MİT'e yasal kefen biçme hazırlığı mı yapılıyor?

MİT'e yasal kefen biçme hazırlığı mı yapılıyor?

MİT'e yasal kefen biçme hazırlığı mı yapılıyor? MİT'e yasal kefen biçme hazırlığı mı yapılıyor?

Küresel egemenliği kolaylaştıran teknolojik gelişimin sunduğu oldu-bitti yaşanılıyor. Pandemik bir süreç içindeyiz. Salgın ile neyin baskılandığı tam anlaşılmasa da siber perde kalktığında yeni gerçeklikle yüzleşilecek.

Dünya istihbarat örgütleri değişim içerisinde. Aslında bu yeni durumun Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında ortaya çıktığı görülebilir. Nitekim NATO ve bu yapının organizmasını yöneten üst akıl, "Medeniyetler Çatışması - Yeni Dünya Düzeni" kavramlaştırması ile küresel değişimin fişeğini ateşlemişti.

Bu kapsamda NATO konsepti yeni sürece uyarlandı. “Kırmızı tehlike” yerine “yeşil tehlike” alarmı verildi. Soğuk Savaş döneminde Kızıl yayılmaya karşı harekete geçirilen Yeşil kuşaktaki müttefikler düşman kategorisinde değerlendirildi.

Hiç şüphesiz bu gelişmeye en hızlı ayak uyduran ABD oldu. 11 Eylül terör saldırılarından sonra, ulusal güvenlik kurumlarının transformasyonunu ve yeniden yapılandırılmasını gerçekleştirdiği gibi ulusal güvenlik politikalarını yeniden şekilendirdi. Gerekçeleri hazırdı; terörizm ve kitle imha silahlarının gelişimini engellemek ve kontrol altında tutmak.

Silahlı kuvvetlerin teknolojik, operasyonel, organizasyonel, stratejik, operatif ve taktiksel kapasitesinin yükseltilmesindeki temel amaç, ABD askeri gücünün küresel egemenliği ele geçirmesiydi.

Amerikan askeri kuvvetlerinin deniz ve hava güçlerinin takviyesi, özel askeri birliklerin kurulması, caydırıcılık gücü ile istihbarat ve gözetleme güçlerinin artırılması, kitle imha silahları ile savaş olanaklarının çoğaltılmasına yönelik olarak planlandı.

Bu kapsamda, Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri gücünü “dünyada farkettiği her soruna çözümgibi takdim edilmesinin önü açıldı. Küresel hegomanya peşinde koşanlar kendi çıkarlarına denk düşen konularda müşterek operasyonlara kapı araladılar.

Ancak küresel emperyalizmle boy ölçüşme kapasitesi taşıyan Cihanşümul Kadim Türk Devleti istihbarat örgütlerinin yaşam alanlarının daraltılması, serbest hareket etme yeteneğinin törpülenmesi noktasında, algı operasyonlarının hedefi olabiliyor.

Ekonomik, siber ve insan kaynaklı İstihbarat modellemeleri ile Hibrit Savaşlarda istihbaratın rolü önemli. Hibrit savaşlar asimetrik bir ortamda kendi içerisinde birden çok unsuru barındırdığı gibi bu unsurların senkronizasyonu ile gerçekleştirilebilmekte. Bu noktadan bakıldığında, Hibrit harekât ortamı, güvenlik sorunlarına yeni çözümler aranmasında yeni fırsatlar ve çözümler sunabiliyor.

Türk istihbarat servislerinin teknolojik gelişimlere paralel modernizasyonu, insan kaynaklarının gençleştirilmesi,  uzmanlaşmaya gidilmesi, daha üniter bir yapı yerine daha enternasyonal bir yapıya dönüştürülmesi, bölgesel ve küresel çapta aktör rolünü üstlenmesine imkan tanımakta. Bu durum, hiç şüphesiz milli çıkarların korunması açısından önemli. 

Türk İstihbaratından kimler neden rahatsız?

Türkiye'nin jeopolitik konumu ve önemi, güçlü bir orduya, güçlü bir  istihbarat yapısına ve güçlü bir ekonomiye sahip olmasını gerektiriyor. Sağlam seciyeli, ahlaki değerleri erozyona uğramamış, toplumsal barışın, hukuk kriterlerinin  işlevsel olduğu, bilinçli cemiyet hepsinden daha önemli. Boşuna dememişler, "İl gider Töre kalır" diye.

