun için de ellerini taşın altına sokmaktan da asla geri durmayacaklardır.
Ki durmadıkları da gayet net anlaşılmaktadır.
Sadece bu sebeple bile olsa sivil kayıpları pek önemsediklerini düşünemeyiz.
Görünen ve izlenen de budur. Bunun da da ispatları çok yakında rakamsal olarak ekonomik terimlerle karşımıza çıkacaktır.
.
Serkan Yıldız, dikGAZETE.com
İsrail–HAMAS Savaşı: Reklamın Savaş Platosu
İsrail'in savaş endüstrisi, 2022'de 12.5 milyar dolarlık rekor satış rakamına ulaşarak önemli bir gelişme kaydetmiştir. Bu rakam, son on yıl içinde iki katına çıkarak dikkat çekici bir büyümeyi temsil etmektedir. Silah satışlarındaki bu artış, İsrail'in global ‘Silah Tüccarlığı’ etkisini gösteren önemli bir faktördür.
İsrail Savunma Bakanlığı'nın verilerine göre, son üç yılda İsrail, insansız hava araçları yüzde 40, mühimmat yüzde 45 ve siber ekipman gibi ürünlerin satışı da yüzde 67’den yüzde 83’e doğru pozitif bir konotasyon yaşanmıştır. Bu ürünlerin hedef pazarları arasında Arap ülkeleri öne çıkmaktadır. Geçen yılın istatistiklerine göre, silahların yüzde 24'ü Bahreyn, Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler tarafından satın alınmıştır.
7 Ekim günü HAMAS’ın gerçekleştirdiği saldırılardan sonra Gazze'ye yönelik taarruzlar, İsrail'in silahlarını ‘savaş testi’ için kullanma stratejisinin bir parçasını oluşturmaktadır. Sadece bu bağlamda bile düşünüldüğünde üretilen mamulün bir şekilde reklam edilerek, müşterilere tanıtılması gerekliliği yüzünden Gazze’ye saldırmak, İsrail için oldukça işlevsel ve para temelli sebepler barındırmaktadır. Bir silah – savunma sistemi ya da savaş teknolojisi ürettiyseniz bunun reklamını dünyaca ünlü bir rock star ile yapamazsınız. Çok iyi bir yönetmen, senarist ve prodüksiyon ile de başarıya ulaşamazsınız. Potansiyel müşteriler, bu ürünlerin ne kadar işe yaradığını görmek isterler. Ve bunu yeşil perde önünde Hollywood yıldızları ile de yapamazsınız.
İhtiyacınız olan şey ürünü kullanabileceğiniz ve işlevselliğini gösterebileceğiniz bir platformdur. Ve bu platformda ne yazık ki canlı ete karşı kullanabileceğiniz sıcak savaş sahasıdır. Buna ihtiyacınız vardır. Yoksa ürettiklerinizin elinizde kalması çok yüksek ihtimaldir.
Bu noktada ürünlerinizi alacak potansiyel müşterilerin beklentilerini yanıtlayabilecek türde bir düşman seçersiniz ki cümle âleme rezil olmayın. Buradan analize başlarsak, Gazze ve HAMAS’a saldırmak ürünleriniz için iyi bir ‘Tanıtım – Reklam – Pazarlama – Marka İletişimi– Promosyon ve Ticari İletişim’ parametrelerinde bulunmaz bir fırsat ve alandır. Ancak bu yönteme ‘Halkla İlişkiler – PR’ yönünden bakıldığında o kadar da isabetli denemez. Fakat bu müşterilerin de pek umurunda değildir.
İsrail ordusu, özellikle ‘Elbit yapımı Demir İğne'nin savaşta ilk kez kullanımını vurgulayarak, bu saldırılar da tanıtmıştır. Sosyal medya üzerinden yapılan tanıtımlar, sadece ‘caydırıcılık’ etkisiyle yerel ve küresel kamuoyuna değil, aynı zamanda potansiyel yabancı müşterilere de yönelik bir pazarlama stratejisinin parçasıdır.
