<h3><span><strong>Beden ülkesinde gözün darbesi</strong></span></h3> <div>Bu sabah izlediğim bir <strong>video,</strong> beni çok etkiledi. Üşenmedim, yeni aldığım telefonumun da teknik özelliklerini kullanarak, konuşmayı yazıya döktüm.</div> <div>Kıymetli hocam <strong>Mehmet</strong> <strong>Görmez</strong> <strong>Bey’in,</strong> bahsettiğim konuşmasını paylaşmak istiyorum sizlerle. Bence <strong>yazılı</strong> olarak da <strong>kayıtlara</strong> <strong>geçmeli</strong> idi. Konuşma linkini de yazıya ekleyeceğim. Dileyenler izleyebilir.</div> <h3><strong>Beden ülkesinde gözün darbesi</strong></h3> <div><strong></strong></div> <div><strong>İslam</strong> geleneğinde muhteşem bir metafor vardır.</div> <div>İnsan bedeni bir şehre, bir ülkeye benzetilir.</div> <div><strong>Kalp,</strong> bu ülkenin sultanıdır;</div> <div><strong>Akıl</strong> sultanın veziridir.</div> <div><strong>Gözler</strong> şehrin kapılarını veya ülkenin sınırlarını bekleyen bekçilerdir.</div> <div><strong>Bekçiler</strong> <strong>ülkesinde</strong> bir <strong>darbe</strong> yaşandı.</div> <div>Ülkenin sınırlarını gözetmekle görevlendirilen <strong>bekçiler</strong> yani <strong>gözler,</strong> beden ülkesinde bir <strong>darbe</strong> yaptılar.</div> <div><strong>Kalp</strong> dediğimiz <strong>sultanın</strong> egemenliğine ve <strong>akıl</strong> dediğimiz <strong>vezirin</strong> yönetimine son verdiler.</div> <div>Beden ülkesinde <strong>gözler</strong> yeni bir egemenlik kurdular. Buna “<strong>görsel</strong> <strong>egemenlik</strong>” diyoruz.</div> <div><strong>Görüntü</strong> <strong>toplumu</strong> inşaa etmek üzere, <strong>görme</strong> <strong>biçimlerini</strong> değiştirmek üzere, <strong>göz</strong> adını verdiğimiz <strong>beden</strong> <strong>ülkesinin</strong> <strong>sınırlarını</strong> gözetmekle mükellef olan <strong>bekçiler,</strong> <strong>darbe</strong> yaptılar.</div> <div><strong>Darbe</strong> yaptıktan sonra bazı <strong>kararlar</strong> aldılar, <strong>kanunlar</strong> çıkardılar.</div> <div><strong>Darbecilerin</strong> ilk aldığı karar, <strong>görme</strong> <strong>biçimini</strong> <strong>değiştirmek</strong> oldu.</div> <div>Eskiden <strong>göz,</strong> <strong>akla</strong> ve <strong>kalbe</strong> tabi idi, “artık <strong>akıl</strong> ve <strong>kalp,</strong> <strong>göze</strong> <strong>tabi</strong> olacak” dediler.</div> <div><strong>Birinci</strong> karar bu.</div> <div><strong>Gözler</strong> dedi ki; “<strong>daha önce ben görme işini akılla beraber yapıyordum, -ona nazar diyorduk- benim kurduğum yeni ülkede nazara yer yok”</strong> dedi.</div> <div>“Daha önce <strong>kalple</strong> beraber <strong>görme</strong> işlevini yürütüyordum -ona <strong>basar</strong> diyorduk- <strong>nazar</strong> ve <strong>basar</strong> yok” dedi.</div> <div><strong>Düşünce</strong> ile, <strong>tefekkürle</strong>, <strong>istidlal</strong> ile görme biçimine <strong>ruyet</strong> diyorduk “<strong>şimdi artık ruyet de yok, ben sadece bakacağım</strong>” dedi ve ekledi:</div> <div>“Artık benimle bakanlar ne <strong>şahit</strong> olacaklar ne <strong>müşahit</strong> ne <strong>nazır</strong> olacaklar ne de <strong>basit</strong> olacaklar; benimle bakanlar ya <strong>izleyici</strong> olacak ya <strong>seyirci</strong> olacak ya da <strong>temaşacı</strong> olacak” dediler.</div> <div>Sonra <strong>darbeciler</strong> dediler ki; “sadece <strong>akıl</strong> ve <strong>kalp</strong> yetmez; diğer <strong>bütün</strong> <strong>organlar</strong> da benim emrinin altına girecek; hatta <strong>bütün</strong> <strong>duyguları</strong> da ben yöneteceğim” dedi.