Unutulmasın, millet varsa devlet var, vatan var!

2015'te PKK ile yürütülen çözüm süreci bittikten sonra Türkiye'nin "terör örgütü" olarak kabul ettiği PKK'nın üyelerine ve FETÖ terör örgütü ile paralel devlet yapılanmasına mensup oldukları gerekçesiyle yurt dışına kaçan, yurt dışında yaşayan suçlulara yönelik operasyonlar arttı.

Özellikle 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası Türkiye, yüzlerce kişinin FETÖ terör örgütü yapılanması mensubu olduğu gerekçesiyle, bulunduğu ülkelerden iadesini istedi. Bu kişilerin bulunduğu yerlerin tespit edilmesinde, MİT büyük rol oynadı.

Çoğu, Afrika ülkelerinden olmak üzere Balkan ülkelerinden, Orta Asya'dan, Ukrayna ve Moldova gibi ülkelerden de yüzlerce kişi “deport” edilerek Türkiye'ye getirildi "terör örgütü üyesi" suçlamasıyla tutuklandılar. Şimdi mahkemelerde Yüce Türk Milletine hesap veriyorlar.

MİT, değişen yasayla birlikte aktif olarak bulunduğu ve kadrolaştığı bölgelerde, operasyonlar düzenliyor.

Böylelikle teşkilatın, dolayısı ile Türk Devletinin "soğuk gücü" hissettirildi ve istihbarat alanında ülkeler arasındaki işbirliğini geliştirmek gibi fırsatlar değerlendirildi.

MİT, yabancı ülke istihbaratlarıyla birlikte gerçekleştirdiği operasyonlarla, çoğu Suriye'de IŞİD'den olmak üzere onlarca yabancı ülke vatandaşının kaçışında rol oynadı. Suriye'de bugün Türkiye'nin hareket kabiliyeti arttı. MİT, orada gerçekten güçlü bir yapılaşma, kadrolaşma ve yerleşme imkanlarına sahip oldu. 

MİT’i ne bekliyor?

MİT, başta eski Sovyet coğrafyası olmak üzere, Suriye, Kuzey Irak, Afganistan, Sudan,  Somali, Libya, Balkanlar hatta Kıta Avrupasında, Türkçe deyimle; kazan kaynatıyor

Latin Amerika’nın kesik damarlarında Türk İstihbaratı dolaşıyor. MİT'den rahatsız olan yabancı servislerin ve onların Türkiye'de görevli etki ajanlarının MİT alerjisi anlaşılabilir. 

Hatta ülke içinde bazı devlet kurumlarının gizli servise eleman temininde, iktidar partisinin gençlik kollarından ya da bazı vakıf, dernek, ocak gibi sivil toplum kuruluşlarından  yararlanılmasına yönelik tenkitler bir nebze olsun tolere edilebilir. Kürt kökenliler, Çerkez kökenliler, Işıkcılar vs. gibi ayrımlar yaşandığı kimse için sürpriz değil.

Ben Türkiye'de; militarist bir odak tarafından MİT'in içini boşaltacak bir hazırlık yürütüldüğünden kuşkuluyum. Bu hazırlık, bazen “MİT başkanına yönelik masum eleştiri” gibi görünen söylemler de su yüzüne çıkabiliyor. 

Bir kaç yıl öncesine kadar “MİT'e istikamet vermek” için dünyanın parasının ödendiği bir düşünce kuruluşuna mensup bazı danışmanların iş akdinin fesh edildiği duyulmuştu. Bunların bir kısmı iktidar partisinin muarız muhalifi Deva, Gelecek gibi yeni yetme partilerin değirmenine su taşıyordu.

Ersan Şen ne kadar şen?

Ancak tüm bunlar bir kenara, Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, bir kaç gün önce TV  programında, sorularını yanıtlarken, sözü punduna getirip, MİT'e aba altından sopa göstermesi insanı düşündürüyor.

2013’te MİT’le ilgili yasa taslağına karşı çıkmasına ilişkin soruya yanıt veren Prof. Şen, “Adı istihbarat olan yapı casusluk ile uğraşır  gibi son derece muğlak gerekçe ileri sürerek “MİT’in operasyon yapamayacağını” savundu. 

