Yiyiniz, Ekrem beyler yiyiniz (!)...

Yiyiniz, Ekrem beyler yiyiniz (!)...

"İstanbul'un kaybedecek bir dakikası bile  yok” diyen İBB'nin CHP'li başkanı Ekrem Bey, seçimden hemen sonra, Bodrum'daki "usulsüz çıkan villa"sında tatil yapmak için İstanbul'dan kaçarcasına soluğu orada almıştı(!)...

Tabii, seçim öncesi çookkk çalıştığı (!) için bir tatili hak etmişti... Bu arada, küçük(!) bir talihsizlik yaşanmış o güzelim tatil günlerinden feragat edilerek İstanbul'a gelip, sel sularından mağdur olan vatandaşların dertleriyle mecburen(!) ilgilenmek durumunda kalmıştı(!)...  

Daha sonra, hemen geri dönerek bıraktığı yerden tatiline devam etmişti...  

Tatilden gelir gelmez, hemen kendini işe veremeyen, adapte olmakta zorlanan(!) CHP'li Ekrem Bey, daha sonra yeniden şevk kazanmak için, Palandöken'de kayarak stresini attı, sıkıntılarından kurtuldu(!) ve ardından da işlere koyuldu(!)... 

Beş-altı ay içerisinde de İstanbul 1. Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün  yaklaşık 650 bin TL. harcayarak  restore ettirdiği, sadece suyunu,  İBB’nin iştiraki İSKİ'nin sağladığı 3. Ahmet Çeşmesi'nin açılış merasimine, Genel Başkanı Kemal beyle iştirak ederek "su problemi" giderilmiş  oldu(!)...  

Musluğu açarken yine çookkk yorulan(!) CHP’li Ekrem Bey, "yan gelip yatma" pozisyonunu tercih ederek, pardon; sağdan-sola dönerek, 114 adetçik(!)  projeyi elinin tersiyle şöyleee bir iterek, iptal edip kurtulmuş oldu...

Yâhu, bu projelerle zaman kaybı yaşamak istemeyen(!) CHP'li Ekrem Bey,  şehre daha güzide eserler ortaya koyma derdinde hissediyordu kendini(!)...

Ona, ancak bu şaheserler  yakışırdı(!)...

Öte yandan, şehrin bazı bölgelerinde çöp yığınları oluşmuş, Haliç, 25 sene öncesi gibi yeniden çamur deryasına dönüşmüş, barajlarda kirlilik oluşmuş, ulaşımda sıkıntılar varmış, yeni yollar yapılacakmış, metro çalışmalarına başlanacakmış, gibi meseleler onun "dişinin kovuğu"nu bile doldurmazmış(!)...  

Bunlarla vakit öldürmek(!) istemeyen CHP'li Ekrem Bey'in bir anda tarih sevgisi, bütün vücudunu tir-tir titreterek, yukarıdan aşağıya kadar kaplamışşş(!)... 

Hemen soluğu, teeeyyy uzaklarda, denizler ötesinde, bir alışveriş merkezindeki -pardon, müzayedede- satılan, ecdadımızın İstanbul'daki eserlerine ehemmiyet vermezken, ayrıca "Ayasofya Camii'nin yeniden ibadete açılma ihtiyacına inanmıyorum" diye, Yunan gazetecilerine beyanat veren; elin hangi gâvurunun yaptığı dahi bilinmeyen, “sahte tablo”ya hemen belediyenin kasasından 8 milyoncuk lirayı şöyleee gerile gerile sayarak, -pardon havale edip- şehrimize kazandırarak, bütünnnn problemleri, "şıp" deyip hallediverdi(!)... 

İş isteyen, isteyen vatandaşların, Haliç'in çamuru, evdeki musluklardan su akmadığı için tankerlerle suya kavuşan(!) İstanbulluların  meseleleri, hemencecik çözülüverdi(!)...  

