Niye zahmet buyurdunuz, Yâ Resulallah!..
Niye zahmet buyurdunuz, Yâ Resulallah!..
- 19-03-2021 01:07
- 989
- 19-03-2021 01:07
- 989
Çanakkale’de kara savaşlarının başladığı ilk günler..
26. alayın taburları kendilerinden on misli kalabalık düşmanla kahramanca savaşıyorlardı..
Fransızlar 27 Nisan’da Morto koyu civarından taarruza geçmişlerdi.. Buradaki birliklerimize takviye gerekiyordu..
Gelibolu’nun kuzeyindeki 5. ve 7. tümenlerin bu bölgeye kaydırılması emri verildi..
5. tümene bağlı olan 17. piyade alayı deniz yoluyla Kilya’ya geldi..
9. tümenin emrine verilen bu birlik, yaya olarak Eceabat ve Kilitbahir’e geçecek ve Havuzlar mevkiinde konaklayacaktı..
17. alay komutanı Yarbay Hasan Bey, askerleriyle birlikte ilerliyordu..
Ve bu vaziyette Kilitbahir köyünün ortasındaki meydan çeşmesine kadar geldiler.. Çeşmenin önünde Hasan Bey’in dikkatini bir şey çekmişti..
Üzeri yara bere içerisinde kalmış ve tüyleri dökülmüş bir köpek, su içmek için çeşmeye yanaşmaya çalışıyor, onun bu perişan halini görenler taş atarak köpeği çeşmeden kovuyorlardı..
Hasan Bey, bu duruma çok üzüldü, atından indi köpeğin üzerindeki yaralara aldırmadan onu kucağına aldı ve çeşmenin yanına götürdü..
Hayvana su içirdi, yaralarını temizledi.. Ardından karnını doyurdu ve köpeği alarak yoluna devam etti..
O günden sonra köpeği yanından ayırmadı Hasan Bey!..
Adını da Canberk koymuştu..
Canberk kısa zamanda tüm Mehmetçiklerin dostu olmuştu..
Türk askerleriyle beraber siperden sipere atlıyordu!..Tüyleri yeniden çıkmış, yaraları ise tamamen iyileşmişti..
Askerler soruyorlardı Hasan Beye;
“Komutanım, bu köpeğe neden bu kadar alâka gösteriyorsunuz?.”
El cevap;
“Yüce Allahın kıyamette bu köpeğe neden merhamet etmedin, demesinden korkuyorum!.”
İşte Hasan Bey böylesine imân-ı kâmil biriydi..
Bölgedeki savaş olanca şiddetiyle sürüyordu.. Yine siper savaşlarının birinde tarih 11 Temmuz’u gösteriyordu ve bizim Mehmetlerimiz, Fransızları püskürtmüşlerdi..
Savaş alanı Fransız askerlerinin cesetleriyle doluydu.. Ama bizde zayiat vermiştik..
Mehmetçiklerimiz bir yandan ölen arkadaşlarının defin işleriyle uğraşıyor, diğer yandan ise yaralılara yardım ediyorlardı..
Hasan Yarbay’da olayın tam ortasında askerlerine direktifler veriyordu..
O sırada bir Fransız askerinin yerde kıpırdadığını gördü!.. Askerin yaralı olduğunu düşündü..
Yardım etmek için Fransız askerinin üzerine eğildi ki; ölü taklidi yapan asker, sakladığı hançerini bir anda Hasan Beyin göğsüne sapladı..
Hasan Bey sarsıldı ve yere yığıldı..
Yarasından oluk gibi kan akıyordu..
Herşey aniden olup bitmişti..
Yanına koşup gelen askerlerine fısıltı halinde şu sözleri söyledi;
“Allah şahidimdir ki, bu Fransıza iyilik etmek için yaklaştım!..”
O an uzaklardan acı bir havlama sesi duyuldu.. Canberk olanca hızıyla koşup geldi ve velinimetinin yanına çöktü.. Sahibinin ellerini yalıyor, adeta kalkması için yalvarıyordu..
Kur’an okumak için alay imamı geldi, Hasan Beyin yanına!.. Hasan Bey, Alay İmamına; LA HAVLE VELÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂHİL ALİYYİL AZİM duasını 33 kere okumasını söyledi.. İmam duayı okurken Hasan Beyde tekrar ediyordu..
Artık Hasan Beyin gözleri buğulanmış, çehresi solmaya başlamıştı..