TSK, "MİT rahatsızlığı(!)"nı Ersan Şen ağzından dillendiriyor olabilir mi?

2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda yapılan değişiklik öncesi MİT'in yetkisi, yurt dışından elde ettiği bilgileri ilgili kurumlara iletmekle sınırlıydı.

Oysa 2014'te değişen MİT Kanunu'yla birlikte istihbarat yetkilileri, yabancıların ülkeye giriş-çıkışları; vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunma yetkisine sahip oldu.

Kuzey Irak, Suriye ve Libya'da Türk Silahlı Kuvvetleri ile Millî İstihbarat Teşkilatı’nın ortak operasyonları son beş yıldır daha sık duyulur oldu. Aslında Ersan Şen perspektifinden konu analizi yapılırsa her iki kurumun görev tanımı ile müşterek operasyonların ilintisi olamaz. Haber alma MİT'in işiyse, savaşmakta TSK'nın asli görevi.

Lakin Ersan Şen'in derdi başka!..

Sözünü ettiğimiz TV programındaki konuşmasının hukuki, sosyolojik ve psikolojik çözümlemeleri, onun "kendi adına veya mesleki kaygılarla değil,  Türk Devletinin yasal bir erkinin 'flu sözcülüğü'nü üstlenmesinden dolayı böyle bir konuşma tasarladığı" anlaşılıyor.

Ne demişti dikkatlice okuyalım;

Türkiye'nin iç güvenliği polis ve jandarmaya, dış güvenliği de Türk Silahlı Kuvvetleri'ne aittir. MİT, ülkenin iç ve dış güvenliğinden operasyonel açıdan sorumlu birimleri istihbari açıdan destekler. Operasyonların nasıl yapılacağını, Devletin yetkili güvenlik birimleri planlar."

Benim kafam karışmadı dersem yalan olur. 

Eğer okuduklarımı doğru anladımsa; “MİT, polisin, jandarmanın ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev ve yetki sahalarını ihlal ediyor!”.

2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat  Teşkilatı Kanununa göre Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri (1)(2)

Madde 4 – Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır;

a) Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı (…) (2) ,Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak.

b) Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı (…) (2), Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamak. 

c) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat faaliyetlerinin yönlendirilmesi için Cumhurbaşkanı (…) (2)ve Milli Güvenlik Kuruluna tekliflerde bulunmak. 

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine teknik konularda müşavirlik yapmak ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcı olmak.

e) Genelkurmay Başkanlığınca Silahlı Kuvvetler için lüzum görülecek haber ve istihbaratı, yapılacak protokole göre Genelkurmay Başkanlığına ulaştırmak. 

f) Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak.

g) İstihbarata karşı koymak.

Yine 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda, MİT’in yurtdışı operasyonlarını genişletmeye dönük hükümler yer alıyor.

 6532 Nolu Kanuna göre DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLÎ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

MADDE 1 ‒ 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiş ve ikinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“h) Dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen görevleri yerine getirmek.

i) Dış istihbarat, millî savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak.

j) İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla çağdaş istihbarat usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek.”“Millî İstihbarat Teşkilatına bu görevler dışında görev verilemez.”

MİT Başkanı Dr. Hakan Fidan, kurum başkanları içerisinde en uzun süre görev yapan başkan olduğu kadar, “en çok kitap okuyan entelektüel başkan” olarak da tanınıyor.

Teşkilatın çağa uyum sağlamasında katkısı büyük. Bunlardan dolayı tarihi bir misyonu var.

O halde başında olduğu teşkilata iyilik yapmak isterse, “MİT'e yasal kefen biçme hazırlığıyürüten odakları mercek altına alsın /aldırsın. 

Belki işin içinde başka bir şey vardır.

Sel gider kum kalır, İl ölür Töre kalır!

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.mit.gov.tr/teskilat.htmlhttps://www.mit.gov.tr/teskilat.html

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/04/20140426-1.htm

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2937.pdf&ved=2ahUKEwjr5rLQ4Yn2AhWsRfEDHR0sBfMQFnoECBYQAQ&usg=AOvVaw0K4ZTf2Cml_PmuajFt27Ha

https://sen.av.tr/tr/makale/tib-den-mit-e

https://haber.secimi.net/siyaset/ersan-sen-mit-operasyon-yapamaz/

https://yerlisilahsanayii.com/ersan-sen-mit-operasyon-yapamaz/

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53551583

Küresel egemenliği kolaylaştıran teknolojik gelişimin sunduğu oldu-bitti yaşanılıyor. Pandemik bir süreç içindeyiz. Salgın ile neyin baskılandığı tam anlaşılmasa da siber perde kalktığında yeni gerçeklikle yüzleşilecek.

