Ürdün "Türkler Hatay'ı işgal etti" açıklamasıyla Şam rejimine yaklaşıyor! 

Ürdün "Türkler Hatay'ı işgal etti" açıklamasıyla Şam rejimine yaklaşıyor! 

Ürdün bir süredir Beşar Esad'la temasta.

Önce iş adamlarından oluşan bir heyet savaşın yalnızlaştırdığı Şam sokaklarında nabız yokladı. 10 Mayıs 2018'de Şam’daki İhracatçılar Birliği Başkanı Muhammed es- Sevvah, aralarında tüccar ve sanayicilerin de bulunduğu Ürdün Sanayi Odası Başkanı Adnan Ebu Ragıb liderliğindeki bir heyet ile bir araya geldi.

Görüşmede Ürdün ve Suriye arasındaki ticari ilişkilerin etkinleştirme konusu ele alındı. Bu görüşmeden iki ay sonra Ürdün'den başka bir ticari  heyet 9 Ağustos 2018'de  Şam'da Suriye yetkilileriyle görüştü. 

Ürdünlüler ne yapmak istiyor?

Ürdün, arka arkaya Şam'a gönderdiği ticari heyetlerle ekonomi diplomasisi yapıyor. Şam  ziyaretiyle hem Suriye hem de dünya kamuoyuna verilmek istenilen önemli mesajlardan biri son yıllarda Suriye'ye karşı Ürdün'ün izlediği politikanın milli çıkarları doğrultusunda olmadığı, Amerikalılar ve Suudi Arabistan tarafından kandırıldıkları.

Ürdün günah çıkarıyor...

Ürdün; ABD ve Arabistan'ın  politikalarına kuyruk olmasının pişmanlığında.

Amerikalı sığır çobanlarının ve çöl bedevisi Suudilerin kışkırtmasıyla Suriye'ye bitişik kendi sınırlarını terör unsurların eğitilmesi ve ayrıca Suriye içine geçişleri için açık tutmuştu.

Ürdün bu teörizme  taviz hatta destek politikasını; öyle bir dönemde  uyguladı ki bu ülke Suriye ile komşuluğu vasıtasıyla nakliyat ve turizm alanlarında büyük gelir elde etmeyi başarmıştı.

Ürdün parlamento heyeti  Beşar Esad'a gaz vermeye gitti...

Geçtiğimiz hafta içinde Şam rejimi lideri Beşar Esad, Ürdün Parlamentosunda bir dizi komite ve komisyon başkanlarının içinde bulunduğu Ürdünlü parlamenter heyeti kabul etti.

Şam’ı ziyaret eden ve Esed’le görüşen Ürdünlü sekiz milletvekilinden biri Halid Ebu Hasan’a göre, Suriyeli yetkililer, Ürdün ile ilişkilere karşı olumlu bir tutum sergiledi.

Ürdünlü parlamenter Abdülkerim el-Dağmi’nin Başkanlığındaki konuk parlamenter heyet ile görüşmede iki taraf Suriye ve Ürdün arasındaki ilişkilerin tüm alanlarda etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi gereğinin altını çizdi.

Ürdünlü parlamenter heyet Şam'da Esad'a Türkiye hakkında ne dedi?..

Bu konuda Ürdünlü milletvekillerinin  Şam ziyaretiyle  eş zamanlı yazan Ürdünlü, eski Kültür ve Devlet Bakanı, Ürdün hükümeti sözcüsü Salih Kallab'ın  fikrine baş vurulabilir.

Kadir Mısıroğlu'nun Ürdünlü versiyonu Salih Kallab kimdir?..

Hani İngiliz hempası Kadir Mısıroğlu "Anadolu'da cumhuriyet kurulacağına, Yunan işgali devam etseydi, hilâfet kalkmazdı" diyor ya, bu Salih Kallab'ta benzer bir kıyas yapıyor.

Bizdeki "İngiliz İslamcıları"nın, "Amerikan mandacıları"nın Türkiye'deki Cumhuriyet  rejimini  Yunan işgalinden beter görmesi gibi, bu Ürdünlü fellah da "İran işgali İsrail işgalinden daha tehlikelidir” görüşünde.

Ürdün eski hükümet sözcüsü Salih Kallab,  İsrail'de bir ilke imza atan  İsrail eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin beğenisini kazanmış bir siyonist yardakçı.

Tzipi Livni bakanlığı döneminde Salih Kallab'ın da yer aldığı İsrail destekçisi Arap  yazarların yayınlanan makalelerinin, İsrail hükümetinin bakış açısını yansıttıkları için bakanlığın sitesinde yayınlanmasını istemişti.

Salih Kallab'ın; 'Tehcirden İntifadaya - Ebu Cihad'ın Öyküsü' isimli Filistin Kurtuluş Örgütü'nün  efsanevi lideri Yaser Arafat'ın hayatını anlattığı bir kitabı var.

Kitabı Türkçe!ye çeviren isim yabancı değil; Türk-İtalyan ilişkilerinde önemli bir isim, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı, Dinler Tarihçisi ve yeni Vatikan Büyükelçisi Lütfullah Göktaş.

Ürdün Suriye yakınlaşmasında Hatay meselesi...

Salih Kallab'ın  bir kaç gün önce Şarkul Avsat’taki köşesinde yazdıklarına bakılırsa, Türkler Hatay'da işgalci.

Aba altından sopa göstermekten de geri kalmıyor:

Ona göre Türkiye'nin Suriye politikası bu şekilde devam ederse Hatay bölgesini Suriye'ye kaptırabilir.

Şimdiye kadar İran, askeri, güvenlik ve politik genişlemesini Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de güçlü bir şekilde sürdürebildiğine göre, bu genişlemenin ötesine geçmek ve Kuzey Akdeniz kıyısında gelişmiş bir deniz üssüne sahip olmak için çabalaması da gayet doğaldır.

Hatta daha da hassas ve önemli bir “stratejik” bölge olan "İskenderun Sancağı"nda (Hatay)  bu üssü kurabilme ihtimali vardır.

Türkler bu bölgeyi 1939'da Arapların zayıfladığı bir dönemde işgal ettiler ve ismine de ' Hatay' dediler.

Kallab'a göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğer İranlıların Akdeniz'in kuzeyine gelmelerinin ne anlama geldiğini idrak edemezse, İskenderun-Hatay bölgesi Türk devletinin bir parçası olmaktan çıkacak demektir.  

Türkiye Nuseyrileri kilit toplum...

Kallab, devamla diyor ki; Bu bölge halkının ve tüm büyükşehirlerinin Nusayri çoğunluğa sahip olduğu bilinmektedir.

Lazkiye bölgesinde de önemli bir nüfus yoğunluğuna sahip Aleviler, Cebele, tartus, Baniyas bölgelerinde ve hatta Humus ve Hama'nın eteklerine kadar uzanan bir bölgede etkin konumdalar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bütün bunları biliyor olması gerekir!Onların genişlemeci özlemleri, Türkiye’yi hedef haline getirmektedir.

Bu da, kurmaya çalıştıkları mezhep eksenli bir devlet için İskenderun bölgesine el koyacakları anlamına gelmektedir.

Evet, işte Beşşar Esed bunu “Faydalı Suriye” olarak isimlendirmişti!

Amman Şam ilişkilerinde Londra üst akıl

Ürdün’ün (bir ülke olarak) kurulması kararını İngilizlerBirinci Dünya Savaşı sonrasında almıştı.

Osmanlı Devleti’nin Orta Doğu toprakları İngiltere ve Fransa arasında  paylaşılırken, Filistin İngiltere’ninpayına” düşmüştü.

İngilizler, Filistin’i Ürdün (Şeria) Nehrini esas alarak ikiye ayırdılar, Ürdün Nehrinin doğusunda kalan bölgeyi (Ürdün Nehrinin ötesi anlamına gelen) Mavera-i Ürdün (Transürdün veya Şark’ül Ürdün isimleri de kullanılmaktadır) adıyla yeni bir ülke haline getirdiler.

Ürdün’ün Orta Doğu’da ve Arap Dünyası içinde İngilizler için önemi, İngilizlerin yerli işbirlikçisi olarak, İsrail-Arap çatışmasında bir “ön plan” ülkesi olması ve Filistin sorunu konusunda rol oynamasıdır.

Birçok konuda olduğu gibi şimdi de Şerif Hüseyin'in yerden bitme torunu Kral Abdullah, Londra'nın talimatıyla Şam'da nabız yokluyor.

Rusya Esad'ı gözden çıkardı mı?..

Rusya; Esad konusunda yavaşta olsa Türkiye'nin çizgisine geldi denilebilir.

Ruslar, Esat'ı  gözden çıkardı gibi.

Nitekim Rusya'nın Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad yönetiminin devamlılığını sağlama amacı taşıdığı iddialarını reddeden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova yönetiminin Suriye'de hiçbir siyasi figürü desteklemediğini vurguladı.

