<div><strong>Tarihçi Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu</strong> yayınlanan bir videosunda belge paylaşarak <strong>Sultan II. Abdülhamid</strong>’in <strong>Yıldız</strong> <strong>Sarayı’na</strong> sanki saltanatı boyunca içki sipariş ettiği iddiasında bulundu.</div> <div>Konuyu anlatırken <strong>delil</strong> gösterdiği <strong>sipariş</strong> <strong>belgesini</strong> elinde sallarken, bu belgenin <strong>sultan</strong> tarafından verilen bir <strong>şarap</strong> <strong>sipariş</strong> <strong>listesi</strong> olduğunu güya <strong>dürüst</strong> <strong>tarihçilik</strong> tavrı içinde hamasi bir üslupla iddia etti.</div> <div>Oysa bu belgenin, <strong>Sultan Abdülhamid</strong> ile bir ilgisi yoktu. Çünkü sipariş listesinin altında bir <strong>isim</strong> vardı ama bu <strong>isim</strong> ona ait değildi.</div> <div><strong>Halaçoğlu</strong>’nun kamuoyuna duyurduğu <strong>belge,</strong> gerçekten birkaç kalem değişik nitelikte <strong>şarap</strong>, <strong>bira</strong>, <strong>balık</strong> ve <strong>peynir</strong> siparişine aitti.</div> <div><strong>Halaçoğlu</strong>’nun <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülhamid</strong> hakkındaki iddiası, medyada “<strong>Abdülhamid’in şarap listesi</strong>” başlığı ile yer aldı.</div> <div>Kimse bu belgenin gerçekte kime ait olduğunu ve tarihçilik bakımından ne anlam ifade ettiğini araştırma zahmetinde bulunmadı.</div> <div><strong>Halaçoğlu,</strong> elinde tuttuğu belgeyi sallayarak, “<strong>Şu belge, bak iyi bak. Bu belge Abdülhamid döneminde Yıldız Sarayı’nın içki listesidir</strong>” diyor.</div> <div><strong>Halaçoğlu,</strong> büyük <strong>keşifte</strong> bulunmuş bir <strong>kâşif</strong> edasıyla dürüst bir tarihçiye pek de yakışmayan oldukça yüksek perdeden ve hamasi bir üslup kullanarak <strong>dezenformasyon</strong> yapıyor.</div> <div><strong></strong></div> <div><strong>Halaçoğlu</strong>, “<strong>Abdülhamid’in Yıldız Sarayında su gibi içki, şarap tüketiliyordu</strong>” demeye getiriyor. Ancak elinde salladığı <strong>belgenin</strong> ne <strong>tarihini</strong> ve ne de <strong>altındaki</strong> <strong>imzanın</strong> <strong>kime</strong> <strong>ait</strong> <strong>olduğunu</strong> vermiyor.</div> <div>Ve <strong>Sultan Abdülhamid</strong>’i kastederek; “<strong>Ne istiyormuş</strong>”? Yani “<strong>şarap istiyormuş</strong>” diyor!..</div> <div>Bunu yaparken de kendisinin <strong>taraf</strong> tutmadığını, sadece <strong>gerçekleri</strong> ortaya koyduğunu iddia ediyor.</div> <div>Oysa <strong>Osmanlı Arşivi</strong>’nde “Y.PRK.SGE, 1/23” şeklinde kayıtlı <strong>belge,</strong> incelendiğinde bu belgenin <strong>1878</strong> tarihli olduğu ve altında da hangi <strong>valide</strong> olduğu belli olmayan bir “<strong>valide sultan</strong>” imzası bulunduğu görülecektir.</div> <div>Yani bu siparişi veren kişi <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülhamid</strong> değildir.</div> <div>Ki; altında “<strong>valide</strong> <strong>sultan</strong>” isminin bulunmasına rağmen bu listenin gerçekte kim tarafından yazıldığı da ispata muhtaçtır.</div> <div>Ki; böyle bir <strong>sipariş</strong> <strong>listesi</strong> hazırlayan bir “<strong>valide</strong> <strong>sultan</strong>” varsa bu valide sultan kesinlikle <strong>Sultan II. Abdülhamid’in</strong> annesi <strong>Tîrimüjgân Kadınefendi</strong> değildir.</div> <div>Zira annesi <strong>Tîrimüjgan</strong> <strong>Kadınefendi</strong> <strong>1852</strong> yılında <strong>II. Abdülhamid</strong> 11 yaşındayken vefat etmiştir.