Dünya istihbarat örgütleri değişim içerisinde. Aslında bu yeni durumun Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında ortaya çıktığı görülebilir. Nitekim NATO ve bu yapının organizmasını yöneten üst akıl, "Medeniyetler Çatışması - Yeni Dünya Düzeni" kavramlaştırması ile küresel değişimin fişeğini ateşlemişti.

Bu kapsamda NATO konsepti yeni sürece uyarlandı. “Kırmızı tehlike” yerine “yeşil tehlike” alarmı verildi. Soğuk Savaş döneminde Kızıl yayılmaya karşı harekete geçirilen Yeşil kuşaktaki müttefikler düşman kategorisinde değerlendirildi.

Hiç şüphesiz bu gelişmeye en hızlı ayak uyduran ABD oldu. 11 Eylül terör saldırılarından sonra, ulusal güvenlik kurumlarının transformasyonunu ve yeniden yapılandırılmasını gerçekleştirdiği gibi ulusal güvenlik politikalarını yeniden şekilendirdi. Gerekçeleri hazırdı; terörizm ve kitle imha silahlarının gelişimini engellemek ve kontrol altında tutmak.

Silahlı kuvvetlerin teknolojik, operasyonel, organizasyonel, stratejik, operatif ve taktiksel kapasitesinin yükseltilmesindeki temel amaç, ABD askeri gücünün küresel egemenliği ele geçirmesiydi.

Amerikan askeri kuvvetlerinin deniz ve hava güçlerinin takviyesi, özel askeri birliklerin kurulması, caydırıcılık gücü ile istihbarat ve gözetleme güçlerinin artırılması, kitle imha silahları ile savaş olanaklarının çoğaltılmasına yönelik olarak planlandı.

Bu kapsamda, Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri gücünü “dünyada farkettiği her soruna çözümgibi takdim edilmesinin önü açıldı. Küresel hegomanya peşinde koşanlar kendi çıkarlarına denk düşen konularda müşterek operasyonlara kapı araladılar.

Ancak küresel emperyalizmle boy ölçüşme kapasitesi taşıyan Cihanşümul Kadim Türk Devleti istihbarat örgütlerinin yaşam alanlarının daraltılması, serbest hareket etme yeteneğinin törpülenmesi noktasında, algı operasyonlarının hedefi olabiliyor.

Ekonomik, siber ve insan kaynaklı İstihbarat modellemeleri ile Hibrit Savaşlarda istihbaratın rolü önemli. Hibrit savaşlar asimetrik bir ortamda kendi içerisinde birden çok unsuru barındırdığı gibi bu unsurların senkronizasyonu ile gerçekleştirilebilmekte. Bu noktadan bakıldığında, Hibrit harekât ortamı, güvenlik sorunlarına yeni çözümler aranmasında yeni fırsatlar ve çözümler sunabiliyor.

Türk istihbarat servislerinin teknolojik gelişimlere paralel modernizasyonu, insan kaynaklarının gençleştirilmesi,  uzmanlaşmaya gidilmesi, daha üniter bir yapı yerine daha enternasyonal bir yapıya dönüştürülmesi, bölgesel ve küresel çapta aktör rolünü üstlenmesine imkan tanımakta. Bu durum, hiç şüphesiz milli çıkarların korunması açısından önemli. 

Türk İstihbaratından kimler neden rahatsız?

Türkiye'nin jeopolitik konumu ve önemi, güçlü bir orduya, güçlü bir  istihbarat yapısına ve güçlü bir ekonomiye sahip olmasını gerektiriyor. Sağlam seciyeli, ahlaki değerleri erozyona uğramamış, toplumsal barışın, hukuk kriterlerinin  işlevsel olduğu, bilinçli cemiyet hepsinden daha önemli. Boşuna dememişler, "İl gider Töre kalır" diye.

