- 05-07-2022 21:27
- 1834
İspanya’da yapılan son NATO zirvesinde Cumhurbaşkanımızın gerek konuşmaları, gerekse tavır ve hareketleri, Zirveye damgasını vurdu.
NET SKOR 3-0
Cumhurbaşkanımız,
Bu zirvede 3 süper gol attı ki, keyfine doyum olmaz.
Birinci gol;
Cumhurbaşkanımızın
Hani şu “Güneş Batmayan İmparatorluk” denilen İngiltere başbakanı Johnson’a çektiği hareket…
Lafı dolandırmadan söylüyorum:
Bugün…
Bu hareketi, İngiliz başbakanına yapabilecek dünyada başka bir lider yok.
Zaten
Johnson olsun diğer liderler olsun donan bir film karesi gibi şaşkın bir vaziyette bakakaldılar.
Yani Cumhurbaşkanımız…
Bu hareketiyle topu doksandan filelere takarken,
Bütün oyuncular (liderler) dehşet ve şaşkınlık içinde manzaraya bakmaktan başka bir şey yapamadılar.
BU GÜÇTÜR İŞTE!
Siz eğer güçlü bir devletin lideri değilseniz bu hareketi yapma imkânınız sıfır…
Nasıl bir güç?
Konu dağılmasın diye ona girmiyorum ama NATO, bizim gücümüzün farkında…
DÜNYA 5’TEN BÜYÜK…
Bu klas hareketler, Dünyanın 5’ten büyük olduğunun ete kemiğe bürünmüş halidir.
Artık onlar da biliyor ki,
Bu statüko böyle devam edemez…
Dengeler değişti.
Çünkü…
Ne Avrupa eski Avrupa.. Ne de Amerika eski güçlü halini muhafaza edebiliyor.
Ve
Türkiye de artık eski Türkiye değil.
NEREDEN BELLİ?
- Bunun için mutabakat zaptına bakmak yeterlidir.
- Ne varmış mutabakat zaptında?
PKK/PYD, FETÖ VE TÜREVLERİ ARTIK TERÖR LİSTESİNDE…
Amerika’nın gözetiminde öyle şeyler kabul ettirdik ki;
Bizim muhalefet bile şaşırmış vaziyette ne diyeceğini bilemiyor.
Bir defa FETÖ PKK ve türevlerini terör listesine aldırdık.
Bu az bir şey midir?
… AMA MUHALEFET, “KİM BİLİR NE TAVİZLER VERİLMİŞTİR...” DİYOR!..
- Muhalefetin bu konuda söyleyecek tek bir sözü bile yok
- Neden?
- Mesela İyi Parti genel başkanı M. Akşener Rusya-Ukrayna savaşı başladığında ne demişti?
- Ne demişti?
- “Ruslardan aldığımız S-400’leri Ukrayna’ya verelim” demişti
- Yani?
- Yani Avrupa ve Amerika daha bizden bir şey istemeden biz onların safında yer alıp Ruslara düşman olmamızı istemişti.
Bırakın taviz verip, taviz koparmayı, masaya oturmadan “onlara teslim olalım” manasına gelecek şeyler söyledi.
Bunun nasıl teslimiyetçi bir politika ve ne kadar tehlikeli bir yol olduğunu bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Bu muhalefetin bir de iktidar olduğunu düşünün… Şimdi doğalgaz ve buğday için Putin’in himmetini bekliyor olacaktık.
PEKİ, DİĞER 2 GOL?
Yunan başbakanı, birçok lideri araya koyarak görüşmek istedi…
Cumhurbaşkanımız red etti.
Kendi ülkesinde, hükümranlığını kaybetmiş bir liderle ne konuşulabilir ki?
Yunanistan’a çökmüş devletlerin liderleri ile zaten görüşülüyor.
Bu tavır da;
İkinci ve şık bir gol olarak ağları buldu.
3-0
Üçüncü gol Rum liderine atıldı.
GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) lideri de kendini nimetten sayarak Cumhurbaşkanımızla görüşmek istedi.
Rum liderinin, Avrupa ve bilhassa Yunanistan’ın izni olmadan, parmağını bile kıpırdatamayacağını sanki bilmiyormuşuz gibi saf ayaklarına yattı.
Cumhurbaşkanımız,
Bunu bu şekilde değil ama bundan çok daha ağır bir manaya gelecek olan şu mesajı gönderdi
- Buyursun gelsin KKTC (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) başkenti Lefkoşa’da görüşelim.