- 05-01-2019 10:03
- 579
Hafta içinde, Birgün Gazetesi’nin, Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakanı hedef göstererek, yaptığı haberi referans alan muhafazakâr(!) medya, Birgün ve benzerleriyle aynı tavrı tersten gösterip, Bakan Ziya Selçuk’u suçlayan haberler yaptılar!
Haberlerde geçtiğine göre, Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir etkinlik için Mesleki Teknik Eğitim Müdürlüğü’nün tavsiye talebi üzerine liseye beş tane kitap önermiş.
Bu kitaplar arasında, merhum Cahit Zarifoğlu’nun “Bir Değirmendir Bu Dünya” isimli kitabı da yer almış.
“Afganistan İşgali, Hama Katliamı, 12 Eylül Darbesi…” gibi konuların da yer aldığı; merhum Zarifoğlu’nun, vefatından birkaç yıl önce yazdığı yazılarına yer verilen ve kendisi hayattayken yayınlanan kitaba, CHP’liler karşı çıkmış.
Ayrıca, Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Filiz Şafak, kitabın ayrımcılık yapmak ve ötekileştirmek için kaleme alındığını belirtip; hakaret etmiş!
İl Milli Eğitim Müdürlüğü daha sonra Zarifoğlu’nun kitabının yerine Kemal Tahir’in “Esir Şehrin İnsanları”nı tavsiye etmiş.
Bu durum, hafta içinde muhafazakâr(!) kesim tarafından; ‘Din düşmanlarının hedef gösterdiği Cahit Zarifoğlu'nun “Bir Değirmendir Bu Dünya” kitabı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından toplatıldı’ şeklinde haberleştirilirken, diğerleri de; Filiz Şafak’ın; “Bakanlığın, bu kitabı okullarda okutulmak üzere belirlemesi, eğitimden ne denli uzak olduğunu kanıtlamaktadır” sözlerine yer verdiler.
Bakanlıktan yapılan açıklamada; “Konuyla ilgili Bakanımız Ziya Selçuk'a atfen yansıtılan yorum ve değerlendirmeler bütünüyle gerçek dışıdır. Sayın Bakanımızın konuya ilişkin hiçbir açıklama ve değerlendirmesi olmamıştır. İlgili haberler, dikkatli okunduğunda ifadelerin CHP Çanakkale Milletvekili Sayın Özgür Ceylan'a ait olduğu anlaşılacaktır” denildi.
Bakan Ziya Selçuk, ise yaptığı açıklamada; "Edebiyatımızın zarif ustası Cahit Zarifoğlu'nun kitabının bakanlıkça toplatılması ve yasaklanması söz konusu dahi olamaz. Medyadaki haberler, Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yereldeki bir kararı olup, konu soruşturulmaktadır. Ayrıca şahsıma atfedilen yorumlar bütünüyle gerçek dışıdır" diyerek, son noktayı koydu.
Esasen üzücü olan durum; kitaba tepki gösterenlerin sabit fikirli olmasıdır!..
Cahit Zarifoğlu’nun ‘cihat’ kelimesine kafayı takanlar gibi, sabit fikirli başka birileri de; Kemal Tahir’in Köy romanları içinde birbirinin devamı üçleme olarak öne çıkan “Yediçınar Yaylası”, “Köyün Kamburu” ve “Büyük Mal” kitapları üzerinden aynı üslupla hakaretlerini sıralayabilir!
Örneğin; hayatında köyde yaşamamış bir insanın romanlarında köylüyü, ahlâki olarak düşük, çıkarı için her yola başvurabilen, sürekli söven, cinsel yönden sapkın olarak tasvir etmesini öne sürerek hararet edebilir!..
Bu ne kazandırır?!.
Hiiiç!..
Önemli olan fikirlere açık olup iyi yönlerini almaktır. Lisede okuyan gençler Cahit Zarifoğlu’nun kitabını okusalar, bir kayıpları olur mu?
Olmaz!..
Kaldı ki; merhum Cahit Zarifoğlu’nun eserleri anlayana çok şey öğretir… Anlayamayan ise, Zarifoğlu’nun Kur’an-i sözlere yer vermesini, “İnsan ve eğitimi aşağılamakta; iğrenç hakaretler savurmaktadır” diye suçlamaktadır!
Zarifoğlu ile zıt fikirlere sahip Kemal Tahir’i eleştirmek isteyen de, benzer ifadelerle suçlayabilir!
Yine aynı şekilde liseli gençler Kemal Tahir’in kitaplarını okusalar bir kayıpları olur mu?!
Olmaz!..
Hangi yaşta olurlarsa olsunlar; İnsanları ister yönlendirin, ister baskı yapın, ister dayatın; okuyacak olan her türlü kitabı okur. Başında dikilseniz, kitaba gazeteden ya da sizin okumasını istediğiniz bir kitabın kapağını keserek okuyacağı kitaba kap yapar, yine okur!
Düşüncesine göre alacağını da alır!..
Sadece kendi düşüncelerine paralel kitapların okunmasını isteyen ya da okuyanlar; “diğerleri” dedikleri tarafın fikir ve söylemleri karşısında bilgi sahibi olmazsa, onları anlayamaz ve iki taraf da birbirinin ya kendisine ya geçmişine hakaret ederek, bilgi sahibi olduğunu zanneder!..
Televizyonlarda, bunların canlı yayında canlı örnekleri sergilenmektedir!
Okuyup bilgi sahibi olsunlar da; İslami düşünceye sahip bir kişi, ekranda tartıştığı ateiste, Kur’an ayeti okuduğu zaman, ateist kişi; “O ayet, öyle değil. Ondan önceki ayetin devamı niteliğinde ve şudur. Sen böyle olmadığını ispatla ya da öteki ayeti söyle” dediğinde; cevap olarak; “Yanımda kütüphanem mi var, şimdi nereden söyleyeyim?” utanmazlığı sergilemesin!..
Yine İslami düşünceye sahip, bilgisi olan bir kişide de; kendisini Kemalist olarak tanıtan diğer kişiyle ekranda konuşurken; Marks’tan, Lenin’den, Mao’dan, dinden, kapitalizmden ders verirken; karşıdaki dut yemiş bülbül gibi dilini yutup aval aval bakarak; “Bırak şimdi bunları ya!.. Atatürk’ü seviyor musun, sevmiyor musun; sen onu söyle?!. Yalan söyleme!.. Hep aynısınız, Atatürk düşmanısınız!..” angutluğu sergilemesin!..
Okuyalım- okutalım…
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter: @alimevlutkaya