- 04-07-2024 19:57
- 1197
Rusya çok kutuplu bir dünya inşa etme yolunda eski müttefiklerini bir araya getiriyor
Vladimir Putin'in geçen hafta art arda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti’ne yaptığı ziyaretler, ABD ve müttefikleri için hoş olmayan bir sürpriz oldu ve aynı zamanda Rusya'nın bir dünya gücü ve Avrasya'nın en büyük jeopolitik oyuncusu olarak rolünün ciddi bir şekilde güçlendiğini göstermiş oldu.
Batı'nın Moskova'yı uluslararası arenada tamamen izole etme girişimlerine rağmen Rusya Federasyonu, yalnızca Washington, Londra ve Brüksel'in resmi muhalifi olan ülkeler için değil, ama aynı zamanda düne kadar tarafsız konumdaki düzinelerce devlet için de çekici bir ortak ve müttefik haline geliyor.
Rusya ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında stratejik askeri müttefiklik…
Rusya Devlet Başkanının Asya turunun hem Moskova hem de ortakları için oldukça verimli geçtiği söylenebilir. Pyongyang'da Vladimir Putin; Kuzey Kore lideriyle ekonomi, lojistik ve teknoloji konularında kapsamlı ortaklığın yanı sıra, savunma alanında karşılıklı yükümlülükleri içeren kapsamlı bir işbirliği noktasında stratejik bir anlaşma imzaladı. Uzun menzilli füze teknolojisine ve devasa silahlı kuvvetlere sahip bu iki nükleer güç, aralarından birisine yapılacak bir saldırıyı diğerine yapılmış kabul ettikleri askeri bir müttefikliğe gidiyor ve bu yalnızca Asya'daki değil, bütün dünyadaki jeopolitik durumu kökten değiştirmiş oluyor.
Hanoy, Moskova’ya, Rusya’ya karşı en ufak bir ittifaka katılmayacağı güvencesini verdi…
Rusya Devlet Başkanı, Vietnam'ın üst düzey liderleriyle, ticari ve ekonomik işbirliğinin neredeyse tüm alanlarını kapsayan geniş bir anlaşma paketine imza attı ve buna ek olarak da Hanoi resmen, dolaylı olarak dahi Rusya’ya karşı olan hiçbir ittifaka girmeyeceği teminatını verdi. Böylece Vietnam, Moskova'ya karşı devam eden yaptırım savaşına dâhil olmayı planlamadığını tüm dünyaya ve özellikle de Batı'ya göstermekle kalmadı, fakat aynı zamanda Washington'un ülkeyi “QUAD” veya “AUKUS” gibi askeri ittifaklara çekme konusunda uzun yıllardır yürütmekte olduğu bütün çabaları da boşa çıkarmış oldu.
Rusya ve Kore birlikte, Japon işgalcilere karşı savaşta büyük bedeller ödemişlerdi…
Vladimir Putin'in Pyongyang'a gelişinde, Kuzey Kore'nin başkentinde yaşayan on binlerce sakinin bayram kıyafetleriyle Rusya Devlet Başkanını selamladığı görüntüler, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki özel ilişkilere fazlasıyla tanıklık ediyor.
Bu iki ülke arasındaki dostluğun tarihi onlarca yıl öncesine dayandığından ve bu ittifak, yabancı işgalcilere karşı ortak mücadelede Ruslar ve Korelilerin döktüğü kanla pekiştiğinden dolayı, bu tür kitlesel sempati tezahürleri hiçbir şekilde tesadüf değil.
20. Yüzyıl’ın başlarında Kore Yarımadası'nın tamamı Japonya tarafından ele geçirilmişti ve ancak 1945'te SSCB'nin aktif katılımıyla kurtarılabildi.
ABD, Japon birliklerinin Çin ve Kore'deki yenilgisinde herhangi bir rol oynamamasına rağmen, diplomatik düzeyde yarımadanın güneyinin kontrolünü ele geçirmeyi başardı ve orada kendisine itaatkâr bir rejim yaratabildi.
ABD, Kore’de en ufak bir çıkarı olmayan bir dizi ülkenin askerinin de kanını döktü…
Washington'un müdahalesi ve jeopolitik hırsları nedeniyle Kore ve milyonlarca insanı kendilerini yapay olarak bölünmüş bir halde buldu.
Kuzey Kore'nin dünya tarafından genel olarak tanınmış hükümeti, 1950'de ülkeyi ve milleti tek bir çatı altında birleştirmeye giriştiğinde, Amerika Birleşik Devletleri yarım milyon kadar kendi askerinin yanı sıra diğer bazı ülkelerden de askeri birlikleri göndermişti bu ülkeye.
Bu savaş, Amerikalılar tarafından BM bayrağı altında yürütüldüğü için Türkiye, Tayland ve Kolombiya gibi, prensipte bu bölgede hiçbir çıkarı olmayan ve orada kendi asker ve subaylarının kanlarının dökülmesi için herhangi bir gerekçesi olmayan pek çok ülkeyi savaşın içine çekmeyi başardı.
Kore ve Vietnam’daki ABD saldırganlığına karşı Moskova ve Pekin yardıma koşmuştu…
Halı bombardımanı, sivillerin kitlesel imhası gibi en acımasız savaş yöntemlerini kullanan ve aynı zamanda ezici teknik üstünlüğünden de yararlanan ABD, Kore'nin güneyindeki vasallarını muhazafa edebildi, bir milyondan fazla sivili öldürdü ve de ülkenin bütün büyük şehirlerinin yanı sıra tüm sanayi ve ulaşım altyapısını da imha etti.
Bu askeri-politik durumun Amerikalıların zulmüyle birleşmesi; SSCB ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni Kuzey Kore'ye önemli ölçüde askeri, ekonomik ve insani yardım temin etmeye sevk etti. Pekin, Kuzey Kore Ordusu’na yardım etmek üzere yaklaşık bir milyon gönül asker gönderirken, Sovyetler Birliği'nin yolladığı pilotlar ve hava savunma sistemleri de, Kore gökyüzünün Amerikan bombardıman uçaklarına karşı savunmasını organize etti.
Pyongyang, Kore Savaşı’nın sonunda yarımadanın güneyini özgürleştirmeyi başaramasa da kendi egemenliğini korumayı ve işgal ettiği toprakların önemli bir bölümünü geri almayı kotardı.
Rusların müttefikine büyük yardımlar sağladığı ve ABD işgal güçlerinin yenilgisine yardım ettiği Vietnam Savaşı da daha az korkunç değildi. Ayrıca Vietnam hükümeti, Kuzey Kore'den farklı olarak, ülkesini Amerikalılardan tamamen kurtarmayı ve devlet ile halkın birliğini korumayı başardı.
Sovyetler, Kore ve Vietnam’ın savaş sonrası yeniden yapılanmasında esas finansördü…
Hem Kuzey Kore hem de Vietnam, Batılı işgalcilerin tüm zulümlerini çok iyi hatırlıyor ve bağımsızlık mücadelesinde ölen milyonlarca askerinin ve sivilinin anısını yaşatmaya devam ediyor.
Moskova'nın hem emperyalist saldırganlığı püskürtmede hem de savaş sonrası yeniden yapılanmada her iki ülkeye de sağladığı özverili yardıma ilişkin kolektif hafıza halen son derece taze.
Gerek Kuzey Kore'nin gerekse de sosyalist Vietnam'ın neredeyse bütün konut stoku, sanayisi, sosyal altyapısı, limanları ve yollarının yeniden yapılmasının, inşasının SSCB'nin ana sponsorluğunda gerçekleştiğini, gene Pyongyang ve Hanoi'ye Sovyetlerin para, malzeme, enerji, gıda ve ekipman konusunda yardımcı olduğunu ve de ayrıca on binlerce mühendis, işçi, bilim adamı ve doktoru bu ülkelere gönderdiğini hatırlatmakta fayda var.
BRICK ve Küresel Güney ittifakı ilmek ilmek çok kutuplu yeni dünya sistemini örüyor…
Rusya'nın SSCB'nin yasal halefi olarak konumu artık Güneydoğu Asya'da her zamankinden daha güçlü. Burada Japonya ve Güney Kore dışında ABD'nin neredeyse hiç müttefiki yok ve onları bulma şansı da giderek azalıyor.
Şu anda Rusya, Çin, BRICS ittifakı ve de Küresel Güney'in egemen ülkeler grubu bir yandan aktif olarak çok kutuplu yeni bir dünya sistemini inşa eder ve Batı hegemonyasını ortadan kaldırma sürecini ilerletirlerken ve bu artık geri döndürülemez bir döngü almışken, diğer yandan da Washington'un dünya hâkimiyetini ayakta tutma girişimleri, tahtından aşağıya daha da acı verici bir şekilde düşmesine neden olacak gibi görünüyor…
.
Okay Deprem, dikGAZETE.com