- 14-06-2025 07:12
- 1114

Müşriklere rahmet okumak!..
Birisi yazdı ki; “Tanıdığınız herhangi bir hocaya veya şeyhe şöyle deyin; içinde namaz, oruç, hac, başörtüsü, sevap, günah, cennet, cehennem geçmeden 10 dakika dinden bahsedebilir misin?”
Geçtiğimiz yıl da, Toprak Hattı Grubu adı altında çalışmalar yapan ilahiyatçı akademisyenler şöyle bir açıklama yaptılar: “Mekke müşrikleri de dahil olmak üzere hiçbir müşrik toplum, Allah’a şirkte çıtayı bu gafil tarikatçılar kadar yükseğe çıkarmamıştır!..”
Birinciye; ‘Hocaya başka ne soracaksın?’ diye cevap yazan ve hoca ile şeyhlerine kurban olması gerektiğini belirtenlerin neredeyse tamamı küfür ve hakaretin ardından, onun/yazanın kafir olduğu hükmünü verdiler!..
İslam’ın gerçek anlayışının peygamberden sonra bozulmaya başlaması; sonraki dönemlerde ayrışmalar, mezhepler, Emevi anlayışı, Abbasilerin İslam’ın estetiğine bakması ve tarikatların ortaya çıkmasıyla daha çok insanların ilgisini çekecek keramet(!) türü konular ve ezberler ortaya çıktı!
İkinci açıklamaya çok cevap veren olmadı çünkü onlara göre ‘Nakşibendi’ tarikatının kurucusu Hz. Muhammed(!)’di; tarikatlara söz söyleyenler zaten kafirdi ve Bahaddin Nakşibend başta olmak üzere tüm tarikat şeyhleri o kafirlere hesap soracak, cehenneme atmadan önce analarını belleyeceklerdi! Halid Bağdadi tek başına onlara yeterdi!..
Bu kadar büyüklerin ve hele hele Abdülkadir Geylani gibi Azrail’i tokatlayan ve Allah’ın, ‘Geylani diyorsa ben bir şey yapamam’ dediği bir zata, Allah zaten karışamaz(!) ve onlara itaat ederdi!..
Zaten Allah’ın, ‘onu bana bırakın’ dediği ve ‘özel olarak ben ilgileneceğim’ diye vahiy gönderdiği bir müşrik olduğu için, 2012 yılından beri onunla meşgul(!) durumda olabilirdi!..
Esasen günümüzde, Mekke cahiliye müşrikleri döneminde alışılagelmiş ve yadırganmayan bir hayatın ötesine geçilmiş olmasını kimsenin umursamadığı gibi, siyaset ve din konusunda yetkisi olanların da, bunlara müsamaha göstermesi, ortamı normalmiş gibi bir havaya sokmuş durumda!
Böyle bir hayatın içine girmektense mağaraya çekilip, düşünen bir Muhammed’e de günümüzde yer olmadığı için artık rahat bir şekilde hareket edildiği gibi; peygamberin de yaşadığı cahiliye dönemini aşan bir zamanda, düzgünce yaşamak isteyenlerin tavır, tavsiye ve soruları da havada kalırdı!..
Günümüz şartlarında din anlattığını, Müslüman olduğunu hatta hoca ya da şeyhlik makamında bulunduğunu söyleyenler hem mağdur, hem kendilerinden başkasına düşman hem de kadın, özellikle seks üzerinde dönüp duruyorlar!
Cennetin bir kısmının kahvaltı salonu, bir kısmının meyhane, bir kısmınında genelevi olarak görülüp, anlatılması, dinin özünden daha çok ilgi görmeye başladı!..
Din alimi görülen, din tüccarı hurafecilerin uçmalı/kaçmalı hikayeleri, gavsın depremle konuşup, depreme ‘dur’ demesi ve depremin, ‘durmakla emrolundum’ diyerek durması; müritleri kibrit kutusunda cennete götürecek olması; Mekke’de mangal yaparken, mangal keyfini bozmayıp, ikindi namazı kaçmasın diye güneşin batışını geciktirip, güneşi bekletmesi; Halidilerin sorgusuz cennete gidecekleri; olmayan sırat köprüsünden ayağın kaymaması için nalın, peygamberi gösteren terlik ve Allah’a posta koyup, cehennemde yakacaklarını, cehennemi mezarlıkta sanıp ‘ben yaktırmam’ diyerek yanmaz kefen satışı; peygamberlerin kabirlerinde seks yapması; efendisinin ölmesine rağmen Allah gibi ölümsüz olması; hayatta ve aralarında bulunup, onları yönetmesi; sakal kesmenin haramlığı, kesenin kadın gibi oluşu; sigara içenin ağzına öbür dünyada cinsel organının verilmesi; şeyhin karşısında durmanın 150 sene ibadetten eftal olması; şeyhin yüzüne bakmanın ibadet oluşu; evinizde ‘Sahih Buhari, Şifai Şerif, Hilyei Şerif bulunursa, vallahi depremde o evin yıkılmayacağı, billahi de yıkılmayacağı, size de bir şey olmayacağı’; ‘şaşkınlığa düşerseniz ölülerden yardım dileyin’i; ‘ya gavs yetiş dedin mi Abdülkadir Geylani’nin gelmesi’; tuvalet taşının Allah ile konuşması ve tuvalet taşı olduğundan şikayetçi olması üzerine Allah’ın; ‘Sakalsız birinin mezar taşı yapsam daha mı iyi’ demesi; Allah, kainâtı yaratmadan önce kendisine bir sevgili yaratması; ayetle hadis çelişse, hadisten hüküm alınması; siz cennete giderseniz, cehenneme giden yakınınız ya da çoğunuzun hasretini dindirmek için onun benzerinin yaratılması; Allah’ın elektrik trafosu gibi algılanıp, direkt Allah’a bağlanırsan çarpılacak olman; ipe tutunup günah çıkarma; gavsın köpeği olma; gavsı Allah’ın görevlendirmesi; şeyhin sümüklü mendilinin öpülüp, koklanarak saklanması; “Hz. Ömer bana haber gönderip, söyleyin ona ders versin demiş benim için” denmesi; şeyhin, geceleri müritleri uyurken onları ziyaret edip, olup olmayacağına bakması; gavsın seçilmesi için Allah’ın konseyi toplaması ve bu konseye 124 bin peygamberin katılması; şeyh olmak için Allah’a blöf yapıp pazarlık edilmesi vs… gibi daha onbinlercesi!..
“Tanıdığınız herhangi bir hocaya veya şeyhe şöyle deyin; içinde namaz, oruç, hac, başörtüsü, sevap, günah, cennet, cehennem geçmeden 10 dakika dinden bahsedebilir misin?” şeklindeki yazıya, yukarıdakinlerden bahsedildiğini belirtelim…
Geriye sos olarak hac, namaz, sözüm ona 40’ta(!) bir zekattan bahseden de çıkarsa, daha çok zekatın kendilerine verilmesini, üç gün namaz kılmayanın da mezheplere göre öldürülmesi gerektiğini söylüyorlar!
Namaza çağrı yok!..
Ezbercilerin, hurafecilerin, din tüccarlarının, yabancı ülke aparatlarının bunları anlatmaktan başka sözleri yok.
Olsa da anlatmazlar!..
Çünkü dönen çarkları ve menfaatleri zarar görür!..
Yukarıda belirttiğimiz gibi devletin de bunlara müsamaha göstermesi hatta destek vermesi sonucu ateist, deist artışına büyük katkıda bulunan oluşum ve sözüm ona şeye göre hocalar, sadece ateist artışına değil, aynı zamanda kendi müşriklikliklerinden kaynaklı, insanları müşrikleştirmeye; müşrik dininin giderek hayata hakim olmasına ve İslam’ın çekilip gitmesine de sebep oluyorlar.
En vahimi de, bunları din diye anlatanlara Kur’an, ‘müşrikler’ diyor!..
Bu müşriklerin bir özelliği de, en iyi Müslümanın kendileri olduğunu iddia ederek, anlattıkları hurafelerle İslam’dan nefret ettirme gayretleridir!
Bunlar Müslüman görünerek bu tür işlerle parayı vurup cenneti dünyada yaşarlarken; Mekke müşrikleri genelde itibarlı kişilerden oluşmaktaydı ve kimseye müşrik dini pazarlamadıkları gibi, İslam’dan nefret ettirmek için çalışmadılar, İslam’ı yok etmek istediler!
İki örnek verirsek, diğerlerini de anlatmış oluruz!..
Übey bin Halef…
Kureyş’in kollarından Beni Cumah’a mensup ve Mekke’nin ileri gelenlerindi…
Çürümeye başlamış bir kemiği ufaladıktan sonra peygambere savurarak; “Toz olup gittikten sonra bu kemiğin diriltileceğini mi iddia ediyorsun?” dediği ve bu konuda Yasin Suresi 78-79 ayetlerinin indiği belirtilir!
Peygamberi öldürmek amacıyla iyi bir at beslediği ve bu atın üzerinde onu öldüreceğini söylediği de kaynaklarda geçer!
Uhud’da, savaşın ikinci evresinde Müslümanların dağılıp, kayalıklara doğru çekildiği esnada atının üzerinde, “Neredesin Muhammed, sen kurtulursan ben kurtulmayayım!” diye bağırarak saldırmışlığı vardır!
Sonunda peygamberin mızrağı ile yaralanmış, peygamberi öldürmek için beslediği attan düşüp kemikleri kırılmış, “Eyvah, Muhammed beni öldürdü!” diye feryat etmiş; yanındakiler mızrak yarasının hafif olduğunu belirtince, “Muhammed beni öldüreceğini söylemişti, onun sözü gerçekleşir” demiştir!..
Ve Amr bin Hişam…
Kureyş kabilesinin kollarından Mahzum’a mensup ve Mekke'nin efendisi ve aynı zamanda ‘Bilgeliğin Babası’ olarak biliniyordu.
Peygamberle sokakta karşılaşıp, peygamber kendisini İslam’a çağırınca, onun davetine inanmayacağını söyledikten sonra yanında bulunan kişiye; “Onun söylediklerinin gerçek olduğunu kesinlikle biliyorum” dediği ve yine bir başka zaman Ahnes bin Şerik’e; “Statü ve asalet elde etmek için Abdümenaf ile her konuda yarıştık. Onlar insanlara yedirdi, biz de yedirdik. Onlar sadaka verdi, biz de verdik. İnsanlarla ilgileniyorlardı, biz de öyle. Eşit oluncaya kadar bunları yaptık. Şimdi de diyorlar ki, 'Bizden gökten vahiy alan bir peygamber geldi.' Peki biz bununla nasıl yarışabiliriz? Vallahi biz ona asla inanmayacağız ve onun mesajını asla kabul etmeyeceğiz” dediği rivayet edilir!..
Günümüz müşrikleriyle Mekke müşriklerini kıyaslayınca, Mekkelilerin insanların parasını almak için hurafe uydurmadıklarını, münafıklık ve istismar yapmadıklarını, dönemlerine göre bilgili, kaliteli ve delikanlı olduklarını görüyoruz!..
Kur’an’ın müşrik dediği bugünkü aşağılık karaktersizleri gördükten sonra ister istemez Mekke müşrikleri için Allah’ım sen bilirsin…
Onlara rahmet okuyalım mı diyesimiz geliyor!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com