Sudanlı darbecileri Türkiye’de hangi sendika eğitti?
Sudanlı darbecileri Türkiye’de hangi sendika eğitti?
- 11-04-2019 22:12
- 667
- 11-04-2019 22:12
- 667
Teşkilatı Mahsusa’nın fedaisi ‘Zenci Musa’yı bilir misiniz?
Sudanlıydı. Yeryüzünü fesada veren batı emperyalizmine karşı Allah’a kulluk davasının öncü isimlerinden Zenci Musa kendi döneminde Arap Musa olarak tanınıyordu.
Ancak bazı kaynaklarda belirtilen kendisi de Teşkilatı Mahsusa gönüllüsü olan İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Safahat isimli eserinde bu öncü tevhit savaşçısı için yazdığı beyitte; “Eşref Bey’in emir eri Zenci Musa / Omuzundan arşa yükseldi Nebi İsa” ifadesini kullandığı görülür.
Burada üç şey anlatılır, Teşkilatı Mahsusa başkanı Kuşçubaşı Eşref Bey ile birlikteliği, mensup olduğu coğrafyanın ten rengi ve yüce gönüllülüğü, hasbiliği, samimiyeti, derin imanı ve gücü kuvveti.
Yoksulluk içinde vefat ettiği Özbekler Tekkesi’nde tek terekesi olan tahta çantasından; Devlet-i Osmaniye’nin parçalanmadan önceki halinin bulunduğu harita, Kuşçubaşı Eşref’in fotoğrafı, Kur’an’ı Kerim ve kefen çıkmıştı.
Adanmış bir hayattan geri kalan kutsal miras bu işte.
İsmet Özel demiyor mu ki, “Türk, kâfirle çatışmayı göze alan Müslümandır” İşte Zenci Musa da öyle bir Müslüman öyle bir Türk’tü!
O nedenle ne zaman “Sudan” sözcüğünün geçtiği bir kelam duysam veya yazı okusam hemen aklıma Zenci Musa gelir.
Yakın zamanda Sudan’ı ilgilendiren iki bilgi notunu sizlerle paylaştım.
31 Mart 2019’da halkımız kaderini oylamaya giderken ben oturup Afrika kıtasındaki gelişmelere (Bkz. Afrika İslam ülkelerinde NATO’cu generaller dönemi başladı!) değindim.
Sizleri bilgilendirme amaçlı diğer yazımı 07 Nisan 2019’da (Bkz. Erdoğan ve Putin'in dostu Sudan Devlet Başkanına darbe mi yapılıyor?) yayımladım.
Sudan’da ne olduğunu Türkiye’deki Sudanlılar dahi anlamış değil!
Türkiye’deki Sudanlıları iki grupta toplayabiliriz. Kuzey ve Güney Sudanlılar. Kuzey Sudanlılar da ikiye ayrılıyor. Birinci grup Ömer El Beşir’i destekleyenler diğerleri de karşı çıkanlar.
Her iki grup da Türkiye dostu.
İlk bakışta Sudan’da yer yerinden oynamasına rağmen Türkiye’den “tık” çıkmaması, belki de bu dostluğa duyulan saygının eseri sanılabilir. Ama bana kalırsa farklı bir süreç var.
Türkiye’deki Sudanlı dostlara “Ne oluyor ne bitiyor?” diye sorduğumda “Halk Ömer El Beşir yönetimini artan gıda fiyatları ile yaşanan yakıt ve döviz sıkıntısından sorumlu tutuyor hepsi bu” demişlerdi.
Son yaşananlara bakılırsa demek ki hepsi bu değilmiş!
Sudan’da son durum nedir?
Sudan ordu komutanlarının Ömer El Beşir’siz toplantı düzenlemesinin ardından, Cumhurbaşkanlığı sarayı ordu birlikleri tarafından kuşatıldı.
Cumhurbaşkanlığı sarayı etrafında asker ve ordu bünyesindeki “Hızlı Destek Kuvvetleri” mensupları konuşlandı.
Askerin baskısı ile Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir önce istifa etti, istifa kararını imzalatan subaylar ile El Beşir’in korumaları arasında arbede yaşandı ve Ömer El Beşir ve yakın korumaları tutuklandı. Ülkede 3 ay süre ile olağanüstü hal ilan edildi.
