Bu "2’li"yi unutma!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz Salı günü grup toplantısında yaptığı konuşma ve resti sonrası, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nı sonuna kadar götüreceğini anlayabilen blöfçü Trump ve destekçi ülke yöneticileri PKK/YPG’li teröristlerini güvenli bölgeden çıkaracaklarını taahhüt ederek 120 saatlik bir ara aldılar.

Harekatın dokuzuncu günü olan Perşembe akşamı başlayan bu “ara”nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yabancı medya temsilcilerini kabulünde; "Söz yerine getirilmemiş olursa 120. saatin sona erdiği dakika, harekatımız kaldığı yerden çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir" sözleriyle, devamlılık ve kararlılık anlaşılmış oldu.

Şimdi 120 saatin sonunu bekleyelim…

Beklerken de; Barış Pınarı Harekatı’nın başlangıcı itibariyle ABD, NATO, AB, BM ve Batılı ülkelerin karşı duruşunun bizi şaşırtmadığını belirtelim!

PKK/YPG’nin Meclis’teki temsilcilerinin kışkırtmaları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini ‘İşgal’le itham etmeleri de şaşırtmadı!

Başta, “TR 705 koduyla çalışan CIA ajanı” olduğu iddia edildiği halde o iddialara nedense bir türlü cevap vermeyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu gibi bazı CHP’lilerle, bir belediyenin Saadet Partili meclis üyesinin söylemleri de şaşırtmadı!.. 

Hatta Kahire merkezli Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, BAE, Umman, Yemen, Kuveyt, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Moritanya, Sudan, Somali, Filistin, Cibuti, Komorlar gibi Arap Birliği Ülkeleri’nin, "İşgal ve Suriye'nin egemenliğinin ihlalidir" bildiri ve kınaması şaşırtmadı fakat üzdü.

(Katar, Somali ve Libya bildiriyi imzalamadı. Üç ülkeyi hariç tutuyoruz.)

Çünkü genel itibariyle Araplar’ın Türkiye’ye karşı bir düşmanlığı söz konusu (Bazılarının Osmanlı’nın döneminde yaptıkları ihanetler)… 

Son dönemlerde, Arapların yanlış algılandığı hatta öncelikle Arap düşmanlığını bir kenara bırakmamız gerektiği gündeme getirilmekteydi.

Bu hususta bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın zamanda açıklamaları olmuştu. 

İşte bizim üzüntümüz de, kendilerini her platformda savunan ve desteğini esirgemeyen Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hainliklerini bir kez daha göstermeleri sebebiyle oldu!..

Bütün bunların içerisinde en çok kafa patlattığımız ya da duyunca  “Yapma ya!” diye şaşkınlık geçirdiğimiz “2’li”nin yaptığı etkiledi.

Hayatiyetlerini /varlıklarını Türkiye Cumhuriyet Devleti’ne borçlu olan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyayı karşısına aldığı Filistin'in Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yaptığını unutmamak da boynumuzun borcu olsun!..

1974'te biz adına Barış Harekatı desek de, bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır” diyen Rum gözlükleri ile bakan Mustafa Akıncı ile kimilerine göre Türkiye’yi kınayan, kimilerine göre de sessiz kalan Filistin Devlet Başkanı Siyonist Yahudi gözlüklü Mahmud Abbas’ı unutma, unutturma!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya  @dikgazete

...