- 10-11-2021 08:38
- 3528
İngiltere, Devlet-i Âli’nin coğrafyasını parçalayarak paylaşma sürecini başlatmadan önce, Uzakdoğu coğrafyasında Fransa ile birlikte iş birliğini başlatmıştı.
Afyon Savaşları, 19. yüzyıl ortalarında yapılan ve Batılı devletlerin Çin'de ticaret ayrıcalıkları kazanmalarıyla sonuçlanan savaşlardır.
1. Afyon Savaşı 1839-1842'de, Çin ile İngiltere arasında oldu.
1856-1860 arasındaki 2. Afyon Savaşı'nda ise yüksek menfaatler gören Fransa, Afrika kıtasında yaptığı katliamlar ve sömürüyü yeterli bulmamış olacak ki, bu sefer de İngiltere ile birlikte Çin'e karşı savaştı.
Dünyayı “Birinci Paylaşım Savaşı”nın eşiğine aşama aşama getiren İngiliz akıl yapısı, savaş öncesi verdiği birtakım sözler sayesinde, hem kendisine karşı oluşması muhtemel iş birliklerini ortadan kaldırdı, hem de olası bir karşı direnişi engellemiş oldu.
Savaşın sonunda verilen sözlerin tutulmaması ve aslan payının İngiltere’nin hanesine yazılmış olması Rusya, Fransa, Amerika gibi ülkelerin İngiltere’yi, halâ “açık kalan hesabı kapatmaya” ve verdiği sözleri tutmaya ikna etmek için çalışmakta olduklarını görmeyen gözlerimiz görsün artık diyoruz.
Devlet-i Âli’nin coğrafyası, “hâl” edilirken açık bırakılan hesap sayesinde masaya tekrar oturmak zorunda kalan ülkeler, bu sefer Avrupa coğrafyasının paylaşılması ve yapılandırılmasını da “İkinci Paylaşım Savaşı” ile birlikte yapmak zorunda kaldılar.
İngiltere’nin en büyük avantajı (KOZU) nedir biliyor musunuz?
“Büyük bir proje uyguluyorum, Ortak olmak isteyen buyursun gelsin” diyerek ilan ediyor ve “Proje”yi hayata geçirirken de kullanışlı ortaklarının kendi ayakları ile çemberin (yağmanın) içine girmelerini her seferinde başarabiliyor olmasıdır!
Birinci Paylaşım Savaşı’nda bu oltaya takılan Rusya, Fransa ve Amerika bugün olmuş halâ ihtilaflı alanlarda bir çözüm üretebilmek ve açık kalan hesaplarını kapatarak, haklarını alabilmek için hem İngiltere’ye karşı hem de kendi aralarında mücadele etmektedirler!
Bu mücadele esnasında yapmak zorunda oldukları masrafların da kendi hanelerine yazılıyor olması, milletlerinin ciddi boyutlarda borçlanmasına sebebiyet vermektedir aynı zamanda…
İngiliz akıl yapısından türeyen proje, ülkeleri tam bir kısır döngünün içerisine sokuyor değil mi!?.
Tam bir “TAVŞAN ve HAVUÇ” oyunu…
Kısa sürede çok şey kazanmak isteyenlerin içine düşürüldüğü tuzak mükemmel işletiliyor, siz ne dersiniz!?
Kısaca diyebiliriz ki…
İngiltere projeler, planlamalar yaparak her seferinde “BAŞAT” olmayı başarabilmektedir.
İNGİLTERE’NİN TÜM GİZEMİ DE BURASIDIR ASLINDA!..
Hazırlanan projede hedefe oturtulan (coğrafya) devletler, ya proje etrafında toplanarak ortak olanların parçaladığı devletler olacaklar, ya da kullanışlı ortaklar olarak sömürüye katılacaklar!
“İngiliz Akıl Yapısı”nın devamındaki hamlelerini okumaya çalışalım…
“Genel seçimden sonra Avrupa Parlamentosu geri çekilme anlaşmasını onayladı ve 31 Ocak 2020'de, saat 23:00'de Birleşik Krallık, resmî olarak Avrupa Birliği'nden ayrıldı”
Birinci Paylaşım Savaşı’nda “Devlet-i Âli”yi parçalarken işbirliği yaptığı ortaklarının haklarını vermek istemeyen İngiltere, “BREXİT” hamlesi ile birlikte, 1. ve 2. Afyon Savaşları sayesinde elde ettiği avantajları da kullanarak, “BİR KUŞAK BİR YOL” projesini başlattı.
Böylelikle, ihtilaflar yaşadığı batı dünyasını da kontrol altına almak amacıyla Uzak Doğu’dan başlattığı yeni projesi sayesinde, tüm dünyayı tek başına kontrol etmek istediğinin deklarasyonu yapılmış oldu...
Burada bir konunun altını kalın çizgi ile çizmek gerekmektedir!
“20. ve 21. Yüzyıl devasa boyutlardaki bütçelere ulaşan özel şirketlerin, sistemi global ölçekte domine etmeye başladığı dönemdir” denmesi gerekir.
“İngiltere” derken kastettiğimizin “LONDRA’NIN BİR ŞEHİR ŞİRKETİ” olduğu gerçeğini de bu arada netleştirelim isterseniz!
“İngiltere projeyi koyar, ABD uygular” kandırmacasını fark eden eski başkan Donald TRUMP, kendi ülkesinin ihtiyaç duyduğu standartlara kavuşturulması gerektiğini ve İngiltere’nin çıkarları için ölmek zorunda bırakılan Amerikan askerlerinin, ülkelerine dönmesi için düğmeye basması ile ve bu sisteme karşı mücadele edeceğini deklare etmesi sonucu, oturduğu başkanlık koltuğunu kaybetmesi ile karşı karşıya kaldı.
Bu da demek oluyor ki;
Devletler, her ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, global ölçekte sistemi domine etme yeteneği ve kudretine ulaşan özel şirketler içerisinde kendi paylarının da olması hasebi ile bu sisteme karşı mücadele edilmemesi gerektiğini düşünmektedirler.
Dünya uçuruma mı savruluyor, kıyamet mi kopuyor bilmiyoruz ama, devletlerin kendi çıkarları için tüm sektörel alanlarda başarılı Özel Şirketler oluşturduklarından emin olduğumuzu belirtelim.
Bir önceki makalemizde vurgusunu yaptığımız, “Türk’ün Sivil Savunma Gücü…” konusu, hayati derecede önemli bir konu olarak değerlendirilmek zorundadır.
Bundan dolayıdır ki, Devlet yapısını temelde tutmak suretiyle, değişim, dönüşüm ve gelişim açısından eklemlenmesi gereken sivil yapılardan oluşturulacak tarafımızı da acilen tüm varyantları ile birlikte oluşturup, sahada işlevsel hale getirmek zorunluluğu, birer ödev olarak önümüzde durmaktadır.
Değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilmek adına yapılması gereken stratejik hamleler, yeniden kurgulanan dünyada var olabilmek için hayati öneme sahiptir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, olmazsa olmaz askeri teknoloji alanında yaptığı atılımları sayesinde, global oyunda var olduğunu deklare etmiştir.
Bu sacayağının sivil güvenlik ve ticari ayağını oluşturması elzem yapıların, acilen canlandırılması ve birer global oyuncu haline getirilmeleri de gerekmektedir.
Neden biliyor musunuz!
Çünkü global ölçekte kurum ve kuruluşlara sahip değilseniz, global ölçekte bir projeye imza atabilmeniz mümkün olamıyor.
Artık yeni bir aşamaya geçilerek, işleyişin etapları farklılaştırılmalı, iç işleyiş ve dış işleyiş tamamı ile birbirinden bağımsız olacak şekilde yapılandırılarak global aktörlerimizin de oluşması sağlanmalıdır.
Daha, dünyaya yön veren, köklü değişikliklere zemin sunacak projelerin hazırlanması ve hayata geçirilmesi kısmına değinemedik bile…
Sahadaki gerçeklik göz önüne alınırsa, yapılması gereken çok işin var olduğu gerçeği ile karşılaşırız.
Günümüzde ticaret ile ilgili stratejik “kilit” bilgilere vakıf olabilmek yüksek bir değerdir.
Günümüzde teknoloji ile ilgili stratejik “kilit” bilgilere vakıf olabilmek yüksek bir değerdir.
Dünya ticaretinin akışı esnasında tespit edilen eksikler ve açıkların ortadan kaldırılmasını sağlayan yeni çözümler ve projeler hazırlamak ve uygulamaya koyabilmek, bir ülkeyi ön sıralara taşır.
İşte bu bilgilere ve tecrübeye ulaşabilmek ve istikrarlı bir şekilde gelişmeleri takip edebilmek, bahsi geçen sivil yapılar ve devlet kurumlarının ortaklığı sayesinde gerçekleşebilmektedir.
Mücadele edilen rakipler nerede ve hangi şekilde bulunuyorlarsa bulunsunlar, menfaatler ve güvenlik gereği aynı yerde ve şekilde bulunmak şarttır.
“GLOBAL DÜNYANIN REKABET ARENASINA HOŞ GELDİNİZ” DİYEREK UFUKLARIMIZI ZORLAMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLGİLERİNİZE SUNARIZ...
Son Söz;
Global etki oluşturan kapsayıcı bir proje hazırlamak ve ortaklar edinmek, yeni bir “ÜST LİG”in oluşmasını tetikler!..
Türk Akıl ve Düşünce Sistematiğini oluşturan “Şifre ve Sır” bunda gizlidir.