Unutulmasın, millet varsa devlet var, vatan var!

2015'te PKK ile yürütülen çözüm süreci bittikten sonra Türkiye'nin "terör örgütü" olarak kabul ettiği PKK'nın üyelerine ve FETÖ terör örgütü ile paralel devlet yapılanmasına mensup oldukları gerekçesiyle yurt dışına kaçan, yurt dışında yaşayan suçlulara yönelik operasyonlar arttı.

Özellikle 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası Türkiye, yüzlerce kişinin FETÖ terör örgütü yapılanması mensubu olduğu gerekçesiyle, bulunduğu ülkelerden iadesini istedi. Bu kişilerin bulunduğu yerlerin tespit edilmesinde, MİT büyük rol oynadı.

Çoğu, Afrika ülkelerinden olmak üzere Balkan ülkelerinden, Orta Asya'dan, Ukrayna ve Moldova gibi ülkelerden de yüzlerce kişi “deport” edilerek Türkiye'ye getirildi "terör örgütü üyesi" suçlamasıyla tutuklandılar. Şimdi mahkemelerde Yüce Türk Milletine hesap veriyorlar.

MİT, değişen yasayla birlikte aktif olarak bulunduğu ve kadrolaştığı bölgelerde, operasyonlar düzenliyor.

Böylelikle teşkilatın, dolayısı ile Türk Devletinin "soğuk gücü" hissettirildi ve istihbarat alanında ülkeler arasındaki işbirliğini geliştirmek gibi fırsatlar değerlendirildi.

MİT, yabancı ülke istihbaratlarıyla birlikte gerçekleştirdiği operasyonlarla, çoğu Suriye'de IŞİD'den olmak üzere onlarca yabancı ülke vatandaşının kaçışında rol oynadı. Suriye'de bugün Türkiye'nin hareket kabiliyeti arttı. MİT, orada gerçekten güçlü bir yapılaşma, kadrolaşma ve yerleşme imkanlarına sahip oldu. 

MİT’i ne bekliyor?

MİT, başta eski Sovyet coğrafyası olmak üzere, Suriye, Kuzey Irak, Afganistan, Sudan,  Somali, Libya, Balkanlar hatta Kıta Avrupasında, Türkçe deyimle; kazan kaynatıyor

Latin Amerika’nın kesik damarlarında Türk İstihbaratı dolaşıyor. MİT'den rahatsız olan yabancı servislerin ve onların Türkiye'de görevli etki ajanlarının MİT alerjisi anlaşılabilir. 

Hatta ülke içinde bazı devlet kurumlarının gizli servise eleman temininde, iktidar partisinin gençlik kollarından ya da bazı vakıf, dernek, ocak gibi sivil toplum kuruluşlarından  yararlanılmasına yönelik tenkitler bir nebze olsun tolere edilebilir. Kürt kökenliler, Çerkez kökenliler, Işıkcılar vs. gibi ayrımlar yaşandığı kimse için sürpriz değil.

Ben Türkiye'de; militarist bir odak tarafından MİT'in içini boşaltacak bir hazırlık yürütüldüğünden kuşkuluyum. Bu hazırlık, bazen “MİT başkanına yönelik masum eleştiri” gibi görünen söylemler de su yüzüne çıkabiliyor. 

Bir kaç yıl öncesine kadar “MİT'e istikamet vermek” için dünyanın parasının ödendiği bir düşünce kuruluşuna mensup bazı danışmanların iş akdinin fesh edildiği duyulmuştu. Bunların bir kısmı iktidar partisinin muarız muhalifi Deva, Gelecek gibi yeni yetme partilerin değirmenine su taşıyordu.

Ersan Şen ne kadar şen?

Ancak tüm bunlar bir kenara, Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, bir kaç gün önce TV  programında, sorularını yanıtlarken, sözü punduna getirip, MİT'e aba altından sopa göstermesi insanı düşündürüyor.

2013’te MİT’le ilgili yasa taslağına karşı çıkmasına ilişkin soruya yanıt veren Prof. Şen, “Adı istihbarat olan yapı casusluk ile uğraşır  gibi son derece muğlak gerekçe ileri sürerek “MİT’in operasyon yapamayacağını” savundu. 

TSK, "MİT rahatsızlığı(!)"nı Ersan Şen ağzından dillendiriyor olabilir mi?

