- 19-10-2025 07:07
- 1858

Geçmişten günümüze Rusya-Türkiye ilişkileri
MOSKOVA
1774 de Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla, Karadeniz’e inmeyi başaran ve Panslavizm politikaları ile Osmanlı'nın güç kaybetme dönemini hızlandırmasıyla döneminin şartlarında ilişkilerimiz pek sağlıklı değildi. Ancak 1917 Bolşevik Devrimi, ilişkileri değiştirdi. Panslavizm politikaları devam etmekle birlikte Ortodoksluğun yerini komünizm almıştır. Bolşevik devriminin sonrasında 1920’lerde, Atatürk'ün Lenin ile Sovyet Rus Halk Komiserliği ile karşılıklı mektuplaşmaları ile başlayan bu yakınlaşma, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde Bolşevik devriminin de düşman gördüğü İngiltere, Fransa’ya karşı mali ve siyasi yardım alınarak (1918-1922) emperyalizme karşı birlikte savaşılmasını getirmiştir.
Sovyet Rusya, Kafkaslar, İran ve Anadolu’nun İngiliz kontrolüne girmesi halinde Rusya’nın sıcak denizlere inme politikaları engellenmiş olacaktı. Bu nedenle Rusya, Anadolu’da İngilizlere karşı bir politikayı desteklemek zorundaydı. Buna istinaden Sovyet Rusya’nın Türkiye’ye askeri ve maddi yardımları olmuştur. Bu yardımlar tüfek, top, mermi, fişek, Ankara’da barut fabrikasının kurulması için yardım, hammadde, altın ve parasal yardım olarak özetlenebilir.
Lenin’in Atatürk ve Kurtuluş Savaşı hakkında söyledikleri şöyle özetlenebilir:
“Türkler, millî kurtuluşları için savaşıyorlar. Emperyalistler Türkiye'yi soyup soğana çevirdiler, hâlâ da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler buna katlanamadılar ve baş kaldırdılar. Sabır bardağı taştı, gerek Doğu halkları gerek biz, emperyalist kuvvetlere karşı savaşıyoruz. Sovyetler Birliği, emperyalistlerle olan işini bitirdi. Onları bozguna uğrattı ve memleketten kovdu. Onların dişlerini söktük, keskin tırnaklarını vücudumuza geçirmelerine izin vermedik.
Mustafa Kemal Paşa tabii ki sosyalist değildi ama, görülüyor ki, iyi bir teşkilatçıydı…”
Görüldüğü üzere Kurtuluş Savaşı yıllarında Sovyet Rusya, yeni Türk devletinin en büyük destekçilerinden biri olmuştur. Fakat İkinci Dünya Savaşı’nın ardından durum keskin bir biçimde değişmiş ve Soğuk Savaş dönemi boyunca da iki ülke arası ilişkiler genel olarak gergin ve mesafeli seyretmiştir.
Ayrıca SSCB döneminde Demirel Hükümeti'nce yapılan ekonomik ve teknik anlaşma ile SSCB, Türkiye'ye 200 milyon dolar tutarında kredi sağladı. Bu kredi ile İskenderun Demir Çelik Tesisleri, Seydişehir Alüminyum Fabrikası, Aliağa Petrol Rafinerisi, Bandırma Asit Sülfürik Fabrikası, Artvin Levha Fabrikası inşa edildi.
İki ülke arasında gerek sistemlerin gerek yönetimlere bağlı olarak inişli çıkışlı siyasi ve ekonomik dalgalanmalar olsa da günümüzde Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret hacmi, 2023 yılında 55 milyar doları aşarak önemli bir seviye kaydetmiştir. 2024 yılı itibarıyla Türkiye'nin Rusya'ya gerçekleştirdiği ihracatın toplam değeri yaklaşık 10,2 milyar dolara ulaşarak dikkat çekici bir seviyeye yükselmiştir.
Stratejik bir coğrafyada hem Asya hem Avrupa kıtasının halkları olarak işbirliğinin her ülkenin kendi menfaatine göre ortak paydalarını bularak istikrarlı bir şekilde devam etmesinin iki tarafın da lehine olacağı inancındayım.
.
Erdinç Cündübeyoğlu, dikGAZETE.com