İstanbul
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, Sıfır Atık Hareketi'nin küresel öncüsü, Sıfır Atık Vakfı Onursal Başkanı Emine Erdoğan'ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler (BM) işbirliğiyle düzenlenen forumun çıktılarından oluşan "İstanbul Deklarasyonu"nu yayımladı.
Sıfır Atık Vakfı, İstanbul Deklarasyonu'nu ilk olarak NSosyal'de yayımladı"Sıfır Atık Hareketi: İnsan, Mekan, Dönüşüm" temasıyla, 17-19 Ekim'de yapılan forumda 3 gün boyunca uzmanlar, akademisyenler, politika yapıcılar ve sivil toplum temsilcileri, sürdürülebilir gelecek için ortak bir vizyonu şekillendirmek üzere dünyanın dört bir yanından bir araya geldi.
????Forumun sonunda kabul edilen "Sıfır Atık İstanbul Deklarasyonu", küresel çevre politikalarına yön verecek yeni bir yol haritası olarak tarihe geçti.
Deklarasyon, BM Genel Kurulunun "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi"ni ilerletmek amacıyla "Sıfır Atık Girişimlerinin Teşviki" kararında yer alan ilke ve değerlerle tam uyum içinde hazırlandı.
"Sıfır atık" ilkesi yalnızca bir çevre politikası değil
Katılımcılar, Paris Anlaşması'ndan Basel Sözleşmesi'ne, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nden Habitat 3 kapsamında kabul edilen "Yeni Kentsel Gündem"e kadar uzanan tüm temel uluslararası belgeleri referans alıp, sıfır atık ilkesinin yalnızca bir çevre politikası değil, yaşam biçimi dönüşümü olduğunu ifade etti.
Deklarasyonda, "2030 Gündemi"nin özellikle "12. Amaç-Sorumlu Üretim ve Tüketim" hedefine ulaşmak için ulusal ve yerel düzeyde daha kararlı adımlar atılması gerektiğine dikkat çekildi.
Katılımcılar, kaynakların verimli kullanıldığı, biyolojik çeşitliliğin korunduğu ve çevresel etkilerin minimize edildiği yeni bir üretim-tüketim paradigmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Deklarasyon, BM'nin 2016 yılında Ekvador'un başkenti Quito'ya kabul ettiği "Yeni Kentsel Gündem"in sürdürülebilir şehirler hedefi doğrultusunda, doğal kaynakları koruyan, karbon ayak izini azaltan, döngüsel ekonomiyi merkezine alan yerleşim modellerinin önemini yeniden teyit etti.
Vakıf öncülüğünde yürütülen forumda, şehirlerin sadece atık yönetimiyle değil, aynı zamanda yenilikçi üretim modelleri, sivil toplum işbirlikleri ve özel sektör ortaklıklarıyla dönüşmesi gerektiği aktarılırken katılımcılar, çevresel sürdürülebilirliğin sosyal refahın ayrılmaz bir parçası olduğu görüşünde birleşti.
İstanbul Deklarasyonu'nda, ülkeleri ve kurumları eyleme çağıran "Stratejik ivmenin korunması, kurumsal bilgi birikiminin güçlendirilmesi, iklim eylemleriyle bütünleşme, akıllı şehirler yaklaşımı, uluslararası finansman ve iş birlikleri, kapsayıcı katılım." ilkeleri ön plana çıktı.
Bu taahhütlerin yanı sıra çevresel adaletin güçlendirilmesi, kadınların ve gençlerin dönüşüm süreçlerine aktif katılımı, yeşil teknolojilerin ve döngüsel ekonominin desteklenmesi gibi öncelikli alanlar ında deklarasyonda altı çizildi.
Guterres'in Sıfır Atık Raporu’na doğrudan temel oluşturacak
Açıklamada görüşlerine yer verilen Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş, İstanbul Deklarasyonu'nun yalnızca bir sonuç belgesi değil, aynı zamanda insanın doğayla kurduğu ilişkiyi yeniden tanımlayan bir dönüşüm manifestosu olduğunu belirtti.
Ağırbaş, dünyanın insanın tüketim alışkanlıklarını dönüştürmesiyle nefes alabileceğini belirterek, "İstanbul Deklarasyonu, uluslararası çevre politikalarının geleceğini şekillendirecek bir uzlaşma metnidir. Forumda ortaya konan fikirler, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından 2026 yılında sunulacak Sıfır Atık Raporu’na doğrudan temel oluşturacaktır." ifadelerini kullandı.
Ortak bir irade küresel düzeyde yeniden teyit edildi
Sıfır Atık İstanbul Deklarasyonu 2025, yalnızca bir belge değil dünyanın dört bir yanında yükselen çevresel farkındalığın somut bir ifadesi olarak görülüyor. Katılımcılar, her atığın bir değeri, her bireyin bir sorumluluğu olduğu bilinciyle hareket ederek, ortak bir iradeyi küresel düzeyde yeniden teyit etti.
Deklarasyon, 18 Ekim'de, İstanbul'da kabul edilerek, küresel sıfır atık vizyonunda yeni bir dönüm noktası olarak tarihe geçti.
Vakfın öncülüğünde, Türkiye'nin çevre politikalarındaki liderlik rolünü pekiştiren deklarasyon, sürdürülebilir kalkınmanın kalbinde sıfır atık yaklaşımının yer aldığı yeni bir çağın başlangıcını simgeliyor.
Forumdan çıkan sonuçlar sadece yerel taahhütleri güçlendirmekle kalmayacak aynı zamanda BM Genel Sekreteri Guterres'in 2026'da sunacağı "Sıfır Atık Raporu"na da doğrudan temel teşkil edecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com