- 11-12-2025 07:22
- 782
NATO’da çatlak büyük! Danimarka, ABD'yi potansiyel güvenlik tehdidi görüyor!
ABD hükümetinin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinin yayımlanmasının ardından, Avrupa’da ABD’ye yönelik temkinli ve ölçülü bir yaklaşım öne çıkıyor. Bunun jeopolitik sebeblerini adı geçen belgede görmek mümkün. Belgede, Avrupa’nın “medeniyetin çöküşü” riskiyle karşı karşıya olduğu savunulurken, Washington yönetiminin bu gidişatı tersine çevirmek amacıyla Avrupa’daki siyasi müttefiklerini destekleyeceği vurgulanıyor.
Ancak bu yaklaşım, Atlantik’in iki yakasında da tartışmaları beraberinde getirmiş durumda. Bu ifadeler kim ne derse ABD’nin Avrupa’nın iç siyasal dengelerine ve demokratik süreçlerine dolaylı bir müdahale anlamı taşıyabilir. O nedenle Avrupa başkentlerinde stratejik ortaklık ile iç işlerine müdahale arasındaki sınırın giderek bulanıklaştığı görüşü egemen.
Jeopolitik baskı altındaki Danimarka çıkış arıyor!..
Danimarka, uzun yıllar sonra kendisini ciddi bir jeopolitik baskı hattında buldu. Nasıl bulmasın? Rusya’nın Ukrayna’yı tam ölçekli işgali sonrası Avrupa genelinde artan savunma harcamalarına Kopenhag da hızla dâhil oldu. Ancak tabloyu karmaşıklaştıran yalnızca Moskova değil. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması, Baltık ülkeleri üzerindeki Rus baskısı ve Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesinin ardından Grönland’a yönelik söylemleri, Danimarka’yı eş zamanlı risklerle yüzleşmeye zorladı.
Dış istihbarat ve askeri istihbarat aynı çatı altında…
ABD hükümetinin yayımladığı yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesine ek olarak, Danimarka Savunma İstihbarat Servisi (DDIS) tarafından hazırlanan rapor da bu konuya önemli ölçüde ışık tutmaktadır.
DDIS, Danimarka’nın dış istihbarat servisi olmasının yanı sıra askeri istihbarat görevini de yürüten kuruluştur. Bu çift işlevli ve özgün kurumsal yapısı nedeniyle, söz konusu servis tarafından hazırlanan rapor, stratejik açıdan özel bir önem taşımaktadır.
Danirmarka istihbarat servisinin raporu; ABD ile ilgili uyarısının yanı sıra, büyük ölçüde Rusya ve Çin'in oluşturduğu stratejik tehditlere, Çin'in yükselişinin yol açtığı istikrarsızlığa ve bunun sonucunda ortaya çıkan küresel güç dengesindeki değişime odaklanıyor.
Raporda, "Rusya'dan NATO'ya yönelik askeri tehdidin artacağı" belirtiliyor; bu durum, Danimarkalılar için daha da endişe verici çünkü "Amerika Birleşik Devletleri'nin Avrupa'nın güvenliğinin garantörü olarak rolü konusunda belirsizlik var."
Danimarka ABD’ye güvenmiyor! Avrupa’nın silahlanmasını istiyor…

-Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen
AB dönem başkanlığını devralan Danimarka için öncelik artık net: Avrupa’nın savunma kapasitesini güçlendirmek. Başbakan Mette Frederiksen’in ifadesiyle, “güvenlik tartışmasız birincil mesele.” Kopenhag, yeni NATO hedeflerine uyum için Avrupa’nın yeniden silahlanması gerektiğini savunuyor.
Rusya tehdidini en yakından hisseden ülkelerden biri olan Danimarka, Ukrayna’ya en fazla destek veren Avrupa devletleri arasında yer alıyor. Savunma harcamaları 2019’dan bu yana GSYİH’nın yüzde 3’ünün üzerine çıktı. Bu, Danimarka’nın Soğuk Savaş sonrası benimsediği düşük riskli güvenlik yaklaşımından stratejik bir kopuş anlamına geliyor.
