- 17-12-2024 09:57
- 1813
Kırım Tatarlarının Yurtdışındaki Soydaşlarıyla Bağlantılarının Geliştiril(eme)mesi
Bugün tarifi zor duygular içerisindeyim. “Çelme yakınından gelince; insan düştüğüne yanamıyor, düşürene yandığı kadar!” Ömrümü adadığım Kırım davasında sayısız insanla tanıştım. Kimisinden çok şey öğrendim. Kimisine de çok şey öğrettim. Bugün gelinen sonuç ise oldukça komik bir hal almaya başladı.
Kırım’da “Kırım Tatarlarının Yurtdışındaki Soydaşlarıyla Bağlantılarının Geliştirilmesi” başlıklı bir etkinlik düzenleniyor. Etkinliğe katılım için davet aldığımız halde, bugün etkinliğe gidemiyoruz. Kırım’daki Kırım Tatarları, yurtdışındaki soydaşlarıyla bağlantılarını nasıl ve ne şekilde geliştirecek?
Çok merak ediyorum. Anavatan Kırım’a Türkiye’den gidenler olacakmış. Varsın gitsinler. Kırım, yalnızca senin veya benim değil. Hepimizin tabii ki! Ancak ne Kırım’ı ne Kırım Tatarlarının siyasi tarihini ne de güncel politik dengelerden bihaber insanların orada gidip anlatacakları, Kırım Tatar davasına ne katacak çok merak ediyorum.
Kırım demek yalnızca tarihi anavatan veya Karadeniz’in ortasındaki jeopolitik konumu yüksek bir toprak parçası demek değildir.
İsmail Gaspıralı, herkesin ezbere bildiği “Dilde, fikirde, işte birlik!” sözünden ibaret değildir. Kırım’ı anlamak için sadece Gaspıralı’yı bilmek yetmez. Giray Hanedanı’nın tarihinden başlamak bile yetmez. Cengiz İmparatorluğundan itibaren günümüze değin derin tarih bilgisine ek olarak; Abdürreşit Mehdiyev’i, Noman Çelebicihan’ı, Cafer Seyitahmet Kırımer’i, Veli İbrahimov’u, Müstecib Ülküsal’ı, Edige Kırımal’ı bilmeden, bunları etüt etmeden Kırım’ı ve Kırım Tatarlarını anlamak mümkün değildir. Kırım’ın güncel tarihini ve yakın geçmişteki durumunu anlamak için günümüzdeki Kırım gerçeğini anlamak şarttır! Bunu anlamak için tarihsel bir perspektif gerekmektedir.
Bugün gelinen noktada ise saydığım isimleri, Kırım’ın ve Kırım Tatarlarının tarihini bilmeyenler, tarihi anavatanımıza gidip beylik laflar ederek Kırım Tatar Diasporasını temsil etmekteler. Gelinen nokta, oldukça komik bir hal almaya başladı. Kırım’daki yerel idare, Kırım Tatar Şurası ve Kırım’daki aydınlarımız acaba neyin ne kadar farkındalar?
Önüne metin koymasalar, iki satır yazacak hali olmayanlar bugün Kırım’ı ve Kırım Tatarlarının geleceğini mi konuşacaklar? Türkiye’de hitap ettikleri dar kitleleri büyüterek, büyük göstererek kendilerini dev aynasında görenlerle mi Kırım Tatar politikası ilerleyecek?
Anavatandaki Kırım Tatar soydaşlarımız, kendi halkını kaderine terk edip Ukrayna’ya kaçan, kaçak sözde Kırım Tatar liderlerinin politikalarından beslenenlerle mi beraber ilerleyecek?
Anavatandaki Kırım Tatar aydınlarımız, Türkiye’de ve dünyanın umumi olarak birçok yerinde sözde İslam, Müslümanlık ve din üzerinden insanları sömüren darbeci FETÖ terör örgütünün uzantılarıyla mı hareket edecekler?
Kırım Tatarları, Türkiye’deki soydaşlarına iletmek istedikleri mesajları; İngiltere’nin çizdiği sözde Avrasyacılık fikirleriyle hareket eden, dar kitleli siyasi partilerin izlenmeyen medya uzantılarıyla mı anlatacak?
Geçiniz bunları efendiler!
Tarih bilmez, dava bilmez, yol bilmez, yordam bilmezlerle çıktığınız bu yolun sonunda sizi en ufak bir hayır beklemez. “Evet efendim... Sepet efendim...” zihniyetiyle yola çıkıyorsunuz. Bilemiyoruz… Belki de sizin her dediğinize “Emredersiniz!” diyecek emir kullarına ihtiyacınız var.
Gün gelir tarih doğruları yazar. Doğruların er-geç ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğunu herkes bilir. Hep de dediğimiz gibi doğru galip gelecektir!
.
Ünver Sel, dikGAZETE.com
-KTDF Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı