Tarım politikamız ne alemde

Tarım politikamız ne alemde

CORONA adlı bela, ülkelerde gözleri tarıma çevirdi. 

Önceliği Rusya aldı. 

Ben tahıl satmayacağım” dedi. 

AB ülkeleri, iki yakalarını bir araya getirmeye çalışıyorlar. 

Sosyal Devletin gereğini yapıyor işsizlerini aç ve açık bırakmamak için kesenin ağzını açtılar. 

Üretim her geçen gün düşüyor. 

Tarım öncelikli olsa da üretici yakasını salgından kurtarma derdinde. 

ABD ve Kanada ne kadar üretecek ve piyasa bu ekonomik çöküntüde nasıl oluşacak meçhul.

Bu güne kadar üreticimiz kaderi ile baş başa bırakıldı. 

Hangi alanda hangi ürün ne kadar üretilecek ve pazar payı ne kadar olacak elde kalırsa ne olacak bilen yok.

Ne ne kadar ihraç edilecek, hangi tarım ürünü nereden hangi şartlarla ithal edilecek yerli ürün çıktığında ithal ürüne yüksek vergi ile caydırma yolu açılacak mı aynı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi belli değil. 

Ürettik, çürütmeden saklayabilecek miyiz belli değil. 

Aklı evveller, zamanında “pahalıya üretiyoruz, ucuza ithal ederiz” dediler ne oldu. 

Şeker Fabrikalarımızı elden çıkardık, mısır şurubuna talim yetmedi şeker ithal ediyoruz. 

Et balık Süt Kurumu özelleştirilmiş fabrikalar “AVM”lere dönüştü ete, süt ürünlerine hasret kaldık, “Büyük Şehir” teranesi ile şehirlere yakın tarlalar arsa oldu; buralara yapılan sitelerde, tarla bahçe sahipleri bekçi bahçıvan oldu. 

Say bu yıl üretimi artırdık diyelim, teknik koşullarda saklayabilmek için yeterli tesisimiz var mı. 

TMO siloları ne oldu?

Besici “yem yem” diyor. 

Yem Sanayi özelleşti, saman ithal, yem ateş pahası, garip üretici sağmal ineğini dahi kasabın bıçağı altına verdi. 

Yerli tohum çıkarılan yasalarla can çekişti, ithal tohuma talim ettik. Verim artarken maliyette arttı. 

Yatlara ucuz yakıt, çiftçiye akıl almaz fiyata mazot, pahalı ilaç ve gübre. 

KAMU, Teknik eleman alımında direnir. 

Tarımsal Kooperatifleşme özendirilmez. 

Ziraat Bankası çiftçiden çok, malum zevata kredi yağdırır ise bazı Belediyelerin Çiftçiye el uzatmaları üretime katılmaları yeterli olamaz.

ÇARE mi?

Acilen tüm tarımla ilgili STK’lar, üniversitelerimizin yetkilileri bir araya gelerek TARIMIMIZIN HALİNİ ve GELECEĞİNİ masaya yatırıp çözüm bulmalıdırlar.

.

Yılmaz Hastürk, dikGAZETE.com

-Ziraat Y. Mühendisi, 17. Dönem İstanbul Milletvekili-

CORONA adlı bela, ülkelerde gözleri tarıma çevirdi. 

Önceliği Rusya aldı. 

Ben tahıl satmayacağım” dedi. 

AB ülkeleri, iki yakalarını bir araya getirmeye çalışıyorlar. 

Sosyal Devletin gereğini yapıyor işsizlerini aç ve açık bırakmamak için kesenin ağzını açtılar. 

Üretim her geçen gün düşüyor. 

Tarım öncelikli olsa da üretici yakasını salgından kurtarma derdinde. 

ABD ve Kanada ne kadar üretecek ve piyasa bu ekonomik çöküntüde nasıl oluşacak meçhul.

Bu güne kadar üreticimiz kaderi ile baş başa bırakıldı. 

Hangi alanda hangi ürün ne kadar üretilecek ve pazar payı ne kadar olacak elde kalırsa ne olacak bilen yok.

Ne ne kadar ihraç edilecek, hangi tarım ürünü nereden hangi şartlarla ithal edilecek yerli ürün çıktığında ithal ürüne yüksek vergi ile caydırma yolu açılacak mı aynı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi belli değil. 

Ürettik, çürütmeden saklayabilecek miyiz belli değil. 

Aklı evveller, zamanında “pahalıya üretiyoruz, ucuza ithal ederiz” dediler ne oldu. 

Şeker Fabrikalarımızı elden çıkardık, mısır şurubuna talim yetmedi şeker ithal ediyoruz. 

Et balık Süt Kurumu özelleştirilmiş fabrikalar “AVM”lere dönüştü ete, süt ürünlerine hasret kaldık, “Büyük Şehir” teranesi ile şehirlere yakın tarlalar arsa oldu; buralara yapılan sitelerde, tarla bahçe sahipleri bekçi bahçıvan oldu. 

Say bu yıl üretimi artırdık diyelim, teknik koşullarda saklayabilmek için yeterli tesisimiz var mı. 

TMO siloları ne oldu?

Besici “yem yem” diyor. 

Yem Sanayi özelleşti, saman ithal, yem ateş pahası, garip üretici sağmal ineğini dahi kasabın bıçağı altına verdi. 

Yerli tohum çıkarılan yasalarla can çekişti, ithal tohuma talim ettik. Verim artarken maliyette arttı. 

Yatlara ucuz yakıt, çiftçiye akıl almaz fiyata mazot, pahalı ilaç ve gübre. 

KAMU, Teknik eleman alımında direnir. 

Tarımsal Kooperatifleşme özendirilmez. 

Ziraat Bankası çiftçiden çok, malum zevata kredi yağdırır ise bazı Belediyelerin Çiftçiye el uzatmaları üretime katılmaları yeterli olamaz.

ÇARE mi?

Acilen tüm tarımla ilgili STK’lar, üniversitelerimizin yetkilileri bir araya gelerek TARIMIMIZIN HALİNİ ve GELECEĞİNİ masaya yatırıp çözüm bulmalıdırlar.

.

Yılmaz Hastürk, dikGAZETE.com

-Ziraat Y. Mühendisi, 17. Dönem İstanbul Milletvekili-

Yılmaz Hastürk

Yılmaz Hastürk

Ziraat Y. Mühendisi, 17. Dönem İstanbul Milletvekili

Diğer Yazıları...