Yapılan araştırmalara göre; Türkiye’de olabilecek bir depremde yıkılma riski taşıyan bina oranı yüzde 60’mış!..
Deprem olmadan da çöken bir apartmanı görünce, yüzde 60 yıkılma oranına karşı, ölüm oranı neredeyse yüzde 99’larda olacak gibi!..
İstanbul, Kartal’da çöken apartmana yardımın geç gelmesi ve sadece bir apartmanın arama kurtarma çalışmasının 3 gün sürmesi; depreme hazırlıksız olduğumuzu bir defa daha ortaya koydu!
Gerçi 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde, İsrail arama kurtarma ekibi, deprem bölgesine gelmesine rağmen, bu ülkenin başbakanı Ankara’dan Sakarya’ya gidememişti!..
Yeşilyurt Apartmanı, 99’dan günümüze çok bir gelişme olmadığını gözler önüne serdi.
Benzeri bir durum, 2 Şubat 2004’te Konya Selçuklu’da 11 katlı Zümrüt Apartmanı’nın çökmesiyle yaşanmıştı. 92 kişinin can verdiği, 30 kişinin de yaralı olarak kurtarıldığı bu bina, yapıldıktan 6 yıl sonra kendi kendine çökmüştü!..
Zümrüt Apartmanı’nda kaçak kat filan yoktu, fakat malzemeden çalma ve mevzuata uygun yapılmaması söz konusuydu.
Kartal’da ise, 21 kişiyi hayattan koparan 8 katlı binanın 3 katı kaçaktı!..
Dıştan bir müdahale olmadan benzer şekilde çöken binalar da var fakat Zümrüt ve Yeşilyurt apartmanlarında hayata veda eden sayısı çok olduğu için bu iki örneği verdik.
(Van’da 2011 yılında çöken ve 24 kişinin can verdiği Bayram Oteli’ni bu kategoriye almıyoruz. Çünkü o birinci depremde hasar görmüş, ikinci depremde yıkılmıştı.)
Türkiye’nin her yerinde, çökmeye namzet binlerce bina olduğunu söylemek abartı olmaz!..
“Namzet” binalardan daha çok, göstere göstere ölüme davetiye çıkaran ve mevzuata uymayan yapılarla, kaçak katlara göz yumulması kahrediyor insanı!..
Bunların yaşanmasının sebebi; apartmanı kendisi yaptırmışsa pinti mülk sahibi; müteahhide yaptırmışsa, malzemeden çalan hırsız müteahhitler ve hangi partiden olursa olsun rüşvetçi belediyelerdir!..
Herhangi bir ilimizde, binanızın önüne tuğla getirin; anında komşular ihbar eder ve belediye eleman gönderir ve ‘kaçak kat çıkacaksınız’ diye de cezai müeyyide uygularlar.
Sizin amacınız mutfağı veya bir odayı bölmek bile olsa, ‘kaçak kat atıyor’dan kurtulamazsınız!..
Bir başkası, birini ya da parayı bulur, belediyeye gidip; evinin üstüne bir kat yapacağını söyler. Belediyeden verilen cevap genelde şöyledir: “Kaçak kat yasak fakat biz görmeyiz; yaptıktan sonra ceza uygularız!..”
Bunun yanında, imar affı piyangosu vurabileceği de ümitlendirir kaçak katçıları!..
Daireyi satmış, kiraya vermiş, o ölmüş, bu yaralanmış derdinde de, korkusunda da değildir bu çarkın içindekiler!..
Çünkü çöken bina cezaları, bir nevi trafik cezası gibi!..
Çok az yatarsın ya da hiç yatmazsın…
Örnek; 2004 yılında çöken Zümrüt Apartmanı davası 26 Aralık 2017 tarihinde karara bağlanmış; müteahhit 5, taşeron 4, proje ve belediye görevlileri de 2’şer yıl ceza almışlardır.
Belediye görevlilerinin cezaları tecil edilmiş, diğerleri de paçayı yırtmışlardır!..
Kartal’da çöken binanın sorumluları da aynı şekilde bu işten sıyrılacaklardır!
Daha başlangıçta gözaltına alınan 4 kişiden ikisinin serbest bırakılması bunun işaretidir!..
Neticede ölenin öldüğü kalır!..
Kalıyor da!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @alimevlutkaya , @dikgazete