Savunma Bakanı da dahil olmak üzere, önde gelen bazı siyasiler gözaltına alındı. İktidardaki Ulusal Kongre Partisi'nin 100'den fazla yönetici Sudan İstihbaratı tarafından derdest edildi.
Tutuklananlar arasında partinin Başkanı ve eski Savunma Bakanı Abduurrahim Muhammed Hüseyin' de bulunuyor. Uluslararası Hartum Havaalanı'nda uçuşlar durduruldu. Havaalanında sadece inişlere izin veriliyor. Geçici hükümet kurulacak.
Sudan’daki halk gösterileri ile Türkiye’deki Gezi Olaylarındaki aktör kadınların benzerliği…
Gezi Parkı protestolarının kıvılcımının çakıldığı gün, polisin suratına sıktığı biber gazının etkisiyle saçları arkaya savrulan ancak geri çekilmeyen “Kırmızı Elbisesi kadın”ı hatırlıyor musunuz?
Omzundaki alışveriş çantası ve arkaya savrulan saçlarıyla, Türkiye’nin dört bir yanına yayılan Gezi Parkı protestolarının sembolü haline gelmişti.
Dünya basınında yer bulan fotoğrafıyla bir nevi internet fenomenine dönüşen akademisyen Ceyda Sungur’dan söz ediyorum.
Gezi olaylarındaki Kırmızı Elbisesi Kadın’ın bir benzeri Sudan’da ortaya çıktı! Kadının geleneksel Sudan kıyafeti giyinmesi de oldukça dikkat çekiciydi.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla Sudan'daki özgürlük taleplerinin sembolüne dönüştü. Söz konusu kadın, Sudan’daki Nubia Kraliçelerine verilen ‘Kandake’ ile özdeşleştirildi.
Kıyafeti ve takıları özenle seçilmişti. Sudanlı kadınların geçmişine kültürüne vurgu yapan sembolik bir giyim tarzı tasarlanmıştı.
Kandake; Sudan’da geleneksel olarak gelinlerin kullandığı büyük altın küpeleriden takmıştı. Kıyafeti 1960’lar, 70’ler ve 80’lerde askeri diktatörlere karşı gerçekleştirdikleri gösteriler ve yürüyüşlerde bu kıyafeti tercih eden kadınları andırıyordu.
Hartum’daki protestoları yönetiyormuş gibi görünen kadın, gösterilerin sembolü haline geldi.
Kadının, Sudan’ın başkenti Hartum’da Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’e karşı çıkan protestolarda “özgürlük” talep eden sloganlar attığı bir video Twitter’da yüzbinlerce kez paylaşıldı.
Ayrıca protestolara katılan kadınlara işarette bulunarak defalarca “Hepiniz Sevgili Kandakesiniz” sloganları attı. Kandeke, Sudan tarihinde yabancı istilaya karşı çıkmış bir kadın yönetici.
Günümüzde daha çok erkek egemen toplum yapısına ve feodal değerlere direnen özgürlük arayışındaki kadın tiplemesinde kullanılıyor.
Nitekim 2009’da üniversite öğrencileri tarafından kurulan “Bıktık" anlamına gelen “Girifna” yani Sudanlı Gençlik Hareketi; kadın hareketinde de önemli bir rol oynamış, 2012'dek düzenledikleri “Kandake Protest” (Güçlü Kadınların Portestosu) eylemine binlerce kadın katılmıştı.
Sudan’daki eylemlerde İngiliz parmağı var mı?
“Girifna” yani Sudanlı Gençlik Hareketi; İngilizler’in yakın merceğine takılan sivil toplum örgütlerinden. Londra merkezli “Index on Censorship” sivil toplum örgütü, 2006 yılından beri ifade özgürlüğü dalında gazetecilere, yazarlara, avukatlara, savunuculara ödül vermesiyle tanınıyor.
Gazetecilik, dijital özgürlük, savunuculuk ve sanat dallarında, “Index on Censorship”, Guardian, Google, The Economist Group gibi kuruluşların sponsorluğunda ödül dağıtıyor.
Geçmiş yıllarda Çin'deki insan hakları avukatı Gao Zhisteng, Azerbeycanlı gazeteci Idrak Abbasov, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in oğlu Arat Dink gibi isimlere ödül veren Index on Censorship; 2013’te yani Sudanlı Gençlik Hareketi Girifna’yı bu ödüllere aday göstermişti.
Londra merkezli Index on Censorship İngiliz gizli servislerinin organizasyonu.
Index on Censorship bünyesinde, başkan olarak deneyimli gazeteci; Reuters haber ajansı eski çalışanı Küresel ifade özgürlüğü ağı IFEX'in ve Küresel Ağ Girişimi'nin yönetim kurulu başkanı Jodie Ginsberg, Rachael Jolley, Sean Gallagher, Helen Galliano, Chatham House müdavimi ve çalışanlarından Joy Hyvarinen, David Sewell, Sally Gimson, Ryan McChrystal, Lewis Jennings gibi isimler yer alıyor.
Bu ajan takımının dağıttığı 2018 İfade Özgürlüğü Ödülleri sponsorları arasında Türkiye kökenli “fon fon” diye ses çıkaran GSM.“Mobil haberleşme için küresel sistem” (Global Systemfor Mobile Communications) şirketi de bulunuyor.
Yeri gelmişken; GEZİ olaylarında eylemcileri sokaklara çağıran, IFEX bunlara bağlı.
Sudan’da halk hareketinin organizatörü hangi örgüt?
Sudan halk hareketi spontane bir eylemlilik göstermiyor. Organize bir hareket. Toplumsal eylemlerin en büyük ve güçlü paydaşı, sağlık çalışanları ve avukatların ortak örgütü Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) eylemleri organize ediyor.
Sudan yönetiminin farklı meslek gruplarını hedef alan, öteleyen açıklamaları sonucu, doktorlar protestolarda itici bir güç olarak ortaya çıktı.
Ancak büyük çoğunluk kadınlardan oluşuyor. Eylemcilerin üçte ikisi, Sudan'daki "cinsiyetçi ve ataerkil" toplumu protesto eden kadınlar. Öğrenciler de sokak eylemlerinin katılımcısı.
Sokak gösterilerini düzenleyen Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) Başkanı, Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF)’a bağlı, SWTUF Medya, Medya, İletişim, Enformasyon ve Posta Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Khairalla.
Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu SWTUF; merkezi hükümetin kontrolü altında.
Sudan, 1992 Sendikalar Yasası yürürlüğe girdikten sonra Hartum yönetimi, hükümet tarafından kontrol edilen sendika tekeli oluşturdu ve yalnızca hükümet tarafından kontrol edilen Sudan İşçileri Sendikaları Federasyonu’nun (SWTUF) yasal olarak çalışmasına izin verildi.
Diğer tüm sendikalar yasaklandı.
Nitekim gösteriler başladığında Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF) Genel Başkanı Yusuf Ali Abdülkerim, SPA’yı “Yasadışı ve profesyonel olmayan bir kuruluş” olarak nitelendirerek profesyonellerin ve işçilerin herhangi bir şekilde protestolara karışmadıklarını söylemek zorunda kalmıştı.
Türkiye’deki HAK-İŞ, Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu SWTUF’la irtibat halinde…
Ankara’nın Sudanlı sendikacılara kancayı takması 4-5 yıl öncesine uzanıyor.
2016’da HAK-İŞ Konfederasyonu, Sudan sendikacılığın gelişmesi, standartta kavuşturulması amaçlı SWTUF yöneticilerine yönelik 5 eğitim semineri gerçekleştirmişti.
2016’da Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Yahia Hassan Mohammed Ali, Sudan Serbest İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hassan Mohammed El Tayeb Mohammed, Hartum İşçiler Federasyonu Genel Başkanı Khabab Mohammed Saeed Elfadhil ve (SWTUF) Özel Sektör İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hassan Abdellarim Eisa Younis Türkiye’de temaslarda bulunmuştu.
Hatta 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu (SWTUF); Başkent Hartum’da yaklaşık 3 bin 500 kişinin katılımıyla “Türk Halkı ve Türk Çalışanlarına Destek ve Dayanışma Toplantısı” düzenlemiş, FETÖ’nün kanlı darbe girişimi protesto edilmişti.
Türkiye’ye destek olmak amacıyla düzenlenen toplantıya Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Sudan’da yaşayan Türkler de katılmıştı.
Ankara’ya yolu düşenlerden biri de Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) Başkanı Ali İbrahim Khairalla…
SWTUF Medya, Medya, İletişim, Enformasyon ve Posta Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Khair, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın davetlisi olarak Aralık 2017’de Ankara’ya gelmiş, 5 Aralık 2017’de Emek Konukevi’nde gerçekleştirilen HAK-İŞ/Öz-İletişim Sendikası İle Sudan/SWTUF Medya, Medya, İletişim, Enformasyon ve Posta Çalışanları Sendikası Ortak Eğitim Programına katılmıştı.