2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda yapılan değişiklik öncesi MİT'in yetkisi, yurt dışından elde ettiği bilgileri ilgili kurumlara iletmekle sınırlıydı.

Oysa 2014'te değişen MİT Kanunu'yla birlikte istihbarat yetkilileri, yabancıların ülkeye giriş-çıkışları; vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunma yetkisine sahip oldu.

Kuzey Irak, Suriye ve Libya'da Türk Silahlı Kuvvetleri ile Millî İstihbarat Teşkilatı’nın ortak operasyonları son beş yıldır daha sık duyulur oldu. Aslında Ersan Şen perspektifinden konu analizi yapılırsa her iki kurumun görev tanımı ile müşterek operasyonların ilintisi olamaz. Haber alma MİT'in işiyse, savaşmakta TSK'nın asli görevi.

Lakin Ersan Şen'in derdi başka!..

Sözünü ettiğimiz TV programındaki konuşmasının hukuki, sosyolojik ve psikolojik çözümlemeleri, onun "kendi adına veya mesleki kaygılarla değil,  Türk Devletinin yasal bir erkinin 'flu sözcülüğü'nü üstlenmesinden dolayı böyle bir konuşma tasarladığı" anlaşılıyor.

Ne demişti dikkatlice okuyalım;

Türkiye'nin iç güvenliği polis ve jandarmaya, dış güvenliği de Türk Silahlı Kuvvetleri'ne aittir. MİT, ülkenin iç ve dış güvenliğinden operasyonel açıdan sorumlu birimleri istihbari açıdan destekler. Operasyonların nasıl yapılacağını, Devletin yetkili güvenlik birimleri planlar."

Benim kafam karışmadı dersem yalan olur. 

Eğer okuduklarımı doğru anladımsa; “MİT, polisin, jandarmanın ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev ve yetki sahalarını ihlal ediyor!”.

2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat  Teşkilatı Kanununa göre Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri (1)(2)

Madde 4 – Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır;

a) Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı (…) (2) ,Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak.

b) Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı (…) (2), Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamak. 

c) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat faaliyetlerinin yönlendirilmesi için Cumhurbaşkanı (…) (2)ve Milli Güvenlik Kuruluna tekliflerde bulunmak. 

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine teknik konularda müşavirlik yapmak ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcı olmak.

e) Genelkurmay Başkanlığınca Silahlı Kuvvetler için lüzum görülecek haber ve istihbaratı, yapılacak protokole göre Genelkurmay Başkanlığına ulaştırmak. 

f) Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak.

g) İstihbarata karşı koymak.

Yine 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda, MİT’in yurtdışı operasyonlarını genişletmeye dönük hükümler yer alıyor.

 6532 Nolu Kanuna göre DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLÎ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

MADDE 1 ‒ 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiş ve ikinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“h) Dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen görevleri yerine getirmek.

i) Dış istihbarat, millî savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak.

j) İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla çağdaş istihbarat usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek.”“Millî İstihbarat Teşkilatına bu görevler dışında görev verilemez.”

MİT Başkanı Dr. Hakan Fidan, kurum başkanları içerisinde en uzun süre görev yapan başkan olduğu kadar, “en çok kitap okuyan entelektüel başkan” olarak da tanınıyor.

Teşkilatın çağa uyum sağlamasında katkısı büyük. Bunlardan dolayı tarihi bir misyonu var.

O halde başında olduğu teşkilata iyilik yapmak isterse, “MİT'e yasal kefen biçme hazırlığıyürüten odakları mercek altına alsın /aldırsın. 

Belki işin içinde başka bir şey vardır.

Sel gider kum kalır, İl ölür Töre kalır!

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.mit.gov.tr/teskilat.htmlhttps://www.mit.gov.tr/teskilat.html

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/04/20140426-1.htm

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2937.pdf&ved=2ahUKEwjr5rLQ4Yn2AhWsRfEDHR0sBfMQFnoECBYQAQ&usg=AOvVaw0K4ZTf2Cml_PmuajFt27Ha

https://sen.av.tr/tr/makale/tib-den-mit-e

https://haber.secimi.net/siyaset/ersan-sen-mit-operasyon-yapamaz/

https://yerlisilahsanayii.com/ersan-sen-mit-operasyon-yapamaz/

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53551583