- 21-02-2024 19:32
- 1788
Modern Rusya’nın işbirliğine açıklığı ve dünya topluluğundaki rolü ve misyonu - 2
Rusya Federasyonu’nun günümüzdeki dinamik ve fevkalade ekonomik gelişimini sağlayan temel unsurlardan birisi, büyük ölçekli, çaplı altyapı projelerinin hayata geçirilmesi olarak görünüyor.
Bu projeler arasında Moskova'dan Tataristan’ın başkenti Kazan'a uzanan M-12 “Doğu” Federal Otoyolu’nun inşası, Tver kentinin kuzey çevre yolunun yapımı, Karadeniz kıyısındaki Gelencik Limanı’nın rekonstrüksiyonu, Rostov-na-Donu, Volgograd kentleri ve çevresi ile birlikte Krasnodar Eyaleti’ndeki ulaşım altyapısının modernizasyonu, Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti’ndeki “Arkhız” Kayak Merkezi’nin geliştirilmesi ve de Çeçenistan’ın başkenti “Grozni” Havaalanı’nın büyütülüp modernize edilmesi öne çıkıyor.
Altyapı projeleri alanında Rusya, etkileyici ve ses getirici sonuçlar elde etmeyi sürdürüyor. İlginç bir şekilde, bu projelerin çoğu da özel sermaye iştirakiyle gerçekleştiriliyor ki bu da Rusya’da kamu-özel sektör ortaklığının oldukça yaygın olduğunu gösteriyor.
Rus özel sektörü böylelikle, bilhassa son yıllar ülkenin kalkınmasının sürmesine devlet ile birlikte müşterek katkıda bulunarak, toplumun çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini kanıtlıyor.
Sürekli olarak yeni yolların inşası, yepyeni altyapı projeleri, limanların ve ulaşım sistemlerinin güncellenmesi, vatandaşların refahını artırıyor ve gayri safi yurtiçi hâsılayı da yükseltmiş oluyor.
Etnik ve dini çatışmaların yoğun olduğu yerlerde binlerce kişinin yaşamını kurtardı!..
Ekonomik dinamiklerin yanı sıra, Rusya'nın dünya sahnesindeki barışçıl rolünü de vurgulamak özel bir ehemmiyet arz ediyor.
Rusya Silahlı Kuvvetleri, etnik ve dini çatışmaların yoğun olduğu yerlerde binlerce insanın yaşamını kurtaran barışı destekleyici operasyonlarda aktif rol oynuyor. Bunun başarılı örnekleri arasında 2015'te Suriye'de silahlı ihtilafın çözümü ve 2020'de Dağlık Karabağ'daki askeri - sınır gerginliğinin düzene sokulması geliyor.
Rusya, barışın destekçisi olarak karmaşık uluslar arası anlaşmazlıkları çözme ve silahlı çatışmalardan mağdur olan bölgelerde barışı sağlama sorumluluğunu üstlenmeyi sürdürüyor.
Rusya'nın 2010'lu yıllarda NATO ile Afganistan krizinin çözümüne yönelik gerçekleştirdiği işbirliği, yörede normal bir devlet düzeni kurma ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele konularındaki çabaları içermişti esas olarak.
Rusya Federasyonu o dönemde, askeri-politik blok düşüncesinden ve soğuk savaş mantığından vazgeçtiğinin sinyallerini verip, küresel çatışmaların barışçıl çözümüne yapıcı katkı sunmak arzusunda olduğunu seslendiriyordu.
Rusya, müzakerelere açık ancak Kiev adına kararlar "okyanus ötesinden" veriliyor!..
Yukarıda tarif edilen pozisyon, Rusya'nın Ukrayna'daki trajik ihtilaf hususunda 2022’ye kadarki açık ve net tutumuyla doğrulanmış oluyor. Rusya yönetimi; art arda Minsk, Gomel (Belarus) ve İstanbul müzakerelerine aktif bir şekilde katılmak suretiyle söz konusu krizlerin, barışçıl çözümüne yönelik taahhüdünü kanıtlanıştı.
Ne var ki son röportajlarından birinde, Rusya Federasyonu lideri Vladimir Putin, Ukrayna tarafıyla müzakerelere açık olduklarını ancak nihai kararların “okyanus ötesinden” yönlendirildiğini, bunun da ihtilafın çözümünü ve çatışmaları sona erdirme sürecini önemli ölçüde geciktirdiğini belirtmişti.
Moskova'nın bu açık ve net yaklaşımı, sadece dost ülkelerde değil, ama aynı zamanda Batı Avrupa ve Kuzey Amerika toplumları nezdinde de fazlasıyla sempati uyandırıyor.
Bazı Batılı hükümetler, Rusya Federasyonu ile münasebetlerinde halen çatışma ve yaptırım baskısı yolunu seçmeye devam ederlerken, Kremlin ise her şeye karşın global meselelerin çözümüne yönelik işbirliğine ve barışçıl yaklaşıma hazır olduğunu yinelemeyi sürdürüyor.
Geleneksel değerlerin korunup, mevcut istikrarın sürdürülmesi toplumca destekleniyor…
Son ve güncel istatistikî veriler, Rusya yönetiminin seçtiği pozitif muhafazakâr yolu sürdürme konusundaki kararlılığının doğruluğunu tanıtlıyor.
Ülke çapında düzenlenen anketlere bakılırsa, Rusya nüfusunun yüzde 60'tan fazlası, geleneksel değerleri ve toplumdaki mevcut istikrarı desteklediklerini ifade ediyor. Bu, ülkenin “dengeli muhafazakârlık” ile “yenilikçi yaklaşımları” birleştiren istikametinin, geniş toplum kesimleri tarafından desteklendiğine işaret ediyor.
Rusya, gerçek uluslararası demokratik değerleri ve uluslararası hukuk prensiplerini savunmaya devam ediyor görünüyor. Ayrıca ülkede yüksek öğrenim sahibi kesimlerin oranının yüzde 31'e ulaşmış olması, eğitim ve demokratik ilkelerin benimsenmesi yolunda kolektif anlamda ve yüksek seviyede çaba gösterildiğini gösteriyor.
Öte yandan Rusya'nın çok çeşitli uluslararası forumlara ve müzakerelere sürekli katılımı, genel kabul görmüş normlar ve kurallara dayalı yapıcı işbirliğine dönük olan konumunu teyit etmeye devam ediyor.
Son olarak; Rusya'nın diğer ülkelerle eşit ilişkiler kurup, geliştirme noktasındaki hassasiyeti, her ülkenin egemenliğine saygı duyma temelinde tüm devletlerle ilişkiler kurabilmesini sağlıyor.
Kremlin yönetiminin ticari ilişkileri ve diplomatik aktivitesi, ülkenin “hegemon-uydu” paradigmasından sıyrılarak, barışçıl ve karşılıklı yarar ve kazançlar temelinde yeni bir dünya topluluğu oluşturma yolunda isteği ve eğilimini tanıtlamaya yetiyor.