ABD ile geleneksel yakınlığını uzun süre koruyan Kopenhag, Trump döneminde Grönland üzerinden yükselen baskı sonrası odağını daha fazla Avrupa güvenliğine kaydırmış durumda. Enerji, nadir elementler ve Arktik jeopolitiği, Danimarka’yı yalnızca bölgesel değil küresel güç rekabetinin de parçası haline getiriyor. Danimarka, artık güvenlik açısından “rahat coğrafya” değil; Rusya’nın baskısı ile ABD’nin stratejik talepleri arasında sıkışmış yeni bir cephe ülkesi.
Danimarka için ABD müttefik ülke değil!..

Avrupa'da her geçen gün ABD karşıtlığı belirginleşiyor. Nitekim Danimarka Savunma İstihbarat Servisi (DDIS) tarafından derlenen raporda, ABD'nin “iradesini dayatmak için yüksek gümrük vergileri tehditleri de dahil olmak üzere ekonomik gücü kullandığı ve müttefiklerine karşı bile askeri güç kullanımını artık dışlamadığı” uyarısında bulunuluyor. Servisin 2025 dönemi yıllık tehdit değerlendirmesinde, ilk kez ABD’yi “potansiyel bir güvenlik riski” sınıfına dahil etmesi buna örnek.
Ancak bu, durup dururken olmadı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) yetkililerine gönderilen görev mesajlarında Grönland'ın bağımsızlık hareketini ve adadaki kaynakları çıkarma yönündeki Amerikan çabalarına ilişkin tutumları incelemeleri talimatı verilmişti.
Bu hamle, ABD müttefiki ve NATO üyesi olan Danimarka'yı daha da endişelendirmişti. Muhtemelen bu ve benzeri nedenlerle Danimarka istihbarat kurumunun, ülkenin “yakın müttefiki”ne bakışında değişim, Grönland üzerindeki jeopolitik sürtüşmelerle eş zamanlı geldi.
İskandinav ülkesindeki iki kritik casusluk kurumundan biri olan Danimarka Savunma İstihbarat Servisi, yayımlanan 2025 istihbarat analiz raporunda, “ABD’nin giderek kendi çıkarlarına öncelik verdiğini ve artık ekonomik ve teknolojik gücünü bir güç aracı olarak, müttefikler ve ortaklara karşı da kullanmaya başladığı” bilgisi yer alıyor.
Geleneksel müttefiklik çerçevesi içinde Danimarka’da ortaya çıkan değerlendirmeler, ABD ile ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesine yol açabilecek bir kırılmaya işaret ediyor. Amerikan basınına yansıyan yorumlara göre, Danimarka’da hem kamuoyunda hem de siyasetçiler arasında “ABD’ye kör güven” döneminin sona ermeye başladığı yönündeki görüşler giderek yaygınlaşıyor.
Neden mi?
Donald Trump’ın 2019 yılında Grönland’ı “satın alma” önerisi, Kopenhag tarafından “absürd” olarak nitelendirilmişti. Trump’ın ikinci döneminde ise Washington, Arktik bölgesindeki askerî ve ekonomik varlığını artırmayı öncelikleri arasına aldı.

Bu gelişme, özellikle stratejik öneme sahip Grönland konusunda Washington ile Kopenhag arasında son dönemde yaşanan gerilimler bağlamında anlam kazanıyor. Nitekim geçtiğimiz aylarda ABD’nin Grönland’a yönelik artan istihbarat faaliyetleri, Danimarka hükümetinde ciddi rahatsızlık yaratmış; bu kapsamda ABD’nin Kopenhag Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştı.
NATO’daki çatlak, her geçen gün daha da derinleşiyor. Müttefikler arasındaki güven erozyonu, ittifakı yalnızca işlevsel bir krize değil, aynı zamanda yapısal bir çözülme sürecine doğru sürüklüyor. Öyle ki, NATO üyesi bir ülke, Donald Trump’ın Grönland’ı ilhak etme yönündeki çıkışlarının ardından tarihte ilk kez ABD’yi ulusal güvenlik tehdidi listesine dahil ediyor. Bu durum, Atlantik ittifakında taşların yerinden oynadığını açıkça gösteriyor.
