Muhammed Katamış’ın ölüm hikâyesi: Hava Taarruzu mu yoksa Gizli bir Operasyonun iç yüzü mü?
Muhammed Katamış’ın ölüm hikâyesi: Hava Taarruzu mu yoksa Gizli bir Operasyonun iç yüzü mü?
- 24-10-2023 07:26
- 2653
- 24-10-2023 07:26
- 2653
22 Ekim Pazar günü, İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze'de gerçekleştirdiği hava saldırısında HAMAS'ın Gazze'deki Topçu Birliklerinin Komutanı Muhammed Katamaş'ın öldüğünü bildirdi. Ancak, bir HAMAS militanının, Al Aqsa Televizyonuna verdiği demeçte; “Katamaş'ın Perşembe sabahı Gazze'den ayrıldığını ve cesedinin bir IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) aracı tarafından Kuzey Erez Sınır Kapısına atıldığını” belirtti.
İki farklı beyan ve iddia ortada bulunuyor ve her ikisi de dikkate alınmayı hak ediyor. İlerleyen günlerde belki başka iddialar da gelebilir, bu nedenle durumu izlemek önemlidir.
İsrail Hava Kuvvetleri'nin açıklaması, askeri operasyonlar sırasında düşman komutanlarının ölümünün yaygın bir durum olduğunu yansıtmaktadır. Ancak, HAMAS militanının iddiası doğruysa, bu durum daha fazla soruları gündeme getirir.
Şayet HAMAS militanının iddiası doğruysa;
- İsrail Hava Kuvvetleri neden böyle bir açıklama yaptı?
- İsrail Hava Kuvvetleri bu açıklamayla bir şeyleri örtmeye mi çalıştı?
- Neden böyle bir çaba içine girdiler? Amaçları neydi?
- Alelade bir ölüm olmamasına rağmen neden haber ajanslarında basit bir alt yazı olarak geçti? Ki bence bugüne kadar HAMAS güçlerinin verdiği en ciddi kayıplardan biriyken?
- Üstü kapatılmak istenir gibiydi peki ama neden?
- IDF unsurları Katamaş’ın cesedine nasıl ulaştı?
- Neden onlardaydı?
- Ve neden Kuzey Erez Sınır Kapısına atıldı? (Kuzey Erez Sınır kapısı Gazze ile İsrail toprakları arasında bir sınırdır.)
- Katamaş, İsrail bölgesinde miydi? Orada mı öldürüldü?
- Orada ne yapıyordu? Birileriyle mi görüşüyordu? Kimlerdi görüştükleri? Neler konuşuldu? Ya da planlandı?
- Katamaş’ın İsrail Hapishanelerinde bulunan yakın akrabaları kimler? Bir pazarlık mı söz konusuydu?
- İşi bitmiş, işlevselliği kalmamış bir ajan mıydı Muhammed Katamaş? Angaje mi edilmişti?
- Topçu Birimlerinin Sorumlusu / Komutanı olarak İsrail topraklarına yapılan ilk saldırıda rolü neydi? Ne kadardı? Bir görev miydi bu saldırı yoksa İsrail tarafından verilmiş örtülü bir operasyonun parçası mı?
- HAMAS’ın bu saldırısında İsrail’in parmağı olduğunu düşünen birçok uzmanın aradığı o isim Muhammed Katamaş olabilir miydi?
- Ceset neden yok edilmedi? Neden sınırın diğer tarafına atıldı? Bir mesaj mı vardı? O mesaj neydi?
Sorular daha da çoğaltılabilir…
Çeşitlenebilir...
Her ne kadar çok soru sorularsa sorulsun tüm soruların iki cevabı vardır;
İlki; Evet, Muhammed Katamaş, İsrail’e çalışan angaje edilmiş bir ajandı.
İkincisi; Hayır, Muhammed Katamaş, HAMAS’a ve davasına bağlı, sorumluluklarının bilincinde olan üst düzey bir komutandı.
Üçüncü bir cevap olamaz, sorulan ve sorulmamış olan tüm sorulara.
Benim sorularımdan yola çıkarsak; ilk cevap, daha akla yatkın gibi duruyor.