Kullanılan her bir silah ve teknolojinin resmi ve gayri resmi sosyal medya hesaplarında yapılan ‘reklam’larındaki amaç da budur. Ve çok yakında göreceğiz ki; İsrail savunma sanayisi önümüzdeki çeyrek dilimler içinde satış rekorları kıracaktır.
-Elbit Yapımı Demir İğne
Gazze’ye yönelik konvansiyonel harekât sadece ‘İsrail Taarruz ve Savunma sistemleri’ için bir reklam platosu ve çalışması sahası değildir. Burada İsrail savunma sanayisi başka bir ürünü daha müşterilerin beğenisine sunmaktadır.
İsrail ordusu, HAMAS’a yönelik saldırılarında yapay zekâyı (AI) kullanarak ‘hedefleri hızlı, güvenilir ve doğru bir şekilde tespit ve imha’ yeteneğini öne çıkarmayı denemiştir. Ancak, istedikleri reaksiyonu alamamışlardır. Bu konuda daha fazla ARGE çalışmasına, daha fazla mesaiye ihtiyaçları olduğu ortada ve kesindir. Çünkü sivil kayıpların azaltılmasına dair somut kanıtlar bulunmamaktadır.
Ve Gazze'deki ölü sayısı, bu iddiaları sorgulatmaktadır. Bu rakamsal sonuçlar neticesinde, Fas menşeili bir firmanın, İsrail ile yapay zekâ ticaretini askıya aldığı da fısıltı gazetelerinde duyulmaya başlamıştır.
İsrail, Batı Şeria'da yapay zekâyı Filistinlilerin izlenmesi ve kontrol edilmesi içinde kullanmaktadır. Bu, bölgede özgürleştirici bir teknoloji olarak değil, tam tersine baskıcı bir kontrol aracı olarak kullanıldığını göstermektedir. Ancak bunun da müşterileri vardır. Ve savaş alanında yapay zekâ konusunda yaşadıkları başarısızlık ‘barış zamanında sivil unsurlar üzerinde izleme ve kontrol’ sınıfında yüksek oranda başarı sağlamıştır. Bazı uzak doğu firmaları şimdiden bu sistem için pazarlığa oturdukları iddia edilmektedir.
İsrail'in savaş endüstrisinin büyümesi ve bölgesel etkisi, sadece askeri alanda değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal düzeyde de önemli sonuçlar doğurmaktadır.
İsrail'in etno-milliyetçi gündemi ve yanlıları bu durumla gurur duyarken gerek Filistinlileri gerekse eleştirel Yahudileri tehlikeye atmakta, uluslararası alanda da tepki çekmektedir. Ancak bu tepkiler ‘Kasaba usulü protestolar’ın önüne ne yazık ki geçememektedir. Bu durum, İsrail'in sözde ‘Batı değerleri’ ile ‘barbarlık’ arasında bir savaş yürüttüğü iddialarını sorgulamaya açık hale getirmektedir. Ancak, Batı dünyasının İsrail'i destekleme eğilimi, potansiyel müşterilerin sessiz kalması, bu kapital tabanlı çatışmanın daha da karmaşık bir hal almasına neden olmaktadır.
İsrail resmi devlet politikasının, 7 Ekim günü HAMAS saldırılarından ulusal ve ideolojik çıkar bağlamında elde edeceği faydaların dışında bu savaş aynı zamanda İsrail savunma sanayisi içinde bulunmaz bir reklam ve pazarlama platosuna dönüşmüştür.
Ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek isteyeceklerdir.
Bunun için de ellerini taşın altına sokmaktan da asla geri durmayacaklardır.
Ki durmadıkları da gayet net anlaşılmaktadır.
Sadece bu sebeple bile olsa sivil kayıpları pek önemsediklerini düşünemeyiz.
Görünen ve izlenen de budur. Bunun da da ispatları çok yakında rakamsal olarak ekonomik terimlerle karşımıza çıkacaktır.