Göreve başladığından bu tarafa, 11 bin 706 kişiyi, kapının önüne koyan  CHP'li Ekrem Bey, kendi gibi aynı partiden "hizmet(!)" için seçilmiş 11 adet büyük şehirlerimizin başkanlarıyla bir araya gelerek, bir seferde kişi başı tamı tamına 3 asgari ücretlinin gelirine denk olan 6 bin 395 lira,  yine belediye kasasından ödenerek, ancak yenilebilen yiyeceklerden tatma(!) fırsatı bulabilmişler(!)... Afiyet, şeker-bal olsun, yarasın "hizmet"sever başkanlarımıza(!)...  

Yesinler, içsinler ki ancak "hizmet" edebilsinler!)...

Onlar yemesin de aç olan garibanlar mı yesin, hiç olacak şey mi bu?(!)...

Yok yok, işlerinden çıkarılan 11 bin 706 kişi mi yesin?...

Hani seçim öncesi vaatler; hani hiç kimse işten çıkarılmayacaktı? “Amannn, canım onlar ne ki? Biz keyfimize bakalım” der gibi, hareket eden CHP'li Ekrem Bey(!), "proje ve yeni yatırımlar"la değil, milletin yararına olmayan, meseleleri çözmeyen, ulaşım ve temizlik işlerindeki aksaklıkları gidermeyen durumlarla anılır oldu...

Bir de aynı, CHP'li Ekrem Bey gibi; seçildiği şehrin meseleleriyle ilgilenmeyen, daha çok boş işlerle vakit geçirmeyi tercih eden(!);  hatta Türkiye darphanesi, “fazla çalışmasın” düşüncesiyle, kendi şehri adına "para bastırma" fikriyle, nezakette bulunmak isteyen(!) ve hatta  ay-yaldızlı al bayrağımızı beğenmeyerek de başka “bayrak asma” işiyle gündeme gelen CHP'li Bay Tunç da İzmir'in Foça ilçesinde, İZSU’nun 20 saat su kesintisi yapılacağı açıklamasına rağmen;  93 saat ilçede, su sıkıntısı yaşanmasına bir şey dememiştir... 

Denizden su ihtiyaçlarını gidermeye çalışan vatandaşlar, belediyeye çok büyük tepki göstermiştir...

Demek ki bütün vaatler, "köprüyü geçinceye kadar"mış!..

Ondan sonra "hizmet" değil, yandaşları gözetip-kollama geliyormuş(!)...

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com

"İstanbul'un kaybedecek bir dakikası bile  yok” diyen İBB'nin CHP'li başkanı Ekrem Bey, seçimden hemen sonra, Bodrum'daki "usulsüz çıkan villa"sında tatil yapmak için İstanbul'dan kaçarcasına soluğu orada almıştı(!)...

Tabii, seçim öncesi çookkk çalıştığı (!) için bir tatili hak etmişti... Bu arada, küçük(!) bir talihsizlik yaşanmış o güzelim tatil günlerinden feragat edilerek İstanbul'a gelip, sel sularından mağdur olan vatandaşların dertleriyle mecburen(!) ilgilenmek durumunda kalmıştı(!)...  

Daha sonra, hemen geri dönerek bıraktığı yerden tatiline devam etmişti...  

Tatilden gelir gelmez, hemen kendini işe veremeyen, adapte olmakta zorlanan(!) CHP'li Ekrem Bey, daha sonra yeniden şevk kazanmak için, Palandöken'de kayarak stresini attı, sıkıntılarından kurtuldu(!) ve ardından da işlere koyuldu(!)... 

Beş-altı ay içerisinde de İstanbul 1. Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün  yaklaşık 650 bin TL. harcayarak  restore ettirdiği, sadece suyunu,  İBB’nin iştiraki İSKİ'nin sağladığı 3. Ahmet Çeşmesi'nin açılış merasimine, Genel Başkanı Kemal beyle iştirak ederek "su problemi" giderilmiş  oldu(!)...  

Musluğu açarken yine çookkk yorulan(!) CHP’li Ekrem Bey, "yan gelip yatma" pozisyonunu tercih ederek, pardon; sağdan-sola dönerek, 114 adetçik(!)  projeyi elinin tersiyle şöyleee bir iterek, iptal edip kurtulmuş oldu...

Yâhu, bu projelerle zaman kaybı yaşamak istemeyen(!) CHP'li Ekrem Bey,  şehre daha güzide eserler ortaya koyma derdinde hissediyordu kendini(!)...