Toplantıda SWTUF’un 15 Temmuz’la ilgili yurtdışında Türkler tarafından bir talep gelmeden kendilerinin duyarlılığıyla ve Türkiye’ye destek ve moral vermek amacıyla bir miting gerçekleştirdiklerini hatırlatan Arslan, “O mitinge biz de HAK-İŞ olarak katıldık. SWTUF tarafından böyle bir toplantının gerçekleştirilmesini çok önemli buluyoruz. Ülkemizin zor zamanlardan geçtiği bir ortamda bu dayanışma mitingi bizim için moral kaynağı oldu” demişti.
Gelene giderler ya da gitmediğin yer senin değildir!
HAK-İŞ ile Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF) Eylül 2018’de İkinci Kadın Buluşması etkinliğini gerçekleştirdi.
Program kapsamında HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız ve beraberindeki HAK-İŞ Kadın Komite üyeleri Sudan'ın başkenti Hartum'a gitmişti.
Bu heyet, 12 Eylül’de Türkiye Cumhuriyeti Hartum Büyükelçisi İrfan Neziroğlu'nu ziyaret etti. HAK-İŞ ile SWTUF arasındaki sendikal işbirliği çalışmaları ve Türkiye - Sudan ilişkileri hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
Ziyarete, HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız’ın yanı sıra, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin ve HAK-İŞ Kadın Komitesi üyeleri ve SWTUF Genel Başkanı Yusuf Ali Abdülkerim ve beraberindeki SWTUF temsilcileri katılmıştı.
Sudan’da Türkiye’nin etkisi…
“Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yetişemediği İslam ülkelerini emperyalistlerin tasallutundan kurtarmak” gibi amacı olduğu belirtilen Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi SADAT ve Sudan Silahlı Kuvvetleri arasında 11 Mayıs 2017’de, İstanbul IDEF fuarında Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Askeri Standardizasyon Merkezi kurulumu sözleşmesini kapsayan bir mutabakat mevcut.
HAK-İŞ’in eğitim verdiği Sudanlı sendikacılar da sokakların nabzını tutuyor, göstericileri kontrol ediyor.
Daha ne diyeyim? Arif olan anlar!
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
Teşkilatı Mahsusa’nın fedaisi ‘Zenci Musa’yı bilir misiniz?
Sudanlıydı. Yeryüzünü fesada veren batı emperyalizmine karşı Allah’a kulluk davasının öncü isimlerinden Zenci Musa kendi döneminde Arap Musa olarak tanınıyordu.
Ancak bazı kaynaklarda belirtilen kendisi de Teşkilatı Mahsusa gönüllüsü olan İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Safahat isimli eserinde bu öncü tevhit savaşçısı için yazdığı beyitte; “Eşref Bey’in emir eri Zenci Musa / Omuzundan arşa yükseldi Nebi İsa” ifadesini kullandığı görülür.
Burada üç şey anlatılır, Teşkilatı Mahsusa başkanı Kuşçubaşı Eşref Bey ile birlikteliği, mensup olduğu coğrafyanın ten rengi ve yüce gönüllülüğü, hasbiliği, samimiyeti, derin imanı ve gücü kuvveti.
Yoksulluk içinde vefat ettiği Özbekler Tekkesi’nde tek terekesi olan tahta çantasından; Devlet-i Osmaniye’nin parçalanmadan önceki halinin bulunduğu harita, Kuşçubaşı Eşref’in fotoğrafı, Kur’an’ı Kerim ve kefen çıkmıştı.
Adanmış bir hayattan geri kalan kutsal miras bu işte.
İsmet Özel demiyor mu ki, “Türk, kâfirle çatışmayı göze alan Müslümandır” İşte Zenci Musa da öyle bir Müslüman öyle bir Türk’tü!
O nedenle ne zaman “Sudan” sözcüğünün geçtiği bir kelam duysam veya yazı okusam hemen aklıma Zenci Musa gelir.
Yakın zamanda Sudan’ı ilgilendiren iki bilgi notunu sizlerle paylaştım.
31 Mart 2019’da halkımız kaderini oylamaya giderken ben oturup Afrika kıtasındaki gelişmelere (Bkz. Afrika İslam ülkelerinde NATO’cu generaller dönemi başladı!) değindim.
