- 11-04-2020 09:47
- 5277
MOSKOVA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz günlerde halka yaptığı çağrıda, koronavirüsle olan savaşı da hep birlikte kazanacaklarını anlatırken, "Her şey geçer, bu da geçecek. Ülkemiz ciddi sınavlardan çoğu kez geçti… Peçenekler de işkence etti, Kumanlar da. Rusya hepsiyle baş etti. Koronavirüs belasını da yeneriz. Birlikte her şeyin üstesinden geliriz” dedi.
Ardından bazı Türk basınında, Putin'in "Koronavirüsle mücadeleyi, iki Türk kavmiyle yapılan savaşla kıyaslama yapması" eleştirildi.
Haberlerde özetle şunu söylemeye çalıştılar; "Putin Türk halklarını sevmiyor."
Şimdi aşağıda yaptığım derleme, böyle düşünenleri çok üzecek.
Öncelikle yaklaşık 500 yıllık Türk-Rus ilişkilerinde Türkiye'yi resmi olarak ilk kez ziyaret eden Rus lider Putin oldu.
Putin’den önce, 500 yılda hiç bir Rus Çarı, Sovyet Genseki (Komünist Partisi Genel Sekreteri) ve Rusya Devlet Başkanı, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunmadı.
Bu ilki Putin yaptı.
Bu arada, Putin, 2004 yılında Türkiye izlenimlerini, Türk basınına şöyle anlatıyordu:
"Benim için Türkiye, güneyimizdeki NATO üyesi bir ülkeydi. Yani, bizim düşmanımız olarak görülüyordu…
Antalya’ya birkaç sefer gittim. Ve size samimi olarak söyleyeyim, mest oldum. Bu ziyaretlerim sayesinde ülkeniz hakkındaki düşüncelerim kökünden değişti.
Yukarıda bahsettiğim 'NATO ülkesi düşman Türkiye’ kalıpları, bir anda kafamdan silindi gitti. Ziyaretlerim sırasındaki Türk halkının bize gösterdiği ilgi, Türkiye hakkındaki düşüncelerimin temeline yerleşti.
Yanlış hatırlamıyorsam 92-93 başlarıydı. Üç sefer gittim. İkişer üçer hafta kaldım.
O tarihlerde St. Petersburg’da bir görevdeydim. Antalya veya başka bir yer olması önemli değil. Biz küçük bir tekne kiralayıp, kıyılarınız boyunca tura çıktık.
Teknenin iki Türk personeli vardı. Aramızda anlayış ve dostluk öyle süratli kuruldu ki; böyle insanların düşman olamayacağını anladım. Bu iki adam ne politikacıydı ne de birer işadamıydı. Çıkarları olmayan, sadece işini yapan insanlardı.”
Ayrıca, Rusya'da büyük etnik topluluklardan Türkçe konuşan halklar, yani Tatarlar, Başkurt, Yakutlar, Kumuklar, Karaçaylar, Balkarlar, Azeriler, Çuvaşlar, Nogaylar ve diğerleri de yaşamakta.
Aralık 2015'deki yıllık basın toplantısında Putin, "Rusya'nın Türkçe konuşan halkları, Rusya'nın bir parçasıdır. Bu bağlamda Türk halkı ve diğer Türkçe konuşan halklar bizimle dosttur" demişti.
2010 yılında, Kazan şehrinin bininci kuruluş yıldönümü kutlamalarında Tatarca konuşarak herkesi şaşırtan Putin, Rusya'da iyi bilinen, "Hangi Rus'u kazısan altından Tatar çıkar" sözünü tekrarlamıştı.
2014 yılında Putin, 1612 yılında Tatar kökenli Kuzma Minin'in oluşturduğu gönüllüler ordusunun Rusya’yı, Polonyalı işgalcilerden kurtardığını hatırlatmıştı.
2014 yılında, Sibirya'da arkeoloji kazıları sırasında Rus uzmanlar, bölgedeki dönemin Türk Hakanlığı'na ait bir askerin zırhlı giysilerini bulmuştu.
Sibiryalı bilim adamları bu tarihi eserleri Putin’e, ‘hediye’ olarak gönderdi.
Putin, bir basın toplantısında Moskova'nın merkezindeki bazı sokakların Tatar isimlerini taşıdığına dikkat çekmişti.
Geçtiğimiz yıllarda Putin’e, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov, Osmanlı tarzında bir “Tuğra” hediye etmişti.
Aralık 2019'da yıllık basın toplantısında Rusya'nın Türkçe konuşan Altay bölgesinden bir muhabir, "Altay Cumhuriyeti'nde bir şehirde, çocuklara Altay dilini tam olarak öğreten sadece tek bir okul var" dedi.
Ve 30 yıl önce kurulan okulun kiralık binada bulunduğunu söyleyerek yeni bina yapımı için Putin'den yardım da istedi.
Putin; “Altay, genel olarak en eski Türk dillerine ait bir dil. Aslında bu, büyük ölçüde diğer tüm Türk dillerinin temelini oluşturmaktadır.
Büyük ölçüde de değil, neredeyse yüzde 100. Bu nedenle, genel olarak, ulusal kültürlerin, geleneklerin, dillerin incelenmesine çok daha fazla ilgi göstermemiz lazım.
Ve okul acınacak bir durumda ise, özellikle ulusal dilde öğreten bir okul, bu elbette kabul edilemez. Bana ‘okulun kurtarılmasına ve yeniden yapılması için yardım edin’ dediniz. Söz veriyorum bunu yapacağız" diye söz vermişti.
Son olarak Rusya hükümet kabinesindeki bazı isimlere göz atalım.
Savunma Bakanı Sergey Şoygu; Tüva kökenli.
Başbakan Yardımcısı Marat Husnullin, ve Dijital Kalkınma, İletişim ve Kitle İletişim Bakanı Maksut Şadayev; Tatar kökenli.
Listeyi daha sıralayabiliriz.
Dolayısıyla lütfen işinizle meşgul olunuz, çünkü Rusya'da Türk halklarıyla hiç bir sorun yok.
Ha bu arada az kalsın unutuyordum; geçtiğimiz günlerde Putin, İkinci Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden kahraman General, Tatar kökenli Minigali Şaymuratov'a da (ölümünden sonra) “Rusya Kahramanı” madalyası verdi.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com