Ona, ancak bu şaheserler  yakışırdı(!)...

Öte yandan, şehrin bazı bölgelerinde çöp yığınları oluşmuş, Haliç, 25 sene öncesi gibi yeniden çamur deryasına dönüşmüş, barajlarda kirlilik oluşmuş, ulaşımda sıkıntılar varmış, yeni yollar yapılacakmış, metro çalışmalarına başlanacakmış, gibi meseleler onun "dişinin kovuğu"nu bile doldurmazmış(!)...  

Bunlarla vakit öldürmek(!) istemeyen CHP'li Ekrem Bey'in bir anda tarih sevgisi, bütün vücudunu tir-tir titreterek, yukarıdan aşağıya kadar kaplamışşş(!)... 

Hemen soluğu, teeeyyy uzaklarda, denizler ötesinde, bir alışveriş merkezindeki -pardon, müzayedede- satılan, ecdadımızın İstanbul'daki eserlerine ehemmiyet vermezken, ayrıca "Ayasofya Camii'nin yeniden ibadete açılma ihtiyacına inanmıyorum" diye, Yunan gazetecilerine beyanat veren; elin hangi gâvurunun yaptığı dahi bilinmeyen, “sahte tablo”ya hemen belediyenin kasasından 8 milyoncuk lirayı şöyleee gerile gerile sayarak, -pardon havale edip- şehrimize kazandırarak, bütünnnn problemleri, "şıp" deyip hallediverdi(!)... 

İş isteyen, isteyen vatandaşların, Haliç'in çamuru, evdeki musluklardan su akmadığı için tankerlerle suya kavuşan(!) İstanbulluların  meseleleri, hemencecik çözülüverdi(!)...  

Göreve başladığından bu tarafa, 11 bin 706 kişiyi, kapının önüne koyan  CHP'li Ekrem Bey, kendi gibi aynı partiden "hizmet(!)" için seçilmiş 11 adet büyük şehirlerimizin başkanlarıyla bir araya gelerek, bir seferde kişi başı tamı tamına 3 asgari ücretlinin gelirine denk olan 6 bin 395 lira,  yine belediye kasasından ödenerek, ancak yenilebilen yiyeceklerden tatma(!) fırsatı bulabilmişler(!)... Afiyet, şeker-bal olsun, yarasın "hizmet"sever başkanlarımıza(!)...  

Yesinler, içsinler ki ancak "hizmet" edebilsinler!)...

Onlar yemesin de aç olan garibanlar mı yesin, hiç olacak şey mi bu?(!)...

Yok yok, işlerinden çıkarılan 11 bin 706 kişi mi yesin?...

Hani seçim öncesi vaatler; hani hiç kimse işten çıkarılmayacaktı? “Amannn, canım onlar ne ki? Biz keyfimize bakalım” der gibi, hareket eden CHP'li Ekrem Bey(!), "proje ve yeni yatırımlar"la değil, milletin yararına olmayan, meseleleri çözmeyen, ulaşım ve temizlik işlerindeki aksaklıkları gidermeyen durumlarla anılır oldu...

Bir de aynı, CHP'li Ekrem Bey gibi; seçildiği şehrin meseleleriyle ilgilenmeyen, daha çok boş işlerle vakit geçirmeyi tercih eden(!);  hatta Türkiye darphanesi, “fazla çalışmasın” düşüncesiyle, kendi şehri adına "para bastırma" fikriyle, nezakette bulunmak isteyen(!) ve hatta  ay-yaldızlı al bayrağımızı beğenmeyerek de başka “bayrak asma” işiyle gündeme gelen CHP'li Bay Tunç da İzmir'in Foça ilçesinde, İZSU’nun 20 saat su kesintisi yapılacağı açıklamasına rağmen;  93 saat ilçede, su sıkıntısı yaşanmasına bir şey dememiştir... 

Denizden su ihtiyaçlarını gidermeye çalışan vatandaşlar, belediyeye çok büyük tepki göstermiştir...

Demek ki bütün vaatler, "köprüyü geçinceye kadar"mış!..

Ondan sonra "hizmet" değil, yandaşları gözetip-kollama geliyormuş(!)...

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com