Birden, silkinir gibi oldu ve yanındakilere; beni ayağa kaldırınız dedi.. Askerleri onu yavaşça ayağa kaldırdılar..
Üstü başı kan içinde olan ve son anlarını yaşayan Hasan Bey’in yüzünde derin bir tebessüm oluşmuştu..
"EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RESULUHU" dedikten sonra, yine saygılı bir biçimde sözlerine devam etti;
"NİYE ZAHMET BUYURDUNUZ YÂ RESULALLAH!.."
Bu ifadeler Hasan Beyin son sözleri olmuştu..
Kahraman komutan ruhunu teslim edip askerlerinin kolları arasına yığıldı..
Aslında bu bir yığılma değil alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (SAV) ile âlem-i ukbaya doğru kanatlanmaydı..
Askerlerin hepsi ağlıyordu..
Toparlandılar ve komutanlarını şehit olduğu yere gömmeye karar verdiler..
Önce Hasan Beyin üzeri Türk Bayrağıyla örtüldü ve mezar kazılmaya başlandı.. Onlar bu işlerle uğraşadursunlar, Canberk’de Hasan Bey’in üzerine örtülen bayrağın altına girmiş kıtmir gibi ayaklarının yanına uzanmıştı..
Askerler, dualarla Hasan Beyin aziz naaşını kaldırmak isterlerken Canberk’i de kenara çekmek istediler..
Ama Canberk kımıldamıyordu!..
Velinimeti Hasan Yarbay’ın yanında o da son nefesini vermişti..
Herkes bir kere daha şaşırmıştı..
Önce Hasan Beyi tekbirlerle defnettiler, ardından da ayak ucuna Canberk’i gömdüler..
İşte böyle kıymetli dostlar..
Vatan toprağını düşman postallarına ezdirmemek için mücadele eden ve bu uğurda da hayatını veren, milletine aşık, Allah dostu bir komutanın hikâyesini paylaştım sizlerle..
Ne mutlu o komutana ki; “Kainatın Efendisi” ziyaretine geliyor..
Ve ne mutlu o askerlere ki; Hak ve Hakîkat için çarpışıyorlar ve ölüyorlar!..
Allah hepsine rahmet eylesin..
Ruhlarına Fâtiha!..
.
Sami Özey, dikGAZETE.com
Çanakkale’de kara savaşlarının başladığı ilk günler..
26. alayın taburları kendilerinden on misli kalabalık düşmanla kahramanca savaşıyorlardı..
Fransızlar 27 Nisan’da Morto koyu civarından taarruza geçmişlerdi.. Buradaki birliklerimize takviye gerekiyordu..
Gelibolu’nun kuzeyindeki 5. ve 7. tümenlerin bu bölgeye kaydırılması emri verildi..
5. tümene bağlı olan 17. piyade alayı deniz yoluyla Kilya’ya geldi..
9. tümenin emrine verilen bu birlik, yaya olarak Eceabat ve Kilitbahir’e geçecek ve Havuzlar mevkiinde konaklayacaktı..
17. alay komutanı Yarbay Hasan Bey, askerleriyle birlikte ilerliyordu..
Ve bu vaziyette Kilitbahir köyünün ortasındaki meydan çeşmesine kadar geldiler.. Çeşmenin önünde Hasan Bey’in dikkatini bir şey çekmişti..
Üzeri yara bere içerisinde kalmış ve tüyleri dökülmüş bir köpek, su içmek için çeşmeye yanaşmaya çalışıyor, onun bu perişan halini görenler taş atarak köpeği çeşmeden kovuyorlardı..
Hasan Bey, bu duruma çok üzüldü, atından indi köpeğin üzerindeki yaralara aldırmadan onu kucağına aldı ve çeşmenin yanına götürdü..
Hayvana su içirdi, yaralarını temizledi.. Ardından karnını doyurdu ve köpeği alarak yoluna devam etti..
O günden sonra köpeği yanından ayırmadı Hasan Bey!..
Adını da Canberk koymuştu..
Canberk kısa zamanda tüm Mehmetçiklerin dostu olmuştu..
Türk askerleriyle beraber siperden sipere atlıyordu!..Tüyleri yeniden çıkmış, yaraları ise tamamen iyileşmişti..
Askerler soruyorlardı Hasan Beye;
“Komutanım, bu köpeğe neden bu kadar alâka gösteriyorsunuz?.”
El cevap;
“Yüce Allahın kıyamette bu köpeğe neden merhamet etmedin, demesinden korkuyorum!.”
İşte Hasan Bey böylesine imân-ı kâmil biriydi..
Bölgedeki savaş olanca şiddetiyle sürüyordu.. Yine siper savaşlarının birinde tarih 11 Temmuz’u gösteriyordu ve bizim Mehmetlerimiz, Fransızları püskürtmüşlerdi..
Savaş alanı Fransız askerlerinin cesetleriyle doluydu.. Ama bizde zayiat vermiştik..
Mehmetçiklerimiz bir yandan ölen arkadaşlarının defin işleriyle uğraşıyor, diğer yandan ise yaralılara yardım ediyorlardı..
Hasan Yarbay’da olayın tam ortasında askerlerine direktifler veriyordu..
O sırada bir Fransız askerinin yerde kıpırdadığını gördü!.. Askerin yaralı olduğunu düşündü..
Yardım etmek için Fransız askerinin üzerine eğildi ki; ölü taklidi yapan asker, sakladığı hançerini bir anda Hasan Beyin göğsüne sapladı..
Hasan Bey sarsıldı ve yere yığıldı..
Yarasından oluk gibi kan akıyordu..
Herşey aniden olup bitmişti..
Yanına koşup gelen askerlerine fısıltı halinde şu sözleri söyledi;
“Allah şahidimdir ki, bu Fransıza iyilik etmek için yaklaştım!..”
O an uzaklardan acı bir havlama sesi duyuldu.. Canberk olanca hızıyla koşup geldi ve velinimetinin yanına çöktü.. Sahibinin ellerini yalıyor, adeta kalkması için yalvarıyordu..
Kur’an okumak için alay imamı geldi, Hasan Beyin yanına!.. Hasan Bey, Alay İmamına; LA HAVLE VELÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂHİL ALİYYİL AZİM duasını 33 kere okumasını söyledi.. İmam duayı okurken Hasan Beyde tekrar ediyordu..
Artık Hasan Beyin gözleri buğulanmış, çehresi solmaya başlamıştı..
Birden, silkinir gibi oldu ve yanındakilere; beni ayağa kaldırınız dedi.. Askerleri onu yavaşça ayağa kaldırdılar..
Üstü başı kan içinde olan ve son anlarını yaşayan Hasan Bey’in yüzünde derin bir tebessüm oluşmuştu..
"EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RESULUHU" dedikten sonra, yine saygılı bir biçimde sözlerine devam etti;
"NİYE ZAHMET BUYURDUNUZ YÂ RESULALLAH!.."
Bu ifadeler Hasan Beyin son sözleri olmuştu..
Kahraman komutan ruhunu teslim edip askerlerinin kolları arasına yığıldı..
Aslında bu bir yığılma değil alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (SAV) ile âlem-i ukbaya doğru kanatlanmaydı..
Askerlerin hepsi ağlıyordu..
Toparlandılar ve komutanlarını şehit olduğu yere gömmeye karar verdiler..
Önce Hasan Beyin üzeri Türk Bayrağıyla örtüldü ve mezar kazılmaya başlandı.. Onlar bu işlerle uğraşadursunlar, Canberk’de Hasan Bey’in üzerine örtülen bayrağın altına girmiş kıtmir gibi ayaklarının yanına uzanmıştı..
Askerler, dualarla Hasan Beyin aziz naaşını kaldırmak isterlerken Canberk’i de kenara çekmek istediler..
Ama Canberk kımıldamıyordu!..
Velinimeti Hasan Yarbay’ın yanında o da son nefesini vermişti..
Herkes bir kere daha şaşırmıştı..
Önce Hasan Beyi tekbirlerle defnettiler, ardından da ayak ucuna Canberk’i gömdüler..
İşte böyle kıymetli dostlar..
Vatan toprağını düşman postallarına ezdirmemek için mücadele eden ve bu uğurda da hayatını veren, milletine aşık, Allah dostu bir komutanın hikâyesini paylaştım sizlerle..
Ne mutlu o komutana ki; “Kainatın Efendisi” ziyaretine geliyor..
Ve ne mutlu o askerlere ki; Hak ve Hakîkat için çarpışıyorlar ve ölüyorlar!..
Allah hepsine rahmet eylesin..
Ruhlarına Fâtiha!..
.
Sami Özey, dikGAZETE.com