Şimdi bu açıklamayı ve Ürdün'ün Suriye çıkartmasını, "Hatay'ın Suriye'nin olduğunu" gündeme getirmelerini yan yana koyun.

Ne anladınız?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc32

Ürdün bir süredir Beşar Esad'la temasta.

Önce iş adamlarından oluşan bir heyet savaşın yalnızlaştırdığı Şam sokaklarında nabız yokladı. 10 Mayıs 2018'de Şam’daki İhracatçılar Birliği Başkanı Muhammed es- Sevvah, aralarında tüccar ve sanayicilerin de bulunduğu Ürdün Sanayi Odası Başkanı Adnan Ebu Ragıb liderliğindeki bir heyet ile bir araya geldi.

Görüşmede Ürdün ve Suriye arasındaki ticari ilişkilerin etkinleştirme konusu ele alındı. Bu görüşmeden iki ay sonra Ürdün'den başka bir ticari  heyet 9 Ağustos 2018'de  Şam'da Suriye yetkilileriyle görüştü. 

Ürdünlüler ne yapmak istiyor?

Ürdün, arka arkaya Şam'a gönderdiği ticari heyetlerle ekonomi diplomasisi yapıyor. Şam  ziyaretiyle hem Suriye hem de dünya kamuoyuna verilmek istenilen önemli mesajlardan biri son yıllarda Suriye'ye karşı Ürdün'ün izlediği politikanın milli çıkarları doğrultusunda olmadığı, Amerikalılar ve Suudi Arabistan tarafından kandırıldıkları.

Ürdün günah çıkarıyor...

Ürdün; ABD ve Arabistan'ın  politikalarına kuyruk olmasının pişmanlığında.

Amerikalı sığır çobanlarının ve çöl bedevisi Suudilerin kışkırtmasıyla Suriye'ye bitişik kendi sınırlarını terör unsurların eğitilmesi ve ayrıca Suriye içine geçişleri için açık tutmuştu.

Ürdün bu teörizme  taviz hatta destek politikasını; öyle bir dönemde  uyguladı ki bu ülke Suriye ile komşuluğu vasıtasıyla nakliyat ve turizm alanlarında büyük gelir elde etmeyi başarmıştı.

Ürdün parlamento heyeti  Beşar Esad'a gaz vermeye gitti...

Geçtiğimiz hafta içinde Şam rejimi lideri Beşar Esad, Ürdün Parlamentosunda bir dizi komite ve komisyon başkanlarının içinde bulunduğu Ürdünlü parlamenter heyeti kabul etti.

Şam’ı ziyaret eden ve Esed’le görüşen Ürdünlü sekiz milletvekilinden biri Halid Ebu Hasan’a göre, Suriyeli yetkililer, Ürdün ile ilişkilere karşı olumlu bir tutum sergiledi.

Ürdünlü parlamenter Abdülkerim el-Dağmi’nin Başkanlığındaki konuk parlamenter heyet ile görüşmede iki taraf Suriye ve Ürdün arasındaki ilişkilerin tüm alanlarda etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi gereğinin altını çizdi.

Ürdünlü parlamenter heyet Şam'da Esad'a Türkiye hakkında ne dedi?..

Bu konuda Ürdünlü milletvekillerinin  Şam ziyaretiyle  eş zamanlı yazan Ürdünlü, eski Kültür ve Devlet Bakanı, Ürdün hükümeti sözcüsü Salih Kallab'ın  fikrine baş vurulabilir.

Kadir Mısıroğlu'nun Ürdünlü versiyonu Salih Kallab kimdir?..

Hani İngiliz hempası Kadir Mısıroğlu "Anadolu'da cumhuriyet kurulacağına, Yunan işgali devam etseydi, hilâfet kalkmazdı" diyor ya, bu Salih Kallab'ta benzer bir kıyas yapıyor.

Bizdeki "İngiliz İslamcıları"nın, "Amerikan mandacıları"nın Türkiye'deki Cumhuriyet  rejimini  Yunan işgalinden beter görmesi gibi, bu Ürdünlü fellah da "İran işgali İsrail işgalinden daha tehlikelidir” görüşünde.

Ürdün eski hükümet sözcüsü Salih Kallab,  İsrail'de bir ilke imza atan  İsrail eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin beğenisini kazanmış bir siyonist yardakçı.

Tzipi Livni bakanlığı döneminde Salih Kallab'ın da yer aldığı İsrail destekçisi Arap  yazarların yayınlanan makalelerinin, İsrail hükümetinin bakış açısını yansıttıkları için bakanlığın sitesinde yayınlanmasını istemişti.

Salih Kallab'ın; 'Tehcirden İntifadaya - Ebu Cihad'ın Öyküsü' isimli Filistin Kurtuluş Örgütü'nün  efsanevi lideri Yaser Arafat'ın hayatını anlattığı bir kitabı var.

Kitabı Türkçe!ye çeviren isim yabancı değil; Türk-İtalyan ilişkilerinde önemli bir isim, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı, Dinler Tarihçisi ve yeni Vatikan Büyükelçisi Lütfullah Göktaş.

Ürdün Suriye yakınlaşmasında Hatay meselesi...

Salih Kallab'ın  bir kaç gün önce Şarkul Avsat’taki köşesinde yazdıklarına bakılırsa, Türkler Hatay'da işgalci.

Aba altından sopa göstermekten de geri kalmıyor:

Ona göre Türkiye'nin Suriye politikası bu şekilde devam ederse Hatay bölgesini Suriye'ye kaptırabilir.

Şimdiye kadar İran, askeri, güvenlik ve politik genişlemesini Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de güçlü bir şekilde sürdürebildiğine göre, bu genişlemenin ötesine geçmek ve Kuzey Akdeniz kıyısında gelişmiş bir deniz üssüne sahip olmak için çabalaması da gayet doğaldır.

Hatta daha da hassas ve önemli bir “stratejik” bölge olan "İskenderun Sancağı"nda (Hatay)  bu üssü kurabilme ihtimali vardır.

Türkler bu bölgeyi 1939'da Arapların zayıfladığı bir dönemde işgal ettiler ve ismine de ' Hatay' dediler.

Kallab'a göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğer İranlıların Akdeniz'in kuzeyine gelmelerinin ne anlama geldiğini idrak edemezse, İskenderun-Hatay bölgesi Türk devletinin bir parçası olmaktan çıkacak demektir.  

Türkiye Nuseyrileri kilit toplum...

Kallab, devamla diyor ki; Bu bölge halkının ve tüm büyükşehirlerinin Nusayri çoğunluğa sahip olduğu bilinmektedir.

Lazkiye bölgesinde de önemli bir nüfus yoğunluğuna sahip Aleviler, Cebele, tartus, Baniyas bölgelerinde ve hatta Humus ve Hama'nın eteklerine kadar uzanan bir bölgede etkin konumdalar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bütün bunları biliyor olması gerekir!Onların genişlemeci özlemleri, Türkiye’yi hedef haline getirmektedir.

Bu da, kurmaya çalıştıkları mezhep eksenli bir devlet için İskenderun bölgesine el koyacakları anlamına gelmektedir.

Evet, işte Beşşar Esed bunu “Faydalı Suriye” olarak isimlendirmişti!

Amman Şam ilişkilerinde Londra üst akıl

Ürdün’ün (bir ülke olarak) kurulması kararını İngilizlerBirinci Dünya Savaşı sonrasında almıştı.

Osmanlı Devleti’nin Orta Doğu toprakları İngiltere ve Fransa arasında  paylaşılırken, Filistin İngiltere’ninpayına” düşmüştü.

İngilizler, Filistin’i Ürdün (Şeria) Nehrini esas alarak ikiye ayırdılar, Ürdün Nehrinin doğusunda kalan bölgeyi (Ürdün Nehrinin ötesi anlamına gelen) Mavera-i Ürdün (Transürdün veya Şark’ül Ürdün isimleri de kullanılmaktadır) adıyla yeni bir ülke haline getirdiler.

Ürdün’ün Orta Doğu’da ve Arap Dünyası içinde İngilizler için önemi, İngilizlerin yerli işbirlikçisi olarak, İsrail-Arap çatışmasında bir “ön plan” ülkesi olması ve Filistin sorunu konusunda rol oynamasıdır.

Birçok konuda olduğu gibi şimdi de Şerif Hüseyin'in yerden bitme torunu Kral Abdullah, Londra'nın talimatıyla Şam'da nabız yokluyor.

Rusya Esad'ı gözden çıkardı mı?..

Rusya; Esad konusunda yavaşta olsa Türkiye'nin çizgisine geldi denilebilir.

Ruslar, Esat'ı  gözden çıkardı gibi.

Nitekim Rusya'nın Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad yönetiminin devamlılığını sağlama amacı taşıdığı iddialarını reddeden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova yönetiminin Suriye'de hiçbir siyasi figürü desteklemediğini vurguladı.

Şimdi bu açıklamayı ve Ürdün'ün Suriye çıkartmasını, "Hatay'ın Suriye'nin olduğunu" gündeme getirmelerini yan yana koyun.

Ne anladınız?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc32