- 04-09-2021 20:13
- 1175
Sivas Kongresi istihbarat savaşları ile Meclis-i Mebusan’a uzanan mücadelede Türk ulusunun tarih yazması
Mustafa Kemal Paşa tarafından Temsil Kurulu adına yayın yapmak için kurdurulan ilk Millî Mücadele gazetesi olan İrade-i Milliye, 14 Eylül 1919 yılında Sivas Kongresi'nde alınan kararla çıkarılacak ve Devlet-i Osmaniye ile Heyet-i Umumiye arasındaki istihbarat savaşında en önemli unsur haline gelecekti.
Tüm bunların yanı sıra, Sivas Lisesi’nin çalışkan öğrencilerinden biri olarak bilinen yirmi iki yaşındaki Demircizade Selahattin’e kurdurulan İrade-i Milliye, milli mücadele yıllarında Türk halkını örgütlemek, kamuoyu oluşturmak, Türk ve dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacını da üstlenmişti.
Gazetesini ilk sayıda, yayın hayatından 10 gün önce toplanan Sivas Kongresi'nde Mustafa Kemal’in kongreyi açış nutku ile Padişah'a, Sadrazam'a ve İtilaf Devletlerine çekilen ariza ve muhtıralara yer verilse de, sonraki sayılar pek çok gizli belgeyi ihtiva edecekti.
Sivas’ta toplanan delegelerin yalnızca bir fikir kulübü gibi hareket etmediği, heyet tarafından Ali Fuat Paşa'nın Garbî Anadolu Umum Kuvâ-yi Milliye kumandanlığına tayin etmesiyle anlaşılacaktı.
Kongre çalışmalarını sürdürürken Devlet-i Osmaniye boş durmuyor, Damat Ferit Paşa hükümeti, Mustafa Kemal’i engelleyebilmek için elinden geleni yapıyordu.
Elazığ Valisi Ali Galip’i Sivas’a gönderen Damat Ferit, bölgesinden topladığı kuvvetlerle Sivas’a yürümüşse de, bu sorun Mustafa Kemal’in kıvrak zekası ile güç kullanmadan çözülecekti. Zira Damat Ferit ile Ali Galip arasındaki yazışmaları ele geçiren Gazi Paşa, bu yazışmaları hem Kongre ile paylaşacak hem de sonrasında İrade-i Milliye aracılığıyla tüm yurda duyuracaktı.
Bu mahiyetiyle arka planında tam bir istihbarat savaşına sahne olan Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in bu savaştan galip çıkmasıyla tamamlanabilecekti. Ve bu savaş, henüz kongre toplanmadan başlamıştı.
Kongre'den önce Mustafa Kemal, Sivas Valisi Reşid’den izin istemiş, ancak Reşid Bey, Mustafa Kemal’in Sivas’a gelmesi durumunda kentin işgal edileceği konusunda istihbaratı olduğunu belirtmişti.
Mustafa Kemal, Reşid Bey'i ikna ederek, aralarındaki telgraflaşmaların ardından 2 Eylül 1919’da Sivas’a ayak basacaktı.
Ancak Vali Reşid Bey'in milli mücadelenin en önemli adımlarından olan Sivas Kongresi'nin toplanması için attığı bu adım, Devleti Osmaniye'nin hiç hoşuna gitmeyecek, Reşid Bey derhal görevden alınacaktı.
Sivas Vilayeti Müftüsü Abdurrauf, Belediye Reisi Abdullah Beyler ve ulemadan, tüccardan önemli isimler, Devlet-i Osmaniye’ye telgraf çekerek Reşid Bey'in görevden alınmasına tepki göstereceklerdi.
Yine Başmüdür Vekili Tevfik, kongrenin 6. gününde Devlet-i Osmaniye’ye çektiği telgrafta “muhabereye müsaade olunmayacağı” yönünde garanti verse de, Heyet-i Umumiye’nin haberleşmesine engel olamadığı gibi, bu yazışmaların Mustafa Kemal’in eline geçmesini de engelleyemeyecekti.
Kongre, 11 Eylül 1919'da sonuç bildirgesinin yayımlanmasıyla kapandı ancak Mustafa Kemal, Damat Ferit’in Elazığ Valisi Ali Galip’in himayesine 200 Kürt alarak Kongreyi basması yönünde gönderdiği emirleri İrade-i Milliye’ye göndermişti.
Mustafa Kemal’in kongre için toplanmasına izin veren ve bu nedenle görevden alınan Sivas’ın muhreç valisi Reşid Bey'in, Dahiliye Nazırı Adil Bey'e atfen yazdığı yazısında şu ifadeler yer bulacaktı:
“Şahsınız ve Vali Galip Bey arasında karşılıklı gönderilen telgraflar kongre heyetince elde edilmekle beraber aynen vilayet makamına gönderildi. Verdiğiniz emir, Galip Bey'in deruhte ettiği vazife doğrusu şaşırmama neden oldu. Bir taraftan bendenizin görevden alınmasının aslı olmadığını tebliğ ediyor, diğer taraftan da Müslümanları birbirine kırdırmak için cinayet tertibinde bulunuyorsunuz.”
Mustafa Kemal, Reşid Bey’i de kongreye dahil ediyor ve Dahiliye Nazırı Adil Bey’e gönderdiği telgrafı gazeteden yayımlatarak istihbarat savaşlarının altın vuruşunu yapıyordu:
"Milleti padişahına ma'rûzâtta bulunmaktan menediyorsunuz. Alçaklar, cânîler, hainler! Düşmanlarla millet aleyhinde tertibat-ı hainânede bulunuyorsunuz.
Milletin kudret ve iradesini takdirden âciz olduğunuza şüphe etmiyorum. Fakat vatan ve millete karşı hainâne ve mezbuhâne harekette bulunacağınıza inanmak istemiyordum. Aklınızı başınıza toplayın!..
Galip Bey ve hempâları gibi bülehânın ahmakça olan mevhûm vaadlerine kapılarak ve Mr. Novil gibi milletimiz ve vatanımız için muzır olan ecnebilere vicdanınızı satarak irtikâp ettiğiniz denaetlerin milletçe tatbik olunacak mes'uliyetini nazar-ı dikkatte tutunuz!
Güvendiğiniz eşhas ile merkumun âkibetini öğrendiğiniz zaman kendi âkibetinizle mukayeseyi de unutmayınız."
1922 sonuna kadar çıkmaya devam eden İrade-i Milliye gazetesi, şahsi kavgaların sözcüsü olmaya başladığında gözden düşecek, Ankara’da çıkan Hakimiyet-i Milliye gazetesi aracılığıyla tüm yurtta kurtuluş, örgütlenmeye devam edecekti.
Ancak şu bir gerçek ki, Sivas Kongresi'ndeki stratejik hamleler ve istihbarat savaşları ile Damat Ferit hükümetinin düşürülmesine neden olunacaktı.
Yeni seçimlere gidilerek "Misak-ı Millî" kararının alınması sağlanacak ve böylelikle Meclis-i Mebusan açılacak -23 Nisan 1920- Cumhuriyet tarihinin en önemli adımlarından biri atılacaktı…
Bir lider biliyor, bir halk inanıyor ve İrade-i Milliye gazetesi, tüm yurttaşlara şu cümleyle sesleniyordu:
"Bir millet, icraatına tahammül etmiş olduğu bir hükümetin mes'üliyetine iştirak etmiş demektir!”
YA İSTİKLÂL! YA ÖLÜM!..
.
Dr. Erdem Ulaş, dikGAZETE.com