Türkiye’ye hangi safta durduğunu soracaklar; Barış, selamet ve haktan yanayız!

Türkiye’ye hangi safta durduğunu soracaklar; Barış, selamet ve haktan yanayız!

Türkiye’ye hangi safta durduğunu soracaklar; Barış, selamet ve haktan yanayız! Türkiye’ye hangi safta durduğunu soracaklar; Barış, selamet ve haktan yanayız!

Türkiye’ye hangi safta durduğunu soracaklar; Barış, selamet ve haktan yanayız! 

Avrupa’nın despot, dini yaşamı ve adaleti kısıtlayan diktatöryal devletlerin baskısından kaçan insanların özgürlük mücadelesi; Amerika’nın kuruluş iradesine yansımıştır. Amerika’nın özünde hak/hukuk ve insanca yaşama arayışı vardır.

Amerika, artık özgürlükler ülkesidir. Dini hoşgörü, yaşam tarzına yansımıştır.

Amerika, bir süre sonra; Tanrı’nın Devletine/ ‘Tanrı Devlet’e dönüşür.

Bir zamanların adaletin savunucusu Amerika; insanları köleleştirerek yola koyulur. Amerika; Kızılderili’lerin soyunu kurutur, kalanları rezerv adı verdiği dar alanlara hapseder. Başka toplumlara kültür empoze ederek; sonra da top tüfekle katlederek ulusları dönüştürür.

Sam Amca’nın hikayeleri anlatmakla bitmez.

Tekrar aynı hikayelerin yazılmaması ve yaşanmaması için ‘dur’ demenin zamanı gelmedi mi?

Dünya Beşten (Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa/ BM Güvenlik kurulu) Büyüktür” çağrısı, dünya milletleri için; Deniz Fenerlerinin denizde gemileri selamete ulaştırması gibi aynı vazifeyi yüklenmiştir.

Amerika’ya dur de!

Hamas’ın 7 Ekim’de işgalci ve haydut devlet İsrail’e karşı saldırısıyla; Gazze’nin bombalarla yıkım ve yok edilme süreci başlamış oldu.

Hamas, durduk yere İsrail’e saldırmadı.

Kurulduğu günden itibaren yüzlerce insanı katleden İsrail, milim milim Filistinlilerin toprağını çaldı. Kudüs’ün mahrem mücevheri Mescid-i Aksa’yı temelinden yıkma/ yok etme projesini hızlandıran İsrail; nihayetinde Gazze’ye saldıracaktı.

Gazze limanı, uluslararası deniz taşımacılığına açık hem de Gazze sahilinde zengin doğal gaz yatakları bulunuyordu.

İlk atışı Hamas yapmıştı.

12 Ekim’de İsrail'i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken; "Bir Yahudi olarak da buradayım. İsrail'e net bir mesaj getirdim. Kendinizi savunabilecek kadar güçlü olabilirsiniz. Ancak ABD var oldukça hiçbir zaman bunu yapmak zorunda kalmayacaksınız çünkü biz her zaman yanınızda olacağız " ifadesini kullanarak, ABD'nin İsrail'e güçlü desteğini dile getirmişti.

Gazze olayında, başta Türkiye’yi görmezden galen Amerika; Dışişleri Bakanı Blinken’ı Türkiye’ye gönderecekti.

Blinken’ın; Türkiye'den Yunanistan, Ürdün, Katar, BAE, Suudi Arabistan, İsrail, Filistin/Batı Şeria, Bahreyn ve Mısır'a götüren 10 duraklık yolculuğu nihayete erdi.

Hem de ne erme!

Blinken’ın yolculuğu biter bitmez, ABD ve İngiltere; "deniz ticaretini güvenceye alma" gerekçesiyle Yemen'in Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerinde bazı noktalara hava saldırısı düzenledi.

Demek ki Blinken, Türkiye de dahil on ülkede yoklama çekmiş; vaziyeti yerinde görmek istemiş.

Kim bilir, İsrail’e karşı düzenlenmesi ihtimal dahilinde olan Gazze Operasyonunu durdurmaya çalıştı.

Pentagon, 6 Aralık'ta Yemen'deki Husi güçlerin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık'ta da "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu bir misyonun oluşturulduğunu duyurmuştu.

Yani Kızıl Deniz’i Kan Denizi’ne çevireceklerini daha önce ilan etmişti.

Amerika’yı durdurun!

Amerika durursa İsrail de duracaktır.

İsrail’in meşhur gazetesi Haaretz bile, “Mızrağın çuvala sığmadığını” ilan etti.

Haaretz’e göre; Küresel Şeytan Şebekesinin çocuğu Katil, Haydut, Hırsız “Netanyahu (tanımlama bana ait); uzun süredir göreve/ başbakanlığa uygun değil. İsrail toplumunu alaşağı etmeden, bu durumu tespit edin ve İsrail toplumunu Neteanyahu’dan kurtarın” diye yalvarmaya başladı.

