Sahi, insan ne kadar muktedir?..

Sahi, insan ne kadar muktedir?..

İnsanoğlu aciz bir varlık. Kendini sağlıklı gördüğü vakit her şeye muktedir olduğunu zanneder; fakat hiç de öyle değil!..

Ne yazacağımı bilmiyorum; düşüncelerimi  toparlayamıyorum. Ağrılar vücudumu rahat kullanmamı engelliyor, hareketlerimi yapamıyorum. Yaklaşık üç haftadır yaşadığım bel fıtığı rahatsızlığı sebebiyle dinlenmeye çalışıyorum...

Lâkin kafamı toparlayarak  kelimeleri yan yana getiremiyorum. “Saldım çayıra” gidiyorum. Bakalım nereye varacağım, önümü göremiyorum(!)...

10 aydır gözle görülmeyen minicik virüs, bütün dünyaya diz çöktürdü... Vücudumuzda bir uzvumuz rahatsız olduğunda bütün dikkatimiz ve ilgimiz o yöne gidiyor...

Etrafımızdaki  hiç bir şeyden memnun olamıyoruz, yediklerimizden bile neredeyse tat alamaz oluyoruz...

Bir garip hâl içinde oluyoruz... 

Her vakit yaptığımız bazı hareketlerimizin  neredeyse farkında bile değilken; hastalıkla onları yapamadığınızda işte, o an kendinizin ne kadar aciz olduğunuzu;  Cenab-ı Hakk izin vermezse hiçbir nesnenin dahi kımıldayamacağını,  vücudunuzu kullanamayacağınınızı anlıyorsunuz... 

Sizde bir şey yok, sizin malikiyetinizin tesir gücü sıfır… Çevresine ben, ben, ben…" diye tepeden bakan varlık, artık kalmamıştır, hiç durumuna gelmiştir...

Kendi kendine yeteceğini zanneden insan, bir anda yetemez duruma gelmiştir, başkalarından destek almak ihtiyacına düşmüştür. 

Mü'min ümitsizliğe kapılmamalı... 

Eğer her şeyin bir yaratıcısı olduğunu, bütün kâinatın sahibinin varlığını bilirse; o zaman gönlü rahatlar, kimden ne isteyeceğini bilir...

Her şeyin sahibi, yaratıcısı Yüce Mevlâ'ya  iltica edersek, O'na dayanırsak hastalıklardan dolayı yaşadığımız sıkıntılar, elemler, kederler bizlere tesir etmeyecektir.

Çünkü gerçek şifa veren O'dur, kulunu elbette ki aciz bırakmaz. Hastalık da vazifesini tamamlayıp çekip gidecektir... 

O vakte kadar sabır gösterip, Yüce Yaratıcıya yalvarmalı, dualar edilmeli...  

Yalnızca O'ndan istenmeli...

Ümidimizi artırıcı, olumsuzluklara düşmeyi engelleyen, hayatımızın rotasına yön veren Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)  bakın bizlere ne müjde veriyor: 

Ebû Hureyre (RA)'dan Allah Resûlü (SAV) buyurdu:

“Uhud Dağı kadar günahı olan erkek veya kadın bir kul, inilti ve sancıya müptelâ olursa, iyileştiğinde üzerinde hardal danesi kadar bile günah kalmamış olur.” (Cem'ul Fevâid 3. cilt, syf; 17-2328 nolu hadis)

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com

İnsanoğlu aciz bir varlık. Kendini sağlıklı gördüğü vakit her şeye muktedir olduğunu zanneder; fakat hiç de öyle değil!..

Ne yazacağımı bilmiyorum; düşüncelerimi  toparlayamıyorum. Ağrılar vücudumu rahat kullanmamı engelliyor, hareketlerimi yapamıyorum. Yaklaşık üç haftadır yaşadığım bel fıtığı rahatsızlığı sebebiyle dinlenmeye çalışıyorum...

Lâkin kafamı toparlayarak  kelimeleri yan yana getiremiyorum. “Saldım çayıra” gidiyorum. Bakalım nereye varacağım, önümü göremiyorum(!)...

10 aydır gözle görülmeyen minicik virüs, bütün dünyaya diz çöktürdü... Vücudumuzda bir uzvumuz rahatsız olduğunda bütün dikkatimiz ve ilgimiz o yöne gidiyor...

Etrafımızdaki  hiç bir şeyden memnun olamıyoruz, yediklerimizden bile neredeyse tat alamaz oluyoruz...

Bir garip hâl içinde oluyoruz... 

Her vakit yaptığımız bazı hareketlerimizin  neredeyse farkında bile değilken; hastalıkla onları yapamadığınızda işte, o an kendinizin ne kadar aciz olduğunuzu;  Cenab-ı Hakk izin vermezse hiçbir nesnenin dahi kımıldayamacağını,  vücudunuzu kullanamayacağınınızı anlıyorsunuz... 

Sizde bir şey yok, sizin malikiyetinizin tesir gücü sıfır… Çevresine ben, ben, ben…" diye tepeden bakan varlık, artık kalmamıştır, hiç durumuna gelmiştir...

Kendi kendine yeteceğini zanneden insan, bir anda yetemez duruma gelmiştir, başkalarından destek almak ihtiyacına düşmüştür. 

Mü'min ümitsizliğe kapılmamalı... 

Eğer her şeyin bir yaratıcısı olduğunu, bütün kâinatın sahibinin varlığını bilirse; o zaman gönlü rahatlar, kimden ne isteyeceğini bilir...

Her şeyin sahibi, yaratıcısı Yüce Mevlâ'ya  iltica edersek, O'na dayanırsak hastalıklardan dolayı yaşadığımız sıkıntılar, elemler, kederler bizlere tesir etmeyecektir.

Çünkü gerçek şifa veren O'dur, kulunu elbette ki aciz bırakmaz. Hastalık da vazifesini tamamlayıp çekip gidecektir... 

O vakte kadar sabır gösterip, Yüce Yaratıcıya yalvarmalı, dualar edilmeli...  

Yalnızca O'ndan istenmeli...

Ümidimizi artırıcı, olumsuzluklara düşmeyi engelleyen, hayatımızın rotasına yön veren Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)  bakın bizlere ne müjde veriyor: 

Ebû Hureyre (RA)'dan Allah Resûlü (SAV) buyurdu:

“Uhud Dağı kadar günahı olan erkek veya kadın bir kul, inilti ve sancıya müptelâ olursa, iyileştiğinde üzerinde hardal danesi kadar bile günah kalmamış olur.” (Cem'ul Fevâid 3. cilt, syf; 17-2328 nolu hadis)

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com