Biraz edeb yâ hû!..

Biraz edeb yâ hû!..

Biraz edeb yâ hû!.. Biraz edeb yâ hû!..

Biraz edeb yâ hû!..

Bulunduğunuz ilçenin ya da ilin mülkî âmiri sizi bir programa davet etse; nasıl heyecanlanır ve üstünüze-başınıza çeki-düzen vermek için koşuşturmalara başlarsınız…

Niye; çünkü gideceğiniz yere günlük ev içerisinde giyindiğiniz eşofman veya diğer giysilerle gitmek istemezsiniz…

Yeni bir şeyler almasanız da en azından temiz ve ütülü kılık-kıyafetinizin olmasını arzu edersiniz…

Neyse davete katıldınız, oraya gitmekle; program neyi gerektiriyorsa onlara uymanız gerekiyor; yok eğer ben istediğim gibi davranırım, kime ne, bana karışamazlar…” şeklindeki çıkışlar, elbette ki hiç hoş karşılanmaz bulunduğunuz ortamda…

İstenmeyen tepkilerle karşılaşır hatta davetten de kovulabilirsiniz…

Çünkü şahsî istek ve davranışlarınızı, bulunduğunuz ortama göre ayarlamanız gerekir…

KUR’AN AYI RAMAZAN…

Allah’ımıza sonsuz şükürler olsun bizleri rahmet-mağfiret ve Kur’an ayı olan bir Ramazan’a daha kavuşturdu…

Rabbimiz, bizleri bu aya kavuşturmakla talebleri olduğunu Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ve kitabımız Kur’an-ı Kerim’le bildirdi asırlar öncesi… Bu çerçeve içerisinde hareket etmemiz lazım…

Ramazan ayının ikinci günü, can kızımla okul çıkışı buluşacağımız noktada beklerken; yolun karşısında park etmiş arabasının içinde, penceresini açarak sigarasını tüttüren, başı güya kapalı(!) ablamızı görünce canım sıkıldı…

Tabîi yapılacak bir şey yok!..

Müdahale etmeye-ikaz etmeye kalksak, başımıza gelecek istenmeyecek olumsuz davranışlardan çekinerek; bir şey demeden kafamızın yönünü çevirdik…

Yahu arkadaş, şekil(!) itibarıyla Müslüman birisine benziyorsun, en azından bu görüntünle böyle bir yanlışı açıktan yapma!..

Biraz edebli-terbiyeli ol, Ramazan ayı içerisindeyiz, insanlar oruçlu…

Hasta olabilirsin, başka mazeretlerin olabilir; bunlardan dolayı o gün için oruç tutmayabilirsin; lâkin Müslüman kimliğine giren hiçbir kişiye, “böyle görüntü” yakışık almıyor!..

Çünkü Müslüman- inançlı kimsenin; elinden, dilinden emin olunmakla birlikte, hâl ve davranışlarına da dikkat etmesi gerekiyor!..

Yok öyle ben kafama göre takılırım, kimseyi takmam gibi isyankâr davranışlarda bulunursan; misalde bahsedilen mülkî âmirin davetinde yaşanan olumsuz olayla karşılaşılan duruma benzer, kovulursun!..

Dostlar, şunu hiç unutmamalıyız!..

Eğer biz, İslâm’ı din olarak kabul edip, Müslüman olduysak; Allah ne emrettiyse, Peygamber Efendimiz (SAV) neyi tavsiye etmişse onları yapmamız lazım…

Çünkü yaradılış gayemiz bu!..

Biz kuluz; Efendimiz ne emrederse onu yapmakla mükellefiz…

Başka yol yok, edebli olmamız gerekiyor!..

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com

Biraz edeb yâ hû!..

Bulunduğunuz ilçenin ya da ilin mülkî âmiri sizi bir programa davet etse; nasıl heyecanlanır ve üstünüze-başınıza çeki-düzen vermek için koşuşturmalara başlarsınız…

Niye; çünkü gideceğiniz yere günlük ev içerisinde giyindiğiniz eşofman veya diğer giysilerle gitmek istemezsiniz…

Yeni bir şeyler almasanız da en azından temiz ve ütülü kılık-kıyafetinizin olmasını arzu edersiniz…

Neyse davete katıldınız, oraya gitmekle; program neyi gerektiriyorsa onlara uymanız gerekiyor; yok eğer ben istediğim gibi davranırım, kime ne, bana karışamazlar…” şeklindeki çıkışlar, elbette ki hiç hoş karşılanmaz bulunduğunuz ortamda…

İstenmeyen tepkilerle karşılaşır hatta davetten de kovulabilirsiniz…

Çünkü şahsî istek ve davranışlarınızı, bulunduğunuz ortama göre ayarlamanız gerekir…

KUR’AN AYI RAMAZAN…

Allah’ımıza sonsuz şükürler olsun bizleri rahmet-mağfiret ve Kur’an ayı olan bir Ramazan’a daha kavuşturdu…

Rabbimiz, bizleri bu aya kavuşturmakla talebleri olduğunu Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ve kitabımız Kur’an-ı Kerim’le bildirdi asırlar öncesi… Bu çerçeve içerisinde hareket etmemiz lazım…

Ramazan ayının ikinci günü, can kızımla okul çıkışı buluşacağımız noktada beklerken; yolun karşısında park etmiş arabasının içinde, penceresini açarak sigarasını tüttüren, başı güya kapalı(!) ablamızı görünce canım sıkıldı…

Tabîi yapılacak bir şey yok!..

Müdahale etmeye-ikaz etmeye kalksak, başımıza gelecek istenmeyecek olumsuz davranışlardan çekinerek; bir şey demeden kafamızın yönünü çevirdik…

Yahu arkadaş, şekil(!) itibarıyla Müslüman birisine benziyorsun, en azından bu görüntünle böyle bir yanlışı açıktan yapma!..

Biraz edebli-terbiyeli ol, Ramazan ayı içerisindeyiz, insanlar oruçlu…

Hasta olabilirsin, başka mazeretlerin olabilir; bunlardan dolayı o gün için oruç tutmayabilirsin; lâkin Müslüman kimliğine giren hiçbir kişiye, “böyle görüntü” yakışık almıyor!..

Çünkü Müslüman- inançlı kimsenin; elinden, dilinden emin olunmakla birlikte, hâl ve davranışlarına da dikkat etmesi gerekiyor!..

Yok öyle ben kafama göre takılırım, kimseyi takmam gibi isyankâr davranışlarda bulunursan; misalde bahsedilen mülkî âmirin davetinde yaşanan olumsuz olayla karşılaşılan duruma benzer, kovulursun!..

Dostlar, şunu hiç unutmamalıyız!..

Eğer biz, İslâm’ı din olarak kabul edip, Müslüman olduysak; Allah ne emrettiyse, Peygamber Efendimiz (SAV) neyi tavsiye etmişse onları yapmamız lazım…

Çünkü yaradılış gayemiz bu!..

Biz kuluz; Efendimiz ne emrederse onu yapmakla mükellefiz…

Başka yol yok, edebli olmamız gerekiyor!..

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com