Sizleri bilgilendirme amaçlı diğer yazımı 07 Nisan 2019’da (Bkz. Erdoğan ve Putin'in dostu Sudan Devlet Başkanına darbe mi yapılıyor?) yayımladım.
Sudan’da ne olduğunu Türkiye’deki Sudanlılar dahi anlamış değil!
Türkiye’deki Sudanlıları iki grupta toplayabiliriz. Kuzey ve Güney Sudanlılar. Kuzey Sudanlılar da ikiye ayrılıyor. Birinci grup Ömer El Beşir’i destekleyenler diğerleri de karşı çıkanlar.
Her iki grup da Türkiye dostu.
İlk bakışta Sudan’da yer yerinden oynamasına rağmen Türkiye’den “tık” çıkmaması, belki de bu dostluğa duyulan saygının eseri sanılabilir. Ama bana kalırsa farklı bir süreç var.
Türkiye’deki Sudanlı dostlara “Ne oluyor ne bitiyor?” diye sorduğumda “Halk Ömer El Beşir yönetimini artan gıda fiyatları ile yaşanan yakıt ve döviz sıkıntısından sorumlu tutuyor hepsi bu” demişlerdi.
Son yaşananlara bakılırsa demek ki hepsi bu değilmiş!
Sudan’da son durum nedir?
Sudan ordu komutanlarının Ömer El Beşir’siz toplantı düzenlemesinin ardından, Cumhurbaşkanlığı sarayı ordu birlikleri tarafından kuşatıldı.
Cumhurbaşkanlığı sarayı etrafında asker ve ordu bünyesindeki “Hızlı Destek Kuvvetleri” mensupları konuşlandı.
Askerin baskısı ile Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir önce istifa etti, istifa kararını imzalatan subaylar ile El Beşir’in korumaları arasında arbede yaşandı ve Ömer El Beşir ve yakın korumaları tutuklandı. Ülkede 3 ay süre ile olağanüstü hal ilan edildi.
Savunma Bakanı da dahil olmak üzere, önde gelen bazı siyasiler gözaltına alındı. İktidardaki Ulusal Kongre Partisi'nin 100'den fazla yönetici Sudan İstihbaratı tarafından derdest edildi.
Tutuklananlar arasında partinin Başkanı ve eski Savunma Bakanı Abduurrahim Muhammed Hüseyin' de bulunuyor. Uluslararası Hartum Havaalanı'nda uçuşlar durduruldu. Havaalanında sadece inişlere izin veriliyor. Geçici hükümet kurulacak.
Sudan’daki halk gösterileri ile Türkiye’deki Gezi Olaylarındaki aktör kadınların benzerliği…
Gezi Parkı protestolarının kıvılcımının çakıldığı gün, polisin suratına sıktığı biber gazının etkisiyle saçları arkaya savrulan ancak geri çekilmeyen “Kırmızı Elbisesi kadın”ı hatırlıyor musunuz?
Omzundaki alışveriş çantası ve arkaya savrulan saçlarıyla, Türkiye’nin dört bir yanına yayılan Gezi Parkı protestolarının sembolü haline gelmişti.
Dünya basınında yer bulan fotoğrafıyla bir nevi internet fenomenine dönüşen akademisyen Ceyda Sungur’dan söz ediyorum.
Gezi olaylarındaki Kırmızı Elbisesi Kadın’ın bir benzeri Sudan’da ortaya çıktı! Kadının geleneksel Sudan kıyafeti giyinmesi de oldukça dikkat çekiciydi.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla Sudan'daki özgürlük taleplerinin sembolüne dönüştü. Söz konusu kadın, Sudan’daki Nubia Kraliçelerine verilen ‘Kandake’ ile özdeşleştirildi.
Kıyafeti ve takıları özenle seçilmişti. Sudanlı kadınların geçmişine kültürüne vurgu yapan sembolik bir giyim tarzı tasarlanmıştı.
Kandake; Sudan’da geleneksel olarak gelinlerin kullandığı büyük altın küpeleriden takmıştı. Kıyafeti 1960’lar, 70’ler ve 80’lerde askeri diktatörlere karşı gerçekleştirdikleri gösteriler ve yürüyüşlerde bu kıyafeti tercih eden kadınları andırıyordu.
Hartum’daki protestoları yönetiyormuş gibi görünen kadın, gösterilerin sembolü haline geldi.
Kadının, Sudan’ın başkenti Hartum’da Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’e karşı çıkan protestolarda “özgürlük” talep eden sloganlar attığı bir video Twitter’da yüzbinlerce kez paylaşıldı.
Ayrıca protestolara katılan kadınlara işarette bulunarak defalarca “Hepiniz Sevgili Kandakesiniz” sloganları attı. Kandeke, Sudan tarihinde yabancı istilaya karşı çıkmış bir kadın yönetici.
Günümüzde daha çok erkek egemen toplum yapısına ve feodal değerlere direnen özgürlük arayışındaki kadın tiplemesinde kullanılıyor.
Nitekim 2009’da üniversite öğrencileri tarafından kurulan “Bıktık" anlamına gelen “Girifna” yani Sudanlı Gençlik Hareketi; kadın hareketinde de önemli bir rol oynamış, 2012'dek düzenledikleri “Kandake Protest” (Güçlü Kadınların Portestosu) eylemine binlerce kadın katılmıştı.
Sudan’daki eylemlerde İngiliz parmağı var mı?
“Girifna” yani Sudanlı Gençlik Hareketi; İngilizler’in yakın merceğine takılan sivil toplum örgütlerinden. Londra merkezli “Index on Censorship” sivil toplum örgütü, 2006 yılından beri ifade özgürlüğü dalında gazetecilere, yazarlara, avukatlara, savunuculara ödül vermesiyle tanınıyor.
Gazetecilik, dijital özgürlük, savunuculuk ve sanat dallarında, “Index on Censorship”, Guardian, Google, The Economist Group gibi kuruluşların sponsorluğunda ödül dağıtıyor.
Geçmiş yıllarda Çin'deki insan hakları avukatı Gao Zhisteng, Azerbeycanlı gazeteci Idrak Abbasov, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in oğlu Arat Dink gibi isimlere ödül veren Index on Censorship; 2013’te yani Sudanlı Gençlik Hareketi Girifna’yı bu ödüllere aday göstermişti.
Londra merkezli Index on Censorship İngiliz gizli servislerinin organizasyonu.
Index on Censorship bünyesinde, başkan olarak deneyimli gazeteci; Reuters haber ajansı eski çalışanı Küresel ifade özgürlüğü ağı IFEX'in ve Küresel Ağ Girişimi'nin yönetim kurulu başkanı Jodie Ginsberg, Rachael Jolley, Sean Gallagher, Helen Galliano, Chatham House müdavimi ve çalışanlarından Joy Hyvarinen, David Sewell, Sally Gimson, Ryan McChrystal, Lewis Jennings gibi isimler yer alıyor.
Bu ajan takımının dağıttığı 2018 İfade Özgürlüğü Ödülleri sponsorları arasında Türkiye kökenli “fon fon” diye ses çıkaran GSM.“Mobil haberleşme için küresel sistem” (Global Systemfor Mobile Communications) şirketi de bulunuyor.
Yeri gelmişken; GEZİ olaylarında eylemcileri sokaklara çağıran, IFEX bunlara bağlı.
Sudan’da halk hareketinin organizatörü hangi örgüt?
Sudan halk hareketi spontane bir eylemlilik göstermiyor. Organize bir hareket. Toplumsal eylemlerin en büyük ve güçlü paydaşı, sağlık çalışanları ve avukatların ortak örgütü Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) eylemleri organize ediyor.
Sudan yönetiminin farklı meslek gruplarını hedef alan, öteleyen açıklamaları sonucu, doktorlar protestolarda itici bir güç olarak ortaya çıktı.
Ancak büyük çoğunluk kadınlardan oluşuyor. Eylemcilerin üçte ikisi, Sudan'daki "cinsiyetçi ve ataerkil" toplumu protesto eden kadınlar. Öğrenciler de sokak eylemlerinin katılımcısı.
Sokak gösterilerini düzenleyen Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) Başkanı, Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF)’a bağlı, SWTUF Medya, Medya, İletişim, Enformasyon ve Posta Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Khairalla.
Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu SWTUF; merkezi hükümetin kontrolü altında.
Sudan, 1992 Sendikalar Yasası yürürlüğe girdikten sonra Hartum yönetimi, hükümet tarafından kontrol edilen sendika tekeli oluşturdu ve yalnızca hükümet tarafından kontrol edilen Sudan İşçileri Sendikaları Federasyonu’nun (SWTUF) yasal olarak çalışmasına izin verildi.
Diğer tüm sendikalar yasaklandı.
Nitekim gösteriler başladığında Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF) Genel Başkanı Yusuf Ali Abdülkerim, SPA’yı “Yasadışı ve profesyonel olmayan bir kuruluş” olarak nitelendirerek profesyonellerin ve işçilerin herhangi bir şekilde protestolara karışmadıklarını söylemek zorunda kalmıştı.
Türkiye’deki HAK-İŞ, Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu SWTUF’la irtibat halinde…
Ankara’nın Sudanlı sendikacılara kancayı takması 4-5 yıl öncesine uzanıyor.
2016’da HAK-İŞ Konfederasyonu, Sudan sendikacılığın gelişmesi, standartta kavuşturulması amaçlı SWTUF yöneticilerine yönelik 5 eğitim semineri gerçekleştirmişti.
2016’da Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Yahia Hassan Mohammed Ali, Sudan Serbest İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hassan Mohammed El Tayeb Mohammed, Hartum İşçiler Federasyonu Genel Başkanı Khabab Mohammed Saeed Elfadhil ve (SWTUF) Özel Sektör İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hassan Abdellarim Eisa Younis Türkiye’de temaslarda bulunmuştu.
Hatta 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu (SWTUF); Başkent Hartum’da yaklaşık 3 bin 500 kişinin katılımıyla “Türk Halkı ve Türk Çalışanlarına Destek ve Dayanışma Toplantısı” düzenlemiş, FETÖ’nün kanlı darbe girişimi protesto edilmişti.
Türkiye’ye destek olmak amacıyla düzenlenen toplantıya Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Sudan’da yaşayan Türkler de katılmıştı.
Ankara’ya yolu düşenlerden biri de Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA) Başkanı Ali İbrahim Khairalla…
SWTUF Medya, Medya, İletişim, Enformasyon ve Posta Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Khair, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın davetlisi olarak Aralık 2017’de Ankara’ya gelmiş, 5 Aralık 2017’de Emek Konukevi’nde gerçekleştirilen HAK-İŞ/Öz-İletişim Sendikası İle Sudan/SWTUF Medya, Medya, İletişim, Enformasyon ve Posta Çalışanları Sendikası Ortak Eğitim Programına katılmıştı.
Toplantıda SWTUF’un 15 Temmuz’la ilgili yurtdışında Türkler tarafından bir talep gelmeden kendilerinin duyarlılığıyla ve Türkiye’ye destek ve moral vermek amacıyla bir miting gerçekleştirdiklerini hatırlatan Arslan, “O mitinge biz de HAK-İŞ olarak katıldık. SWTUF tarafından böyle bir toplantının gerçekleştirilmesini çok önemli buluyoruz. Ülkemizin zor zamanlardan geçtiği bir ortamda bu dayanışma mitingi bizim için moral kaynağı oldu” demişti.
Gelene giderler ya da gitmediğin yer senin değildir!
HAK-İŞ ile Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF) Eylül 2018’de İkinci Kadın Buluşması etkinliğini gerçekleştirdi.
Program kapsamında HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız ve beraberindeki HAK-İŞ Kadın Komite üyeleri Sudan'ın başkenti Hartum'a gitmişti.
Bu heyet, 12 Eylül’de Türkiye Cumhuriyeti Hartum Büyükelçisi İrfan Neziroğlu'nu ziyaret etti. HAK-İŞ ile SWTUF arasındaki sendikal işbirliği çalışmaları ve Türkiye - Sudan ilişkileri hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
Ziyarete, HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız’ın yanı sıra, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin ve HAK-İŞ Kadın Komitesi üyeleri ve SWTUF Genel Başkanı Yusuf Ali Abdülkerim ve beraberindeki SWTUF temsilcileri katılmıştı.
Sudan’da Türkiye’nin etkisi…
“Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yetişemediği İslam ülkelerini emperyalistlerin tasallutundan kurtarmak” gibi amacı olduğu belirtilen Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi SADAT ve Sudan Silahlı Kuvvetleri arasında 11 Mayıs 2017’de, İstanbul IDEF fuarında Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Askeri Standardizasyon Merkezi kurulumu sözleşmesini kapsayan bir mutabakat mevcut.
HAK-İŞ’in eğitim verdiği Sudanlı sendikacılar da sokakların nabzını tutuyor, göstericileri kontrol ediyor.
Daha ne diyeyim? Arif olan anlar!
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete