- 28-10-2025 11:06
- 587
NETANYAHU VE JACK DE MOLAY
Siyonist İsrail liderleri hiçbir kural tanımadan zulümlerine devam ediyor, dünyaya meydan okuyorlar.
Gazze’yi harabeye çevirdikleri yetmezmiş gibi esirlere yaptıkları zulümleri de övünerek dünyaya göstermeleri küstahlıklarının son noktasına geldiğini gösteriyor.
Geçen gün Netanyahu’nun Faşist Bakanı Itamar Ben Gvir’in yaptığı alçaklık, sosyal medyaya düşmüştü.
Ben Gvir, gazetecileri toplayıp hapishaneye götürüyor. Mazgalı açarak Filistinlilere nasıl işkence ettiklerini sırıtarak anlatıyordu. Elleri arkadan bağlı secdeye kapatılmış ve kafaları bir peykenin altına sıkıştırılmış vaziyette gazetecilere gösteriyor.
ÇİN-İSRAİL...
En alçak devlet bile bu işkenceleri yaptığında kimseye göstermez saklar.
Mesela;
Çin, D. Türkistan’da işkence yapıyor, Müslüman kardeşlerimizi Çinlileştirmek için akla hayale gelmeyecek şeyler yapıyor
Ama…
Gazetecileri çağırıp “Bakın bakın... Uygur Türklerine neler yapıyorum görün!” demiyor.
Tam aksine, yaptıkları bu maddi ve manevi işkenceleri dünya kamuoyundan saklamak için çaba gösteriyorlar.
Ancak!..
İsrailli bakan, yaptığı işkenceyi övünerek gösteriyor.
Neden?
Çünkü:
1- İsrail devleti bir devlet değil bir çete... Bir haydutlar topluluğudur.
2- Eline geçirdiği dünya servetiyle dünya liderlerini ya satın almış veya şantajlarla tehdit ettiği için böyle rahat davranabiliyor ama nereye kadar gidecek bunu yakında göreceğiz.
Tarihte bu şekilde şımaranların başına neler gelmiş örneği çok… Ben, bunlardan Jack de Molay’ı seçtim.
Jack de Molay’ı, Netenyahu yerine, Tapınak Şövalyeleri tarikatına da bugünkü İsrail diyebiliriz.

Jack de Molay, Tapınak Şövalyelerinin son lideri olup, sahip olduğu çok büyük servet neticesinde zamanın Avrupa krallarına bile borç vererek, tahakküm altına alacak seviyeye gelmişti
Ama sonu nasıl olmuş ona bakalım.
NOT: Tüm devletler BM’ye üye olmadan önce komşuları veya diğer devletler tarafından tanınır sonra BM’ye üye olurlar
Ama İsrail’i önce BM’ye üye yaptılar sonra diğer devletler tanımaya başladı.
Yani;
BM’yi ve ona bağlı IMF, Dünya Bankası vb. gibi kuruluşları da satın almışlar.
Ellerinde nasıl bir para gücü varsa artık…
HAÇLILAR, TAPINAK ŞÖVALYELERİ VE JACK DE MOLAY...
Gelelim Jack de Molay’e:
Birinci Haçlı seferi ile Kudüs, Hristiyanların eline geçince, Kudüs krallığı kurulur.
Sefere katılan Haçlıların bir kısmı orada kalarak kutsal mabede hizmet etmek istediklerini Kral’a bildirirler.
Bu teklif, kralın hoşuna gider ve onlara bazı imtiyazlar tanır.
Tapınak Şövalyeleri’nin ilk nüvesi olan bu topluluğun Avrupa’ya dönenleri de Papa’yı ziyaret ederek aynı şekilde maksatlarını iletirler.
Papa onlara daha büyük imtiyazlar verir.
Mesela;
Cennetten yer satma işini bile bu mübarek (!) tapınakçılara imtiyaz olarak verir.
FRANSA…
Hayatında, köyünden tarlasından başka bir yer görmemiş olan cahil halk, bir an önce cennetten yer kapmak için Tapınakçılara koşup, malını mülkünü teslim ettikten sonra Haçlı seferlerine katılarak Kudüs’e doğru yola çıkarlar.
Yolda onları nelerin beklediğini bilmeyen bu cahil köylü takımı, Kudüs’e gitmek için daha Anadolu’yu geçmeden Selçuklu’nun kılıçları altında telef olurlar.
Bunlar…
Bir an önce Kudüs’e varmak için hesapsız bir şekilde önden giden Alman kuvvetleri idi. Kaçıp geri dönmeseler son fertlerine kadar yitip gideceklerdi.
Selçuklu Sultanı 1. Kılıç Arslan, bunların çapulcu basit bir köylü takımı olduklarını görünce, Haçlıları önemsemez ve Malatya’yı fethetmek üzere askeri ağırlığını doğuya kaydırır.
Ancak;
Arkadan gelen eğitimli ve donanımlı Fransız Haçlı ordusu, o zamanın Selçuklu başkenti olan İznik’i de alarak, yoluna devam eder.
Kudüs’ü alan Haçlılar, büyük bir yağma ve katliama girişir.
Daha sonra Selahaddin Eyyubi de haklarından gelip, Kudüs’ü tekrar İslam toprağı yapmıştır ama intikam yoluna gitmediği gibi Kudüs Kralı’nı da affedip salıvermesini, tarihçiler büyük bir hata olarak görür.
Tekrar konumuza dönecek olursak şunu söyleyebiliriz:
Haçlı seferlerine katılanların yüzde 70’i geri dönemediği için
Ve…
Tapınakçılara bıraktıkları emanetlerini de arayıp soran olmadığı için zimmete geçer. Geri kalan malları ile de cenneti satın aldıkları için tüm mirasları Tapınak Şövalyeleri’ne kalır.
Tapınakçılar…
İlkel şartlarda yaptıkları bankacılık ve hacılara para transferi gibi işleri de buna eklersek şimdiki Yahudi bankerleri gibi çok büyük bir serveti gayri meşru şartlarla sahip oldukları görülür.
Öyle ki,
Krallar artık bu tarikat mensuplarına (Tapınak Şövalyelerine) borçlanır olmuştur.
Çünkü öyle bir servete kavuşmuşlardı ki,
Mesela,
Fransa topraklarının 2/3’si bunların eline geçmişti.
SONLARI GELİYOR!..
Haçlı Savaşları'na Askeri ve mali destekte bulunan Fransa Kralı IV. Philippe borca batmış ve artık mezkûr tarikata borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmişti.
Bunun üzerine Tapınakçıları, yoldan çıkmış sapık kâfirler olarak ilan etti.
Bunun için de Papa V. Clemens'ten bir fetva alarak 1312'de tarikatı ortadan kaldırmak için cadı avına başladı.
Yakaladıklarını önce işkence sonra idam ettiler.
En son liderleri olan Jack de Molay da tutuklanarak kazığa oturtuldu ve yakılarak külleri savruldu.
Tapınak Şövalyeleri’nin tüm mal varlıklarına el konularak dağıtıldı.
SİYONİST TAPINAKÇILAR…
Şu anda Netenyahu ve kabinesindeki bazı bakanlar Yahudilerin ellerindeki servete güvenip Jack de Molay gibi davranıyorlar.
Binaenaleyh;
İsrail hiçbir kural, anlaşma, ateş-kes, hak-hukuk falan tanımadan tüm dünyaya meydan okuduklarına göre sonları yaklaştı demektir.
Çünkü;
Küfür devam eder ama zulüm asla…
Sırp Kasabı Karaciç’e hapishane arkadaşı olmaları yakındır.
Devler de diz üstü çökecek bir gün,
Putlar da gözyaşı dökecek bir gün,
Kurtuluş yok, ama erken amma geç,
Eden ettiğini çekecek bir gün.
Abdürrahim Karakoç
.
Emin Batur, dikGAZETE.com