86 yıllık hasretimiz; Ayasofya...

Ayasofya 86 yıldır mahzun mabed... 

Bu durumun giderilmesi için, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftanın başlarında; 24 Kasım 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararnamesiyle müzeye dönüştürülen Ayasofya'nın statüsünün değiştirilmesi, hem ziyarete hem ibadete açık olması için neler yapılabileceğinin araştırılmasını istedi kurmaylarından ve konu, AK Parti MYK'da da dile getirildi. 

Bu açıklamalar, Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman olan bizlere bir ümit ışığı oldu. Çünkü olay, hukuk boyutuyla da ele alınacak. Zaten Danıştay da görüşülmesi için 2 Temmuz 2020 tarihine gün verdi.

İnşâellah, Müslümanları sevindirici bir karar çıkar...

Ancak, 29 Mayıs 2020 tarihinde İstanbul'un Fethi'nin 567. yıldönümü münasebetiyle tertip edilen programda, Ayasofya içerisinde Fetih Sûresi'nin tilaveti ve yapılan dualardan rahatsız olan, suyun öte yakasında bulunan Yunanistan'a gereken cevaplar, devlet yetkililerimiz tarafından verildi. 

Lâkin içimizdeki ‘bizden’ görünenler, güya sözde aydınlar, kalemşorlar(!) iki süslü laf ettiklerinde konunun uzmanı olduklarını zannedenler(!), yaklaşık iki haftadır televizyon kanallarında katıldıkları tartışma programlarında, İslâmî değerlere karşı nefretlerini dillendiriyor, Ayasofya'nın ibadete açılmasının ihtiyaç olmadığını zırvalıyorlar... 

Yıllardır arkasına saklandıkları “Atatürkçülük kalkanını her yere savuruyorlar... Kendilerinin isteklerinin olması için de muhataplarını suçlamalarda bulunarak Ayasofya Camii’ninmüze statüsü”nün devamı noktasında diretiyorlar...  

Yahu siz kim oluyorsunuz!..

Bu mabed, atamızın "kılıç hakkı" olarak cami yapılmıştır. 481 yıl cami olarak hizmet veren Ayasofya'da, Müslümanlar namazlarını asırlarca kesintisiz eda etmişlerdir...

 Asırlarca da minarelerinden ezan, kubbelerinden Kur'an sesi eksik olmadı... 

Kahraman milletin ebedî bir şeref  vesilesi oldu...

-Ayasofya'da Bayram sabahı-

Bizler de torunları olarak bu eserlere ve taşıdıkları mânâlara sahip çıkmakla mükellefiz. 

Ayasofya'nın mahzunluğu, ancak minarelerinden ezan, kubbelerinden Kur'an okunmasıyla son bulacaktır. 

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) müjdesine  mazhar olmuş ceddimiz Fatih Sultan Muhammed, Konstantiniyye'yi feth ederek, İslâm'ın İstanbul’umuzdaki ilk mührünü, (İmparator’un mülkiyeti olan, fetih dolayısıyla da “Doğu Roma İmparatoru” ünvanını da alması sebebiyle şahsi mülkü haline gelen) Ayasofya'yı kiliseden camiye dönüştürerek vurmuştur...

"Yok efendim Yunan’ı üzmeyelim, aman efendim (hahamlar ve papazlar tarafından tahrip edilmiş) diğer dinlerdekileri hor görmeyelim, Rumlar şöyle gönül koyar" gibi vızırtılar artık  dikkate alınmamalı... Müslüman vatandaşın ve İslam dünyasının arzusu, yerine getirilmeli...

Arkadaş bu ülke İslâm beldesi, vatandaşının yüzde 99'u da Müslüman o zaman kime ne düşer? 

Ha, diğer din mensuplarının gidecekleri mekânları da yeniden tamir ederek hizmetlerine sunuluyor. Kimse de bu bakımdan mağdur olmuyor, serbestçe kendi dinlerine göre ibadetlerini yapıyorlar... 

Müslüman'ın  isteğine gelince niye herkes bilirkişi(!) kesiliyor?..

.

Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com

...