</div> <div>Ve şöyle devam etti;</div> <div>“Artık <strong>işitme</strong> işini de ben yapacağım, <strong>tatma</strong> işini de <strong>konuşma</strong> işini de <strong>dokunma</strong> işini de ben yapacağım!”</div> <div><strong>Göz</strong> işiten bir <strong>kulağa</strong>, konuşan bir <strong>dile</strong> dokunan bir <strong>ele</strong> dönüşmek istedi ve bunları da başardı.</div> <div><strong>Darbe</strong> yapan <strong>gözler,</strong> <strong>üçüncü</strong> bir karar aldı.</div> <div>Bu karara da <strong>mülkiyet</strong> <strong>kanunları</strong> diyelim; <strong>göz</strong> dedi ki; “<strong>ben gördüğüm her şeye malik olmak istiyorum, mülkiyeti bana geçecek, görmekle yetinmem ben gördüğüme göz dikeceğim, sonra göz koyacağım</strong>” dedi.</div> <div><strong>Mülkiyeti</strong> ele geçirmeye ve <strong>her</strong> <strong>şeye</strong> <strong>malik</strong> olmaya çalıştı <strong>göz</strong>.</div> <div><strong>Göz</strong> mü <strong>surete</strong> <strong>malik</strong> oluyor <strong>suret</strong> mi <strong>göze</strong> <strong>malik</strong> oluyor o tartışılır.</div> <div>Ve <strong>göz,</strong> bir <strong>nazar</strong>, bir <strong>basiret</strong>, bir <strong>ibret</strong> <strong>aracı</strong> olmaktan çıkıp, bir <strong>şehvet</strong> <strong>aracı</strong> olmaya karar verdi.</div> <div>Sonra <strong>dördüncü</strong> bir <strong>karar</strong> aldı göz;</div> <div><strong>Akla</strong> dedi ki, “<strong>benim görmediğime inanmayacaksın</strong>!”</div> <div><strong>Kalbe</strong> de dedi ki, “benim görmediğime <strong>teslim</strong> olmayacaksın, sadece <strong>maddi</strong> <strong>alemin</strong> varlığını kabul edeceksin, <strong>gaye</strong> ve <strong>melekut</strong> alemini, <strong>manevi</strong> alemi yok sayacaksın!</div> <div>Ben <strong>görmüyorsam</strong> yoktur! Benim <strong>görmediğime</strong> <strong>inanmayacaksın</strong>, benim görmediğime <strong>teslim</strong> olmayacaksın!”</div> <div><strong>İşgallerine</strong> devam ediyorlar.</div> <div><strong>Dijitalleşmenin</strong> gücünü eline alan <strong>bekçiler</strong> yani <strong>gözler,</strong> <strong>beden</strong> <strong>ülkesinin</strong> <strong>sultanını</strong> alaşağı ettiler, <strong>vezirin</strong> <strong>yönetimine</strong> son verdiler, diğer <strong>duyguları</strong> da <strong>teslim</strong> alarak <strong>yönetimlerini</strong> devam ettiriyorlar.</div> <div><strong>Çare</strong> ne?</div> <div><strong>Çare;</strong> <strong>gözün</strong> <strong>ihanetine</strong> son vermek!</div> <div><strong>Göz</strong> hain mi?</div> <div>Evet <strong>hain!..</strong></div> <div>Kim söylüyor?</div> <div><strong>Allah</strong>!</div> <div>Ne diyor?</div> <div>“<strong>Allah gözlerin ihanetini bilir.”</strong></div> <div>“<strong>Göğüslerin sakladıklarını da bilir</strong>.”</div> <div>Bu gelişmelerden sonra ben <strong>Nur</strong> <strong>suresinin</strong> ayetlerini farklı tercüme ediyorum.</div> <div>Önceden, “<strong>Mü’minlere söyle gözlerini sakınsınlar</strong>” diye tercüme ediyordum, artık şöyle çeviriyorum: “<strong>Mü’minlere söyle kendilerini gözlerden saklasınlar, sakınsınlar! Beden ülkesini gözlerden sakınsınlar!.. Bedenlerini gözlerin ihanetinden, onların kem bakışlarından sakınsınlar, saklasınlar!</strong>” -Mehmet Görmez-</div> <div>.</div> <div><strong>Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com</strong></div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=e8BbRuUTyFg</div> <div> </div>