Şanlıurfa Akçakale sınırından sızan terörist gruplar Türkiye’de eylem hazırlığında!
Şanlıurfa Akçakale sınırından sızan terörist gruplar Türkiye’de eylem hazırlığında!
- 01-02-2019 00:06
- 836
- 01-02-2019 00:06
- 836
Yerel seçim öncesi siyasi partilerin ittifakları gölgesinde ‘BEKA’ tartışmaları gündemde.
Soğuk Savaş döneminde Türkiye’deki sağ sektör politikacılar, biraz da CIA’nın dolduruşuna gelip halkı ‘‘Bu kış komünizm gelecek!’’ kehanetiyle korkutmayı severlerdi.
Oysa ne Komünizm geldi ne de Sovyetler Birliği, Türkiye’ye saldırdı?
Ama bu emperyalist yalanı zeytinyağlı dolma gibi bize yutturan Amerikalılar, Türkiye’yi neredeyse periyodik olarak her on yılda bir karıştırdı, darbe, muhtıra, ihtilal her yöntemi kullandı.
Türkiye’nin güvenlik tehdit algısı kırmızı mı yeşil mi?
Mezhep temelli ayrıştırma, sınıf temelli çatıştırma hep denendi. Etnik ayrıştırma, zaten 40 yıldır serviste. Kim ne derse desin en büyük tehlike, beyinleri teolojik safsatalarla şartlandırılmış kitlenin sahaya sürülmesi.
Bu amaçla, birinci evrede Türkiye dahilinde yaşama alanı bulan irticai grupların ‘MEHDİ’ beklentilerinin bir şekilde vücut bulmasının sağlanması hedefleniyor.
İkinci aşama ise Siyah Sancaklı Hilafet Ordusu’nun (terörist IŞİD/DAEŞ) Türkiye sınırları dışından ülkeye sokulması!
IŞİD/DAEŞ nasıl değerlendirilmeli?
Belfer Center’i duydunuz mu? Harvard Kennedy School bünyesinde, Amerika’da bulunuyor.
Ash Carter, Eric Rosenbach, Aditi Kumar ve Josh Burek yönetiminde. Dünyanın siyasi ekonomik aklınıza her ne geliyorsa işte o alanlarda araştırma yapıyorlar, yaptırıyorlar yani röntgenini çekiyorlar.
İşte bunların elemanlarından, Belfer Merkezi’nin (Harvard Kennedy School) Uluslararası Güvenlik Programında araştırma görevlisi Vera Mironova’nın IŞİD/DAEŞ araştırması kanlı örgütün tanınması açısından önemli.
Vera Mironova, sahayı ve örgüt ideolojisini, çatışma stratejisini çok iyi bilen nadir uzmanlardan. Aktif çatışma bölgelerinde Yemen, Irak, Ukrayna ve Filistin’de bulundu.
Çatışma sonrası bölgelerde Balkanlar (Bosna, Kosova ve Hırvatistan), Afrika (DR Kongo, Ruanda ve Burundi), Orta Asya (Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan), Asya (Bangladeş ve Myanmar) ve Kafkaslar (Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan)’da saha araştırmaları yaptı.
Körfez Harbinde Amerikan ordusuna iliştirilmiş gazeteciler gibi 2016-2017'de Irak Özel Harekât Kuvvetleri'yle birlikte Musul Operasyonu’nda bulundu.
Bu örgüt mensuplarının nasıl olması gerektiğini en iyi bilenlerden Vera Mironova diyor ki; IŞİD haritada yer alan bir bölge değildir.
Kendilerine bir yurt arayan bir grup insandır ve geçtiğimiz yıllar bu yerin Orta Doğu’dan Filipinler’e kadar herhangi bir yer olabileceğini göstermiştir.
Tek gereken şey kendini bu amaca adamış ve nitelikli yeterli sayıdaki üyelerdir. IŞİD karşıtı koalisyon, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki bölgelerini elinden almayı başarmış olabilir.
Ama asıl düşünülmesi gereken daha önemli bir konu da IŞİD’in tam anlamıyla bozguna uğratılması için bu grubun savaş alanı içinde ve dışında yeterli insan gücünden de mahrum bırakılıp bırakılmadığıdır.
Irak, Suriye ve diğer ülkelerdeki cezaevlerinde bulunan düşük düzeyli savaşçılar, önümüzdeki on yıl içinde serbest kalabilirler.
Öngörü mü yeni plan mı?
Mironova öngörüde bulunmuyor bence. Konunun uzmanı olarak bildiklerini paylaşıyor. Irak ve Suriye hapishanelerdeki bu teröristleri bırakmak için 10 yıl beklemeye niyetli değil.