İstihbarat servisleri, düşman örgütleri içinde çalışabilecekleri mümkün olan muhtemel hedefler konusunda oldukça titiz davranırlar. Ve profil uzmanları tarafından dikkatle analiz edilerek bu hedeflere odaklanırlar. Belli bazı formüllerle eleminasyonlar yapılır ve kazanç ihtimali en yüksek olanlar belirlenir.
Hedefle temas kurmadan önce, pazarlık donelerini hazırlamaya başlarlar ve zaman zaman belirlenmiş bu hedefe kaçış yollarını bile açabilirler. Hedefin farkına varmadan, ona destek sağlama amacıyla küçük dokunuşlar yapılır.
İkna edilmesi gereken hedefe, önce küçük teklifler ve yardımlarla yaklaşılır. İlk temas, son derece profesyonel, gizli ve teatral olarak sahnelenmiş bir şekilde gerçekleşir. Ve bu ilk temasta, hedefe herhangi bir yükleme, talep ve istekte bulunulmaz.
Temaslar giderek artar ve hedef yavaşça ikna olmaya başlar. Ret edemeyeceği teklifler ve desteklemelerle daha fazla kazanılmaya başlanılır.
Hedef, size çalışmaya başlayan bir ajan olmuş olsa da tamamen angaje olmamış olabilir. Bu, servis için riskli bir durumdur. Bu yüzden hala daha ondan tam cevaplar almak için bir baskı oluşturulmaz. Ancak, hedefe sahte fırça darbeleri ile güven kazandırılır.
Sonrasında, örgüt içinde yükselme fırsatları için yemleme malzemeleri ile destekler sağlanır. Bu aşamada, hedefin içinde bulunduğu örgüte zarar vermekten kaçınılır ve dokunuşların zararsız olduğuna ikna etme, inandırma amaçlanır.
Zaman zaman destek, temas ve dokunuşlar geri çekilir ve reaksiyon izlenir.
İzlenecek strateji buna göre tekrar ayarlanır.
Bir sonraki adımda hedefin, uzmanlar tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda verilen emir ve taleplere kayıtsız biat edip etmeyeceği belirlenir.
Bu raporun olumlu çıkmasının ardından, ajan, artık kendi çıkarlarınıza hizmet edebilir, hatta hedefi kendi topraklarınıza saldırı düzenlemeye bile ikna edebilirsiniz. Ancak, ajanın kullanılmasından sonra yaşanan acı kayıplar, ajanın vicdan muhasebesi yaparak sizi ele verme ihtimalini doğurur.
Bu durumda yapılacak tek şey kalmıştır; ajanı etkisiz hale getirip, yolunuza devam etmek.
Ve bunu düşman unsurlarının görebileceği – farkına varabileceği bir şekilde yaparsınız ki, karşı tarafın moral ve motivasyonunu düşürebilesiniz. Onlara, onların ne kadar içinde olduğunuzu ne kadar güçlü olup, nerelere kadar duhul edebileceğinizi gösterebilesiniz.
Tabii bu son adım, yürüttüğünüz örtülü operasyon ve / veya faaliyetin önem derecesine göre değişkenlik gösterebilir.
Muhammed Katamaş’ın hikâyesi böyle olabilir mi olamaz mı bilemiyoruz?
İlerleyen günlerde önümüze çıkacak olanlar bu yazdıklarımı doğrulayabilir ya da tamamen yanlış olduğunu da gösterebilir.
Belki de İsrail Hava Kuvvetleri’nin beyanında olduğu gibi hava taarruzunda ölmüştür?
Ve televizyona demeç veren o militanda bir sorun vardır?
Belki direnişi kırmak için özellikle İsrail tarafından satın alınmış bir elemandır o mikrofonlara konuşan?
Kim bilir?
Ancak biz, sorularımızı soralım…
Bir bilenin cevaplayacağından değil sadece bizlere gösterilen gerçeklerin aslında gerçek olmadığını ve birçok şeyin farkında olduğumuzun bilinmesini sağlayalım.
Kaldı ki; bu tür durumları sorgulamak ve sorular sormak her zaman önemlidir, çünkü verilen bilgilerin doğruluğunu ve gerçekliğini sorgulamak bilincimizin bir gereğidir.
.
Serkan Yıldız, dikGAZETE.com
.
22 Ekim Pazar günü, İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze'de gerçekleştirdiği hava saldırısında HAMAS'ın Gazze'deki Topçu Birliklerinin Komutanı Muhammed Katamaş'ın öldüğünü bildirdi. Ancak, bir HAMAS militanının, Al Aqsa Televizyonuna verdiği demeçte; “Katamaş'ın Perşembe sabahı Gazze'den ayrıldığını ve cesedinin bir IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) aracı tarafından Kuzey Erez Sınır Kapısına atıldığını” belirtti.
İki farklı beyan ve iddia ortada bulunuyor ve her ikisi de dikkate alınmayı hak ediyor. İlerleyen günlerde belki başka iddialar da gelebilir, bu nedenle durumu izlemek önemlidir.
İsrail Hava Kuvvetleri'nin açıklaması, askeri operasyonlar sırasında düşman komutanlarının ölümünün yaygın bir durum olduğunu yansıtmaktadır. Ancak, HAMAS militanının iddiası doğruysa, bu durum daha fazla soruları gündeme getirir.
Şayet HAMAS militanının iddiası doğruysa;
- İsrail Hava Kuvvetleri neden böyle bir açıklama yaptı?
- İsrail Hava Kuvvetleri bu açıklamayla bir şeyleri örtmeye mi çalıştı?
- Neden böyle bir çaba içine girdiler? Amaçları neydi?
- Alelade bir ölüm olmamasına rağmen neden haber ajanslarında basit bir alt yazı olarak geçti? Ki bence bugüne kadar HAMAS güçlerinin verdiği en ciddi kayıplardan biriyken?
- Üstü kapatılmak istenir gibiydi peki ama neden?
- IDF unsurları Katamaş’ın cesedine nasıl ulaştı?
- Neden onlardaydı?
- Ve neden Kuzey Erez Sınır Kapısına atıldı? (Kuzey Erez Sınır kapısı Gazze ile İsrail toprakları arasında bir sınırdır.)
- Katamaş, İsrail bölgesinde miydi? Orada mı öldürüldü?
- Orada ne yapıyordu? Birileriyle mi görüşüyordu? Kimlerdi görüştükleri? Neler konuşuldu? Ya da planlandı?
- Katamaş’ın İsrail Hapishanelerinde bulunan yakın akrabaları kimler? Bir pazarlık mı söz konusuydu?
- İşi bitmiş, işlevselliği kalmamış bir ajan mıydı Muhammed Katamaş? Angaje mi edilmişti?
- Topçu Birimlerinin Sorumlusu / Komutanı olarak İsrail topraklarına yapılan ilk saldırıda rolü neydi? Ne kadardı? Bir görev miydi bu saldırı yoksa İsrail tarafından verilmiş örtülü bir operasyonun parçası mı?
- HAMAS’ın bu saldırısında İsrail’in parmağı olduğunu düşünen birçok uzmanın aradığı o isim Muhammed Katamaş olabilir miydi?
- Ceset neden yok edilmedi? Neden sınırın diğer tarafına atıldı? Bir mesaj mı vardı? O mesaj neydi?
Sorular daha da çoğaltılabilir…
Çeşitlenebilir...
Her ne kadar çok soru sorularsa sorulsun tüm soruların iki cevabı vardır;
İlki; Evet, Muhammed Katamaş, İsrail’e çalışan angaje edilmiş bir ajandı.
İkincisi; Hayır, Muhammed Katamaş, HAMAS’a ve davasına bağlı, sorumluluklarının bilincinde olan üst düzey bir komutandı.
Üçüncü bir cevap olamaz, sorulan ve sorulmamış olan tüm sorulara.
Benim sorularımdan yola çıkarsak; ilk cevap, daha akla yatkın gibi duruyor.
İstihbarat servisleri, düşman örgütleri içinde çalışabilecekleri mümkün olan muhtemel hedefler konusunda oldukça titiz davranırlar. Ve profil uzmanları tarafından dikkatle analiz edilerek bu hedeflere odaklanırlar. Belli bazı formüllerle eleminasyonlar yapılır ve kazanç ihtimali en yüksek olanlar belirlenir.
Hedefle temas kurmadan önce, pazarlık donelerini hazırlamaya başlarlar ve zaman zaman belirlenmiş bu hedefe kaçış yollarını bile açabilirler. Hedefin farkına varmadan, ona destek sağlama amacıyla küçük dokunuşlar yapılır.
İkna edilmesi gereken hedefe, önce küçük teklifler ve yardımlarla yaklaşılır. İlk temas, son derece profesyonel, gizli ve teatral olarak sahnelenmiş bir şekilde gerçekleşir. Ve bu ilk temasta, hedefe herhangi bir yükleme, talep ve istekte bulunulmaz.
Temaslar giderek artar ve hedef yavaşça ikna olmaya başlar. Ret edemeyeceği teklifler ve desteklemelerle daha fazla kazanılmaya başlanılır.
Hedef, size çalışmaya başlayan bir ajan olmuş olsa da tamamen angaje olmamış olabilir. Bu, servis için riskli bir durumdur. Bu yüzden hala daha ondan tam cevaplar almak için bir baskı oluşturulmaz. Ancak, hedefe sahte fırça darbeleri ile güven kazandırılır.
Sonrasında, örgüt içinde yükselme fırsatları için yemleme malzemeleri ile destekler sağlanır. Bu aşamada, hedefin içinde bulunduğu örgüte zarar vermekten kaçınılır ve dokunuşların zararsız olduğuna ikna etme, inandırma amaçlanır.
Zaman zaman destek, temas ve dokunuşlar geri çekilir ve reaksiyon izlenir.
İzlenecek strateji buna göre tekrar ayarlanır.
Bir sonraki adımda hedefin, uzmanlar tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda verilen emir ve taleplere kayıtsız biat edip etmeyeceği belirlenir.
Bu raporun olumlu çıkmasının ardından, ajan, artık kendi çıkarlarınıza hizmet edebilir, hatta hedefi kendi topraklarınıza saldırı düzenlemeye bile ikna edebilirsiniz. Ancak, ajanın kullanılmasından sonra yaşanan acı kayıplar, ajanın vicdan muhasebesi yaparak sizi ele verme ihtimalini doğurur.
Bu durumda yapılacak tek şey kalmıştır; ajanı etkisiz hale getirip, yolunuza devam etmek.
Ve bunu düşman unsurlarının görebileceği – farkına varabileceği bir şekilde yaparsınız ki, karşı tarafın moral ve motivasyonunu düşürebilesiniz. Onlara, onların ne kadar içinde olduğunuzu ne kadar güçlü olup, nerelere kadar duhul edebileceğinizi gösterebilesiniz.
Tabii bu son adım, yürüttüğünüz örtülü operasyon ve / veya faaliyetin önem derecesine göre değişkenlik gösterebilir.
Muhammed Katamaş’ın hikâyesi böyle olabilir mi olamaz mı bilemiyoruz?
İlerleyen günlerde önümüze çıkacak olanlar bu yazdıklarımı doğrulayabilir ya da tamamen yanlış olduğunu da gösterebilir.
Belki de İsrail Hava Kuvvetleri’nin beyanında olduğu gibi hava taarruzunda ölmüştür?
Ve televizyona demeç veren o militanda bir sorun vardır?
Belki direnişi kırmak için özellikle İsrail tarafından satın alınmış bir elemandır o mikrofonlara konuşan?
Kim bilir?
Ancak biz, sorularımızı soralım…
Bir bilenin cevaplayacağından değil sadece bizlere gösterilen gerçeklerin aslında gerçek olmadığını ve birçok şeyin farkında olduğumuzun bilinmesini sağlayalım.
Kaldı ki; bu tür durumları sorgulamak ve sorular sormak her zaman önemlidir, çünkü verilen bilgilerin doğruluğunu ve gerçekliğini sorgulamak bilincimizin bir gereğidir.