Irkçı faşist bir karar Bulgaristan’ı ne hale getirdi!

Irkçı faşist bir karar Bulgaristan’ı ne hale getirdi!

-Batı Trakya Cumhuriyeti gönüllü askerleri, Kırcaali sokaklarında, 1913 (Wikipedi)

IRKÇI FAŞİST BİR KARAR BULGARİSTAN’I NE HALE GETİRDİ!..

-Üstelik bu ırkçı kararı komünistler almıştı-

Bir hata…

Bir ülkeyi nasıl batırır Bulgaristan örneği üzerinden görelim.

“BULGARLAR TKZS’YE TÜRKLER TÜRKİYE’YE”

Bu anons, 1951 yılında Deliorman’da yapılıyordu.

Her şey komünistlerin 1944 yılında iktidara gelmesiyle başladı.

Komünist Hristo, Bulgarları Tarım Kooperatiflerine (Kolhoz) çağırırken Türkiye’ye gitmeleri için elinde dilekçelerle Türkler arasında dolaşıyor taciz ediyordu.

“BULGARİSTAN BULGARLARINDIR”

Aslında bu taciz sadece Deliorman’da değil, tüm Bulgaristan’da yapılıyordu.

1944 yılında faşist idare (krallık) yıkılıp yerine komünistler gelince, Türkler sevinmiş “Kara Gavur”dan kurtulduk sanmışlardı.

Ama…

Kısa süre sonra Türkler anladı ki;

Kara Gâvur sırtından vururken kızıllar şimdi karnından vurmaya başlamışlardı.

Baskıya dayanamayan Türkler, 1948 yılından itibaren Türkiye’ye göç etmeye başlıyor.

İNÖNÜ-MENDERES…

O yıllarda iktidarda CHP var.

İnönü, gelenlere en ufak bir yardımda bulunmayarak muhacirleri yüzüstü bırakıyor.

Bundan dolayı; 1948-49 yıllarında gelen kafileler çok büyük sıkıntılar yaşıyor.

NOTA…

Burada çekilen sıkıntılara rağmen Bulgarların yaptığı eziyet çekilmez hale geldiği için her şeye rağmen göç devam ediyor.

Bundan dolayı;

İki ülke arasında gerilime sebep oluyor…

Ama…

Bulgaristan o günkü SSCB’nin (Sovyetler Birliği) başındaki Stalin’den aldığı güçle, meydan okuyor ve Türkiye’ye nota veriyor.

10 Ağustos 1950 tarihinde Bulgar Hükümetinin verdiği bu notayla 250 bin Bulgaristan Türkü’nün 3 ay içerisinde Türkiye’ye kabulünü istiyordu.

Çar naçar Türkiye, kabul ediyor.

Böylece kafileler halinde göç başlıyor.

Bulgaristan’ın ilk kan kaybı o yıllarda başladı ama Bulgaristan’da bunu anlayacak derin akıl yok ki!

MENDERES…

Ancak Menderes, İnönü gibi gelenleri yüzüstü bırakmayıp sahip çıkıyor.

1950-1951 yıllarında gelenlere arazi, tarım aletleri, kredi, canlı hayvan vb. gibi destek vererek ayakta kalmalarını sağlıyor.

-Burada araya girip bir not düşmek istiyorum. Trakya genelinde Bulgaristan ve diğer Balkan ülkelerinden gelen göçmen çoktur. Menderes’in o yıllarda vermiş olduğu çeltik tarlaları bugün değerlenmiş… Dedelerine verilmiş olan o tarlaları, bugün icara veren torunları müreffeh bir hayat sürmektedirler…

Ama…

Siyasi olarak Menderes çizgisine değil de dedelerini - babalarını yüzüstü bırakan; onlara en ufak bir yardımda bulunmayan CHP çizgisine yakın durmalarını anlayabilmiş değilim.-

1985… TÜRKLERİN İSMİ DEĞİŞTİRİLİYOR!..

Bulgarlar…

Hem Faşist dönemde hem de komünist rejim döneminde

Bulgaristan Bulgarlarındır” iddiasını, bir devlet politikası olarak uygulamıştır. Bulgaristan sınırları içinde yaşayan herkesin Bulgar olduğunu, bundan dolayı Bulgar ismi alması gerektiğini zorla kabul ettirmeye kalktılar.

Bunun için;

İlk önce sahipsiz Çingene ve Pomaklardan başladılar.

Pomaklar;

Fütuhat zamanında Türkçe bilmeyen ama Müslüman olmuş Bulgarlardır.

İsim değiştirmeye ilk önce bunlardan başladılar.

Baktılar ki;

Ne Türkiye’den ne Avrupa’dan ne de başka bir İslam ülkesinden bir itiraz yok, bu sefer Türklerin de isimlerini değiştirmeye başladılar.

Bulgaristan,

Komünizmle yönetildiği son demlerde (1980’lerin ikinci yarısı)

Yine faşist bir uygulamayı ve yine komünistler eliyle uygulamaya koydu. 600 yıldır beraber yaşadığı ki, bunun 500 yılı Türklerin hakimiyetinde geçmiş ve bu süre zarfında Bulgarlara geniş hürriyetler tanınmışken onlar buna mukabil Türklerin adını değiştirmek gibi en aşağılık bir yönteme baş vurdular.

Bununla yetinmeyip, mezar taşlarındaki isimleri bile değiştirmeye kalktılar; kabul etmeyenleri de başta Belene Adası’na sürgün, işten çıkarma, hapis vb. gibi zulümler olunca 1989 yılında yeni bir göç dalgası kaçınılmaz olmuştu.

PEKİ, SONUÇ NE OLDU?..

Bulgarlar, Türkleri kovmaya başladıklarında nüfusları 9 milyon civarındaydı (Türkiye 54 milyondu)…

İyi kötü bir sanayileri vardı (Bizde elektrik sıkıntısı olduğunda elektriği Bulgaristan’dan alıyorduk)…

Türkiye’den daha iyi eğitim kurumları (O yıllarda gelen soydaşlarımızın iş tutuş kabiliyetlerinden biliyoruz)

Hayvancılık... Tarım... Ormancılık ve meyve-sebze üretimleri vardı.

Şimdi ise;

Nüfusları 6 buçuk milyonun altına inmiş vaziyette (Türkiye 85 milyon) ama burada duracak gibi de görünmüyor.

Çünkü;

Nüfusları yılda yüzde 6.2 oranında azalmaya devam ediyor.

Bu nüfusun üçte biri 60 yaş üzeri yani çalışacak aktif bir nüfus değil.

NETİCE-İ KELAM…

Yöneticilerin, ırkçı dürtülerle aldıkları saçma-sapan bir karar yüzünden bugün Bulgaristan çöküyor; adeta yok oluyor.

Çünkü;

Bu yaşlı nüfusla ne sanayi olur ne tarım ne de ülkeyi koruyacak asker bulunur.

Olsa olsa onlara İtalyanların, Almanların veya Fransızların montaj işlerini yapmak; o da çok düşük bir ücretle yapmak kalır. Şu anda sanayisi bu kadar…

Bulgaristan mı?

Bir müddet sonra sadece ismi kalacak ama Bulgaristan’da Bulgar kalacak mı işte orası belli değil.

Bu işten anlayanlar “Kalmayacak!” diyor.

Ben de öyle düşünüyorum.

Bu arada;

Bir leva kaç TL?” diyenlere bunları anlatamazsınız; boşuna uğraşmayın!

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

...