- 17-05-2023 05:14
- 2422
Büyük iştirakin olduğu 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekilliği seçimlerinde, ortaya çıkan neticelerin “ne demek” istediğini politikacılarımız gereken dersi alarak, 28 Mayıs’ta yapılacak 2. Tur seçimlerine hazırlanmaya başladılar…
Ayrıca millet olarak da bizlerde derin bir muhasebeyle ne yapmamamız gerektiğinin şuuruna varmamız gerekiyor…
Öylece, “attım gitti” dememek lazım!..
“Ben ne yaptım?” demeliyiz!..
Tabii ki, herkes gönlündeki bir siyasi partiye oy verdi; lâkin ortadaki pek çok hakikatler sanki yokmuşçasına, sanki hiç yapılmamışçasına tavırlar içerisinde hareket etmek de nankörlük olur…
Elimizi vicdanımıza koyup; hiç partizanca düşünmeden gerçekten hep birlikte derin muhasebeye girelim.
21 senede neler yapıldı?..
Üstleri kapatılan, görülmesi engellenen hangi güzellikler tekrar gün yüzüne çıkarıldı?..
Bizlerin refah seviyesi, nereden nereye geldi?...
Bu soruları artırmak mümkün; sadece bunların bile, tarafımızdan hakikatler ışığında cevap bulması yeterlidir…
Ama ben, yine de bazı yaşanmış gerçek misaller sunarak, hafızaların canlanmasına çalışacağım...
Bundan yirmi beş- otuz sene önce; İstanbul’da, Vakıf Guruba Hastanesi’nde muayene olabilmek için gece yarısından sonra bahçesinde sıra kuyruklarına girmek gerekiyordu.
Eğer o kuyruklarda yer alamazsanız gün içerisinde muayene olmak mümkün değildi.
Evet bu kardeşiniz de eşiyle beraber, kış şartlarında soğukta, dışarıda meydana getirilen uzun kuyruklarda yer almıştır…
Şayet oluşturulan o uzun kuyruklarda, yer bulabilirseniz ancak ondan sonra hastane içerisine giriliyor, polikliniklere girmek için de yeniden sırada bekleyip muayene sırası da alarak, doktorla görüşülüyordu…
Tabii bu olayları ve buna benzer daha nice facia vak’aları sadece biz yaşamadık; o vakitlerde bütün vatandaşlarımız ya bizzat yaşayarak ya da yakınlarının anlatmasıyla benzer durumlara şahit oldular…
Daha bunlar gibi onlarca yaşanmış olaylar vardır...
Aklıma gelmişken şu olaydan da bahsetmeden geçemeyeceğim; yıllar önce bir arkadaşım kaza geçirmişti, Bursa’da ziyaretine gittiğimizde anlatmıştı.
Kazada, ciddi bir şekilde yaralanmış, vücudunu rahat kullanamıyor, sedyeyle hastaneye getiriliyor, o esnada hastane görevlileri tarafından zorla senet imzalatılmaya çalışılıyor…
Niye; “iyileştiğinde hastaneden ya kaçarsa!”
Düşünceye bakın, işte sağlık kurumlarımızın ve kafa yapıların seneler öncesi içler acınası halleri!..
Günümüzde böyle olaylar şükürler olsun artık yaşanmıyor.
Açılan yeni hastaneler ve şehir hastaneleriyle, Aile hekimleriyle; sağlık alanında yapılan yeni düzenlemeler ve iyileştirmelerle; 21 yılda, AK Parti hükümetlerinin Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışmalarıyla artık bu meseleler vuku bulmuyor…
Randevunuzu oluşturarak hastaneye gidiyorsunuz muayene ve çeşitli tetkikler sonrası tedavi süresi başlıyor…
Diğer alanlarda da çok güzellikler oldu.
Bunlarla ilgili misalleri anlattığım, “Güzellikleri de görmesini bilmek, Bakış açısı, Nereden nereye… ve Şimdi teşekkür zamanı” başlıklı yazılarımda görebilirsiniz.
Dostlar bunları, neden hatırlatma ihtiyacı duydum; onu belirteyim.
Yaşadığımız yakın geçmişi çabuk unutuyoruz. Sanki şimdi, “anında oldu, hiç eskiden yaşanmış bir şey olmadı” gibi, tavırlar içerisinde hareket ediyoruz…
Hele gençlerimizin çoğu, bu yaşanmışlıkları bilmiyor; bilmek, öğrenmek için de araştırma yapmıyor maalesef!...
Aslında hakikatlerin hepsi ortada; kafamızı kaldırıp, şöyle etrafımıza bir bakabilsek, bütün güzellikler kendisini gösteriyor…
Gelin dostlar, vicdanımızın sesine kulak verelim, güzelliklere; “gölge olmaya, perde çekmeye” çalışanlara, yalanlarla “pembe tablolar” çizenlere fırsat ve imkân vermeyelim!..