- 12-07-2020 21:54
- 933
Azerbaycan’ın bir Haber Kanalına konuk oldum.
Muhabir soruyor:
“Ayasofya kaç yıldır cami?”
“1453 yılından 1931 yılına kadar, yani 478 yıl camiî idi.”
“1931 yılında kim kapattı?”
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti..”
Buyrun siz konuşmayı tamamlayın.
Ayasofya, Türk Milleti’nin hükümranlık alanındadır.
Gerek uluslararası hukuk, gerek iç hukuk açısından, özellikle de vakıf malı olması yönüyle CAMİÎ VASFI’nın tartışılması bile cehâlet, tartışmayı büyütenler de ihânet içindedir.
Masum pozlardaki soru şu?
“Suriye, Irak, Libya, ekonomik kuşatma… Bunca sorun varken neden Ayasofya’yı açarak düşmanlarımız Hıristiyan Batı’yı karşımızda bir araya getiriyoruz?”
Azîz Milletim!.. Uluslararası küresel emperyalizmin karşısında Türkiye, Stratejik dengeye ulaşmıştır.
Artık, “Yurtta sulh, cihanda sulh!” sözünü aczimizi örtmek için değil, Medeniyet Coğrafyamızdaki etkimize gerekçe olarak söyleyeceğiz.
Ayasofya Camiî’nin açılması, Türk Milleti’nin tam bağımsızlığını dünyaya kabul ettirmesinden başka bir şey değildir.
Lozan dayatması ile aynı günde, 97 yıl sonra açılması da büyük Medeniyet Devletimiz Osmanlı’yı “Hasta Adam” deyip parçalayanlara verilen en güzel cevaptır.
Dünyanın Ayasofya tepkilerini doğru değerlendirmeliyiz.
ABD:
Serseri evanjelistler hariç, devlet İslâm olan yurttaşların, sömürdüğü İslam Ülkelerinin halklarının tepkisi nedeniyle kamusal olarak karşı koyamaz.
İngiltere:
Kraliçe’nin sömürdüğü devlet ve toprakların yüzde 80’i Müslüman. Kraliçe’nin “Müslüman” olduğu dedikodularını yayan küresel aldatma, Ayasofya Camiî’nin açılışına açıktan tepki gösteremez. Ancak, Küresel Çete, vekâlet savaşları, FETÖ, Selefîlik, içerideki bazı siyasi partilerle ülkemizi sıkıştırabilir.
Fransa, Almanya vb. Avrupa Ülkeleri’nin hiç biri Müslüman Halkların kanını emdikleri için alenî tepki gösteremezler.
Rusya:
Ülkede, Rusların dine bağlılıkları zayıflamaya devâm ediyor, Ortadoksluk, dînî bir figür. Aksine İslâm hem büyüyor, hem de çoğalıyor.
Düşünün Rusya Ordusu’nda Müslüman Askerlerin ettiği Kur’an-ı Kerim üzere yemini Türk Ordusu etmiyor. Dolayısı ile Rusya Devleti de kurumsal anlamda saygılı beyanlarda bulundu.
Yunanistan, Sırbistan ve Ermenistan mı?
Bu devletler, zaten kukla ve vekâlet savaşlarının aktörleri. Her üç halkın Anadolu ve mevcut topraklarında yaptıkları katliamların görgü tanıklarından yaşayanlar var. Yıktıkları, yaktıkları camilerin dumanları tütüyor hâlâ.
Atina, Erivan, Belgrat geçmişin 500 yıllık İslâm Şehirleri. Nerede ecdâd camileri?
Bizim açımızdan en önemlisi ise; İslâm halklar üzerinde Ayasofya Camiî Etkisi..
Emperyal güç, azâmetli!..
Kabul!
Pekî, biz hep sus-pus oturacak mıyız?
Hayır!
Türkiye Devleti’nin Türk Dünyası’nı, İslâm Dünyası’nı, Medeniyet Coğrafyası’nı yanına çekmesi lâzım. Ayasofya Süreci, bu nedenle çok değerlidir.
Bu gün Ayasofya, yarın Mescid-i Aksâ haykırışlarını sizler de duyuyorsunuz. Hatta, Mescid-i Haram, Medine-i Münevvere. diyor özellikle Arap halklar..
Ayasofya, Türkiye’nin tam bağımsızlığını duyurduğu tapu senedinin mührüdür.
Ayasofya, müjdelenen fethin sembolüdür.
İstanbul ve Ayasofya, Avrupalı Katolik Hıristiyanlar tarafından Haçlı Seferleri’nde 11 kez yağmalanmış, fetihle, Müslüman Türk, İstanbul ve Ayasofya’yı imâr etmiş ve bu güne aslıyla gelmesini sağlamıştır.
Bir zamanlar, “Kemalistiz, Atsızcıyız, Turancıyız!” diyerek halkımızı aldatanlar, şimdi Ayasofya’nın camiî olarak ibadete açılmasına karşı çıkıyorlar, hatta fethin “Emevilik” olduğunu iddiâ ediyorlar!