Daha ne desin!..

Netanyahu, İsrail toplumunu cehenneme sürüklüyor. Bunun farkındalar.

Netanyahu, hesabını verecek ama kim kendisine destek çaktıysa onlar da hesap verecek.

Lahey Adalet Divanı’nda yargılansa da sonuç adil olmayacak. Katil Devlet ve onun idaresindekilerin suçlu olduğunun ilanı önemlidir ama bizim için yeterli olmayacak.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken; "Yemen'e operasyonumuz gerilimi tırmandırmak için değil, savunma amaçlıdır. Silah depolarını vurduk. Kızıldeniz’i güvenli ve işler tutmak istiyoruz.” diyor.

Hayır!

Siz ve Küresel Şer Şebekesi; İsrail’in güvenliğinden endişe duymaya başladınız. İsrail’i durdurmadığınız gibi bilakis Gazze’nin çocuklarının katledilmesini seyrediyorsunuz.

Ateş; İsrail’i kasıp kavuracak. Siz bu ateşi Ortadoğu’yu tutuşturmak için elinize aldınız.

Kızıldeniz’i Kan Denizine çevirmenin peşine düşen Amerika’ya sakın yol vermeyin. Amerika’nın operasyonuna katılmayın.

Amerika, yarın size; NATO ile yaklaşacak.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü/ NATO (İngilizce: North Atlantic Treaty Organization, NATO; Fransızca: Organisation du traité de l'Atlantique nord, OTAN) günlük yaşamda güvenlik ve refahın anahtarıdır.

NATO, demokratik değerleri destekler ve üyelerin sorunları çözmek, güven oluşturmak ve uzun vadede çatışmayı önlemek için savunma ve güvenlikle ilgili konularda danışmalarına ve iş birliği yapmalarına olanak tanır.

Tüm kararlar konsensusla alındığından, “NATO kararı” 31 üye ülkenin tamamının kolektif iradesinin ifadesidir.

NATO, kendisini böyle tanımlıyor.

Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO; son günlerde sosyal medyada dikkat çeken video ve görsel yayınlamaya başladı.

İtalyan erkek paraşütçü asker ile Amerikan kadın asker yemeklerini paylaşıp; tadını yorumluyor.

Yine bir başka videoda; Slovenyalı kadın asker ile Kanadalı erkek asker, tatbikatta yemeklerini paylaşarak adeta aşk tazeliyor görüntüsü veriyor.

Sanki ilkokul çocukları piknikte yemeklerini paylaşıyor. NATO; sözde insani değerleri yansıtarak zihinsel hazırlık yapıyor.

NATO; İsrail lehine Kızıldeniz ve Akdeniz’de operasyon düzenlerse Türkiye ne yapacak?

Bize SAFIMIZı soracaklar!..

Bizi, İsrail’i savunmaya davet edecekler.

Düşmanın hedefinde Kudüs, Mekke, Kıbrıs ve İstanbul var.

Blinken evine vardı.

NATO’nun baş patronu! Amerika’nın eğitip donattığı aparatı, PKK Çatı Terör Örgüt militanları, Irak’ın kuzeyinde maalesef askerimizi şehid etti. Allah rahmet eylesin.

Sahadaki tehdit boyut değiştiriyor.

“Küresel belirsizlik ve hibrit tehditler” ile BİZi dize getirmeye çalışan kim; çok iyi biliyoruz.

Öz ve Gönül Coğrafyamıza tecavüze yeltenen her türlü güç, aktör ve devlet görünümlü terör örgütlerine dur demenin vakti geldi.

Çok boyutlu, kritik analitik düşünce ile hareket edip; haddini aşan Batı Merkezli Küresel Yapılara karşı her türlü mücadele başlatılmalı.

Misliyle değil on katı misliyle; toplumun tüm katmanları bu mücadelede yer almalı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi; “Mezhep, köken ve inanç üzerinden yürütülmek istenen operasyonlara asla müsamaha göstermeyeceğiz. Artık kimsenin itibar etmeyeceğine inandığımız bayat oyunların gayesi, bizi asıl hedeflerimizden, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan uzaklaştırmaktır.

Sağduyulu, insaflı olmak durumundayız. Gaflete, yanlışa düşmeyelim. Şeytan Şebekesinin bitmez/tükenmez oyunlarında yer almayalım.

Şimdi birlik, beraberlik ve tedbir zamanı.

Safımızı sorarlarsa eğer; Şeytan Şebekesinin yanında değil, tam karşısındayız. Barış, selamet ve haktan yanayız.

Haşr Suresi 13. Ayet meşalemiz olsun: “(Ey mü’minler!) Siz, onların (münâfıkların) yüreklerine, Allah’tan daha çok korku vermektesiniz. Bu, onların (Allah’ın büyüklüğünü) anlamayan bir topluluk olmalarındandır.”

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

Türkiye’ye hangi safta durduğunu soracaklar; Barış, selamet ve haktan yanayız! 

Avrupa’nın despot, dini yaşamı ve adaleti kısıtlayan diktatöryal devletlerin baskısından kaçan insanların özgürlük mücadelesi; Amerika’nın kuruluş iradesine yansımıştır. Amerika’nın özünde hak/hukuk ve insanca yaşama arayışı vardır.

Amerika, artık özgürlükler ülkesidir. Dini hoşgörü, yaşam tarzına yansımıştır.

Amerika, bir süre sonra; Tanrı’nın Devletine/ ‘Tanrı Devlet’e dönüşür.

Bir zamanların adaletin savunucusu Amerika; insanları köleleştirerek yola koyulur. Amerika; Kızılderili’lerin soyunu kurutur, kalanları rezerv adı verdiği dar alanlara hapseder. Başka toplumlara kültür empoze ederek; sonra da top tüfekle katlederek ulusları dönüştürür.

Sam Amca’nın hikayeleri anlatmakla bitmez.

Tekrar aynı hikayelerin yazılmaması ve yaşanmaması için ‘dur’ demenin zamanı gelmedi mi?

Dünya Beşten (Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa/ BM Güvenlik kurulu) Büyüktür” çağrısı, dünya milletleri için; Deniz Fenerlerinin denizde gemileri selamete ulaştırması gibi aynı vazifeyi yüklenmiştir.

Amerika’ya dur de!

Hamas’ın 7 Ekim’de işgalci ve haydut devlet İsrail’e karşı saldırısıyla; Gazze’nin bombalarla yıkım ve yok edilme süreci başlamış oldu.

Hamas, durduk yere İsrail’e saldırmadı.

Kurulduğu günden itibaren yüzlerce insanı katleden İsrail, milim milim Filistinlilerin toprağını çaldı. Kudüs’ün mahrem mücevheri Mescid-i Aksa’yı temelinden yıkma/ yok etme projesini hızlandıran İsrail; nihayetinde Gazze’ye saldıracaktı.

Gazze limanı, uluslararası deniz taşımacılığına açık hem de Gazze sahilinde zengin doğal gaz yatakları bulunuyordu.

İlk atışı Hamas yapmıştı.

12 Ekim’de İsrail'i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken; "Bir Yahudi olarak da buradayım. İsrail'e net bir mesaj getirdim. Kendinizi savunabilecek kadar güçlü olabilirsiniz. Ancak ABD var oldukça hiçbir zaman bunu yapmak zorunda kalmayacaksınız çünkü biz her zaman yanınızda olacağız " ifadesini kullanarak, ABD'nin İsrail'e güçlü desteğini dile getirmişti.

Gazze olayında, başta Türkiye’yi görmezden galen Amerika; Dışişleri Bakanı Blinken’ı Türkiye’ye gönderecekti.

Blinken’ın; Türkiye'den Yunanistan, Ürdün, Katar, BAE, Suudi Arabistan, İsrail, Filistin/Batı Şeria, Bahreyn ve Mısır'a götüren 10 duraklık yolculuğu nihayete erdi.

Hem de ne erme!

Blinken’ın yolculuğu biter bitmez, ABD ve İngiltere; "deniz ticaretini güvenceye alma" gerekçesiyle Yemen'in Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerinde bazı noktalara hava saldırısı düzenledi.

Demek ki Blinken, Türkiye de dahil on ülkede yoklama çekmiş; vaziyeti yerinde görmek istemiş.

Kim bilir, İsrail’e karşı düzenlenmesi ihtimal dahilinde olan Gazze Operasyonunu durdurmaya çalıştı.

Pentagon, 6 Aralık'ta Yemen'deki Husi güçlerin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık'ta da "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu bir misyonun oluşturulduğunu duyurmuştu.

Yani Kızıl Deniz’i Kan Denizi’ne çevireceklerini daha önce ilan etmişti.

Amerika’yı durdurun!

Amerika durursa İsrail de duracaktır.

İsrail’in meşhur gazetesi Haaretz bile, “Mızrağın çuvala sığmadığını” ilan etti.

Haaretz’e göre; Küresel Şeytan Şebekesinin çocuğu Katil, Haydut, Hırsız “Netanyahu (tanımlama bana ait); uzun süredir göreve/ başbakanlığa uygun değil. İsrail toplumunu alaşağı etmeden, bu durumu tespit edin ve İsrail toplumunu Neteanyahu’dan kurtarın” diye yalvarmaya başladı.

Daha ne desin!..

Netanyahu, İsrail toplumunu cehenneme sürüklüyor. Bunun farkındalar.

Netanyahu, hesabını verecek ama kim kendisine destek çaktıysa onlar da hesap verecek.

Lahey Adalet Divanı’nda yargılansa da sonuç adil olmayacak. Katil Devlet ve onun idaresindekilerin suçlu olduğunun ilanı önemlidir ama bizim için yeterli olmayacak.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken; "Yemen'e operasyonumuz gerilimi tırmandırmak için değil, savunma amaçlıdır. Silah depolarını vurduk. Kızıldeniz’i güvenli ve işler tutmak istiyoruz.” diyor.

Hayır!

Siz ve Küresel Şer Şebekesi; İsrail’in güvenliğinden endişe duymaya başladınız. İsrail’i durdurmadığınız gibi bilakis Gazze’nin çocuklarının katledilmesini seyrediyorsunuz.

Ateş; İsrail’i kasıp kavuracak. Siz bu ateşi Ortadoğu’yu tutuşturmak için elinize aldınız.

Kızıldeniz’i Kan Denizine çevirmenin peşine düşen Amerika’ya sakın yol vermeyin. Amerika’nın operasyonuna katılmayın.

Amerika, yarın size; NATO ile yaklaşacak.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü/ NATO (İngilizce: North Atlantic Treaty Organization, NATO; Fransızca: Organisation du traité de l'Atlantique nord, OTAN) günlük yaşamda güvenlik ve refahın anahtarıdır.

NATO, demokratik değerleri destekler ve üyelerin sorunları çözmek, güven oluşturmak ve uzun vadede çatışmayı önlemek için savunma ve güvenlikle ilgili konularda danışmalarına ve iş birliği yapmalarına olanak tanır.

Tüm kararlar konsensusla alındığından, “NATO kararı” 31 üye ülkenin tamamının kolektif iradesinin ifadesidir.

NATO, kendisini böyle tanımlıyor.

Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO; son günlerde sosyal medyada dikkat çeken video ve görsel yayınlamaya başladı.

İtalyan erkek paraşütçü asker ile Amerikan kadın asker yemeklerini paylaşıp; tadını yorumluyor.

Yine bir başka videoda; Slovenyalı kadın asker ile Kanadalı erkek asker, tatbikatta yemeklerini paylaşarak adeta aşk tazeliyor görüntüsü veriyor.

Sanki ilkokul çocukları piknikte yemeklerini paylaşıyor. NATO; sözde insani değerleri yansıtarak zihinsel hazırlık yapıyor.

NATO; İsrail lehine Kızıldeniz ve Akdeniz’de operasyon düzenlerse Türkiye ne yapacak?

Bize SAFIMIZı soracaklar!..

Bizi, İsrail’i savunmaya davet edecekler.

Düşmanın hedefinde Kudüs, Mekke, Kıbrıs ve İstanbul var.

Blinken evine vardı.

NATO’nun baş patronu! Amerika’nın eğitip donattığı aparatı, PKK Çatı Terör Örgüt militanları, Irak’ın kuzeyinde maalesef askerimizi şehid etti. Allah rahmet eylesin.

Sahadaki tehdit boyut değiştiriyor.

“Küresel belirsizlik ve hibrit tehditler” ile BİZi dize getirmeye çalışan kim; çok iyi biliyoruz.

Öz ve Gönül Coğrafyamıza tecavüze yeltenen her türlü güç, aktör ve devlet görünümlü terör örgütlerine dur demenin vakti geldi.

Çok boyutlu, kritik analitik düşünce ile hareket edip; haddini aşan Batı Merkezli Küresel Yapılara karşı her türlü mücadele başlatılmalı.

Misliyle değil on katı misliyle; toplumun tüm katmanları bu mücadelede yer almalı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi; “Mezhep, köken ve inanç üzerinden yürütülmek istenen operasyonlara asla müsamaha göstermeyeceğiz. Artık kimsenin itibar etmeyeceğine inandığımız bayat oyunların gayesi, bizi asıl hedeflerimizden, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan uzaklaştırmaktır.

Sağduyulu, insaflı olmak durumundayız. Gaflete, yanlışa düşmeyelim. Şeytan Şebekesinin bitmez/tükenmez oyunlarında yer almayalım.

Şimdi birlik, beraberlik ve tedbir zamanı.

Safımızı sorarlarsa eğer; Şeytan Şebekesinin yanında değil, tam karşısındayız. Barış, selamet ve haktan yanayız.

Haşr Suresi 13. Ayet meşalemiz olsun: “(Ey mü’minler!) Siz, onların (münâfıkların) yüreklerine, Allah’tan daha çok korku vermektesiniz. Bu, onların (Allah’ın büyüklüğünü) anlamayan bir topluluk olmalarındandır.”

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com