Yavaş yavaş el altından tahliyeye başladılar bile. Tek şartları var, Irak ve Suriye dışına çıkmaları!
Suriye’de IŞİD/DAEŞ’in durum raporu!
ABD’nin paydaş kuruluşları CIA ve PENTAGON; Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirmek amacıyla El Kaide bağlantılı milisleri 2011’de finanse edip silahlandırmıştı.
Onları kullanarak başlattıkları rejim değişikliği operasyonundan kaynaklanan uzun süreli çatışmada yolun sonuna gelindi gibi bir şey.
Kazanın altına ha bire kütük atılıyor ki terörist gruplar artan bir şekilde patlamaya ve parlamaya hazır hale getiriliyor.
PENTAGON yetkilileri taktiksel bir değişiklikle Suriye’den ABD askerlerin çekilmesini stratejik çıkarlara ilişkin kaygılar nedeniyle yavaştan alıyor.
Neden böyle yapıyorlar biliyor musunuz? Gözleri arkada kalmasın diye.
Suriye’de kıyıda köşede kalmış paralı askerlerini yani teröristleri güvenli şekilde tahliye etmek ve yeniden kullanmak için yerel vassallarına talimat çoktan verildi bile.
Ankara’ya ulaşan istihbarat raporlarında dikkat çekilen tehlike!
Suriye’de bitme noktasına gelen ve ülkede sadece elinde bir kasaba kalan IŞİD, Irak tarafına kaçmaya çalışıyor.
Suriye'de sadece Deyr ez Zor kentinin doğusunda Bagoz kasabasında varlık gösteren IŞİD, ülkede 6 kilometrekarelik alanda sıkışmış durumda.
Suriye-Irak sınırındaki Bagoz kasabasında varlık gösteren IŞİD, zaman zaman Irak tarafına kaçıyor.
ABD destekli ve PYD/YPG unsurlarının yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile DEAŞ arasında Amerikalıların gözetiminde görüşmeler yapıldı.
DAEŞ/IŞİD, Fırat’ın doğusunda kontrol ettiği son bölgeyi savaşmadan teslim etmesi karşılığında “Örgüt unsurlarının Türkiye’ye geçmeleri için güvenlik koridorunun oluşturulması” teklifiyle Amerikancı Kürt örgütünün (SDG) kapısını çalmış.
SGD ise şimdilik net bir cevap vermese de Deyr-i Zor'un El Bağuz ilçesinde DEAŞ kontrolündeki son bölgeyi ‘sivilleri tehlikeye atmadan’ ele geçirmek için askeri operasyonları yavaşlatma kararıyla jestte bulundu.
Aralık 2018’den bu güne, bölgeyi terk eden sivillerin sayısı 36 bin. DEAŞ’ın elindeki 5 veya 6 kilometrelik bir alanda, DEAŞ unsurlarının eş ve çocuklarından oluşan binlerce aile mevcut.
DEAŞ unsurlarının eşleri ve çocukları son cephede sıkışıp kaldı. Amerikalılar bunları güvenli şekilde tahliye etmek için çözüm arayışında.
DEAŞ komutanları, bölgedeki Arap aşiret liderleri aracığıyla SDG’ye sunduğu teklifte; savaşmadan bölgenin SDG’ye bırakılması karşılığında, örgüt unsurlarının aileleriyle birlikte Türkiye’ye geçmesini sağlayacak bir güvenlik koridorunun oluşturulmasını istedi.
Eğer bu madde kabul edilmezse o zaman İdlib’e geçmek üzere bir koridor açılmasını gündeme getirdiler. Her iki durumda da Türkiye’ye geçmiş olacaklar.
Aman dikkat! Şeytan ayrıntıda gizlidir.
Çünkü sözde sivil unsurların Türkiye’ye geçişleri sırasında aralarına sızacak terör eğitimi almış bireylerin Sınır geçişlerinden sonra seçimlere kadar sürede gizlenmeleri ve seçimlerin tamamlanmasının ardından terör eylemlerini başlatmaları planlandı.
20. Zırhlı Tugay Komutanlığı 3'ncü Hudut Alayı Akçakale 2'nci Hudut Tabur Komutanlığı teyakkuzda!
İstihbarat kaynakları, terör planı dahilinde terörist unsurların 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı 3'ncü Hudut Alayı, Akçakale 2'nci Hudut Tabur Komutanlığının görev alanında yer alan sınır bölgesinden geçiş talimatı aldıklarını belirtiyor.
En büyük kamuflajları kaçakçılık.
Kaçak geçişler için bölgeye daha önce yerleştirilmiş insani yardım örgütleri aktivistleri, gazeteci, tüccar, diplomat kılığındaki yabancı ajanlar yardım ve yataklık ediyor, saklıyor, gizliyor, yerleştiriyor.
Madem “Alemde şer Oğuz’da er tükenmez”, o halde 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Sayın Oktay Ağbuğa gerekeni yapacaktır.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
Yerel seçim öncesi siyasi partilerin ittifakları gölgesinde ‘BEKA’ tartışmaları gündemde.
Soğuk Savaş döneminde Türkiye’deki sağ sektör politikacılar, biraz da CIA’nın dolduruşuna gelip halkı ‘‘Bu kış komünizm gelecek!’’ kehanetiyle korkutmayı severlerdi.
Oysa ne Komünizm geldi ne de Sovyetler Birliği, Türkiye’ye saldırdı?
Ama bu emperyalist yalanı zeytinyağlı dolma gibi bize yutturan Amerikalılar, Türkiye’yi neredeyse periyodik olarak her on yılda bir karıştırdı, darbe, muhtıra, ihtilal her yöntemi kullandı.
Türkiye’nin güvenlik tehdit algısı kırmızı mı yeşil mi?
Mezhep temelli ayrıştırma, sınıf temelli çatıştırma hep denendi. Etnik ayrıştırma, zaten 40 yıldır serviste. Kim ne derse desin en büyük tehlike, beyinleri teolojik safsatalarla şartlandırılmış kitlenin sahaya sürülmesi.
Bu amaçla, birinci evrede Türkiye dahilinde yaşama alanı bulan irticai grupların ‘MEHDİ’ beklentilerinin bir şekilde vücut bulmasının sağlanması hedefleniyor.
İkinci aşama ise Siyah Sancaklı Hilafet Ordusu’nun (terörist IŞİD/DAEŞ) Türkiye sınırları dışından ülkeye sokulması!
IŞİD/DAEŞ nasıl değerlendirilmeli?
Belfer Center’i duydunuz mu? Harvard Kennedy School bünyesinde, Amerika’da bulunuyor.
Ash Carter, Eric Rosenbach, Aditi Kumar ve Josh Burek yönetiminde. Dünyanın siyasi ekonomik aklınıza her ne geliyorsa işte o alanlarda araştırma yapıyorlar, yaptırıyorlar yani röntgenini çekiyorlar.
İşte bunların elemanlarından, Belfer Merkezi’nin (Harvard Kennedy School) Uluslararası Güvenlik Programında araştırma görevlisi Vera Mironova’nın IŞİD/DAEŞ araştırması kanlı örgütün tanınması açısından önemli.
Vera Mironova, sahayı ve örgüt ideolojisini, çatışma stratejisini çok iyi bilen nadir uzmanlardan. Aktif çatışma bölgelerinde Yemen, Irak, Ukrayna ve Filistin’de bulundu.
Çatışma sonrası bölgelerde Balkanlar (Bosna, Kosova ve Hırvatistan), Afrika (DR Kongo, Ruanda ve Burundi), Orta Asya (Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan), Asya (Bangladeş ve Myanmar) ve Kafkaslar (Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan)’da saha araştırmaları yaptı.
Körfez Harbinde Amerikan ordusuna iliştirilmiş gazeteciler gibi 2016-2017'de Irak Özel Harekât Kuvvetleri'yle birlikte Musul Operasyonu’nda bulundu.
Bu örgüt mensuplarının nasıl olması gerektiğini en iyi bilenlerden Vera Mironova diyor ki; IŞİD haritada yer alan bir bölge değildir.
Kendilerine bir yurt arayan bir grup insandır ve geçtiğimiz yıllar bu yerin Orta Doğu’dan Filipinler’e kadar herhangi bir yer olabileceğini göstermiştir.
Tek gereken şey kendini bu amaca adamış ve nitelikli yeterli sayıdaki üyelerdir. IŞİD karşıtı koalisyon, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki bölgelerini elinden almayı başarmış olabilir.
Ama asıl düşünülmesi gereken daha önemli bir konu da IŞİD’in tam anlamıyla bozguna uğratılması için bu grubun savaş alanı içinde ve dışında yeterli insan gücünden de mahrum bırakılıp bırakılmadığıdır.
Irak, Suriye ve diğer ülkelerdeki cezaevlerinde bulunan düşük düzeyli savaşçılar, önümüzdeki on yıl içinde serbest kalabilirler.
Öngörü mü yeni plan mı?
Mironova öngörüde bulunmuyor bence. Konunun uzmanı olarak bildiklerini paylaşıyor. Irak ve Suriye hapishanelerdeki bu teröristleri bırakmak için 10 yıl beklemeye niyetli değil.
Yavaş yavaş el altından tahliyeye başladılar bile. Tek şartları var, Irak ve Suriye dışına çıkmaları!
Suriye’de IŞİD/DAEŞ’in durum raporu!
ABD’nin paydaş kuruluşları CIA ve PENTAGON; Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirmek amacıyla El Kaide bağlantılı milisleri 2011’de finanse edip silahlandırmıştı.
Onları kullanarak başlattıkları rejim değişikliği operasyonundan kaynaklanan uzun süreli çatışmada yolun sonuna gelindi gibi bir şey.
Kazanın altına ha bire kütük atılıyor ki terörist gruplar artan bir şekilde patlamaya ve parlamaya hazır hale getiriliyor.
PENTAGON yetkilileri taktiksel bir değişiklikle Suriye’den ABD askerlerin çekilmesini stratejik çıkarlara ilişkin kaygılar nedeniyle yavaştan alıyor.
Neden böyle yapıyorlar biliyor musunuz? Gözleri arkada kalmasın diye.
Suriye’de kıyıda köşede kalmış paralı askerlerini yani teröristleri güvenli şekilde tahliye etmek ve yeniden kullanmak için yerel vassallarına talimat çoktan verildi bile.
Ankara’ya ulaşan istihbarat raporlarında dikkat çekilen tehlike!
Suriye’de bitme noktasına gelen ve ülkede sadece elinde bir kasaba kalan IŞİD, Irak tarafına kaçmaya çalışıyor.
Suriye'de sadece Deyr ez Zor kentinin doğusunda Bagoz kasabasında varlık gösteren IŞİD, ülkede 6 kilometrekarelik alanda sıkışmış durumda.
Suriye-Irak sınırındaki Bagoz kasabasında varlık gösteren IŞİD, zaman zaman Irak tarafına kaçıyor.
ABD destekli ve PYD/YPG unsurlarının yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile DEAŞ arasında Amerikalıların gözetiminde görüşmeler yapıldı.
DAEŞ/IŞİD, Fırat’ın doğusunda kontrol ettiği son bölgeyi savaşmadan teslim etmesi karşılığında “Örgüt unsurlarının Türkiye’ye geçmeleri için güvenlik koridorunun oluşturulması” teklifiyle Amerikancı Kürt örgütünün (SDG) kapısını çalmış.
SGD ise şimdilik net bir cevap vermese de Deyr-i Zor'un El Bağuz ilçesinde DEAŞ kontrolündeki son bölgeyi ‘sivilleri tehlikeye atmadan’ ele geçirmek için askeri operasyonları yavaşlatma kararıyla jestte bulundu.
Aralık 2018’den bu güne, bölgeyi terk eden sivillerin sayısı 36 bin. DEAŞ’ın elindeki 5 veya 6 kilometrelik bir alanda, DEAŞ unsurlarının eş ve çocuklarından oluşan binlerce aile mevcut.
DEAŞ unsurlarının eşleri ve çocukları son cephede sıkışıp kaldı. Amerikalılar bunları güvenli şekilde tahliye etmek için çözüm arayışında.
DEAŞ komutanları, bölgedeki Arap aşiret liderleri aracığıyla SDG’ye sunduğu teklifte; savaşmadan bölgenin SDG’ye bırakılması karşılığında, örgüt unsurlarının aileleriyle birlikte Türkiye’ye geçmesini sağlayacak bir güvenlik koridorunun oluşturulmasını istedi.
Eğer bu madde kabul edilmezse o zaman İdlib’e geçmek üzere bir koridor açılmasını gündeme getirdiler. Her iki durumda da Türkiye’ye geçmiş olacaklar.
Aman dikkat! Şeytan ayrıntıda gizlidir.
Çünkü sözde sivil unsurların Türkiye’ye geçişleri sırasında aralarına sızacak terör eğitimi almış bireylerin Sınır geçişlerinden sonra seçimlere kadar sürede gizlenmeleri ve seçimlerin tamamlanmasının ardından terör eylemlerini başlatmaları planlandı.
20. Zırhlı Tugay Komutanlığı 3'ncü Hudut Alayı Akçakale 2'nci Hudut Tabur Komutanlığı teyakkuzda!
İstihbarat kaynakları, terör planı dahilinde terörist unsurların 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı 3'ncü Hudut Alayı, Akçakale 2'nci Hudut Tabur Komutanlığının görev alanında yer alan sınır bölgesinden geçiş talimatı aldıklarını belirtiyor.
En büyük kamuflajları kaçakçılık.
Kaçak geçişler için bölgeye daha önce yerleştirilmiş insani yardım örgütleri aktivistleri, gazeteci, tüccar, diplomat kılığındaki yabancı ajanlar yardım ve yataklık ediyor, saklıyor, gizliyor, yerleştiriyor.
Madem “Alemde şer Oğuz’da er tükenmez”, o halde 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Sayın Oktay Ağbuğa gerekeni yapacaktır.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete