- 09-02-2025 22:53
- 527
![Çizginin neresindesin?](https://www.dikgazete.com/files/uploads/article/cizginin-neresindesin-614592.png)
ÇİZGİNİN NERESİNDESİN?
“Yaşamınızın neresindesiniz?” derken “deneyimleyemediklerinizin farkındalığınla hayattan zevk alabiliyor muyuz?” diyerek kendimize soruyor muyuz?.. Kanaatimce maalesef hayır olacaktır cevabınız… Çocukluk hayallerinden ergenliğe, gençlikten itibaren iş, aile, sosyalleşme derken yaşlılık dayanır hepimize... Bu harcanılan vakitlerde keşke diyemeyeceğimiz birçok şeyler olur hayatımızda eminim…
Bir kalp atışı misali hayatı yaşarken acısıyla tatlısıyla sevmek, kabullenmek gerekiyor. Biyolojik yaşamımızla iç duygusal hissiyatımız bir olmaz genelde ki emekliliğimiz sonrası yaşamak istediklerimize odaklanırken kalp krizi vb aniden göçüp gidiveriyor insanoğlu... İnsan, zaman akıp geçerken şatafatlıca geri dönüp bakar hüzünle... Deriz ya hani; bir film şeridi gibi geldi geçti...
Çizginin neresinde iken durup kendimize söylenerek, başarılarımı, başarısızlıklarımı, mutluluklarımı, pişmanlıklarımı, sevinçlerimi ve geleceğe bıraktıklarımı muhakeme edebilme olmuş mudur?.. Çoğu kerler deneyimlemiş olmakla beraber muvaffak olamamışızdır. Ailenin verdiği o ağır sorumluluklar altında kendimizi feda ederek arkamızdan gelenlerin rahatlığı için bir çok güzel şeylerden fedakarlıklar yapmışızdır ki değere biner mi bilinmez!..
“Hayatın kanaati yoktur” derler eskiler ki çok da hak veririm kendilerine çünkü deneyim ve tecrübelerince bu söylem bizlere ulaşmıştır. Kabullenerek hayatı sevmek ve daha değerli algılamamızı sağlayan, hayatta her şeyin kötü bir tarafı olduğunun bilinciyle oluşur. Deneyimlediğimiz birçok haz ve acılarla yaşamsal çizgimizde kendimize neleri kat edebildiğimizdir.
Hayat, göremeyenlerin gözlerinde kimi için kazanım kimilerince acıdır. Geri gelmeyeceğini bildiğimiz her an, bizden çok şeyler alıp götürür. Hiçbir şey yapmasanız da zaruri yaptıklarınıza dönüp bir bakarak anılarla, pişmanlıklarınızı bir nebze azaltırsınız. Burada zaruri derken yanlış intibaya sebeb vermeyelim ki aile kurulumunda veya iş hayatında var olan sorumluluk ve yükümlülüklerinizin size acıyla tatlısıyla yaptırımları gibi…
Kendince haklı gibi görünülse de yaşamla bağlarımızı gevşeterek tabiri caizse relaks yaşamlarda da istenmeyenler içten içe yıkar insanı... İnsan, yaşamsal çizginin neresinde olursa olsun hangi konumda olursa olsun daima az gelecektir ona... Keşke ve pişmanlıkları dinmek bilmeyerek fırsat olsa da geri dönmek ister çaresizce... Sanki o kadar çok yaşamış ki ve o kadar yaşanmışlık içinde hiçbir şey yaşamamış gibi…