- 21-05-2021 08:53
- 699
Cehâlet, emperyalistlerin ve egemen sınıfların kullandıkları en büyük silahtır.
Son 300 yılda Müslüman Halklara bakınız.
İlmin tanımını yapamadıkları gibi cehâletin de tanımını yapamamışlardır.
Düşünün ki, Fen, Matematik ve Sosyal İlimleri gereksiz sayan, hatta zararlı bulan şeyhler, hocaefendilerin çok güçlü ve etkin olduğu toplumlarız.
Adam bangır bangır minberden “İyi ki okula gitmemişim. Bana kabirde matematik mi soracaklar? Çocuklarınızı Kur’an Kursu’na gönderin. Okul nerede lâzım?” diyor.
Okulla, Kur’an Kursu’nu birbirinin karşısına koyan lâik birini, dinimizi bilmediği için anlarım, ama dinimizi bildiğini iddiâ eden birinin bilime düşmanlığını anlayabilen var mı?
TÜBİTAK gibi, teknoloji ve AR-GE çalışan kurumlara dahî bilgi birikim ve deneyimini sorgulamaksızın torpille adam alan bir yapıyı taşıyoruz.
Kavramlar karmakarışık.
Tanımlar bu toprağa ait değil.
Düşünün…
Tarihimize bakın…
Dinimize bakın…
Diyorsunuz ki, “Bu coğrafyada Türksüz İslâmî mücâdele, İslâmsız da Turan olmaz.” Her yerden taş geliyor. Kimin neden ve nereden attığı belli değil.
Adam, ahlaksız.
Ülkenin Millî Güvenliğine, Millete ve ümmete düşman bir ülkeden hakâret ediyor.
Ülkenin değerli bir bakanını hedefe koymuş. İki lafından biri “Bunların yaptığı Vallâhi, gayretullah’a dokunur.”
Yemin, Allah, Kitap…
Halkı en kolay aldatma yöntemi.
İnsanlar dünyanın her yerinde en kolay din ve dînî duygularıyla aldatılmıştır.
Biz de çokça söyleniyor ya.
Afrikalı demiş ki; “Avrupalılar ellerinde İncilleriyle geldiklerinde bizim coğrafi zenginliklerimiz ve huzurumuz vardı. Onlar gelip zenginliklerimizi ve huzurumuzu aldılar, bize, incil bıraktılar.”
Çok doğru.
Peki, FETÖ ne yaptı? Kalkancı vs. ne yaptı? DEAŞ, Kesnizâni vb. ne yaptı?
İngiliz İstihbaratçılar itiraf ediyor değil mi; “Türkiye’de 300 tane tarikat kurduk.” diye. Bu sayılar sâdece İslâmî cephede.
Bir de Masonluk, Çağdaş Yaşam, Hayvanları Koruma, LGBT vb. farklı klüp, dernek ve STK var.
Siyasette kendilerine müzâhir kurdukları yapılar var. Bunlar da ülkemizde tarikat gibi…
Tüm bu yapılar aracılığı ile halkımız okumuş olsa dahî öngörüsüz ve câhil bırakılıyor.
Birilerini veya ayakları yere basmayan ideolojilerini putlaştırıyorlar.
Birbirlerini ötekileştiriyorlar. Toplum bir araya gelemez hâle geliyor. Birbirini dinlemiyor bile.
12 Eylül Öncesi terör olayları böyleydi.
Bilelim ki; Dehânın, beşerî bilginin sınırları var. Cehaletinse hiçbir sınırı yoktur!..
Emperyalist orduların en acımasızlarından biri, Kristof Kolomb, gemilerin tamirâtı için Jamaika'ya uğrar. Yerliler tamirata yardımcı olur, gemi tayfasına yiyecek içecek verir. Tamirat, aylarca bitmez. Üstelik gemi tayfası, yerlilerin yiyeceklerini yağmalarlar. Yerliler, yardımı ve yiyeceği keser.
Çaresiz Kolomb, gemilerde bulunan takvimi karıştırırken, ertesi gün Ay tutulması olduğunu öğrenir ve hemen yerlilerin şefine gider.
Şefe, Tanrı ile haberleştiğini ve Tanrı'nın yardımın kesilmesine çok kızdığını, bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek göstereceğini söyler.
Ertesi gün akşam Ay tutulması başlar ve Ay'ın rengi tutulmadan dolayı kızıla döner. Kolomb'un oğlu, o anı günlüğüne şöyle yazmış:
“İnleme ve yakarışlarla, her yerden gemilere doğru geldiler, yiyecek ve içecekler getirdiler, Tanrı'ya onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar.”
Kolomb, kum saatine bakar, 48 dakika süren tutulma bitmek üzeredir. Onlara Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ı birazdan normal rengine çevireceğini söyler.
Tutulma biter, Tanrı tarafından affedilen yerliler de mutludur.
Kolomb tek bir not düşer seyir defterine....
“Cehalet her zaman köleliği getirir.” Haziran 1503
Bu gün cehâlet, Milletimizin ve çevre coğrafyamızın en büyük düşmanıdır.
Cehâletimizi kullanarak birilerini ve oluşturdukları doğmaları putlaştıranlar bilin ki bizi gütme derdindeler.
Üzerine bir de ötekileştirerek, bizleri kardeşlerimizle bile konuşamaz hâle getiriyorlar.
Bu girişimlerin hiç biri mâsum değildir. İhânettir.
Devlet, görüntüdeki duruşuna bakmaksızın gereğini yapmalıdır.
Aziz Milletim!..
Hata ve ihânetin “BİZDEN”i olamaz. Sorumlusu kimse gereği yapılmalıdır. Temel ölçüt, Devlet ve Milletimizin âlî menfaatleridir.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-