SPIEF-2024 ÖNCESİ RUSYA DOSTLUĞUNU GÖSTERİYOR
MOSKOVA
Bu yıl 5-8 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu “SPIEF-2024” arifesinde Moskova, Ankara'ya dostane bir jest yaptı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye'ye 726 milyon dolar tutarında devlet ihracat kredisi sağlanmasına ilişkin 2017 yılında imzalanan hükümetlerarası anlaşmanın 2 No'lu Protokolünü onaylayan yasayı imzaladı.
Rusya'nın verdiği krediyi, Türkiye'nin 2023 yılına kadar ödemesi gerekiyordu. Ancak Batı'nın ödeme sistemlerine uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Ankara, zamanında borcunu ödeyemedi ve tutarı aktarma fırsatı bulamadı. 2022'de Rusya Federasyonu için uluslararası sistemler kapatıldı ve dolar satışları durduruldu. Bu nedenle Türkiye, anlaşma gereği faiz cezasına girdi.
Hani Türkiye’de Amerika’dan hibeler alan kişiler, her yerde şunu derler ya; “ayıdan post, Rus'tan dost olmaz”, işte bu lafın içinin boş olduğunu Rusya bir kez daha kanıtladı.
Kurtuluş Savaşı’nda da kendi sıkıntılarına rağmen bize yardım eden Rus liderliği tüm bunların ışığında Ankara'ya iyi niyet jesti yaptı ve yaklaşık 800 milyon dolarlık borcun büyük kısmının ödendiğini dikkate alarak faizi sildi.
Amerika’nın Türkiye’ye yaptığı gibi F-35 savaş uçaklarının parasının üstüne yatıp, “Türkiye üst düzey partnerimiz” demiyor Rusya, açık bir şekilde, somut olarak iyi niyetini gösteriyor.
Uluslararası hukuka göre “fon transferinin yolunu bulmak” veren tarafın sorunudur. Benzer durumdaki Batılı ülkeler, önce yaptırımlar getiriyor, sonra yapılan sözleşmelere atıfta bulunarak yaptırım uyguladığı ülkeyi cezalara çarptırıyor. Tam bir namussuzluk!
Batı ahlaksızlığına ters olacak bir biçimde Moskova, NATO ülkesi olan Türkiye’ye yardım ederek yaptırımları aşmanın bir yolunu arama ihtiyacını ortadan kaldırarak bariz dostane bir adım atıyor. Atılan adım, aynı zamanda daha bir yıl önce yıkıcı bir depremle karşı karşıya kalan ülkemizin de işine yarayacak.
Diğer taraftan Rusya’nın atmış olduğu bu adım ve Kremlin'in bu konuda yaptığı yorum “iyi ki böyle bir ülke ile dostluğumuz var” dedirtiyor.
İşte Kremlin’den yapılan açıklama; “Faiz cezasının büyüklüğü, Rusya ile Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin hacmiyle karşılaştırıldığında önemsiz.”
Sizce bu haberi olumlu olarak Türkiye’de verebilecek ana akım basın kuruluşu var mıdır?
Her zaman derim; Rusya konusunda olumsuz her haberi saniyesinde Türk basını duyurur fakat halkta “Rusya sempatisi oluşur” korkusu ile hiçbir olumlu haberi Türk basını halka duyurmaz.
Kremlin, bu adımı ile uluslararası ilişkilerdeki karmaşık durumda bile diğer ülkelere güvenilir bir ülke olduğunun sinyalini vermekle kalmayıp, açıkça tüm dünyaya Batı ülkelerinin ne kadar ahlak yoksunu ticaret yaptığını adeta yüzüne çarpıyor.
Türkiye’nin borçlarının yeniden yapılandırılması, Rus yetkililerin yabancı ekonomik ortaklarının çıkarlarını karşılamaya hazır olduklarını da gösteriyor.
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar başkanlığındaki Türk heyetinin SPIEF-2024 de Rusya tarafından sıcak karşılanacağına artık hiç şüphe yok.
Rus geleneğine tam uygun olarak ekmek ve tuz ile karşılanacak olan Türk heyeti eğer doğru adımları atıp, Rusya hakkında çocukluklarında edindikleri ve onlara cahil insanlar tarafından empoze edilmiş “Ruslara güvenilmez” algısından çıkarlar ise işte o zaman dünyanın belini bükerler.
Tamamen birbirine güvenen Rusya ve Türkiye “dünyanın bel kemiği” demektir ve bel nereye isterse oraya doğrulur. İşte bunu istemeyen Batı unsurları, Türk siyasetçisinin, Türk iş adamının bu tür fuarlara katılmasını istemez, teşvik edenleri ise kara listeye alır.
St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu tabii çok itibarlı bir forum, fakat asıl zirve, Türkiye’nin Rusya’nın “Uzak Doğu Ekonomik forumları”na yüksek ziyaretçi profili ile sağlanacaktır.
Rusya konusunda çok bilgisiz olan Türk iş dünyası maalesef Rus coğrafyasını bilmemekte, sadece Güney Sibirya ve Rusya’nın Uzak Doğusunu bilseler, buralardaki avantajları öğrenseler muhtemelen tarihin akışı değişecek, çünkü Türkiye, gerçek anlamda ticarete aç bir ülke.
Ümit ederim ki Rus tarafı, gelen Türk heyetini Rusya’da yaşayan, iş yapan kişilerin eline bırakmaz, çünkü bu kişiler, hayatı ve ekonomiyi sadece Moskova, St. Petersburg, Kazan gibi büyük şehirlerde zannediyorlar.
Pek çoğu gezdikleri şehirlerin sosyoekonomik durumunu bilmez, şehrin ileri gelenleri ile sohbet etmez, bölgelere yapılabilecek yatırımların farkına bile varamazlar.
İşte bu zümre, uzun yıllar Türkiye’yi yönetenlere, ilgili bürokratlara o kadar çok yanlış bilgi verilmiştir ki bugün Türkiye ve Rusya arasında olması gerekenden çok daha az olan ekonomik ve kültürel ilişkileri büyük bir başarıymış gibi konuşuyoruz.
Peki bunu nereden anlıyoruz?
Çok basit!
Rusya, Batı tarafından yaptırımlara maruz kalırken, tüm perakende pazarında çoğunlukla Türk mallarını değil, Rusya’ya çok uzak olan, lojistiği daha pahalı olan Çin mallarını görüyoruz.
90’lardaki Rusya’yı ve Türk ürünlerinin pazar payını hatırlayanlar, muhtemelen bu yazının altına imzasını atacaktır.