- 27-02-2025 08:08
- 517

Rize Bezi ‘Feretiko’: Hayatımızın birçok noktasında konfor alanımızı yükseltecek bir ürün
-Rize’de onlarca usta öğretici yetiştiren Şükran Demirkan ile ‘Rize Bezi’ni (Feretiko) konuştuk…
Anadolu'nun kuzeydoğusunda Kaçkar dağları ile Karadeniz arasında sarp bir arazide bulunan geçmişi M.Ö. 8. yüzyıl (İskitler dönemine) dayanan Rize ilimiz, geçmişten bu yana Kuzey Türklerinin pazar merkezlerinden biridir. İskitlerden sonra Pontus, sonrasında Roma İmparatorluğu etkisini gösterse de 1461 yılında Fatih Sultan Mehmed, Trabzon’u fethettiğinde Rize’nin Osmanlı topraklarına katılmasını sağlamıştır. Rize, İskitlerden sonra yeniden Osmanlı devleti hakimiyeti altına girmesi ile yeniden kenevirle iç içe olmuştur.
Osmanlı devleti, keneviri tekstil ve dokumada etkin kullanan bir devletti. Tersane-i Amire için vazgeçilmez bir malzeme olan urgan ve gemi halatı için kenevir, kaliteli malzemelerden biridir. Bu nedenle Karadeniz bölgesinde ekiminin yaygınlaşmasına vesile olmuştur; fakat 2. Dünya Savaşının sonlarına doğru kenevirin tekrar yasak kılınmasından kaynaklı yine bölgede etkinliğini yitirmeye başlamıştır.
Günümüzde ise yeniden geleneksel kültürümüzün bir parçası olarak el dokuması şeklinde bu işi yaşatmaya çalışan insanlar var. Bunlardan bazıları yine Rize’dedir.
Anadolu'muzda gelenek ve göreneklerimizi yansıtan maddi kültürümüzün en değerli belgelerinden biri el dokuma sanatlarıdır. Bu sanatlara örnek olacak çeşitlilikten biri de “Rize Bezi”dir. Geçmişi tamamen Rize'ye ait olan ve Rize'nin köklü kültürel bir mirası olan Rize Bezi (feretiko) kenevir ipliğinden yapılır. Rize'de günlük yaşantı içinde her yerde kullanılırdı. Perdeler çarşaflar, peştamel, Keşan, dolama, havlu danteller, urgan, ip çeşitleri, taşımacılık vs vs… Fakat günümüz dünyasına endüstrinin gelişmesi farklı ikame ürünlerin piyasaya girmesi nedeniyle zamanla kendir ürünleri azalmış, yerini başka ürünlere bırakmıştır.
Son 50-60 yılda da neredeyse durmuştur diyebiliriz. Tek tük dokumacılığını yapan varsa da iplerini dışarıdan alır olmuşlardır…
Yıllar sonra Rize’de valiliğin bir ilanı üzerine Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğreticilik yapan hanımlar, bu alana merak salmıştır. Rize’de onlarca usta öğretici yetiştiren Şükran Demirkan da bu kişilerden biridir.
-Rize Bezi usta öğreticisi Şükran Demirkan (ortada beyaz önlüklü) ile...
Büyük bir cesaretle alanını değiştirerek kendir el dokumacılığını Rize'de tekrardan canlandırmak için 15 yıl önce ilk adımları atanlardan biridir. İlk başlarda bir tane eski usul el dokuma tezgahı ve 19 öğrencisiyle işe başlayan usta öğreticimiz, 15 yıl içinde onlarca kişiye eğitim vererek bu işi öğretti. Onlarca usta öğretici yetiştirdi. Çayeli'nde Halk Eğitim kursunda onlarca dokuma tezgahı ile günümüzde bu işi yine el emeği göz nuruyla yapmaya çalışanlardan biridir…
Şükran Demirkan’ın dilinden bu süreç şöyle gelişti;
Halk Eğitim Merkezi’nde 10 yıllık usta öğretici olarak iş hayatıma devam ederken bir gün valilik bir ilan yayınladı; ilan dikkatimi çekti... Büyük bir cesaretle bir karar verdim.
-Neden “büyük bir cesaret!..”
Çünkü o dönem bu işi yapan kimse yoktu. Acaba bu alana ilgi duyan öğrencim gelir mi diye tedirginlik içindeydim... Yine de büyüklerimden gördüğüm bir geleneğe devam etmek istedim… İlçemden tek kişi bendim ve kız meslek lisesinde 40 günlük bir eğitim aldım. Daha sonra bir kaç arkadaş birleşip, eski dokumalar nasıl yapılır biraz araştırdık..
Eskiden her evde manuel dokuma tezgahları vardı. Ama bizim elimizde yoktu. Bir iki arkadaşla araştırdık, bir ahşap ustası bulduk, biraz ilkel de olsa bir el dokuma tezgahı üretmesini istedik... Başta zor bir süreç de olsa büyüklerimizden gördüklerimizi yeniden hayata geçirmek bizi neşelendiriyordu.
O dönemler, öğrenci bulmak zor, maddi imkanlar zor, ürün toplumda tanınmıyor, zor zor her şey zordu. İnsanlar etik değere aykırı özellikleri yüzünden kötülüyor, linçler alıyorduk. Ama zamanla mikro ölçekte de olsa zihinlerdeki negatif bakış açısını tekstil ürünlerini üreterek kırmayı başardık.
19 kişi başladığımız iş, şimdi onlarca usta öğretici ile devam ediyor... Bazı zamanlar zorlandık. Çünkü yerli üretim ipler yok, maliyetleri çok yüksek, istediğimiz ip dikişe gelmiyor, dokuma tezgahımız yok vs. buna çözümler ürettik... Dokuma tezgahlarımızı daha da ustalaştırmaya profesyonelleştirmeye başladık..
Şimdilerde eskiye göre durum çok da iyi değil, artık dokumayı biliyoruz fakat üretime geçemiyoruz çünkü ip çok pahalı. Bu yüzden kursa gelmek isteyen öğrenci sayısı az. İpi dışarıdan alıyoruz. Keşke ipimizi uygun maliyetlerden üretebilsek. Hayatın her alanına işlemiş olan ‘Rize Bezi’ni tekrar topluma kazandırmayı hedefliyoruz. Gençlerimizi bu işe daha da çok teşvik etmek istiyoruz; geçmişten bu yana gelen bu dokumayı geleceğe de taşımak istiyoruz.
Rize Bezi’ni hayatımızın birçok noktasında konfor alanımızı yükseltecek bir ürün olarak görüyoruz. Bunun yanında Türk ekonomisine katkı sağlayacağını da düşünüyoruz ve daha sağlıklı yaşamak için geleneksel kendirin devam etmesini arzuluyoruz.
.
Gamze Erol, dikGAZETE.com