- 13-03-2021 09:47
- 816
İnsanın bir günü olur ki duyguları şu cümlelerde saklanır:
- Kötü insan yoktur, doğru rehber bulamamış insan vardır, derdim hep.
Yanılmış, evimin çiçekli bahçesinde büyümüşüm.
Meğer, bazı insanlar, kötülüğü bile bile tercih ediyor, onlar konuştukça kendi dilini ısırasın geliyormuş.
Ruhunu nerede kirlettin değil, kalbinizi hatırlayın diyormuşsun.
Acı çekmemek için ise hep bir mesafe bırakmak gerekiyormuş.
Çocuksu, içten sarılmalarımız bu dünya için çok masummuş.
Geç mi öğrendim bilmiyorum.
İnsanları kuş gibi tutmam gerekiyormuş.
Oysa ben tutmaktan öte tutunmak istiyordum…
Derin cümleler kurmak istiyordum hatta; sevgi, umut cümleleri.
Çok zaman olmadı onları kaybedeli.
Duygun sağaldıysa kendine dön, evine dön, haydi.
Duyguları bir süre rafa kaldırma vakti ama yok, olmuyor.
Duygu, düşünceleri aşıyor..
“Yazmasam deli olacaktım” diyor ya Abasıyanık.
Yazdım, da ne oldu?
(..diye devam eder.)
Ne mi oldu?
…bizi güzelliğiyle hayrete düşüren her güzel şey, “yazmasam deli olacaktım” eşiğini aşarak günümüze ulaşmış değil midir?
Bu nahoş duygunun, naçizane gönül ferahlatacak kısmı bu işte. Herkeste farklı tezahür eder ama mukakkak;
Yanmak, eritir zannederken zamanla buz kestiğini hissettirir insana..
Tepkisiz kalır, olgunlaşırsın.
Yanmak büyümektir esasında..
Yaşanan her anda bir sebep gizli.
Vakti bekleyip, parçaları birleştirince, çekilen zahmetten rahmet ışıldar.
Yaşa da gör.
“Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi ‘Mevlâ görelim neyler/Neylerse güzel eyler’ de, pencerelerden seyret, içlerine girme.”
.
Betül Özey, dikGAZETE.com
-Psikolog-Sosyolog-