- 25-04-2023 07:02
- 1979
TÜRKİYE YÜZYILI’NA AÇILAN KAPI 2023 SEÇİMLERİ
Veya
En Önemli Seçim Hangisi -5-
Beş yazıdır sürdürdüğüm “En önemli seçim” mevzusunun sonuna geldik.
Özet olarak şunu anlatmaya çalıştım:
1950’den itibaren yapılan tüm seçimlerin, aslında 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçim için birer ‘hazırlık seçimleri’ olduğunu anlatmaya çalıştım.
Ve…
Galip çıktığımız her seçimden sonra, kazandığımız tüm haklarımızı çıplak ellerimizle söke söke aldık.
NASIL?
1950’ye kadar devletle didişmeden, pasif direniş göstererek bu millet sabretti.
Zaten;
Sabretmekten başka ne yapabilirdi ki?
Bu milletin öz evlatları, vatanımızı korumak için cephelerde savaşmış, şehit düşmüş, gazi olmuş…
Ama…
Döndüğünde bir de ne görsün!
Uğruna savaştığı tüm manevi değerler, ayaklar altına alınırken eğitimden, yargıya kadar her şey ama her şey yani düşmanın tüm değerleri, ülkeye sokulmuş, bu millete zorla kabul ettirilmeye çalışıldığını görmüştür.
EZAN VE AYASOFYA…
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi…
“Bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.” İfadesindeki manaya ters olacak bir şekilde ezan Türkçe’ye, Fethin sembolü olan Ayasofya’mız da müzeye çevrilmişti.
PASİF DİRENİŞ!..
Halk…
Bütün bunları görüyor ama yutkunmaktan başka yapacak bir şey elinden gelmiyordu.
Nasıl gelsin ki;
Sermayenin önemli bir kısmı, savaş kaçkını ve azınlıkların eline geçmiş.
Üniversiteler masonların…
Medya da aynı şekilde kahir ekseriyeti ile farmasonların eline geçmişti.
Milletvekilleri ise…
Tek parti döneminde halkın sesi değil.. CHP’nin sesi olduklarını söylemeye gerek yok.
Yani milletimiz…
Tüm dinamiklerden mahrum kaldığı için bu döneme “yevmel beter” deyip, Allah’ın takdir ettiği gün gelene kadar pasif direnişe geçmişti.
1950-1973 SEÇİMLERİ…
Nihayet o gün geldi.
1950’de milletimiz, CHP’ye rakip partinin kim olduğuna bakmayıp “evet” mührünü CHP’nin karşısında duran en büyük partiye bastı.
1973’te ise; “biz ölmedik, buradayız!” demenin seçimidir.
Büyük eşik aşılmış 1983-1994-1995 zaferleri arka arkaya gelmişti.
TARİHİ GÖREVİMİZE DÖNÜŞ
2002 seçimi ise…
Tarihi misyonumuzu tekrar yüklenme…
Ve dünya devletleri içinde şerefli yerimizi alma görevinin, Milletimiz tarafından AK Parti lideri Erdoğan’a verilme seçimidir.
ANCAK… BU İŞ O KADAR KOLAY DEĞİL!..
Görev verildi ama içeride o kadar çok takoz var ki…
Cumhurbaşkanımız…
Milletimizin lehine yapmaya çalıştığı her hayırlı işte, birilerinin engel olmaya çalıştığını hayretle gördü.
Nihayet…
Dayanamayıp “Kes lan!” ve arkasından “one minute!” demek zorunda kaldı.
AZİMET… TEVEKKÜL... ZAFER…
Herkes;
“Eyvah! Şimdi ne olacak?”
“İçeride ‘asker’ dışarıda Yahudiler şimdi bize kim bilir neler yapar...” diye endişe ederken..
Allah’ın cc azmedip, tevekkül edenlerin yollarını açacağını ve zafer nasip edeceğini unutuyorlardı.
BÜYÜK KAVGA BAŞLIYOR!...
MİT’in başına H. Fidan’ın atanmasıyla hareketlenme başlıyor…
Ve…
IMF borcunun kapatıldığı ay (Mayıs 2013) Gezi Olayları başladı.
Arkasından;
- Kobani olayları (6-8 Ekim 2014)
- MİT TIR’larının jandarma tarafından durdurularak aranması (Ocak 2015)
- Hendek Olayları (Ağustos 2015)
Ve daha sayamadığım bir sürü olay arka arkaya gelmeye başladı.
Kavga büyüktü!..
Ama liderimizin verdiği mücadele de BÜYÜKTÜ…
Teker teker haklarından gelmeye başladı.
Baktılar ki;
İçerideki adamlarından netice alamıyorlar!.. Direkt müdahaleden başka bir yol kalmadığını gördüler.
15 TEMMUZ “YURTTA SULH” ASKERİ DARBESİ MİLLETİN DUVARINA TOSLUYOR!..
Askeri darbeye kalkıştılar ama bu milletin 100 yıldır hasret kaldığı özgürlüğü bir daha asla bırakmayacağını hesap edemediler.
Yine…
Başta Allah’ın cc yardımı…
Ve Cumhurbaşkanımızın cesaret ve feraseti ile ülkemizi Amerika’ya peşkeş çekmek isteyen hainlerin önüne dikilerek aynen yüz yıl önce müstevlilere “Çanakkale geçilmez!” dediğimiz gibi…
Bu sefer hainlere, millet olarak “Bu ülke Amerika’ya peşkeş çekilemez” dedik.
Kısa sürede darbeci hainler ‘pes’ etmek zorunda kaldı. Kaçanlar kaçtı, kalanlar kısa sürede derdest edildi.
TÜRKİYE UÇUŞA GEÇİYOR!..
Ülkenin elini kolunu bağlayanlar derdest edilince, ülkemiz tabir caizse uçuşa geçti.
Hâlbuki;
Yukarıda saydığım olayların tek bir tanesi başka bir ülkede olsa…
O ülke iflah olmaz bir şekilde yere serilir, bir daha belini doğrultamazdı.
Biz ise şükürler olsun, sarsıldık ama yıkılmadık.
Resmen “7 düvele” karşı koymuş ve kazanmıştık.
Bundan sonra;
Ülkeyi uçuracak projeler arka arkaya gelmeye başladı.
Silah savunma sanayimiz rekorlar kırarken, sağlıktan, uydu teknolojisine…
Finanstan, ülkenin altyapısına kadar (Havalimanları… Otoyollar... Tüneller, köprüler vs.) bizi ileri ülkelerin seviyesinin üstüne çıkaracak yatırımlar peş peşe geldi.
FİNAL; AYASOFYA AÇILIYOR!..
Bu kadar şeyden sonra herkesin heyecanla beklediği müjde!.. Nihayet, Cumhurbaşkanımız tarafından verildi.
Ayasofya açılıyordu.
O gün Cuma’yı kılmak için Ayasofya’ya gitmek istediğimizde, kendimize, ancak Beyazıt’ta yer bulabildik.
Çünkü mevzu;
O gün sadece Ayasofya’nın açılışı değildi…
O gün aslında;
Ayasofya’nın bağrında bağımsızlığımızın kutlanma seremonisi idi… Ve halkımız bu heyecanı yaşamak için o gün oradaydı.
2023 SEÇİMİ; TÜRKİYE YÜZYILI...
Şimdi sıra aziz milletimizde…
14 Mayıs’ta önümüze gelecek sandıkta…
Ya 1950’den beri çay kaşığı ile hasret ve sabırla kazıyarak kazandığımız haklardan ve yatırımlardan vaz geçecek…
Veya;
Türk Cumhuriyetlerinin…
İslam dünyasının…
Ve…
Tüm dünya mazlumlarının heyecanla beklediği Türkiye Yüzyılı’nın başladığına dair müjdeyi vereceğiz.
Karar aziz milletimizindir.