</div> <div>Listenin sonunda, <strong>“… Likarda balığı, havyar balık yumurtası, peynir bunları da isterim. Bunların parasını Nazır Musa Efendi’den alıp matlup olunan eşyaları gönderin</strong>” denilmektedir.</div> <div>Normalde <strong>saray</strong> <strong>mutfağı</strong> veya sarayın başka ihtiyaçları için yapılacak <strong>alımlar</strong> konusunda <strong>belirli bir</strong> <strong>düzen</strong> olması gerekiyor. Burada “<strong>şunları, şunları isterim, parasını falanca nazırdan alın</strong>” gibi muhatabı belli olmayan <strong>gelişigüzel</strong> <strong>bir</strong> <strong>üslup</strong> var. Bu da bu siparişin <strong>saray ihtiyacı</strong> için değil, <strong>şahsi ya da başka bir amaçla</strong> yapılmış bir sipariş olabileceğini göstermektedir.</div> <div>Öte taraftan <strong>belgenin tarihi</strong> göz önüne alındığında bu tarih <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülhamid</strong>’in tahta çıkışının <strong>ikinci</strong> <strong>yılına</strong> denk gelmektedir.</div> <div>Yani <strong>Osmanlı Devleti, Mithat Paşa</strong> ve avenesinin marifeti ile girilen <strong>93</strong> (1877-1878) <strong>harbinin</strong> yıkımı ve keşmekeşi içerisinde <strong>beka</strong> <strong>tehlikesi</strong> ile karşı karşıyadır. Bu keşmekeş içerisinde <strong>Sultan Abdülhamid’in</strong> saraya yapılan siparişleri ne takip edecek zamanı ve ne de <strong>saray mutfağına sipariş listesi</strong> verecek durumu vardır.</div> <div>Ki; <strong>padişahların</strong> zaten böyle <strong>basit</strong> <strong>işlerle</strong> uğraşacak zamanları da yoktur.</div> <div>Öte taraftan bu belge, <strong>Abdülhamid’i</strong> <strong>savunma</strong> <strong>refleksiyle</strong> hareket eden kesimin iddia ettiği gibi “<strong>uydurma”</strong> bir belge de değildir.</div> <div></div> <div>-Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun Abdülhamid’in içki sipariş listesi olarak verdiği belge. 1878 tarihli sipariş listesinin altında “Valide Sultan”? ismi var.-</div> <div>Yukarda kaydını verdiğimiz gibi <strong>Osmanlı Arşivi</strong>’nde <strong>Yıldız</strong> <strong>evrakı</strong> arasında bulunmaktadır. Yani bu bir <strong>arşiv</strong> <strong>belgesidir</strong>, fakat <strong>alelade</strong> <strong>bir</strong> <strong>kâğıttan</strong> <strong>ibaret</strong> olup hangi makamdan geldiği ve <strong>kime hitap ettiği</strong> belli değildir.</div> <div>Ancak belgenin <strong>Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu</strong> gibi ciddi ilmi çalışmaları bulunan, <strong>Türk Tarih Kurumu Başkanlığı</strong> da yapmış olan bir tarihçinin, ilgisi olmadığı halde sanki bu siparişi <strong>Sultan II. Abdülhamid</strong>’in verdiğini <strong>yüksek</strong> <strong>sesle</strong> ifade etmesi en azından ilmi dürüstlükle bağdaşmayan bir durumdur.</div> <div><strong>Prof.</strong> <strong>Halaçoğlu</strong> şunu yapsa eleştirilecek bir durum olmayabilirdi; <strong>II. Abdülhamid’i</strong> ilzam etmeden -ki bu belgeyle ilzam edilmesi mümkün değildir- <strong>tarihini</strong> ve kim tarafından <strong>şarap</strong> <strong>siparişi</strong> verildiğini anlatsa ve şu tarihte “<strong>Yıldız sarayından şarap siparişi verilmiştir</strong>” deseydi buna kimsenin itirazı olmayabilirdi. Zira ortada bir <strong>resmi</strong> <strong>arşiv</strong> <strong>belgesi</strong> var ve bu belge <strong>şarap</strong> <strong>sipariş</strong> <strong>edildiğini</strong> göstermektedir. Ama yine de bu <strong>belge</strong> ile bu siparişin <strong>saray</strong> <strong>adına</strong> verildiğini iddia etmek mümkün değildir.</div> <div>Tecrübeli bir <strong>tarihçi</strong> olan <strong>Halaçoğlu,</strong> çok iyi bilir ki bir <strong>tarihçi,</strong> <strong>belgeleri</strong> <strong>kullanırken</strong> altında başkasının adı bulanan tek bir belge ile kurgu yaparak, değil bir <strong>devlet başkanını,</strong> alelade bir şahsı bile suçlayamaz.</div> <div>“<strong>İşte Abdülhamid budur, saraya içki siparişi veren bir padişahtır</strong>” diyebilmek için <strong>Yıldız</strong> <strong>Sarayı</strong> mutfağının <strong>II. Abdülhamid</strong> dönemi boyunca vermiş olduğu sipariş listelerinin arşivden çıkartılıp ortaya konulması gerekir.</div> <div><strong>Halaçoğlu</strong> böyle bir şey yapmıyor.</div> <div><strong>II. Abdülhamid’in</strong> tahta çıkışının <strong>ikinci</strong> <strong>yılı</strong> tarihli <strong>valide</strong> <strong>sultanın</strong> adını taşıyan tek bir belge ile sanki <strong>saltanatı</strong> boyunca kendisi tarafından saraya <strong>sürekli</strong> <strong>şarap</strong> <strong>siparişi</strong> verildiği gibi bir çıkarımda bulunuyor.</div> <div>Bu büyük bir <strong>çarpıtmadır</strong> ve ciddi bir <strong>tarihçiye</strong> asla yakışmayacak bir tutumdur.</div> <div>Ki; <strong>Halaçoğlu</strong>, “<strong>Tarihçi, tarihi bir olayı tam olarak anlatmak zorundadır</strong>” diyor. Ama kendisi <strong>tam</strong> <strong>tersini</strong> yaparak, <strong>tarih usulü kaidelerini</strong> altüst ediyor ve hiçbir şekilde <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülhamid’e</strong> nispet edilmesi mümkün olmayan bir sipariş listesi ile sanki o, <strong>saltanatı</strong> <strong>boyunca</strong> <strong>saraya şarap siparişi vermiş gibi</strong> bir ithamda bulunabiliyor.</div> <div><strong>Halaçoğlu</strong> hızını alamayarak konuşmasında <strong>Ahmed Cevdet Paşa</strong>’nın <strong>1853</strong> tarihinde <strong>Abdülhamid’e</strong> rapor sunduğu gibi garip bir iddiada bulunuyor.</div> <div>Ne kadar <strong>dakik</strong> bir tarihçi değil mi!</div> <div>Dürüst tarihçimiz, <strong>Abdülhamid’in</strong> <strong>1876</strong> yılında <strong>tahta</strong> <strong>çıktığını</strong> bilmiyor mu?</div> <div>Elbette bunu biliyor ama anlaşılan <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülhamid’e</strong> karşı beslediği kinin verdiği heyecanla elindeki <strong>belge</strong> onu hezeyana sürüklemiş.</div> <div>Yukardaki hususlarda, salt bir <strong>Abdülhamid</strong> <strong>savunması</strong> yapmak amaçlanmamıştır.</div> <div>Elbette ki <strong>hatadan</strong> <strong>münezzeh</strong> olmayan her kul <strong>yanlış</strong> yapacaktır.</div> <div>Bu yanlışı yapan, <strong>tarihi</strong> <strong>mühim</strong> <strong>bir</strong> <strong>şahsiyetse</strong> durumun, sayın <strong>Halaçoğlu’nun</strong> yaptığı gibi <strong>hamaset</strong> ile değil <strong>objektif ilmi karinelerle</strong> ortaya konması gerekirdi.</div> <div>Bunu yaparken de amaç <strong>tarihe bir katkı sunmak</strong>, <strong>toplumu</strong> <strong>aydınlatmak</strong> olmalıydı.</div> <div>Burada gördüğümüz ise sadece <strong>hamasî bir üslup ile alakasız bir belge üzerinden menfi bir II. Abdülhamid portresi oluşturma </strong>gayretinden başka bir şey değil.</div> <div>.</div> <div><strong>Dr. Ömer Tellioğlu, dikGAZETE.com</strong> </div> <div>Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun ilgili iddiasının videosu:</div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=W1hQvuCO3UM</div> <div></div> <div></div>