Beyler!..
Fetih, Gülümüz Hz. Muhammed SAV’in tâlimatıdır.
“Dünyaya bir daha gelse idiniz, ne olmak isterdiniz?”
Hüseyin Nihal Atsız Bey:
“Ayasofya’ya imam olmak isterdim.”
Hüseyin Nihal Atsız, Türk Milliyetçilerinin büyük öncülerindendir.
Atsız, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesini kabullenmemiştir. Camiî olmasını istiyordu. Hatta bu iş için Türk Gençleriyle bir eylem bile tertip etmiştir.
Altan Deliorman, “Atsız, Ayasofya'nın camiye çevirilmesini gönülden istiyordu. Milli gurur incitilmişti. Batının sinsi emperyalizmi karşısında bir gerilemeydi bu. Düzeltilmesi lazımdı.”
“Fetih yıldönümü olan 29 Mayıs 1953 tarihinde geçit törenine katılınacak ve Atlar üzerinde beyaz keçekülahlarımızla ve keskin kılıçlarımızla birkaç takım genç merasim dönüşü atlarımızı Ayasofya üzerine sürecektik. Ne heybetli bir tabloydu bu! Ayasofya’ya girdikten sonra hutbe okunacak ve namaz kılınacaktı. Böylelikle, Ayasofya yeniden İslâm’a ve Türk’e dönecekti” ifadelerini kullanır.
Nerdesiniz, “Kemalistiz, Atsızcıyız, Turancıyız!” diyerek halkımızı aldatanlar..
Büyük Şâir Serdengeçti 1953 yılında “Ayasofya Açılsın” dediği için idâmla yargılandı.
*AYASOFYA*
Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!
Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi,
Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!...
Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?
Hani minârelerinden göklere yükselen,
Ta maverâdan gelen ezanlar?...
Hani o ilâhi devir, ilâhi nizâmlar?...
Ayasofya ses vermiyor,
Ayasofya bir hoş,
Ayasofya bomboş!...
Hani nerede?
Şu muhteşem minberde,
Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde,
Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...
Ayasofya! Ayasofya!... seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...
Hani nerede?
Gönüllerden kubbelere,
Kubbelerden gönüllere
Gürül gürül akan Kur'an sesleri?...
Kur'an sesleri dindirilmiş,
Müslümanlar sindirilmiş!...
Allah-Muhammed-Hülafa-i râşidinin
İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...
Fethin, Fâtih'in mâbedinden kitab-ı mübini,
Bu ulu dini kaldıran kim?
Dinimize, imanımıza saldıran kim?
Mabedimin göğsüne uzanan nâmahrem eli,
Kimin elidir?!...
Söyle Ayasofya, söyle.
Seni puthane yapan hangi delidir?!...
Elleri kurusun, dilleri kurusun!
Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...
Ayasofya,
Ey muhteşem mâbet;
Gel etme,
Bizi terketme!...
Bizler, Fâtih'in torunları, yakında putları devirip,
Yine seni camiye çevireceğiz...
Dindaşlarımızla,
Kanlı gözyaşlarımızla,
Abdest alarak secdelere kapanacağız,
Tekbir ve tehlil sadâları boş kubbelerini yeniden dolduracak
İkinci bir fetih olacak,
Ezanlar bu fethin ilanını,
Ozanlar destanını yazacaklar...
Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun Sevgili Peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan Fâtih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...
Bu olacak Ayasofya,
Bu muhakkak olacak...
İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...
Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,
Ayasofya, belki yarından da yakın!...
Osman Yüksel Serdengeçti”
Ayasofya’da ilk namaz, Lozan’a cevap 24 Temmuz 2020’de kılınacak.
Bu ikinci fetih gibi heybetli ve muhteşem olmalı. Tekbirler arşa çıkmalı.
Bu fetih, zulme uğramış Bosna’mın, Karabağ’ımın yüreğini ferahlatmalı. İnsanların ümitlerine ışık olmalı.
İslâm Dünyası’na Müslüman Türk’ün öncülüğü ve rehberliği kabul ettiği mesajı verilmeli.
Fethin tâlimâtını veren Gülümüz’ü SAV, Fatih Muhammed Hân’ı, Fetih şehidlerini, sene-i devriyesinde Bosna Şehidlerini, Karabağ’ımın katliama uğramış, toprağından sürülmüş halkını da Ayasofya ile anıyorum.
15 Temmuz Onurlu Dirilişi’nin şehidleri unutulur mu? Onların da ruhu şâd olsun. Gazilerimize uzun ömürler dilerim. Artık Zafer Aylarımıza, Ağustos ayına ek olarak Temmuz ayını da ekleyeceğiz.
Ayasofya’yı esâretten kurtarma irâdemize öncülük ve Liderlik eden Büyük Devlet Adamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’a teşekkürlerimi arz ediyorum.
Ayasofya’yı esâretten kurtaran Müslüman Türk’ün irâdesi, elbet kardeşini de bir gün esâret ve sürgünden kurtaracaktır.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-