Demirtaş sızlandı: Düşüncemizi açıkladık diye hain ilan ettiler!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündemdeki konulara ilişkin Diyarbakır’da basın toplantısı düzenledi. Partisinin il binasındaki toplantıda konuşan Demirtaş, Türkiye’de aydın ve siyasetçiler adı altında çok fazla cahilin olmasının büyük bir talihsizlik olduğunu ve dünyanın bütün cahil aydınlarının Türkiye’de toplandığını savundu. Türkiye’de diktatörlüğü alkışlayanların olduğunu anlatan Demirtaş, “Köklü bir demokrasi önerisine bölücü diyebiliyorlar. Kendine hukuk kurumu, baro diyen bazı kurumlar var ki utanç vesikası yayınladılar. Burada baro başkanı öldürüldü, sesleri çıkarılmadı. Roboski katliamı yaşandı gıkları çıkmadı. Rejim değişmiştir dediklerinde bu barocular ses çıkarmadı. Şimdi demokratik ve birlikte yaşam beyannamesine karşı ırkçı reflekslerle bildiri yayınlıyorlar. Bunun adına ilericilik diyorlar. Talihsizlik işte dünyanın her yerinde cahil aydınlar var ama oran olarak bizim ülkemizdeki kadar yok. Türkiye halkının ezilen ve emekçinin en büyük talihsizliği budur. Aydın namına arasanız mumla bulabileceğiniz sayıda bu ülkede aydın vardır. Ezilenin yanında olan o kadar az aydın ve gazeteci var ki siyasetçiyi geçtik artık. Biz her şeye rağmen demokrasinin ve özgürlükçülerin yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.

Geçen hafta DTK tarafından açıklanan özerklik deklarasyonuyla ilgili haklarında soruşturma açılmasına tepki gösteren Demirtaş, “Düşünün ki düşüncemizi açıkladık, ülkemizde birlikte yaşamı işaret ettik diye hain, dokunulmazlıklar ve parti kapatmalarına kadar gittiler. Madem bu kadar vatanseversiniz ülkeyi seviyorsunuz ülkeyi soyanlarla neden bu kadar hızlı harekete geçmediniz. Başsavcılar ve hukukçular daha konuşmamızın tamamı kamuoyuna yansımadan sıcağı sıcağına soruşturma açanlar, madem bu kadar vatanseversiniz ülkeyi parsel parsel satanlarla ilgili neden gıkınız çıkmadı?” diye konuştu.

“HDP’nin katkısı ve desteği alınmadan tabanının desteğini de almadan toplumsal bir uzlaşma sağlanamaz. Bir dayatmadan başka bir şey değildir. Anayasa görüşmesine ve tartışmasına gelenler son derece ciddiyetsiz bir yaklaşımla bahane arayarak yok çay demişler devasa bir sorunu görüşmeye ve konuşmaya imtina edebiliyorlar. Asıl ciddiyetsizlik odur. Biz kara kaşımız ve gözümüz için bir araya oturup yüzümüze bakmayacağız. Sorunları çözmekle mükellef siyasetçileriz. Bu görevden de biz kaçmıyoruz. Kaçanları görüyorsunuz bunlar nereye kadar kaçacak göreceğiz. 

Bu görüşmenin ve diyaloğun mutlaka olması gerektiğini ve diyaloğa her daim açık olarak sürdürüyoruz. Bizimle ilgili bu özerklik meselesini anlamak isteyen herkesle tartışmaya açığız. Başbakan, muhalefet liderleri ve gazetecilerle aydınlar tartışmak istiyorsa canlı yayın dahi olmak üzere savunamayacağımız bir yer yoktur.

 Bizi suçlayanları bununla tartışmaya davet ediyorum. Gelin bir masanın etrafına oturalım biz anlatalım siz eleştirin biz anlayalım siz tartışın hep beraber bu Türkiye’deki bu kaotik durumu hep birlikte düze çıkarmak için çaba sarf edelim. Biraz elinizi vicdanınıza koyun. Masaya oturmayı ve diyalog kurmayı görev kabul edin sonrası kolaydır. Konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur.”