John Fitzgerald Kennedy

John Fitzgerald Kennedy

Kennedy başa geldiğinde ilk yaptığı işlerden biri FED'i özelleştiren yasayı kaldırıp, merkez bankasını devletin denetimine geçirmek istedi. 

Arabasıyla giderken bir ‘sniper’ tarafından öldürüldü. 

Hem onun sonu ölüm oldu hem de gelecek vaad eden kardeşinin sonu.

Kardeşinin ölümü ise bambaşka bir şekilde oldu.

Yine bir suikast ama bu seferki, korkutan gücü anlatan bir suikast. 

Kennedy'nin kardeşi, abisinin ölümünden sonra konferans verdiği kürsüden, abisinin düşmanlarıyla savaşmaya devam edeceğini söylediği anda bir suikastçi ortaya çıkıyor ve o gün orada, Kennedy'nin kardeşini iki el ateş ederek öldürüyor. 

Buraya kadar her şey normal!..

Asıl bundan sonrasında başlıyor her şey. 

Oradaki polisler, hemen ateş eden o adamın üzerine çullanıp tutukluyorlar. 

Fakat bir bakıyorlar ki adam çoktan bayılmış. 

Adamı hemen hastaneye götürüp, orada tedaviye alıyorlar. 

Adam uyandığında sorguya başlanıyor. 

Fakat adam, hiçbir suçlamayı kabul etmiyor ve diyor ki, “Hayır ben Kennedy'nin kardeşini öldürmedim”.

Adamın bu söylediğine, polisler de büyük bir şaşkınlıkla tepki veriyor ama adam bunda ısrar ediyor. 

Yemin ediyor, onu öldürmediğini söylüyor. 

Video kayıt görüntülerini gösteriyorlar, “bak işte sen vurdun” diyorlar ama adam bunu da kabul etmiyor. 

Hayır bu ben değilim o zaman” diyor. 

Polisler iyice çıldırmaya başlayacak ama hepsi tek bir şey fark ediyor. 

Adam, gerçekten bunu kendisini kurtarmak için söylemiyor.

Gerçekten kendisinin öldürmediğine inanıyor.

Adamı bir psikoloğa götürüyorlar. 

İşte o zaman her şey yavaş yavaş anlaşılmaya başlanıyor.

Psikolog der ki;

Evet gerçekten bu adam bunu yapmamış. Evet aslında bu adam öldürdü ama o bu işi yaparken kendinde değildi. Adeta başka biri tarafından yönlendiriliyordu. O an, kendisi gibi yaşamıyor ve kendisini yöneten kim ise onun emirlerini uyguluyordu'.

Adam aslında bir suikastçi.

Siyonistler bu adamı kaçırıyorlar ve beynini bazı teknolojik aletlerle ve elektronlar sâyesinde sıfırlıyorlar

En sonunda kendi istek ve emirlerini adamın beynine yerleştiriyorlar.

Adam, Kennedy'nin kardeşinin konuşma yaptığı yere geliyor ve kafasına gönderilen sinyallerle Kennedy'yi öldüreceği zamanı bekliyor. 

Tek bir işaretle kalkıp Kennedy'ye ateş ediyor. 

O suikasti yapacak adamın tam karşısında başka bir adam vardı. 

Bu beyni yıkanan adam durmaksızın ona bakmaktaydı. 

O da zaten başka bir ajan

O ayağa kalkıp, parmaklarını şıklattığında hemen ayağa kalkıp Kennedy'nin kardeşine ateş edecekti. 

Yapmıştı da zaten.

Sözlük Emeklisi, dikGAZETE.com

Kennedy başa geldiğinde ilk yaptığı işlerden biri FED'i özelleştiren yasayı kaldırıp, merkez bankasını devletin denetimine geçirmek istedi. 

Arabasıyla giderken bir ‘sniper’ tarafından öldürüldü. 

Hem onun sonu ölüm oldu hem de gelecek vaad eden kardeşinin sonu.

Kardeşinin ölümü ise bambaşka bir şekilde oldu.

Yine bir suikast ama bu seferki, korkutan gücü anlatan bir suikast. 

Kennedy'nin kardeşi, abisinin ölümünden sonra konferans verdiği kürsüden, abisinin düşmanlarıyla savaşmaya devam edeceğini söylediği anda bir suikastçi ortaya çıkıyor ve o gün orada, Kennedy'nin kardeşini iki el ateş ederek öldürüyor. 

Buraya kadar her şey normal!..

Asıl bundan sonrasında başlıyor her şey. 

Oradaki polisler, hemen ateş eden o adamın üzerine çullanıp tutukluyorlar. 

Fakat bir bakıyorlar ki adam çoktan bayılmış. 

Adamı hemen hastaneye götürüp, orada tedaviye alıyorlar. 

Adam uyandığında sorguya başlanıyor. 

Fakat adam, hiçbir suçlamayı kabul etmiyor ve diyor ki, “Hayır ben Kennedy'nin kardeşini öldürmedim”.

Adamın bu söylediğine, polisler de büyük bir şaşkınlıkla tepki veriyor ama adam bunda ısrar ediyor. 

Yemin ediyor, onu öldürmediğini söylüyor. 

Video kayıt görüntülerini gösteriyorlar, “bak işte sen vurdun” diyorlar ama adam bunu da kabul etmiyor. 

Hayır bu ben değilim o zaman” diyor. 

Polisler iyice çıldırmaya başlayacak ama hepsi tek bir şey fark ediyor. 

Adam, gerçekten bunu kendisini kurtarmak için söylemiyor.

Gerçekten kendisinin öldürmediğine inanıyor.

Adamı bir psikoloğa götürüyorlar. 

İşte o zaman her şey yavaş yavaş anlaşılmaya başlanıyor.

Psikolog der ki;

Evet gerçekten bu adam bunu yapmamış. Evet aslında bu adam öldürdü ama o bu işi yaparken kendinde değildi. Adeta başka biri tarafından yönlendiriliyordu. O an, kendisi gibi yaşamıyor ve kendisini yöneten kim ise onun emirlerini uyguluyordu'.

Adam aslında bir suikastçi.

Siyonistler bu adamı kaçırıyorlar ve beynini bazı teknolojik aletlerle ve elektronlar sâyesinde sıfırlıyorlar

En sonunda kendi istek ve emirlerini adamın beynine yerleştiriyorlar.

Adam, Kennedy'nin kardeşinin konuşma yaptığı yere geliyor ve kafasına gönderilen sinyallerle Kennedy'yi öldüreceği zamanı bekliyor. 

Tek bir işaretle kalkıp Kennedy'ye ateş ediyor. 

O suikasti yapacak adamın tam karşısında başka bir adam vardı. 

Bu beyni yıkanan adam durmaksızın ona bakmaktaydı. 

O da zaten başka bir ajan

O ayağa kalkıp, parmaklarını şıklattığında hemen ayağa kalkıp Kennedy'nin kardeşine ateş edecekti. 

Yapmıştı da zaten.

Sözlük Emeklisi, dikGAZETE.com