ABD’nin Avrupa politikaları Çin ve Rusya’yı güçlendiriyor mu?
Bu kırılma, yalnızca diplomatik bir gerilim değil; enerji jeopolitiği, askerî yayılma ve emperyal büyüme ekseninde okunması gereken çok daha geniş bir dönüşümün parçası. Grönland merkezli Arktik hattı, zengin hidrokarbon rezervleri, nadir toprak elementleri ve yeni deniz ulaştırma rotaları nedeniyle büyük güç rekabetinin odak noktası hâline gelmiş durumda. Washington’un bölgedeki askerî ve ekonomik varlığını artırma hamleleri, Avrupa başkentlerinde stratejik ortaklıktan ziyade hegemonik tahakküm arayışı olarak algılanıyor.
Askerî genişleme boyutunda ise ABD’nin Arktik’te üslenme, radar ağları ve deniz devriyeleri üzerinden kurmaya çalıştığı denge, NATO’nun kolektif savunma ruhuyla çelişiyor. Zira bu adımlar, müttefik güvenliği üretmekten çok, Amerikan güç projeksiyonunun alanını genişletmeye hizmet ediyor. Bu da Avrupalı aktörlerin, “korunan müttefik” değil, “stratejik risk ortağı” konumuna itildikleri hissini güçlendiriyor.
Nitekim Avrupa kamuoyunda giderek yaygınlaşan kanaat de bu yönde. Avrupalıların büyük çoğunluğu, ABD’nin Avrupa politikalarının Çin ve Rusya’yı zayıflatmak yerine dolaylı olarak güçlendirdiğini düşünüyor. Washington’un tek taraflı hamleleri, Avrupa’yı Moskova ve Pekin karşısında daha kırılgan hâle getirirken; NATO içindeki uyumsuzluk, bu iki aktör için jeopolitik bir manevra alanı yaratıyor.
Neticede NATO içindeki çatlak yalnızca bir güven bunalımı değil; enerji kaynakları, askerî yayılma ve emperyal nüfuz mücadelesi üzerinden şekillenen yeni bir küresel güç denklemine geçişin habercisi niteliğinde. Atlantik ittifakı, ilk kez dış tehditlerden çok, kendi iç dinamikleri tarafından sınanıyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
омюр челикдёнмез, Дикгазете
Seçilmiş Kaynakça
https://www.fe-ddis.dk/en/
https://www.marinedealnews.com/danimarka-jeopolitik-risklerle-tanisiyor/
https://dogruhaber.com.tr/amerika-istihbarati-danimarkayi-izlemis/amp
https://edition.cnn.com/2025/12/10/europe/denmark-intelligence-report-intl
https://haber.dk/casusluk-krizi-danimarka-abd-buyukelcisini-bakanliga-cagirdi/38345
https://www.theguardian.com/us-news/2025/may/07/greenland-spying-surveillance
https://www.eurotopics.net/tr/349639/abd-nin-guevenlik-stratejisi-avrupa-yi-tehdit-eden-ne
https://www.newsweek.com/nato-denmark-trump-security-threat-russia-greenland-arctic-11186411
https://www.numedya24.com/danimarkadan-abdye-istihbarat-tepkisi-bir-muttefike-karsi-casusluk-yapamazsiniz/
https://politiken.dk/edition/news/art10654773/A-sentence-about-the-USA-in-a-new-threat-assessment-raises-eyebrows
https://anlatilaninotesi.com.tr/20251210/danimarka-istihbarati-abdyi-ilk-kez-guvenlik-riski-olarak-listeledi-1101694231.html
https://tr.euronews.com/2021/05/31/danimarka-abd-nin-politikac-lar-izlemesine-yard-m-etti-mi-avrupal-hukumetler-cevap-istiyor
https://t24.com.tr/haber/danimarka-icislerine-mudahale-gerekcesiyle-ulkedeki-en-ust-duzey-abd-diplomatini-disisleri-bakanligina-cagirdi,1258016